Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@kypgalaksiii

10 yıl önce

Arthur

Henüz 10 yaşındaydım. Annem gecenin bir vakti uyandırdı beni. Yüzü korku ve endişe kaplıydı. Beni kaldırdı ve ellerimden tutup sesszice kimseye görünmeden bahçeye çıktık. Elime bir çanta tutuşturdu. Arka bahçdeki büyük duvarın önüne geldik.Duvarın köşesinde sadece küçük bir çocuğun geçebileceği bir delik vardı. Önümde çömelerek kendini benimle aynı boya getirdi ve konuşmaya başladı.
"Seni çok seviyorum, lütfen hiçbir zaman aksini düşünme.Ve senden çok özür dilerim oğlum. Onlar kadar güçlü değilim. Birazdan kraliçenin adamları seni öldürmek için odana girecekler ve ben seni onlardan koruyamam, özür dilerim. Elimden gelen tek şey seni bu hayattan kaçırmak. Kaç kurtar kendini Edward. Bu delikten geçip orman boyunca dümdüz koş. Ormanın sonu bir kasabaya çıkıyor. Sabaha karşı orda olursun. Beni unut, burayı unut, kim olduğunu unut. Sen bundan sonra prens Edward değilsin, köylü Arthursun. Birdaha sakın bu saraya dönme. Çantanda bir mektup var. Gideceğin kasabada Emma diye biri var kendisi öğretmen ve eski bir arkadaşım. Onu bul ve bu mektubu ona ver. O gerekeni yapacaktır.


Muhafızların ayak sesleri ve konuşmaları duyulmaya başladı. Meşalelerinin ışıkları görülüyordu. Buraya doğru geliyorlardı. Annem beni zorla delikten geçirdi. ve "koş" dedi. "Koş ve sakın durma, arkana bakma."
dediğini yapıp koşmaya başladım fakat annemi bağırma sesleriyle kendime engel olamayıp durdum.

"Bırakın beni! Ben ileride kral olacak olan prens Edwardın annesiyim. Bu yaptıklarınıza sizi pişman edecek."

"Senin oğlun hiçbir zaman kral olmayacak. İleride kral, kraliçe Suzanın oğulları Morgan yada Drake olacak. Sen hayatın boyunca zindanlarda çürüyeceksin. Edward ise bulunup öldürülecek."

Kouşmalara daha fazla dayanamadım ve koşmaya devam ettim. Ve koşarken kendime bir yemin ettim. Bir gün bu saraya geri dönecektim. Tahta oturup kral olacaktım. Annemi zindandan çıakrtıp ona hakettiği gibi güzel bir hayat sunacaktım. Kraliçe Suzanın beni öldürmeye çalıştığı gibi bende onu ve onun çocuklarını öldürecektim."

Sabaha karşı sonunda kasabaya varmıştım. Hayatımda ilk defa saray dışında bir yere geliyordum. Ne yapacağımı bilemeyerek etrafa bakınıyordum. O sırada benim yaşlarımda bir kız çocuğu geldi yanıma.

"Seni burda ilk defa görüyorum. Adın ney? Kayıp mı oldun? "

"Adım Ed... Hayır değil. Eeee.. Adım Arthur."

"Tanıştığıma memnun oldum Arthur. Benim adım da Lenora. Hadi gel seni ailenin yanıan götüreyim.

Ona Emmanın adını verdim beni ona götürdü. Annemin mektubunu ona verdim. Mektubu ağlayarak okudu ve bana sarıldı. O günden sonra yıllarca onunla yaşadım ve beni kendi evladı gibi büyütüp sevdi. Onun hakkını hiçbir zaman ödeyemezdim. Ve evleri Lenoranın evinin yanındaydı. Onunla komşu olmuştuk. Ve 10 yıl boyunca nerdeyse her günüm Lenorayla geçmişti. Benim en yakın arkadaşım ve kardeşim olmuştu.

Arkadaşlığımızın üçüncü yılında dayanamadım ve ona aslında kim olduğumu anlattım. Ona güvenebileceğimi biliyordum. O gün o da benim gibi intikam yemini etti ve planımız için çalışmalara başladık. 7 yıl boyunca bu plana kendimizi adadık. Yakında ben kral olacaktım o ise kraliçe.

GÜNÜMÜZ
LENORA

"Kazandık Lenora! Başardık!"
diyerek bana doğru koşuyordu Arthur. Bende ona doğru heyecanla koştum ve sarıldık.

"Yapabileceğini biliyordum. Bundan sonra önümüzde hiç bir engel kalmadı. Ayrıca henüz kazanmış sayılmayız, daha yeni başlıyoruz..."
dedim ve Arthur' un elini tutup saraya baktım.

Yarın Arthur sarayda kraliyet ailesinin özel muhafızı olarak işe başlıyordu. Ben ise saray büyücüsü olarak.

Dövüşmekte ve savaşmakta hep iyiydi. Zamanla çok çalıştı ve kendini en iyisi yaptı.
Bende ise 100 kişiden birinde olan nadir bir yetenek vardı. Bir büyücüydüm. Bu ülkede büyücülere değer verilridi. Yıllarca çok yeteneklerim üzerine çalıştım ve kendimi geliştirdim . İkimizin ünüde tüm kasabalara ve saraya kadar yayılmıştı . Kendimiz gidip iş teklifinde bulunmamıştık. Birzat ayağımıza gelip bize çalışma teklfifi sunmuşlardı.

Ve sonunda planımızın ilk adımı gerçekleşmişti. Saraya sızmayı başarmıştık. Özellikle benim sarayda çok önemli bir görevim vardı. Bir saray büyücüsü olmuştum. Görevim kraliyet ailesinden birinin rahatsızlanması üzerine onları iyileştirmekti. Birnevi şifacıydım. Aynı zamanda prens Drake e özel büyücülük tarihi dersi verecektim.

Planımızın asıl kilit noktası buydu. Kaleyi yavaş yavaş içten fethedecektik. Ve bunu kendimi prens Drake e aşık ederek yapacaktım. Bir veliahtın iplerini eline alacaktım ve onun aklını yönetecektim.

Ve o gün geldi Arthurla beraber saraya gitmek üzere eşyalarımızı toplayıp hazırlanıyorduk.
"Acaba prens Drake nasıl biri?"
diye sordum.

"Bilmiyorum. Drake i en son gördüğümde 8 yaşındaki bir çocuktu. Onunla oyunlar oynardım. Ama annesi çok güçlü bir kadındı. Eminim o da büyüdükçe annesi ve abisi gibi güçlü ve zeki biri olmuştur."
dedi.

"Umarım çok zeki biri değildir ve beni sevip bana güvenebilir.Hadi gel de kahvaltını et. Yeni işinde güce ihtiyacın olucak. Ayrıca bugün bu evde ve bu köyde son günümüz. Çok mutluyum. Bugün hayatımdaki en güzel ikinci gün."
dedim.

Arthur kalkıp masaya oturdu ve
"Birincisi hangi gün dü?"
diye sordu.

"Senin kral olduğun gün hayatım en güzel günü olacak."
dedim.

Kahvaltımızı ettikten sonra çantalarımızı aldık ve evden çıktık. Atlı arabaya binip sarayın yolunu tuttuk.
Yaklaşık yarım saat sonra sonunda varmıştık. Sarayın duvarının dibinde durduk ve çantalarımızı yere bıraktık.
"Az kalsın unutuyordum. Biraz çömel ve arkanı dön."
dedim.

"Aaaa, doğru. Nasıl unuttuk, birazdan kontrolden geçicez. Az daha tüm planımızı suya düşecekti."
dedi ve eğilip sırtını açtı.

Elimi Arthur un sırtındaki, ay şeklindeki doğum lekesinin üzerine koydum. Bu sadece kraliyet soyundan olanlarda olan bir işaretti. Damarlarında soylu kan akan herkesin sırtında hilal ay şeklinde bir doğum lekesi olurdu. Ve ayrıca büyücü soyundan gelen herkesin omuzunda da yıldız şeklinde bir doğum lekesi olurdu.

Bu doğum lekeleri sadece çok güçlü bir kara büyüyle kapatılabilirdi. Kara büyü, yapması çok tehlikeli ve yasak olan büyülerdi.
"Bunu yaptığın öğrenilirse idam edilirsin Lenora, bundan emin misin?"
dedi Arthur.

"Sen kral olduktan sonra senin emrin olmadan kimse beni idam edemez Arthur. Fakat o zamana kadar işinde iyi olan büyücülerden uzak durmam lazım. Eğer belli bir mertebeye ulaşmış bir büyücü bana dokunursa kara büyü yaptığımı anlayabilir."
dedim.

"O zaman çok dikkatli ol Lenora. Sensiz yapamam. Benim yüzümden sana birşey olursa kendimi asla affetmem."
dedi.
"Merak etme. Bizi kimse yenemez. Neyse büyü bitti. Hadi kalk geç kalıcaz."
dedim ve bavullarımızı alıp sarayın bahçesinin kapısına gittik.

Gardiyanlar kapıyı açtığında elimizi tuttuk ve karşımızda duran, göklere uzanan, koskocaman saraya baktık. Daha sonra birbirimize bakıp gülümsedik ve emin adımlarla içeri girdik.
" Bu saraya son girişimiz olucak."
dedim. Heyecandan içim içime sığmıyordu.

"Bu sarayda ya öldürülücez , ya da bu sarayda yaşlanıp ölücez."
dedi Arthur.

Loading...
0%