Yeni Üyelik
7.
Bölüm

Mantık mı?

@kzbrlzkakz

"iskoş bana Barbie bebek alsana." Kaşlarını çattı İskender. İskoş neydi?

"İskoş ne kız?" Dudaklarını ağzına kapatıp güldü yağmur.

"İskenderin kısaltması demek." Dedi mercimek çorbasından bir kaşık içerken.

"Bana İskoş demesen olur mu?" Dedi İskender. Küçücük ağzına kocaman kaşığı sokmaya çalışırken konuştu.

"Niye ki?"

"Bak bakalım bana nerem iskoşa benziyor. Askerim kız ben asker. Duysalar babayla dalga geçerler." Tatlı tatlı sırıttı yağmur.

"Ama burada kimse duymaz ki bizi, burada derim sadece olur mu?"

"Sadece burada ama söz mü?"

"Hı hı söz."

"Afferim şimdi çorbanı iç."

"Şey."

"Ney."

"Barbie alır mısın? Burada hiç oyuncağım yok."

"Oyuncak dükkanı alayım mı kızıma?"

"Alır mısın gerçekten?" Dedi heyecanla yağmur.

"Oyuncak dükkanı kulun köpeğin olsun." Neslihan onları kapının pervazına dayanmış gülerek izliyordu.

"Yediniz mi yemeğinizi."

"Evet anne. Biliyor musun İskoş bana Barbie alacak." Ekledi İskender.

"Ve oyuncak dükkanı."

"Evet öyle diyor ama ben inanmadım. Çünkü oyuncak dükkanı almak için çok para olması gerek dini anne." İskender yüzünü buruşturdu.

"Baban bir bankamatik yağmur."

"Evet annecim çok para olması gerek. Ve yemeğini yiyip büyürsen senin çok paran olur."

"O zaman pembe araba bile alırım dimi." Başını salladı Neslihan. Yağmur İskendere döndü.

"Hemen büyümem gerek iskoş."

"Tamam yeter bu kadar iskoş demek. Fiskos masası gibi oluyor." Dedi İskender.

"O nekine."

"Bi tür masa."

"Ben fiskos masası istiyom. Hemde pembe."

 

🎡

Elimdeki kahve fincanını sehpaya koydum. Kızlar yoğun bir muhabbetin içindeydi. Pek onları dinlemiyordu. Aklı hala yiğit ile mutfaktaki o pozisyondaydı. Gözüm yigiti aradı ama bulamadı. Nereye kaybolmuştu hemen.

 

"Kimi arıyor gözlerin öyle fıldır fıldır."

 

"Yiğit nerede İdil." Sırıttı.

 

"Az önce çıktı acil bir işi çıkmış." Başımı salladım. Biraz konuştuktan sonra kalktım. Eve geçip çizim yapmam gerekiyordu.

 

🎨

 

Elime aldığım fırçayı tuvale dokundurdum. Resim çok güzel oluyordu. Yaklaşık 3 gündür evden çıkmadan resim çizmiştim. Telefonumu alıp bir fotoğraf çektim ve Instagrama attım.

@Yağmuralinkara

1 saat sonra

 

Yiğitcevik hikayenizi beğendi.

 

Yiğitcevik hikayenize yanıt verdi.

 

Yiğit: kaç gündür sesinin çıkmamasından anlaşılmalıydı yine birşeyler çizdiğin

 

 

çizmeyi seviyorum

 

Terapi gibi geliyor

 

Yiğit: bu benim boks yaptığım zaman huzuru bulmamla aynı şeye çıkıyor

 

 

evet öyle

 

Yiğit: ne çizuyorsun

 

 

bir erkek yüzü

 

Yiğit: hadi ya

 

Yiğit: kimmiş o erkek

 

Yiğit: bizde bilelim yani

 

 

Pinterestten gördüm kafa dağıtmak için oturdum çizmeye başladım bende bilmiyorum kimin yüzü olduğunu

 

sen ne yapıyorsun

 

Yiğit: spor

 

Yiğit: aslında ben hep spor yapıyorum

 

 

boksa ve spora olan aşkın gözümü yaşatıyor

 

Yiğit: geç dalganı geç

 

Yiğit: ben en azından resim çizeceğim diye günlerce bı tuvalin başında beklemiyorum.

 

 

bu biraz ağırdı.

 

sindirip gelmem gerek.

 

 

🎨🥊

 

Gördüğü mesajla sırıtmaya başladı. Yüzündeki gülümseme son yıllarda hiç yokken şimdi kendine şaşıyordu.

 

"Hayret bu sefer kendini aşağıya kapatmamışsın." Dedi duru. Dersten geliyordu.

 

"İnerim şimdi. Hayırdır sen neye sırıtıyorsun. Hem niye beni aramıyorsun gelir alırdım."

 

"Gerek yok abi. Artık çocuk değilim."

 

"Ya birşey olsaydı."

 

"Olmaz abi."

 

"Bilemeyiz duru." Bıkmış gibi nefes aldı duru.

 

"Haklısın Abi." Yanında yer açtı. Duru yiğitin yanına gelip oturdu ve sarıldı.

 

"Korkuyorum duru. Birşey olsa hiçbirimizin haberi olmayacak." Dudaklarını büktü.

 

"Özür dilerim."

 

"Dileme özür falan iyi ol Yeter."

 

"Peki. Yarın gösterim var."

 

"Aştık ya kendimizi duru hanım."

 

"Biraz öyle oldu. Şey yağmuru da çağırsana." Yiğit yağmurun ismini duyar duymaz gülümsemeye başladı.

 

"Çağırırız."

 

"İsmi geçtiği an gülümsemeye başlıyorsun."

 

"Yani. Biraz birşeyler var."

 

"Biraz mı?"

 

"Hı hı."

 

"Hiçte biraz değil gibi." Kaşlarını çattı yiğit.

 

"O ne demek."

 

"Fırat abilerin mutfağında yakaladığım pozisyon pek birşey yokmuş gibi durmuyordu." Yerinde rahatsızça kıpırdandı.

 

"Yarama pansum yapıyordu."

 

"Herkes yer ama ben yemem. Tamam pansuman yapıyordu ama sen öyküye bile pansuman yaptırmazdın. Yapsa bile karşıdan bakanın bile göreceği bir mesafeyle yaptırıyordun. Kusura bakma ama kızla aranızda milim yoktu."

 

Durunun dedikleri doğruydu. Öyküyle bile arasında bi mesafe vardı. Ama yağmur başkaydı. İster istemez çekiliyordu.

 

"Doğru dimi. Doğru, doğru."

 

"Of duru of."

 

 

 

🎡

 

 

Yiğit: yağmur

Yiğit: kız

Yiğit: baksana

 

Efendimm

 

Yiğit: sindirebildin mi?

 

 

I-ıııı

Yiğit: şaka yapmıştım ya

 

 

Biliyorum yiğit

 

Ne oldu?

Yiğit: durunun gösterisi mi neyi varmış

Yiğit: seni de çağırmamı istedi

 

Ne zaman?

Yiğit: iki hafta sonraymış

 

Gelirimm

Yiğit: sevindim

Yiğit: görüşürüz o zaman

 

 

 

Görüşürüzzz

🎡

 

 

 

Karakterlerin aklımdaki modellerini koyacağım

Aklınıza uyumuyorsa öyle hayal etmrk zorunda değilsiniz 🫶🏼

Şimdiden de söyleyeyim

Lütfen kitapta başka kitapların karakterlerinden ve başka kitaplardan bahsetmeyin.

Bir model bir kitaba bağlı kalacak diye birşey yok.

 

 

Yağmur alin

 

İdil Karasu

 

Beyza uluğ

 

Duru çevik

 

 

Erkekleri henüz bulamadığım için koymadım bulduğum zaman hepsini koyarım.

 

🫶🏼

Loading...
0%