Yeni Üyelik
41.
Bölüm

41. Bölüm

@kzbrlzkakz

"anne yengem elini açmıyor." Diye bağırdı. Omzunu kaldırıp indirdim. Babam hemen açma demişti. Babamın yüzünde vatani bir gülüş vardı. Annem başını iki yana saklarken hemde gülüyordu. Canım kaynanam elinde bir kese ile geldi. İçinde altın vardı. altın varsa işin rengi değişirdi.

 

"Ben altın sevmem ki," dedim gülümseyerek. Babam gülümserken baranın akrabaları somurtuyordu. Onların aksine baran gülüyordu. Kız evi naz eviydi sonuçta.

 

"Baran sen emin misin bu kızın isteyerek evlendiğine." Dedi teyzesi. Tam konuşacaktım ki Queen Simay abla konuştu.

 

"Bir söz vardır bilir misiniz, kız evi naz evi diye." Dedi. Gel buraya alnından öpeyim. Ama bu kadar naz yeterdi bence. Kına yakıldı, biraz daha oynayıp geceyi bitirmek isterken Sare'nin ayarladığı bir çeşit parti ile planlarım suya düşmüştü.

 

Benim yerimden kalkacak halim yoktu ve oturmayı seçtim. Bana doğru gelen baranı görünce hemen sırıtmaya başladım tabi.

 

"Biraz daha naz yapsaydın evlenmekten vazgeçtin sanabilirdim." Dedi. Yanım oturdu.

 

"Kalbine indi dimi bensiz kalacaksın diye." Dedim. Başını salladı.

 

"Yoruldun mu?" Dedi. Bu sefer ben başımı salladım. Etrafa çaresiz bakışlar atarken başımın sesten dolayı ağrıdığını hissedebiliyordum.

 

"Daha fazla şöyle bakarsan etrafa baban maban var dinlemem öperim ama." Dedi.

 

"Ama."

 

"Götüm yemez." Dedi. Kahkaha attım.

 

"Salaksın." Dedim.

 

"Bir tek senin yanında Salağım." Dedi. Gülerek.

 

🩷

 

Düğün günü

 

Herkes de büyük bir telaş vardı, Baran hala gelmemişti.

 

Ya bizi terk ettiyse.

 

Sus. Baran yapmaz.

 

Gelinlik üzerimde ağırlık yaptıkça daha da stres oluyordum.

 

Yatağın üzerine oturup telefonu elime alıp barana yazdım.

 

Sen: ayrılıyorum senden.

 

Sen: neredesin be adam.

 

Sen: offf

 

Baran: azıcık daha bekle güzelim

 

Baran: çok az kaldı

 

Sen: ben beklerim de babam her an herkesi gönderecek gibi duruyor.

 

Baran: 5 dakikaya oradayım.

 

Telefonu kapatıp beklemeye başladım. Kapı açıldı. Nefes nefese Gökalp ve Sare girdi.

 

"Ne oldu?"

 

"Abla, Samet geldi." Dedi. Ne işi vardı onun burada.

 

"Neden." Dudaklarını büktü. Tek istediğim olay çıkmamasıydı.

 

"Baran gelmedi mi?" Dedim.

 

"Geldi, aşağıda babamdan fırça yiyor." Kapının açılması ile birlikte oraya baktık.

 

Baran gelmişti.

 

Sare konuştu, "biz çıkalım, sizde çok geç kalmayın birazdan nikah memuru gelir." Dedi ve çıktılar.

 

Baran beni görür görmez ıslık çalmaya başladı.

 

"Bu ne güzellik be Eylül hanım." Dedi.

 

"Neredeydin." Yüzünü buruşturup konuştu.

 

"Arabanın lastiği patladı."

 

"Umarım şakadır." Dedim. Başını sağa sola salladı.

 

"Barlasa demiştim ama koymamış yedek lastik."

 

"Eve döndünüz yani."

 

"Barlası gönderdim, ben taksi ile geldim." Müzik çalmaya başlamıştı.

 

"Sanırım gitmemiz gerek." Dedim. Ellini elime geçirdi.

 

"Gidip seni çevik yapmamız gereken konular var."

 

🩷

 

"Siz Ali deniz kızı Eylül Atay, murat oğlu-" baranın kasıldığını hissetim.

 

"İyi günde kötü günde hastalıkta sağlıkta eşliğe kabul ediyor musun?"

 

"EVET!"

 

"Yenge kulaklarımız ağrıdı, anladık aşıksın." Herkes gülerken bende güldüm.

 

"Siz murat oğlu baran çevik. Ali deniz kızı Eylül Atayı iyi günde kötü günde hastalıkta sağlıkta eşliğe kabul ediyor musun?"

 

"Evet!" Baranın kulağına fısıldadım.

 

"Bilmesem zorla tutuluyorsun sanarım." Elini belime attı.

 

"Zorla tutuluyor muyum tutulmuyor muyum orasını gece göreceğiz Eylül hanım." Benim şahidim Barlas baranınki de demirdi. Sare ve Gökalp tarafından biraz linç edilmiştim ama sorun yoktu.

 

"O zaman bende belediyemizin bana verdiği yetkiye dayanarak sizi eş ilan ediyorum."

 

Herkes alkışlarken baran aklımı öptü.

 

"Çiftimizi ilk dansları için davet ediyoruz." Diyen kadın ile kolunu uzattı baran. Koluna girip ortaya doğru ilerledik. Ellerini belime attı. Bende kollarımı boynuna doladım.

 

Gözlerimin içine bakarak;

 

"O gün ki gördüm seni

Yaktın ah yaktın beni,

O gün ki gördüm seni

Yaktın ah yaktın beni,

Ateşli dudakların,

Gamzeli yanakların.

O gün ki gördüm seni

Yaktın ah yaktın beni."

 

🫀

 

Etrafta koşan çocuklar, halay çeken İzmirli sandığım ama Mardinli çıkan üstüne halay çeken damat tarafı. Somurtan baranın annesinin komşuları.

 

Üstüne üstlük birde tebrik etmeye gelen TSK üyeleri.

 

Tam bir kaos.

 

"Baran yeter diye çığlık atacağım."

 

"Çığlıklarını gece atmanı isterim."

 

"Sapık."

 

"Karım değil misin?"

 

"Öyleyim" dedim. Sırıttı.

 

"Karımsın."

 

"Ezberlemeye mi çalışıyorsun."

 

"Ezberlere sığmayacak kadar güzelin."

 

"Şımarırım ama."

 

"Şımar."

 

"Yenge çiçeği artık atsan mı?" Dedi demir

 

"O nikahtan sonra olmuyor mu ya?"

 

"Şimdi de olur."

 

"Karımı yorma demir, çiçeği de alamazsın, siktir git " Demir oflayarak masasına döndü.

 

🤍💍💌

 

Düğün bitmişti bende bitmiştim.

 

"Nereye gidiyoruz." Dedim. Elini bacağıma attı.

 

"Yanlız kalabileceğimiz bir yere yavrum." Dedi. Gülerek al dudağımı dişledim.

 

"Yanlız ne yapacağız ki?" Dedim sanki bilmiyormuş gibi.

 

"Kaşınma istersen."

 

"Kaşınırım ne var."

 

Arabanın aniden durması ile öne doğru gidiyordum ki beni hemen geriye çekip arabadan indi.

 

Arabanın etrafında dönüp kapımı açtı. Galiba bittim.

 

"Gidelim de kaşıyalım sizi Eylül hanım." Dedi. Sesinin tonu zor durumda olduğunu belli ediyordu.

 

Arabadan çıkar çıkmaz kaldırıp omzuna attı.

 

"Ne yapıyorsun baran."

 

"Karım yorulmasın diye onu eve taşıyorum, çünkü gece sonu fazlası ile yorulacaksın." Yutkundum. Başka birşey yapamazdım zaten.

 

"Burası neresi ve kimin." Dedim. Kapıyı acıyordu.

"Bizim."

"Bizim derken nasıl."

"Babam almış burayı işte, sonra.."

"Babana ne oldu baran."

"Yedi yaşındaydım, şehit olduğunda, neyse ne bunları sonra konuşuruz şimdi sevmem gereken bir karım var." Dedi. Bu konuyu açmak istemiyorumdu. Bizde açmazdık. Beni omzundan indirip yüzünü yüzüme yakınlaştırdı.

 

"Şimdi ne yapayım ben sana."

 

"Bilemedim ki şimdi"

 

"Uygulamalı olarak yukarıda göstereyim en iyisi." Diyip kucağına aldı.

 

Sanırım bitmiştim...

 

🙈

 

(+18 sevmiyorsanız uyarıya kadar okumayın.)

 

 

İçeri girer girmez dudaklarıma yapışmıştı, kollarımı boynuna dolayıp karşılık verdim. Dudakları hem aceleci değildi, hemde aceleciydi. Boynumdan köprücük kemiğime oradan da göğsümün arasına geçti. Gelinliğin askılarını indirdi. Prenses model olduğu için arka kısmında ipler vardı. Burada uğraşmak yerine odada uğraşmayı seçti. Bir anda omzuna atınca ağzımdan istemsizce bir çığlık çıktı.

"Çığlıklarını birazdan duymak isterim bebeğim."

"Salak, on metre adamsın indir beni yükseklik korkum var benim." Beni dinlemeden merdivenlerden yukarı çıktı. Odaya girdiğimizde indirip arkama geçip ipi çözmeye çalıştı. Çözünce gelinlik bir anda yere yığıldı.

Baran arkamdan beni kendine çekti.

"Şu saatten sonra duracağımı pek sanmıyorum o yüzden eğer kendini hazır hissetmiyorum diyorsan şimdi duralım."

"Saçmalama istersen baran." Benden onayı aldığı anlamış olmalı ki dudaklarıma yanaştı usulca. Sanki tadını çıkarmak ister gibi öpüyordu. Yavaş yavaş yatağa yatıp altına çekti.

Üzerindeki şeyler ona fazlalık oluyormuş gibi aceleyle üzerindekileri çıkarttı. Sadece boxeri ile kalırken aramızdaki tek engel sütyenimmiş gibi aceleyle çıkarttı. Göğüslerimi gördüğü an sanki zafere ulaşmış gibi sırıttı. Başını eğip ilk önce göğüs aramı dudakları ile emmeye başladı. Oradan yavaş yavaş göğsüme geçerken göğüs ucuna sadece dudaklarını sürttü. Aradan birkaç saniye sonra ısırınca dudaklarımdan kocaman bir çığlık çıktı.

 

"Baran." Baran ismini duymazlıktan gelip göğsümün etrafını emmeye başladı. Oradan yavaş yavaş kasıklarıma geçerken iç çamaşırını biraz indirip kasığımın tam üstünü öptü. Bacak arama yerleşip tam baldırımı öptü.

"Çok zayıfsın yavrum." İç çamaşırımı bir anda çıkartınca kasıldım.

"Hayır değilim, 58 kiloyum." Bacaklarımı ikiye ayırdı. Herşeyimle onun önündeydim

"Zayıfsın işte."

"Oturup kilomu mu tartışacağız."

"Doğru, konuşamayalım." Tam kadınlığımın üzerinde bir sertlik hissetim. Gözlerimi yumdum.

"Şu an haksızlık yapıyorsun." Dedim, anladı hemen tabi, hemen boxerini çıkarttı. Düzen onun için önemliydi ama şu an Bütün kıyafetleri bir kenara attı. Kadınlığım da hissettiğim şey penisiydi. Hafif ucunu yitti, alışkın olmadığım birşey olduğu için garip

Hissediyordum. Bir anda hepsini içime yitce belim ne kadar kasılırsa o kadar kasılmıştı.

"Ah, ah, ah, baran, AH!!" İçime girip çıktıkça garip garip sesler çıkıyordu. Kaç dakika ya da kaç saat geçmişti bilmiyorum ama güneş doğarken birbirimizin içine akmıştık. Baran yanıma yatıp beni kendine çekti. Yorulmuştum. Başımı göğsüne yaslayıp uyudum.

 

 

 

Loading...
0%