@kzbrlzkakz
|
Şu hayatta herşey vatan içindi. Vatan için nefes alırsın, vatan için yaşar, vatan için ölürsün. Tek gaye buydu.
VATAN.
Tim yine görevdeydi, bu sefer köşeye sıkışmışlardı. Barlas şarjörünü çıkartıp ter çevirdi.
"Mermiler karayı gördü komutanım." Demirde şarjörünü fırlattı.
"Mermim bitti, ama bombam var." Umay hala indiriyordu itleri.
"Umay durum nedir." Dedi baran.
"Son 5, son 1."
"Sanırım şehit olacağız." Dedi hakan. Hepsinin yüzünde bir tebessüm oluştu.
"Barlas, bu sefer de yırtarsan yuh derim kardeşim."
"Kaderde varsa olur be kardeşim. Kadere karşı gelemeyiz."
"Mermim bitti." Dedi Umay.
"Kaçınılmaz son." Dedi Utku da.
"Ne yapacağız."
"Silahınız yoksa, eliniz var." Dedi baran. "Umay, saat 3 yönü sende, hakan abi tırın orası sende. Barlas ve utku ev sizde, demir benimle geliyorsun." Herkes sessizce başını sallarken demir sessizce baranın arkasından ilerledi. Tek tek indirdiler hepsini. Son bir kontrol yaparken demir ensesinde bir silah hissetti. Aynı saniyeler içinde karşı taraftan ona doğru gelen. Komutanı, can kardeşi barlası, uğruna herkesi hiçe sayacağı Umay ve öz abisinden daha çok abisi hakan geldi.
Ensesine silah dayayan adam bağırdı time.
"Bir adım daha atarsanız öldürürüm!" Hepsi olduğu yerde durdu. Demirin dudaklarına bir gülümseme yerleşti. Umayın gözlerinin içine baktı, telaşlı bakıyordu gözleri.
"Komutanım, birşey yapın." Sesi telaşlı çıkıyordu. Sırıttı demir aniden.
"Ya teslim olursunuz yada bu herifle birlikte hepinizi öldürürüz."
"Teslim mi olun dedi o az önce, olum sen salak mısın Karşında kim var haberin var mı, yüzbaşı baran çevik ve teslim olmak." Baranın yüzüne bir gülümseme yerleşti. Adam tam konuşacaktı ki havada tiz bir kurşun sesi duyuldu. silahı tutan ardından da yanındaki ölmüştü. Herkes demirin arkasına baktı.
Elinde bir keleş ile time doğru rahat hareketletle yaklaşan utku.
"Ne zaman gidiyoruz komutanım." Herkes gülerken, demir olduğu yere çöktü. Parmağını utkuya çevirdi.
"Bu yaptığını unutmayacağım utku tutku."
"Ne yapmışımkine."
"Lan şerefsiz ne güzel şehit olacaktım it." Umay ters ters bakarken tim gülüyordu. Demir aklına gelenle sırıtarak Umaya döndü. "Çok mu korktun kız öleceğim diye."
"Sen biraz daha susmazsan gelip ben gırtlağına yapışacağım."
🪖
Eylül'den
Baran yeni görevden dönmüştü ve şu ana kadar uyanmamasından da anlaşılıyordu ki çok yormuşlardı kocamı. Yüz üstü yatmış dudaklarını bükmüş bir kolunu belime sarmış bir şekilde uyuyordu. Dün gece gelir gelmez duş alıp uyuduğu için sakallarını kesmemişti. Yüzümü onun yüzünün dibine getirip sakalından öptüm. Çocuk gibi mızmızlanarak beni kendine çekip daha çok sarıldı.
"Baran."
"Hı."
"Nefes alamıyorum." Burnunu saçıma dayadı ve nefesini içine çekti.
"Ben alıyorum ama."
"Romantikleşmenin hiç zamanı değil." Daha çok sarılırken konuştu.
"Niyeymiş o."
"Açım çünkü baran!" Dudakları boynuma gitti ve öptü.
"Bende açım."
"Sabrımı sınıyorsun."
"Hmm öyle mi olmuş."
"Baran!"
"Son dakika! Minik civciv dehşet saçtı." Sinirle yüzüne baktım. Minik civciv ne ya.
"Seni gebertirim baran!"
"Son dakika! Minik civciv sinirinden kocasını öldürdü." Sinirle gözlerimi kapattım.
"Canın dayak istiyor." Dudaklarını şah damarımdan dudak kenarıma kadar öptü.
"Canım seni istiyor. Anlata biliyor muyum, her zerrenini istiyor." Başımı boynuna gömdüm. Sanırım utanmıştım.
"Benim Güzelim utanmış." Dedi yüzümü boynundan kaldırıp yanaklarımı öperken.
"Hayır utanmadım." Tam birşey söyleyecekti ki telefon çaldı. Kim olduğuna bakamamıştım. Telefonu açıp bir süre bekledi. Tamam diyip kapattı telefonu.
"Görev mi var?" Başını salladı.
"Hayır sadece bir dosya için gitmem gerek, dudaklarımı uzunca öpüp kalktı. Dolaptan üniformalarını alıp üzerini değiştirmeye başladı.
"Sen okula gitmiyor musun bu gün?"
"Cumartesi baran." Bileğine benim doğum gününde aldığım saati takıp künyesini de taktı.
"Baran."
"Efendim yavrum?"
"Ben seni böyle üniformalı görünce bir yükseldim." Gülümseyerek yanıma gelip başımın üstünden öptü.
"Bunu gelince detaylı konuşalım yavrum." Başımı salladım. Yataktan kalkıp barana kapıya ilerledim.
"Çabuk gel."
"Yatakta bekle beni."
"Açım ben aç, daha yatak diyor. Git şuradan." Gülerek evden çıktı. Tek başıma kalmıştım. Oflayarak mutfağa geçip kendime bir çay ve tost yaptım. Kocamsız boğazımdan geçmiyordu.
Telefonumun çalması ile açtım. Arayan cansuydu.
"Alo."
"Alo yenge."
"Efendim cansu."
"Bize gelsene, Aybüke falan da var, morali bozuk gibi hem."
"Ne olmuş."
"Gökalple bişey olmuş sanırım." Kaşlarımı çattım.
"Anladım. Gelirim bir 10 dakikaya." Son lokmayı da alıp çay bardağı ve tabağı makinaya koydum. Üzerime uygun birşeyler geçirip evden çıktım.
Cansulara geldiğimdeyse deniz abla, Umay, Aybüke ve adayı görmüştüm. Herkes tamam da ada ne alaka. Aybüke ayrılık sebeplerini söylediğine ise onu anlamıştım, söylemese bile anlardım çünkü erkekler hep aynıydı.
Efe ve eren ile oyun oynarken kapı çaldı. Cansu kapıyı açtığında Barlas ve baran gelmişti. Baran bana sırıtarak geliyordum
"Karıcım." Dedi yanıma otururken.
"Kocacım hoşgeldin." Kulağıma eğilip fısıldadı.
"Yatakta beklemenin söylemiştim, eve gelip seni görememek beni hayal kırıklığına uğrattı." Dedi yalandan bir üzüntü ile. Elimi yanağına koydum.
"Bende sana git şuradan dediğimi hatırlıyorum."
"Eve gidelim de göstereceğim sana git şuradanı."
"Sabırsızlıkla bekliyorum kocacım."
🪖
Demir başını koyduğu yastıktan kaldırdı, bu gün yatakhane çok sessizdi. Yukarı kısımda yatan demire çevirdi kafasını. Timde herkesin evi olduğu için bir tek o askeriyede kalıyordu.
"Lan Bekir, nerede herkes."
"Yemek saati ya komutanım."
"Yemek saatiyse niye uyandırmadın lan beni." Diyip kalktı yerinden.
"Barlas komutanım uyandırmayın onu dedi." Demir içinden 'sikicem belanı Barlas." Dedi.
"Sen niye gitmedin."
"Annemle konuşuyordum, binbaşı herkes zamanında gelsin sonra kimseyi sokmam yemekhaneye ebenizi siktirmeyin bana dedi."
"Cidden dedi mi bunu."
"Valla komutanım."
"Aç kaldık desene." Bekir başını eh öyle der gibi salladı. Demir kalkıp yatakhaneden çıkıp askeriyenin bahçesine çıktı. Ama o dakika çıkmasam daha iyiyidi dedi.
Utku ve Umay yine birlikte birşeyler konuşuyordu. Dişlerini sıktı demir. Şu sıralar Sabrı fazlası ile Sınanıyordu. Elleri ile yüzünü avuçladı. Tam askeriyeye gireceği zaman bedeni başka bir bedene çarptı.
"Ay, kusur bakmayın, özür dilerim." Ona çarpıp özür dileyen kadına baktı demir, yeşil gözlü sarı saçlı bir kadındı. Kadın bile denmezdi.
"Sorun değil, kime bakmıştınız." Kadın utangaç utangaç baktı demire.
"Şey, babama gelmişdimde ben, toplantıdaymış sanırım." Kaşlarını çattı demir. Babası kimdi.
"Babanız kim."
"Babam binbaşı, yani binbaşı kartal yılmaz." Kafasını salladı demir, etrafına baktı, asker yoktu iş başa düşmüştü.
"Cemre bu arada ben." Elini uzattı cemre. Tutup tutmamak arasında kaldı demir. En sonunda tuttu ona uzatılan eli.
"Demir bende, isterseniz babanızın odasına kadar eşlik edebilirim." Cemre gülümseyip saçını kulağının arkasına sıkıştırdı mahçup bir şekilde.
"Şey sanırım buna hayır diyemeyeceğim." Dedi gülerek. Birlikte binbaşının odasına doğru ilerlediler. Kapıya geldiklerinde ise cemre durup tebessüm etti.
"Tekrar menmun oldum, teşekkürler."
"Ne demek iyi günler." Diyip oradan uzaklaştı. O sırada olanları sakince izleyen Barlas yerinede bir tepki verdi.
"Demir özgür ile kırk haramileri programına hoşgeldiniz."
🇹🇷
|
0% |