@kzbrlzkakz
|
2 ay sonra
Ankara'ya gidiyorduk, evet Ankara'ya. Kıbrıs'a gidecektik ama hamile olduğum için baran geri vazgeçmişti. Sanırım hemen aramıza girmişti.
"Barannn." Benzinlikte durup benzin almıştık.
"Efendim yavrum."
"Acıktım."
"İlerdeki dinlenme tesisinde dururuz yavrum." Araba biraz tuhaf kokuyordu.
"Baran." Gülümsedi baran.
"Efendim bebeğim, efendim yavrum, efendim hayatımın anlamı, efendim canımın içi söyle."
"Bu araba niye böyle kokuyor." Gülümsedi. Neye gülüyor bu.
"Araba kokmuyor güzelim."
"Hayır kokuyor."
"Evet kokuyor."
"Offff ne kokuyor."
"Bilmiyorum yavrum." Ayakkabılarımı çıkartıp koltuğu yatırdım. Tam başımı koyacatım ki baran arkada duran yastığı alıp başımın altına koyup saçımdan öptü. Sonra da eğilip karnımdan öptü.
"Battaniyeyi örteyim mi?" Başımı salladım. Üzerime battaniyeyi örttü.
🪖
İşine odaklanmış bir şekilde eski piskologdan kalan raporları inceliyordu cemre. Aniden kapının çalması ile dosyayı kapattı cemre.
"Gir." Gelen demirdi, kaşlarını çattı. Geleceğini düşünememişti. "Gelebilir miyim?" Dedi demir.
"Tabiki gel." Demir gelip masanın önündeki sandalyeye oturdu.
"Sen gel deyince geldim, yoksa öyle birşeyim olduğundan değil yani." Gülümsedi cemre.
"Tabi canım tabi ben dediğim içindir." Demir içindeki herşeyi tek tek anlatırken cemre onu sadece dinliyordu. Demir susunca Cemre oturduğu koltuktan kalkıp demirin önünde duran orta seypaya oturdu ve ellerini tuttu.
"Annen adına üzgünüm, böyle birşeyin olduğunu bilseydim ısrar etmezdim gel diye." Başını sağa sola salladı demir.
"Aksine anlatmak iyi geldi." Gülümsedi cemre.
"Sana iyi geldiysem ne mutlu bana."
"Peki neyin varmış piskolog hanım." Cemre kalktığı sandelyeye geri oturdu. Ve birşeyler yazdı.
"Pek birşeyin yok açıkçası, sadece kendine zaman ayırman kendinle baş başa kalman gerekiyor, bu bir tatil olabilir ya da tek başına bir eve çıkıp kendine vakit ayırmak da olabilir."
"Bu dediklerini yapmam için mesleğimin askerlik olmaması gerekiyor."
"İstersen babama rapor verebilirim, birkaç hafta kafa tatili."
"Gerek yok, yarın annemin yanına gideceğim."
"Ben sana yanlız kalman gerekiyor diyorum sen annemin yanına gideceğim diyorsun." Tam konuşacaktı telefonu çaldı. Arayan annesiydi.
"Alo annem."
"Alo, demir ben şefika teyzen."
"Bir sorun mu var şefika teyze anneme birşey mi oldu."
"Başımız sağolsun evladım." Kulakları uğumdamaya başladı demirin, ne demişti.
Başımız sağolsun.
Başımız sağolsun...
🪖
1 ay sonra
Dik durdu demir, belki içinde fırtınalar koptu ama sesini bile çıkarmadı. Elindeki sigarayı yere atıp üstüne bastı. Kimsesi yoktu. Hemde hiç kimsesi. Her akşam askeriye bahçesine çıkar sigarasını yakardı. O geldikten hemen sonra yanına cemre geliyordu. Demire yanlız kalmasını söylemişti ama cemre demiri yanlız bırakmıyordu.
Bankın kenarında hareketlilik hissetti. Cemre değildi. Kediydi. Elini kedinin başına değdirdi.
"Kediye bile dokunmaya korkuyorsun." Bu beklediği sesti.
"Sadece fazla küçük." Gülümsedi cemre. Elimdeki yasemin çayını demire uzattı. Cemre her gün yanına antin kuntin çayla geldiği için çayı kokladı.
"Bu sefer ne çayı getirdin."
"Ihlamur, grip olmuşsun. Revirden ilaç yazdirmışsın." Kaşlarını çattı demir.
"Senin nereden haberin var." Çayını kenara koyup kollarını birleştirdi.
"Hemşire söyledi."
"Hemşire ne alaka."
"Bilmem, çok yakışıklıymışsın falan." Demir eli ile cemrenin saçını kenara çekti. "Sen beni mi kıskandın."
"Ne alakası var, hem neyinim de kıskanmayım ben seni."
"Hı hı, neyinim ki senin." Dedi sırıtarak. Cemrenin ters bakışlarını görüp dudaklarına fermuar çeker gibi yaptı.
"Umay, onunla ne oldu."
"Artık vazgeçtim, gerek yok. Beni istemeyeni bende istemem. Birisi var, sarı saçlı, böyle mutlu olunca gözleri ela oluyor falan." Cemre utanınca gözlerini kaçırdı. "Birde utanınca gözlerini kaçırıyor."
"Demir susar mısın?"
"Niye susacakmışım?" Sıcak basmıştı, cemre eli ile yüzünü serinlemeye çalışırken banktan kalktı.
"Benim halatmem gereken birkaç birşey var, görüşürüz sonra." Diyip demir konusmadan oradan uzaklaştı.
😉
|
0% |