Yeni Üyelik
50.
Bölüm
@kzbrlzkakz

Ohm ohm

 

Sanırım buraya sonkez yazıyorum.

 

Ama benim işim belli de olmaz

 

Çocuklara özel bölüm yazabilirim

 

Şimdilik kendinize iyi bakın aşklarım

 

Sizi seviyorum

 

🩰

 

Gözündeki gözlüğü çıkartıp masasına koydu cemre. Evdeydi ve demir uzun zamandır görevdeydi. Onu özlemişti. Kalkıp bir kahve yaptı kendine. Kahveyi büyük bir fincana koyup salona girdi. Telefonu çalınca kimin olduğuna baktı, bu melikeydi. En yakın arkadaşı.

 

"Aloooo."

 

"Hanımefendi sonunda aklınıza düşebildik."

 

"Of ne yapayım, çok iş var mı birde sende gidince çok yoğun oldu."

 

"Değerimi anladınız yani."

 

"Valla öyle oldu, e senin orada neler ver neler yok. Şu askerle nasıl gidiyor."

 

"Gitmiyor Melike."

 

"O ne demek be."

 

"Görevde, 1 aydır yok."

 

"Kötü olmuş ama takma kafana, gelir yakında." Cevap vereceği esnada kapı çaldı. Baktığında gelenin demir olduğunu gördü.

 

"Melike sonra arayacağım ben seni." Diyip cevap vermesine izin vermeden kapattı.

 

"Demir."

 

"Cemre."

 

"Hoşgeldin."

 

"Hoşbuldum."

 

"Girsene." Demir ayakkabılarını çıkarıp girdi. "Ne zaman geldin.'

 

"Yaklaşık 15 dakika önce."

 

"İlk benim yanıma mı geldin."

 

"Evet, zaten gidecek başka yerim var mı ki buradan başka?" Cemre anlık gelen cesaretle demire sarıldı. Demir ilk başta afallasa da hemen karşılık verdi.

 

"Gelmeyince birşey oldu sandım." Demirin eli cemrenin saç uçlarına gitti.

 

"Benim için mi endişelendin sen?"

Utanmıştım cemre. Geri çekileceği esnada demir tekrar sarıldı.

 

"Evet yani, ne olmuş?"

 

"Hiç, hiçbir şey." Birkaç dakika öylece dikildiler oldukları yerde.

 

"Cemre. Düşündün mü?" Düşünmüştü hemde çok düşünmüştü, babasını beklediyse demiri hayli hayli beklerdi.

Başını salladı cemre.

 

"Düşündüm, hemde çok. Ben bu güne kadar ne annemle büyüdüm ne babamla. Annem hep adliye koridorlarındaydı, işi benden daha da önemliydi. Babamda öyle, hayatı dağlarda geçti. Onları beklediysem seni hayli hayli beklerim demir." O an dünyalar demirin oldu. Ona kimse bu kadar açık bu kadar sevgi dolu yaklaşmamıştı.

 

Cemre belkide hayatında hiç olmadığı kadar cesur davrandı ve dudaklarını demirin dudaklarına kapattı. Demir İlk başlarda affalasa da karşılık verdi.

 

Birkaç saniye sonra ikisi de dudaklarını isteksizce ayırdı. Demir alnını cemrenin alnına daydı. İkisinin de dudaklarından aynı anda titrek bir gülüş çıktı.

 

"à partir de maintenant tu es à moi"

 

(Bundan sonra sen benimsin.)

 

🎡

 

(Ufak bir zaman atlaması.)

 

5 yıl sonra

 

(Baya ufak Hatice shshshshndjd)

 

sabahın erken saatiydi, yiğit tüm lojmanı ayağa kaldırmadan önce kalkmış sütünü içirmiştim şimdi ise içeride maşa ile koca ayı izliyordu. Ama bir probolemimiz daha vardı. Duru daha yeni doğmuştu. Ve yiğitin ağlaması ile o da uyanmıştı. Şimdi gecenin bir saati duruyla ev turu yapıyorduk. Sadece birşeyler anlatınca susuyordu.

 

Sonunda uyuduğunda kapı açıldı, baran gelmişti. İşi geç biteceğini söylemişti, daha yeni geliyordu.

 

"Güzelim, uyumadınız mı daha?"

 

"Kızınız sağolsun baran bey." Güldü. Arkamdan Belime sarıldı. Dudaklarını saçıma dokundu.

 

"Yiğit uyuyor mu?"

 

"Uyanınca duruyu da uyuttu. İçeride çizgi film izliyor." Duruyu kucağımdan alıp odaya götürdü. Geri geldiğindeyse yiğitin yanına oturdu.

 

"Aslanım."

 

"Yeni mi geldin baba." Baran baba kelimesini duyduğu an sırıtmaya başlıyordu.

 

"Yeni geldim geldim de sen niye hala uyumadın." Eli ile gözünü okşadı.

 

"Uykum yok."

 

"Öyle mi gel bakalım." Baran yiğiti dizine yatırıp her askeriyeden geldiğinde neler yaptığını anlattı. Bunları anlatıyordu çünkü yiğit ancak böyle uyuyabiliyordu. Baran yiğiti kucağına alıp yatağına taşıdı. Salona tekrar geldiğindeyse yanıma oturup bedenimi kendine çekti.

 

"Çok özledim." Dedi şakaklarımı birer öpücük bırakırken. "Bende çok özledim, ama üçüncü bir bebeğe hazır olduğumu düşünmüyorum. Ayrıca evde koruna bileceğim birşey yok." Gülümseyip kucağına aldı ve sarıldı.

 

"Çok zayıfladın."

 

"Yapacak birşey yok."

 

"Mesela daha çok yemek yiyebilirsiniz Eylül hanım."

 

"Yemek yiyorum baran."

 

"Aynen güzelim, o yüzden dağa götürtüğüm çantadan daha hafifsin." Güldüm istemsizce.

 

"Sadece hamilelikte aldığım kilolar gitti baran."

 

"O daha da vahim, hamile olmadan önce bi deri bir kemiktin." Hayır değildim, olmam gereken kilodaydım.

 

"Abartıyorsun baran."

 

"Hayır abartmıyorum." Tartışmaya gerek yoktu. Sustum. Saçlarımı sevip öpüyordu. Biraz zaman sonra gözlerimi yumdum.

 

🩰🥊

 

Yıllar geçiyor, olmaz dediğimiz herşey oluyordu. Onların hikayesi mutlu sonla mı bitecek bilinmiyordu.

 

Duru ve yiğit. Büyümüşlerdi, hemde çok hızlı bir şekilde. Duru konservatuar bale bölümü okuyordu. Yiğitse Türkiyenin önemli boksörlerinden biriydi. Olimpiyatlarda ismini sıkça duyuran bir sporcuydu.

 

Eylül, oysa Ankara'da bir ilk okulda öğretmenliğine devam ediyordu.

 

Baran... Albay baran çevik. Görevinde ve mesleğinde birçok başarıya imza atarak albay rütbesine ulaşmıştı.

 

Barlas, demir, Umay, hakan ve utku da buna dahildi.

 

Bundan 4 yıl önce, tim ile birlikte Ankara Özel kuvvetler komutanlığına atanmışlardı.

 

İstanbul

 

Antrenmandan yeni çıkmıştı yiğit. Yeterince yorgun değilmiş gibi birde başına aile yemeği çıkmıştı. Planları suya düşmüştü. Planları sadece uyumak olsa da göz devirmekten dışında hiçbir şey yapmıyordu.

 

Daha duruyu gidip alacaktı, üşengeçti ve fazlası ile üstüne gidiliyordu.

 

Otoparka girdiğinde arabasına bindi. Durunun kampüsüne giderken bir kahvecinin önünde durup hem kendine hem kardeşine kahve aldı.

 

Arabaya tekrar bineceği zaman arka tarafa birinin arabasını park ettiğini gördü. Küfür etti.

 

"Hangi cibiliyetini siktiğim bu?" Tam plakaya bakacaktı ki bir topuklu sesi geldi kulaklarına. Korktuğu başına gelmişti. Şu an elini alnına vurabilirdi ama yapmadı.

 

"Ne yapıyorsunuz burada."

 

"Plakanızı alıyorum." Kadın kaşlarını çattı.

 

"Plakanızı alıyorum."

 

"Sebep."

 

"Trafik şubeye şikayet edeceğim." Telaşla topuklularının üzerinde yürüdü.

 

"Sebebini öğrenebilir miyim?"

 

"Bu bir suç hanımefendi, ayrıca size kim araba kullanmayı öğrettiyse onu da şikayet etmemiz gerek."

 

"Ne saçmalıyorsunuz siz."

 

"Asıl size sormamız gerek, park hâlindeki bir arabanın arkasına park edilmeyeceğini bilmiyor musunuz?" Dedi plakanın resmini çekerken.

 

"Allahım sabır ver."

 

"Cümlemize hanımefendi cümlemize, şimdi arabanızı çeker misiniz?" Sinirle arabasına binip arabayı çekti. Yiğit de arabasını çıkartıp camını açtı.

 

"Bundan sonra arabanızı park ettiğiniz yerlere dikkat edin, birde ehliyeti aldığınız yeri bir soruşturun." Diyip oradan uzaklaştı. Arkasında ise topuklularının üzerinde tepinen bir kadın bıraktı.

 

🩰🥊

 

"Sen ciddi misin?" Dedi gülerek duru. Başını ciddi olduğunu anlatır bir şekilde salladı yiğit.

 

"Bildiğin kadınla kavga ettin."

 

"Kavga denmez, uyarıydı." Duru hala gülerken yiğit yine ve yine sabır çekti. Arabadan inip eve girdiler. O an keşke girmesek dedirten bakışlar attılar birbirlerine. Zira ev şu an bir gazinodan farksızdı.

 

El mecbur girdiler, herkese hoşgeldin derken babaannesinin komşuları da buradaydı. Yiğit annesine beni buradan kurtar bakışları atarken baran "başa gelen çekilir evlat." Bakışları atıyordu.

 

"Ya bak benim torunla çok güzel olsursunuz siz." Torunun bundan haberi varmı teyze diye geçirdi içinden.

 

"Torunun bundan haberi varmı teyzem ha?" Dedi yiğit. Herkes gülerken yiğit pekte gülmüyordu. Herkes somurturken aralarından biri hevesli bakışlarla duruya baktı. Duru hemen babasının yanına sığınırken baran hemen duruya sarıldı.

 

"Çocuklarımı kimseye vermem. Gidin başka kapıda gelin damat arayın kendiniz." Dedi Baran. Ali deniz 'nasıl oluyormuş.' bakışlarını ararken hem duruyu hem yiğiti kenarına çekti. Kaç yaşında oldukları önemli değildi.

 

"Aslan babam be." Dedi duru. Kızının saçını sevip öptü. Kapı çalınca yiğit kalktı. İçeri girdiğinde cansuların geldiğini gördüler.

 

Cansu ve barlasın iki tane oğlu vardı. Efe ve kağan.

 

"Kız cimcime kalkta bir sarılalım." Dedi Barlas Başını iki yana salladı duru.

 

"Ben sana küsüm. Hem babamla hasret gideriyorum." Güldü Barlas. Ankara'da pek iç açıcı bir veda yaşamamışlardı.

 

"Kızımın başından öteye git Barlas." Dedi baran. Herkes yerine otururken Barlas tekrar konuştu. "E nasıl gidiyor." Dedi Yiğite.

 

"Ne olsun iş güç."

 

"İş güç dediği milleti boks ayağına dövmek."

 

"Ben senin okuduğun bölüme o yana bu yana sallanmak diyor muyum?" Herkes gülerken demir konuştu.

 

"Birileri yok mu lan?"

 

"Ay buna kim bakar." Dedi duru. Yiğitin sinirli bakışlarını görünce yüzünü hızla baranın göğsüne sakladı.

 

"Şampiyon sinirlendi, koru beni babalık." Baran gülüp dudaklarını durunun başına yasladı.

 

"Bi kadına ihtiyacım yok, başımdaki bana yeterince dert zaten." Dedi duruya bakarken. Duru gözlerini kaçırdı. Söylediği şeyleri anlayan tek oydu çünkü.

 

"Hadi gelin yemek hazır." Dedi zöhre. Herkes ayaklanıp uzun olan masaya oturdu. Baranın bir yanında Eylül bir yanında duru, durunun yanında ise yiğit vardı. Muhabbet ederken bir anda kapının hızla çalması ile herkes telaşla kapıya baktı. Baran, demir, Barlas, yiğit, kağan ve efe kapıya ilerlediler. Açtıklarında yiğit yüzünü avuçladı. Bu geçen maçlarda nakavt ettiği rakibiydi. Kapıyı kapattı hızla yiğit.

 

"Senin ne işin var lan burada."

 

"Kapanmayan hesabı kapatmaya geldim de sen yaşlı herifleri arkana toplamışsın." Yaşlı dediği adamlar onun gibi kaç tanesini tahtalı köye gönderiyordu haberi yoktu. Barlas harekte geçeceği zaman yiğit durdurdu.

 

"Gelde seninle dışarıda halledelim meselemizi." Baran telaşla;

 

"Gitmesen mi." Dedi.

 

"Sorun yok girin içeri siz." Dedi ve gelen adamla dışarı çıktılar.

 

"Ne derdin var lan senin benimle."

 

"Kaybetmeme sebep oldun lan sen benim, Türkiye şampiyonu olacaktım ben."

 

"Güzel atamın bir sözü var bilir misin, sporcunun ahlaklısı, zekisi ve yiğit olanı diye. Lan amına koyduğum doping almışsın lan. Daha ne kaybetmesinden bahsediyorsun." Tam yumruk atacağı sırada yiğit kenara çekildi.

 

"İşine bak Bekir, işine bak." Diyip eve girdi. Herkes ona telaşla bakarken sorun olmadığını ve devam etmeleri gerektiğini söyledi yemeğini yerken bir mesaj geldi. İsimsiz bir numara olduğu için bakma gereksinimi duymadan kapat

🍁

 

Loading...
0%