@ladyasel
|
Bir yıl sonra Yorgun bedenimi zorlukla eve atmıştım.Bu yorgunlukla odama yürümek, Everest dağına çıkmakla eş değerdi.Sızlayan bacaklarıma acıyan bakışlarımı gönderdim.Nöbetten dönmüştüm.Yirmi dört saat kesintisiz nöbette olduğumuz için sekiz saatlik ara ile üç vardiyamız vardı.Akşam sekizden sabah dörde kadar nöbetteydim.
Eve daha yeni adım atmıştım, daha doğrusu adım atamıyordum.Sabah namazını kılmam gerekiyordu.Sessizce kimseyi uyandırmadam odama ilerledim.Biraz ayaklarımı dinlendirdikten sonra banyoya abdest almaya gittim.
Abdestimi aldıktan sonra tam çıkacaktım ki...karşımda bir adet izbandut gibi dikilen Ömer vardı.Muhtemelen o da abdest almaya gelmişti.Yerimde sıçramıştım! "Bismillahirrahmanirrahim."deyip, elimi kalbimin üzerine götürdüğümde Ömer kişneye kişneye gülüyordu. "Ömer biraz daha gülersen,yumruk yiyeceksin ağzına." Kahkahalarının arasında konuştu. "Ooo fight diyorsun yani, olur severiz be." "Ben gidiyorum ne halin varsa gör,"deyip,gideceğim sırada tekrar konuştu. "Dur dur gitme!Seninki görevden dönmüş." Kaşlarımı çattım. "Ömer bir daha seninki dersen, ciddiyim seni annemin hamur açma oklavasıyla döverim." "Nıç nıç nıç ben sana sevdiceğinden haber getireyim, sen beni dövmekle tehdit et.Çok ayıp.Kırıldım,üzüldüm,incindim." "Ömer sana daha diyecek sözüm kalmadı benim,kaç defa diyeceğim yok öyle bir şey!" Yüzüne sahte bir gülümseme kondurup,konuştu. "Tabi efendim.Zaten dün beni zorla annemle Sultan teyzenin yanına gönderip,çaktırmadan Kamer görevden döndü mü dönmedi mi?Diye sordurtan da nenemdi değil mi?" "Eee bununla onun ne alakası var!" Gözlerini kıstı. "Çok alakası var, sus sen çirkef abla!"dedi,alay edercesine ve banyoya ilerleyip kapısını örttü. Kamer'in gidişi üzerinden tam bir yıl geçmişti.Oradayken hala benden tatlı istiyordu ve ona ulaştırmamın da bir yöntemini bulmuştu.Kargo ile ona birkaç kez tatlı göndermiştim. Hepsinde de beni tehdit etmişti. "Ya şehit olursam da son kez tatlı yemeden ölürsem"ya da"bak çok pişman olursun,bir gün haber gelmezse benden anla ki tatlını yiyemeden ölmüşüm."gibi cümleler kuruyordu. Eee bizdeki de vicdan yani! Önünde sonunda yapıp göndermiştim ama bu en sonkinde göndermeyi reddetmiştim.Çünkü giden yemek kablarım geri gelmiyordu.Koleksiyon yapıyordu herhalde!
Reddedişimden kısa bir süre sonra göreve gittiğini duymuştum Sultan teyzeden ve bir aydır hiç haber alamamıştık.Şimdi ise içime su serpilmişti.Sanki dediği olacak gibi hissetmiştim.Tatlı yemeden ölecekmiş gibi,işte o zaman bunun pişmanlığını yaşardım.
Onun olduğu yere tayinim çıksın istiyordu,neymiş kargoyla tatlı iki günde geliyormuş.Tatlı yolda gelirken mahvoluyormuş,sıcaktan bayılıyormuş.Benim oraya gelmem lazımmış.Oldu paşam başka isteğin var mı?Kremalı tatlılar yapmıyordum sırf bozuluyor diye.Varsa yoksa muhabbetimiz tatlıydı zaten!He birde göreve giderken arada haber veriyordu tatlı yapmadığımda vicdan azabı çekeyim diye.
Oraya atanamazdım ki, burada kurulu bir düzenim ve işim vardı.Bu bir yıl benim de mesleğimin ilk yılıydı ve bol tecrübeli bir yıl olmuştu.KPSS'ye sıkı çalışıp yüksek puan almıştım. Yoğunbakım hemşiresi olmuştum. Nöbetler yorsa da işimi seviyorum.
Üstümü giyinip sabah namazını kıldıktan sonra dinlenmeye karar verdim.Yarın kurban bayramıydı.Arefe günü benim için çok yoğun geçse de yarın bayramda dinlenecektim.Neyse ki akrabalara hizmetten kaçmak için bir sebebim vardı.Nöbete kalıp yorulduğumda annem bana kıyamazdı.Şimdi ise derin bir uykuya balıklama atlama vaktiydi!
--- (Sabah)
Yüksek sesli bağırışlar sonucu uyanmıştım.Telaşla cama koştum!Ne oluyordu derken?Vefik amcaların bahçeden koşarak çıkan bir kurbanlık görmüştüm ve ardından birkaç adam Kurbanlığın peşinden koşuşturuyordu.En arkada ise koştuğunun zanneden ama koşamayan yaşlı Vefik amca vardı.
Başörtümü başıma takıp uzun kollu hırkamı giyindim.O sırada odamın kapısı tıklatıldı. "Gel."dedikten sonra içeriye Ömer girdi. "Abla kurbanlık kaçtı gördün mü?" "Gördüm."dedikten sonra dudaklarımı birbirine bastırdım, gülmemeliydim bu hiç hoş değildi. Ömer'le göz göze geldiğimizde ikimiz de bir kahkaha patlattık. "Gülmemek elde değil,Allah'ım Sen affet."dedikten sonra başörtümü düzeltip cama yöneldim. Vefik amca aşağıdaydı ve hala boğayla uğraşıyorlardı.Amcanın biri 'Ben bu göbeği boşuna yapmadım' dercesine, göbeğinden destek alarak boğayı bahçeye sokabilmek için uğraşıyordu.
Kurbanlık boğa herkesi şaşırtacak olan, o son hamleyi yapmış ve depar atarcasına kaçmıştı.Yerdeki amca ise ağlarcasına konuştu, "Dostlar galdırıverin beni yerden.Üzerimden tır geçivese bu kadar acımazdı be."Dedi, ege ağızı yaparak.
Vefik amca Ömer'in gülme sesini duyduğunda gözlerini bizim cama dikti.Salak Ömer hâlâ gülüyordu. "Ulan kerata!" Ömer'in gülen suratı solarken,bu sefer gülme sırası bendeydi. "Efendim Vefik amca?" "Pişmiş kelle gibi sırıtacağına aşağı in de yardım et." Bu sözlerin ardından ben cama çıktım. "Vefik amca ümidi kesmemek lazım.Geçen sene bir tane dana bayramın birinci günü kaçmıştı, üç gün denizde yüzmüştü de, bayramın son günü bulmuşlardı." Vefik amca siz iflah olmazsınız der gibi baktı. "Sağol kızım ya vallahi çok iyi teselli ettin." "Ne demek vefik amca her zaman." Biraz düşündükten sonra tekrar konuştum. "Aslında bizde birtane dana var.Bu bayram onu mu kessen.Adı da Ömer, büyük sevap biliyorsun." Vefik amca kaçan kurbanlığını bile unutup gülmeye başladı,etraftaki insanlar dağılmıştı. "Güldürdün beni evlat."dedi hunharca gülerken. "Neyse vefik amca,geçmiş olsun tekrardan."dedim ve içeri girdim. Biz kestiğimiz Kurban'ı Afrikaya göndertmiştik.Oradaki insanların çok ihtiyacı vardı. Telefonuma düşen bildirimlere tıkladım. Kamer:Bayramın mübarek olsun cadı. Afitap:Sağol,senin de bayramın mübarek olsun sümüklü. Kamer:Yokluğumda ne yaptın? Afitap:Yokluğunu farketmedim ki. Yalandı bal gibi de farketmiştim. Kamer:Yalan söyleme. Afitap:Sen bana yalancı mı diyorsun? Kamer:Estağfirullah. Kamer:Tam bir buçuk aydır yoktum. Kamer:O süre içerisinde yokluğumu farketmemen imkansız. Afitap:Şaka şaka üzülme, fark ettim yokluğunu. Zorla annemlerin ağzından laf almaya çalıştığımı bilse ne derdi acaba? Kamer:Tam bir buçuk aydır tatlı yapmanı istemedim. Afitap:O kadar oldu mu ya? Afitap:Şaka bir yana bayadır tatlı yapmıyorum. Afitap:Bu güzel bir şey. Kamer:Hiçte güzel değil. Kamer:Zaten kargoyla gelen tatlı da,lahana turşusuna dönüyor sıcaktan. Afitap:Sensin lahana turşusu. Afitap:Bir daha sana tatlı falan yapmayacağım! Afitap:Başkası yapsın sana tatlı. Afitap:Ben o tatlıları yaparken ne kadar emek veriyorum, haberin var mı senin? Afitap:Ben onu kendi kabı hariç, soğutucu piknik çantasına koyuyorum. Afitap:O,soğutucu çantanın içine önceden hazırladığım küçük su şişeleri içerisindeki buzları koyuyorum. Afitap:Çanta soğutucu olduğu için buzlar gidene kadar erimiyor ve bu sayede küçük kaptaki tatlı da hep soğuk kalıyor.Bozulmuyor. Afitap:Ki sular erise bile şişelerin içindeler,kaptaki tatlıya değmiyorlar. Kamer:Dur dur celallenme hemen. Kamer:Yalnız sistem çok iyi ve uğraştırıcı. Afitap:O yüzden yapmak istemiyorum zaten! Kamer:Kargoyla gelen tatlı derken,restoranttan sipariş ettiğim tatlıdan bahsediyordum. Afitap:Emin misin? Kamer:Eminim. Afitap:Aferin! Kamer:Sağ olun komutanım! Afitap:Dur bir dakika roller karıştı. Kamer:Wdjfhdkjfkfnfkdnfjd Kamer:Sen hemşireydin en son? Afitap:Hâlâ hemşireyim? Kamer:Ne zaman tayinini istiyorsun? Afitap:Geldi yine o muhteşem soru. Afitap:Hiç bir zaman. Kamer: Afitap:Hem sen niye bu kadar taktın benim oraya atanmama? Kamer:Oldu ki yoğunbakımlara yolumuz düştü... Kamer:Yoğunbakım kontrollerimizi yaban eller mi yapsın? Afitap:Sen tam bir felaket tellalısın. Afitap:Durup dururken neden yoğunbakıma düşesin ki? Kamer:Oldu ki düştük. Kamer:Askeriz sonuçta yani bir takım yaralanmalar olabilir. Afitap:Allah düşmandan Korusun diyelim. Kamer:Amin, seni de yaban ellerden korusun diyelim. Afitap:Yaban eller kim ya? Kamer:Boşver Afitap:Kurbanlık kaçtı. Kamer:Ne? Kamer:Sizin mi? Afitap:Yok,Vefik amcanın danası kaçtı. Kamer:Ee ne olacak? Afitap:Geçen sene Rizeden, Trabzon'a kadar yüzen kurbanlık gibi yüzecek herhalde. Kamer:Yüzse nereye yüzecek ki? Afitap:Adalara kadar yüzer artık cjdbzbgssjbdjsbdksbdjhd. Kamer:Gülme komşuna gelir başına. Afitap:Bunu derken güldüğüne eminim. Afitap:Dua et ki burada değilsin. Afitap:Yoksa Vefik amca, "Asker!Çabuk kurbanlığı yakala!"derdi. Afitap:Sen de bir kurbanlık peşinde mahalle mahalle bayram ziyareti yapardın jshdhsjejdidjdkdj. Kamer:Yok ben orada olmak için dua etmiyorum, senin burada olman için dua ediyorum. Yavaşça derin bir nefes alıp elimi yavaşça kalbime yasladım.Ben sakin ve yavaştım fakat kalbim biraz hızlı mıydı?Her zamanki gibi es mi geçmeliydim?Ömer'in şu aralar bana söylediği cümle aklıma geldi. "Asla,asla deme!" Beş dakika kadar mesaja cevap vermedim. Afitap:Kusuruma bakma,annem çağırmıştı.Misafirler falan geldi. Kamer:Afitap,sana mesaj yazmam seni rahatsız ediyor mu? Haydaaaa,ne diyecektim şimdi? Afitap:Önceden çok sık yazıyordun,bu durum vicdanımı sızlatmıyor değildi. Afitap:Ama artık hepimizin işi ve görevi var. Afitap:Tatlı göndermek dışında zaten hiç konuşmadık. Afitap:Ve zaten çoğu zaman sen göreve gidiyorsun,benim de işim yoğun. Afitap:Bir yıldır ilk defa bu kadar uzun konuştuk. Kamer:En azından eskisi kadar rahatsız etmiyor diyorsun yani? Afitap:Estağfirullah. Kamer:Ee madem öyle bir bayram tatlısı gönder bana kargoyla. Afitap:Vazgeçtim rahatsız oluyorum konuşmaktan. Kamer:Ama böyle olmaz ki bir karar ver sende. Afitap:Neli olsun tatlı? -_- Kamer:Bu sefer de brownili kurabiyelerden olsun,hani şu en son yaptığından. Afitap:Yemek kaplarını kargoyla geri gönder,giden kab geri gelmiyor! Kamer:Gönderirim,kargonun teslim günlerini ezberledim zaten. Afitap:Sen bir daha göreve git ya,ben bu bir buçuk ay içinde rahattım. Afitap:Kafam rahattı. Kamer:Kargo yollarını gözlüyor olacağım. Afitap:Ne desem boş. Kamer:Ne desen hoş. (Görüldü)
Veeee bittiiii💖 Koskoca bir yıl olmuş be! Bir dahaki bölüm konumuz tatlı olmayacak çok şükür! Bombalar gelecek ama hadi bakalım. Afitap'a neler oluyor? Nasıl kavuşacak bunlar be? -Allah bilir Yazıyoruz bir şeyler ama güzel olacak gibi.
|
0% |