Yeni Üyelik
27.
Bölüm

Mor Toka

@ladyasel

-Erzurum'un Bedevileri-

 

Afitap:Kamer.

 

Kamer:Efendim.

 

Afitap:Çıktın mı karargahtan?

 

Kamer:Eve geldim bile güzelim.

 

Ömer:

Ömer:Şafak operasyonu mu var?

 

Kamer:Evet.

 

Kamer:Ömer sana bir şey soracağım.

 

Ömer:Hazırım sor.

 

Kamer:Uyuşturucu iğne yapmadan diş sökmenin ağrı eşiği ne kadar olur?

 

Ömer:On üzerinden bin.

 

Ömer:Ağrıdan bayıltır insanı zaten.

 

Kamer:Hmm güzel.

 

Ömer:Neden sordun?

 

Kamer:Hiç sadece bir günlüğüne dişçi olacağım.

 

Ömer:Nasıl yani?Anlamadım.

 

Kamer:Yok bir şey.

 

Ömer:Arkadaşlar dört aylık dersi bir güne sığdırmam gerekiyor.

 

Afitap:Sen kaşındın memati.

 

Ömer:Alırım aklını çok konuşma.

 

Afitap:Sen benim kılıma bile zarar veremezsin düdük.

 

Afitap:Hadi köle git ders çalış.

 

Ömer:Ders çalışmam lazım.

 

Ömer:Ders çalışmaya geldim beeeğn

 

Ömer:Acilen ders çalışmam lazığmmm.

 

Ömer:Ders çalışmalıyım.

 

Afitap:Aga dur-

 

Ömer:Duramam abla.

 

Kamer:Lan kimse engellemiyor seni.

 

Kamer:Psikopat mısın git dersini çalış.

 

Kamer:Focuslanmışsın bir de art arda mesaj atıyorsun.

 

Afitap:JDJFJSMSNXKNDDKN

 

Ömer:Siz bana böyle diyorsunuz ama!

 

Ömer:Yaşlanınca dişlerinizi bana bedavaya yaptırmaya geldiğinizde görüşürüz!

 

Ömer:Sökmeyeyim penseyle o dişlerinizi!Yaşlılar!

 

Afitap:Senin canın şırınga istiyor diye yorumladım?

 

Ömer:Arkadaşlar anlayacağınız bir evde iki sağlıkçı olmaz.

 

Ömer:Ben kabul ettim, siz de edin.

 

Afitap:Ayrıca Yüsraya yaptırırız.

 

Afitap:Sana mı kaldık kerata?

 

Ömer:Çok üzüldüm.

 

Ömer:Yaşlı maymun!

 

Ömer:DERS ÇALIŞMAYA GELDİĞM BEĞNNN.

 

Kamer:Aha yine focuslandı.

 

Ömer:Tamam tamam kendime geldim.

 

Ömer:Okumam gereken slaytlarla bakıştıkta🥲

 

Ömer:Aküsü biten arabayı çalıştırmaya çalışanlar gibi beynimi çalıştırmaya çalışıyorum xhbdjdhjdjjd.

 

Ömer:Ama ne çare...

 

Afitap:Tabi ömrün boyunca çalıştırmayınca zor gelmiştir.

 

Kamer:Fenasıııın ;)

 

Afitap:Eheheh ;)

 

Afitap:Zamanında yediğin hurmalar.

 

Kamer:Şimdi götünü tırmalar.

 

Ömer:Karı-koca her şeyi yüzüme vurmak zorunda mısınız?

 

Afitap:Sus ders çalış.

 

Ömer:Gidiyom.

 

Ömer:Gittim.

 

Kamer:Sonunda

 

Afitap:Kamer.

 

Afitap:Poşete koyduğum poğaçaları ve kurabiyeleri çantana koydun değil mi?

 

Afitap:Aç kalmayın sakın.

 

Kamer:Koydum hayatım.

 

Kamer:Ellerine sağlık.

 

Kamer:Ayrıca geçen gün yaptığın profiterol de çok güzeldi.

 

Afitap:Afiyet olsun, timdekiler beğendi mi?

 

Kamer:Tabiki de onlara vermedim.

 

Kamer:

Afitap:Nasıl?

 

Kamer:Az koymuşsun

 

Kamer:Dedim bu anca bana yeter.

 

Kamer:Sonra dedim ki ne gerek var onlar sonra yerler.

 

Afitap:Çüş.

 

Afitap:Oha.

 

Afitap:Koca bir kaba koydum Kamer.

 

Kamer:Şaka şaka.

 

Kamer:İkişer tane dağıttım.

 

Kamer:Ama ben on tane yedim.

 

Kamer:HAHAHAHAHHA.

 

Afitap:LQMSJXJDIXJFKXJJDDI.

 

Afitap:Pek bi mutlusun hepsini gömdüğün için.

 

Kamer:Yarısını*

 

Ömer:Çüş yarısını mı?

 

Kamer:Oğlum sen gitmedin mi?

 

Ömer:Gittim beş dakika çalıştım geri geldim.

 

Afitap:Ömer defol git ders çalış asacağım seni kulaklarından.

 

Ömer:

 

Ömer:Tamam beş dakika çalıştık yeter bu kadar.

 

Ömer:

Afitap:Ne zaman zorladın ki?

 

Ömer:Beş dakika çalıştık işte yeter.

 

Ömer:Hatta altıncı dakikada da limitleri zorladım aga

 

Ömer:Her gün her gün ders mi çalışacaz?

 

Ömer:Bana öyle bir şey denmedi kardeşim.

 

Ömer:Söyleselerdi gelmezdim.

 

Afitap:Gelmek için babama yalvardığın aklıma geldi.

 

Ömer:O zamanlar benim garibanlık:

 

Ömer:

Afitap:LQJSJDJXKXJDIJDIXIHDJDUD.

 

Ömer:Abla bu arada benim staj malzemelerini senin karttan aldım.

 

Afitap:nE?

 

Kamer:Sen şimdi naneyi yimedin mi?

 

Afitap:GERİZEKALIII.

 

Ömer:Ben de gülerken söyleyeyim belki daha az kızarsın dediydim.

 

Afitap:Ya sen mal mısın?

 

Afitap:KİRAYI ÖDEYECEKTİM ONUNLA.

 

Afitap:Babam sana bekle para göndereceğim dedi, değil mi Ömer?

 

Ömer:

Ömer:Haberim yokmuş gibi yapacağım (Bal gibi de biliyorum)

 

Afitap:Utanmaz köpek yaa.

 

Ömer:

Ömer:Sen utanmaz deyince utanasım geldi 👉🏻👈🏻

 

Afitap:Yok ya!Ben o çamaşır makinasını çalıştırmamakla hata ettim.

 

Ömer:Küçükken beni içine attığın makinayı mı?

 

Afitap:Evet.

 

Ömer:Bak şöyleydik.

 

Ömer:

 

Afitap:Zavallı ben nasıl da tereddüt etmişim düğmeye basmamak için.

 

Kamer:QLSKDKXNKDXJDJXJNDJD.

 

Ömer:Seni çok seviyorum canım ablam (Paralarını da seviyorum)

 

Afitap:Paralarımı sevme Ömer!

 

Ömer:Ama öyle deme senin kanal tedavini o ağletle yapacağız yaşlı grandmother'ım benim.

 

Afitap:O ağlet senin bir tarafına...

 

Afitap:

 

Kamer:Ben bu fotoğrafta küfür görüyorum hocam doğru mudur?

 

Ömer:Bu sieee demek galiba.

 

Afitap:

 

Ömer:Canım ablam😍😘

 

Ömer:Odamın kapısına dayandı yine.

 

Ömer:Çok sevdin sen bu odayı.

 

Kamer:Gir, gir odaya ben arkandayım.

 

Kamer:Ya da boşver sen bunu.

 

Kamer:Aşağı in.

 

Kamer:Göreyim iki dakika seni.

 

Kamer:Hem sinirin yatışmış olur.

 

Ömer:

 

 

Ömer:Sinir bahane ablamı görmek şahane.

 

Kamer:Sus lan.

 

Kamer:18 yaş üstü ergen sendromlu amip.

 

Ömer:Hakarete bak bir cümleden oluşuyor.

 

Afitap:Ay aşağıda mısın?

 

Afitap:Yani geldin mi?

 

Ömer:Bu da dünden razı.

 

Kamer:Evden çıktım güzelim.

 

Afitap:Üstümü giyinip geliyorum.

 

Afitap:Bekle.

 

Kamer:Tamam.

 

Ömer:Neyse ben gideyim🥲

 

Ömer:Ne de olsa çok yalnızım.

 

Ömer:Baya yalnızım yani.

 

(Görüldü ✅️ )

 

Ömer:UMURSANMADIM?!

 

Ömer:Aman be!

 

Ömer:Size mi kaldım dişsiz yaşlılar?!

 

(Görüldü✅️ )

 

Hızlıca odama gidip pembe sweat elbisemi giydim.Üstüne düz siyah yazma örtüp mutfağa ilerledim.Bu akşam börek yapmıştım.Orta boylu bir kabı dolduracak şekilde börek koydum.Elimdeki kap ve telefonla birlikte ayağıma terliklerimi geçirip apartmandan aşağı indim.Ömer'e çıkmadan önce haber vermiştim.

 

Aşağı inip apartman kapısını açtım.Omzunu duvara yaslamış bir şekilde bekliyordu.Beni görünce gülümsedi.Koşarak yanına gidip sarıldım.Başımın üzerine öpücük bırakıp geri çekildi.Üzerimde mont vardı, burası Erzurum olduğu için geceleri daima soğuktu.

 

"Bak bize ne getirdim."

 

"Allah'ım nasıl bir sevap işledim de bu kızı bana verdin?"dediğinde, gülümsedim.İki elimi tutup öptü, daha sonra üşümüş olduğumu anlamış olacak ki elleriyle ellerimi ısıtmaya çalıştı.

 

"Bak ne diyeceğim?Sokağın başındaki parka gidelim mi?Hem bunları da orada yeriz."dediğimde gülümsedi.

 

"Hadi gidelim o zaman."dedi ve elimi cebine soktu.Her şeye bu kadar kolayca uyum sağlamasına bayılıyordum.

 

Sokak boyunca sessizce yürüdük ve parka geldik.Boş banka oturduğumuzda parkta kimse yoktu.Banka oturduğumuzda Kamer kolunu omzuma atıp beni göğsüne çekti.Başımı yasladığımda hala konuşmamıştık.

O sırada gözüme bileğindeki mavi tokam takıldı.

 

"Aaa tokam."

 

"Ne zamandan beri kolunda?"derken sesimden güldüğüm anlaşılıyordu.

 

"Dün uyurken saçını açmamıştın ve toka seni rahatsız ediyordu.Baktım uykunda söyleniyorsun, ben de tokayı çıkardım.Kolumda kalmış"dedi gülerken.

 

"Çıkarmayacak mısın?"dedim,merakla.

 

Heyecanla soruşuma seslice güldü.

"Şimdilik hayır ama eve gidince kutuya koyacağım, kaybolmasın.O bana birkaç şey hatırlatıyor."dedi gözünde canlanmışçasına bir ifadeyle.

 

"Neyi hatırlatıyor?"

 

"Altı-yedi yaşlarında vardık herhalde.Bir gün mahalledeki çocuklar topunu onlara vermediğin için saçını çekiyorlardı.O sırada ben de bakkaldan elimde poşetlerle dönüyordum.Poşeti havaya fırlatıp çocuklara doğru koşmuştum.Sarışın olanın poposuna koşarak bir tekme atmıştım.Saçını yolduğu için saçındaki mandallı toka çocuğun elinde kırılmıştı.Ben çocuğa vurunca hepsi birden kaçmıştı.En sevdiğin mandallı tokaydı o senin.Mor mandallı toka.Sonra ikiye ayrılan tokayı alıp cebime atmıştım. Geçenlerde tokayı anı kutumda buldum."dediğinde gözlerim parlıyordu.

 

Gülümserken,

"Kamer ciddi misin?Şaka yapıyorsun."dedim hayretle.

 

"Evet hâlâ bende kutuda duruyor.Gösteririm sana.Poşeti fırlatınca pirinç poşeti de patlamış.Eve gittiğimde annemden bir güzel de fırça yemiştim."dedi ve devam etti.

 

"Aslında mahalleye tekrar taşındığımızda sana dair çoğu şeyi hatırlıyordum.Sadece mesajlaştığımız dönemde, en başlarda birbirimize karşı o kadar düşman gibiydik ki ben sana dair bir şeyler sakladığımı belli etmek istememiştim."

 

"Bizim albümlerin arasında senin küçüklük resmini bulmuştum, oradan anlamıştım o çocuk olduğunu."dedim tebessümle.

 

"Ben çocukluğumu pek sevmem normalde ama tek arkadaşım ve teselli edenim sen olduğun için sana dair çok şey var.Şu an farkediyorum, Allah kalbimi küçüklükten sana alıştırmış."dediğinde göğsüne yaslı olan kafamı yüzüne kaldırdım tebessümle bakıyordu.

 

Hatırladığım şeyle hüzünlendim,"Ama sana dair benim anı kutumda pek bir şey yok, resminden başka."dedim.

 

"Kendini kötü hissetmen için söylemedim.Hem artık sende bana dair koca bir hayat var."

 

Gülümsedim,"Evet doğru, her şeyin bize dair olduğu koca bir hayat."dedim ve devam ettim.

 

"Birtane eve bakmıştık ya geçen gün. Terası olan eğer sana da uyarsa orayı tutalım diyorum."

 

Düşünmem için süre vermişti bana,ben de baktığımız evlerden birini seçmiştim.Geniş bir evdi, tam istediğim gibi ferahtı.

 

"Olur güzelim, benim de en beğendiğim oydu ama senin kararını etkilememek için bir şey söylemedim."

 

Ondan tarafa dönerek heyecanlı heyecanlı anlattım,

"Süper o zaman, çok sevindim.Bak aklımda ne var.Terası bitkilerle süsleyeceğiz, yerlere de renkli minderler koyarız sonraaa minik ışıklarla aydınlatırız.Koridorun sonunfaki odanın hemen yanındaki odayı da mescit mescit yaparız ama oranın ölçüsünü aldırıp kitaplıkta yaptırmamız gerekiyor."

 

Ben soluksuz anlatırken, o yüzünde tebessümle beni dinliyordu.

 

"Ay ben çok mu konuştum?"dediğimde boş parkta kahkahası yankılandı.

 

"Hayır hayır aksine bu kadar hevesle anlatmana bayıldım.O yüzden seni dinlemek istiyorum."dediğinde güldüm ve devam ettim.

 

"Girişe yakın ikinci oda henüz boş ama Allah nasip ederse orayı da çocuk odası yaparız ileride."dediğimde gülümsedi ve yanağımdan makas aldı.

 

"Şurada bir iki sene önce seninle ortak bir hayata adım atmak bana imkansız geliyordu ama şimdi iki ayrı hayatımızın olma ihtimalini düşünmek bile işkence gibi."dedi bir eli yanağımı okşarken.

 

"İyi ki pidelerimi senin çaldığını sanmışım."dediğimde kısık bir sesle güldü.

 

"O pideler yüzünden az çekmedim."

Hemen ayaklanıp iki elimi belime koydum.

 

"Ne çekmişsin acaba?Sana kötü bir şey mi yaptım?"

 

Ani tepkim karşısında hiç beklemeden ayağa kalkıp beni kucakladı.Ağzımdan bir çığlık kaçtığında yüzüme baktı ve"Önce pidelerini şimdi de seni kaçırıyorum."dedi ve kucağında döndürmeye başladı.Kahkahalarım parkta yankılanıyordu.O an kahkahalarımız bir ömür hiç dinmemesini diledim.

 

"Kahkahan kulaklarımdan hiç eksilmesin Afitap Karayel."dedi yüzüme tebessümle bakarken.Gülümsedim, Allah'a tekrar teşekkürlerimi sundum.Böyle bir adam için şükretmeliydim değil mi?

 

Beni kucağından indirdiğinde başım dönüyordu.Gözlerim başım döndüğü için bir oyana bir buyana gidiyordu.Kamer gözlerime baktığında bir kahkaha patlattı.

 

"Yaa komik mi?Benim dünyam sallanıyor şu an"dedim, gülerken.

 

Ona gülme derken kendime gülüyordum.Baya tutarlıyım!Görüş alanım kaymayı durdurunca Kamer'e döndüm.

 

"Kamer şuradaki sallanma demirleri var ya.Beni oraya kaldırsana."dedim,elimle demirleri gösterirken.

 

"Amanda aman boyu da yetmezmiş."diyip elini küçük boyumu ifade edercesine kafama koydu.Bir süre ters ters baktım.

 

"Tamam tamam kızma, neyse ki sana yardımcı olabilecek bir kocan var artık."dedi sırtırken.

 

Demirlerin oraya gelince belimden tutup beni demirlere kaldırdı. Tutunduktan sonra tam öbür demire geçecektim ki belimdeki elini çekti.Huysuzca sızlandım.

 

"Kameeer neden bıraktın?!"dedim sitemle.

 

"Korkma ben hemen dibindeyim, düşecek olursan tutarım seni.Şimdi, korkmadan tek elini bırakıp öbür demiri sıkıca tut."

 

Onun dediğini yapıp öbür elimle diğer demiri tuttum ve daha sonra arkadaki elimide onun yanına hızlıca koydum.

 

"Süpersin devam et."dedi küçük bir çocuğu telkin eder gibi

 

Son demirden bir önceki demire geçecekken elim kaydı.Tam düşüyordum ki Kamer beni tutmuştu.Küçüklükten beri bu demirlerden korkardım çünkü düşüp kolumu çatlatmıştım.

 

"Hatırlıyor musun bu demirlerden düşüp, kolumu çatlatmıştım."

 

"Evet hatırlıyorum.Hatta çığlık ata ata ağlamıştın.Ben de gidip annenlere haber vermiştim."

 

Aklıma gelen şeyle tekrar gülümsedim.

"Hastaneye giderken bağıra bağıra Kamer de gelsin Kamer de gelsin diye ağlamıştım.Sonra seni de yanımızda götürmüştük."dediğimde gülüyordu.

 

"Bak, o zaman da bensiz hiç bir şey yapmıyormuşsun."dedi göz kırparken.

 

"Hastaneden eve gelince de evi yıkmıştım bağıra bağıra 'Kamer niye bizim eve gelmedi, ben dışarı çıkamıyorum canım sıkılıyor' diye."

 

Gülümsedi, "Güzeldi, çocukken de seninle olmak."

 

"Evet, öyleydi."dedikten sonra aklıma gelen şeyle tekrar konuştum.

 

"Nikah için evraklar tamam değil mi?Hallettik, eksik bir şey yok."

 

"Hallettik gündüzüm, yirmi gün var düğünümüze."dediğinde heyecanla ellerimi çırptım.O ise bu heyecanlı halime güldü.

 

Beni kucağından indirdiğinde eve gitmeye karar verdik.Hava soğuktu ve saat gece on buçuktu.Dinlenmesi gerekiyordu, yarın göreve gidecekti.Bir yandan parkın çıkışına doğru yürüyorduk.

 

"Kamer, yarın çok dikkat et bak.Tamam mı?"derken, son tembihlerimi yapıyordum.

 

"Tamam güzelim, dikkatli olacağım.Endişelenme sen."dediğinde gülümsedim.

 

Tam parktan çıkacakken içeri girenlerle ufak çaplı bir şok yaşadık.

 

"Zeynep?"dedim, şaşkınlık içinde.

 

"Afitap?"dedi bana otuz iki diş sırıtırken.

 

"Çağan?"dedi Kamer çatık kaşlarıyla Çağan'a bakarken.

 

"Komutanım?"

 

Şu an herkes fazlasıyla şaşkındı ve bir süre sanırım bunu atlatamayacaktık.

 

-Bölüm sonu-

 

 

Bittiii şöyle güzel bir texting bölüm yazayım dedim.

Ne de olsa bir dahaki bölüm çok üzüleceğiz önce biraz gülelim değil mi? :)

Hadi ben kaçtım, ders çalışmam lazığm jxnxjdbxjdnjdd.

Bu arada Ömer'in ders çalışmam lazım dediği kısım viral bir videodan alıntı belki karşısına çıkmayanlar vardır diye söylemek istedim✨️🌸

 

 

Loading...
0%