Yeni Üyelik
12.
Bölüm

Veda Tatlısı

@ladyasel

Ruhum daralmıştı.Bu yüzden öğlen namazından sonra; nafile namaz kılıp,Kur'an okumaya karar vermiştim.Oscar ödülü alan,aksiyon dolu bayram ziyaretleri filmimizden sonra ne mi oldu?İkinci defa mahkeme huzuruna çıkıp,annemler tarafından yargılanmıştık ve olayların yalancı şahidi Aylin ise olayları anlatırken,akla hayale gelmeyen yalanlar uydurmuştu.

 

Hani küçükken annene yalan söylersin ama gözlerine baktığında yalan söylediğini anlar ya.Bu aylin,küçükken öyle usta bir yalancıydı ki annesi bile yalan söylediğini anlamazdı.

 

Hatta küçükken bir keresinde annesinden gizli bakkala gittiği halde annesini kandırıp,"Hayır ben bakkala gitmedim anne,bakkala giden Afitap."demişti.

 

İftira desen, o da var!Yani anlayacağınız Aylin nefes aldığı andan itibaren böyleydi.

 

Olayın yaşanmasının üzerinden iki gün geçmişti.Babam bu olayın bir yanlış anlaşılma olduğunu bilse de, annem bu sefer bana inanmamıştı.Annemin sert bakışlarından nasibimi alıyordum.Kötü hissediyordum çünkü orada kilitli kalmak isteyerek yaptığım bir şey değildi.Annemin Aylin'e inanıp bana inanmaması beni içten içe incitmişti.

 

Annemin bakışları yüzünden suç işlemiş gibi hissediyordum. Bu yüzden odamdan çıkmamaya karar vermiştim.Bugün bayramın üçüncü günüydü,koca bayramı bana zehir etmişlerdi.

 

Ayriyetten Kamer bugün gidiyordu.Sonunda kurtulacaktım ve sakin hayatıma geri dönecektim.Bir diğer yanım ise bu konuda çok garip hissettiriyordu.Sanki hayatımda koca bir boşluk oluşacakmış gibi hissettiriyordu.İçimdeki huzursuz duyguya bir anlam veremedim.Bir anda her şey üst üste gelmişti.Tuzağa düşüp yanlış anlaşılmamız ve bugün Kamer gidiyordu.Sanki üzerimize atılan suç,onun gidişiyle tamamen üstüme kalacakmış gibi hissediyordum.

 

Odamın kapısı tık tıklanmıştı.

"Abla gelebilir miyim?"

"Ömer seninle uğraşamam!Kötü espiri yapıp moralimi bozacaksan gelme!"dedim sinirle.

Kafasını kapının arasından gösterip, yavru köpek bakışları attı.

Gözlerimi devirip,

"Gel hadi gel,kerata seni!"dedim, bir yandan gülerken.

Yanıma oturdu ve bana doğru döndü.

"İki gündür yüzün asık."

yüzümü inceledi, durum analizi yapıyor gibiydi.Sonra tekrar konuştu.

"Abla yapma böyle,gül biraz hadi.Senin bir suçun yok ki."

"Sorun da orada zaten Ömer,hiç suçum olmadığı halde suçlu muamelesi görüyorum."

"Evet haklısın abla.Bir şekilde ispat etmemiz lazım."

Biraz düşünür gibi yapıp konuştu.

"Aklıma bir fikir geldi!Hani Aylin sizi suçlarken mesajları gösterdi ya,biz de suçsuzluğunuzu ispatlamak için Aylin'in mesajlarını gösterebiliriz."

kafasını tutup bir ada alnını öptüm.

"Keratasın falan ama zekan pırıl pırıl."dediğimde,bilmiş bir tavırla konuştu.

"Tamam tamam çokta şeyapmamak lazım."dediğinde koluna vurdum.

Bir anda kollarını bana sarıp,yanağımdan öptü.

"Gül bakayım hemen,yüzünü asık görürsem yanaklarını öpmem bu sefer ısırırım."dediğinde,güldüm ve ben de ona sarıldım.

"Amam aman ısırmak falan yok!"deyip,alnına dökülen saçlarını karıştırdım.

"Abla saçlarımla oynasana."dedi ve başını dizime koydu.

Küçüklükten beri Ömer ile böyle bir alışkanlığımız vardı.Başını dizlerime koyardı.Ben de onun saçlarıyla oynardım, o da mayışıp uyuyakalırdı.Küçük kardeşimin saçları yumuşacıktı.Bu yüzden saçlarıyla oynamayı çok severdim.

 

Gülümsedim,aramızda beş yaş vardı.Küçükken ne zaman mahalledeki çocuklar onu dışlasa benim yanıma gelirdi.Ben de onunla istediği oyunları oynardım.Küçükken her şey güzeldi.Dertsiz,tasasız,tek amaç oyun oynamaktı.

 

Ömer ilk doğduğunda ben beş yaşındaydım.Ben küçük olduğum için,oturduğum yerde kucağıma verirlerdi hep.Küçük oluşumdan mı kaynaklı bilmiyorum ama hep

"Bu bebek çok büyük."derdim ve her seferinde bana gülerlerdi.

Şu anda da bana çok büyük geliyordu mesela ama bu sefer kimse gülmüyor çünkü 1.85 boyu var çocuğun.

 

Ömer'in gözleri yavaş yavaş kapanırken,odanın kapısı yavaşça açıldı.Odaya giren annemdi.Gözgöze geldikten sonra hiçbir şey söylemeden gözlerimi tekrar Ömer'in saçlarına indirdim ve saçlarıyla oynamaya devam ettim.Ömer çoktan gözlerini kapatmış,uykuya dalmıştı bile.

 

Annem yanıma geldi ve sessizce bir süre bekledi.

"Kızım,biraz konuşalım mı?"

"Şimdi olmaz anne,Ömer daha yeni uyudu.Sessiz olalım."dediğimde,ikimize bakıp gülümsedi ve odadan çıktı.Biraz yumuşamış gibiydi.

 

Telefonuma bildirim sesi geldiğinde,elime aldım ve bildirime tıkladım.

 

Kamer:Afitap

Afitap:Efendim

Kamer:Ben akşam saat altıda gidiyorum.

Afitap:Üç saat kalmış.

Afitap:Az kalmış yani.

Kamer:Evet,benden kurtulmana az kaldı.

Afitap:Hayır,hayır öyle demek istemedim.

Afitap:Yanlış anladın.

Kamer:Yani gitmeme üzülüyorsun öyle mi?

Afitap:Yoo üzülmedim.

Afitap:Sonuçta vatanını,bayrağını,milletini korumaya gidiyorsun neden üzüleyim ki?

Kamer:Aferin,işte beklediğim cevap bu.

Kamer:İtiraf et ama ekşın dolu günlerimizi özleyeceksin.

Afitap:Yaa ne demezsin!O kadar özleyeceğim ki o günleri hatırlamamak için arkama bakmadan kaçacağım.

Kamer:

Afitap:Neden hüzünlenmek?

Kamer:Orada kimse bana kakaolu kek yapmayacak.

Afitap:Çokta dert etme.

Afitap:Benden bu kadar rahat bir şekilde kek isteyebiliyorsan başka bir kızdan da isteyebilirsin.

Afitap:O sana kek yapar :)

Kamer:Bir dakika bir dakika tahmin ettiğim şey mi?

Kamer:Beni olmayan birinden mi kıskandın az önce?

Kamer:

Afitap:

Kamer:Endişelenme yaa tatlı konusunda senin yerine kimse geçemez.

Kamer:Malum orada kimse bana kek yapamaz :')

Kamer:Bana veda tatlısı yapmaya ne dersin?

Kamer:Bu sefer kek değil ama başka tatlı.

Afitap:Pardon?Başka isteğin var mı?

Kamer:Yok

Kamer:Sadece tatlı istiyorum.

Afitap:Allah'ım sabır ver.

Kamer:Bak son tatlı yapışın.

Kamer:Kim bilir belki de bir daha yapamazsın...

Kamer:Şehit olursam.

Kamer:Arkamdan ağlarsın,bir tatlı yapamadan şehit oldun diye.

Afitap:Vicdanımı sızlatma çaban...

Afitap:Aferin sana başardın!

Afitap:Tatlını parka getireceğim.

Afitap:Saat beş gibi orada ol.

Kamer:Yes beee!

(Görüldü)

Kucağımda uyuyan Ömer'in kafasını dizlerimden yavaşça çekip yatağın üzerine koydum.Şimdi tatlı yapma vaktiydi.Hüzünlü bir tatlı olacaktı bu tatlı.

---

Namazımı kıldıktan sonra,evden çıktım ve elimdeki profiterol tatlılar ile birlikte binanın merdivenlerinden indim.Profiterolleri büyük yapmıştım,yolda yemesi için yeter de artardı.Evin ilerisindeki parka doğru yürümeye başladım.

 

Geldiğimde bankta oturuyordu.Yanına ilerledim ama aramızda bir metreden fazla mesafe vardı.Geldiğimi anlayıp,bana doğru döndü.Gözlerime bakmaması beni mutlu ediyordu.Hassasiyetime önem veriyordu!Bu güzel bir şeydi.

"Menüde ne var acaba?"

"Bak bakalım."dedim, yüzümdeki hafif tebessümü gizleyemezken.

"Profiterol demek ha!Çok severim."

Dalga geçercesine konuştum.

"Yemek türünden senin sevmediğin bir şey var mı acaba?"

Güldüğünü işittim.

"Yok vallahi,önüme ne konsa yerim."

"Seni alan yaşadı desene.Yemekte ne yapacağım derdi de olmaz."dedim, dalgaya alarak.

"Evet,böyle de zahmetsiz bir adamım işte.Allah sana benim gibisini nasip etsin."dedi,şakayla karışık.

"Aman Allah korusun tövbe de.Senin gibi birisi olursa önüne zehir koyarım."

 

Gülerek konuştu,

"Bir zehir içmediğim kaldı zaten."

Ağzında gevelediği için anlayamamıştım.

"Ne anlamadım?"dedim tek kaşım havalanırken.

"Yok bir şey."deyip,sustu.

Çatalı aldı ve profiterolün tadına baktı.Bir süre gözlerini kapattı.

"Aman Ya Rabbim."dedi ve devam etti.

"Bu tatlıyı yapan kişiye nasıl bir yetenek verdin Rabbim?"

"Bir tatlıyı bu kadar güzel yapabilmek için yapanın daha tatlı olması gerekiyor ama bu insan adana dürüm acısı gibi."dediğinde güldüm.

"Birazdan susmazsan çıranı yakacağım!"dedim, sahte bir gülümsemeyle.

"Tamam tamam ama çok fazla yapmışsın zahmet olmuş."

"Yolda yersin diye fazla yaptım."

"Aman Allah'ım duyduklarıma inanamıyorum,kafana bir şey düşmedi değil mi Afitap?"

"Benim kafama bir şey düşmedi de,senin kafana birazdan ayakkabım düşebilir dikkat et!"dedim, ima yaparak.

"Tamam tamam şaka yaptım."dedi ve bir anda ciddi bir şekilde konuştu.

"Hakkını helal et,belki daha sonra helallik alamayabilirim senden."dediğinde,ayak uçlarıma bakarken kaşlarım çatıldı.

"Helal olsun da bir daha helallik alamayabilirim derken?"

 

"Şehit olmakta var bu işin sonunda.Ben helalliğimi alayım da..."dediğinde, konuşmadım bir süre.

"Sen de helal et,düşünmeden saçma sapan suçlamalar yaptım."

"Helal olsun,önemli değil bilmeden yaptın sonuçta."dedi.

Saatine baktı.

"Gitme vaktim geldi."

"Yolun açık olsun..."dedim hafif tebessümle.

"Kendine iyi bak cadı,Allah'a emanet ol."

"Sen de kendine iyi bak,Allah'a emanet ol.Allah yardımcın olsun."

"Amin."dedi ve arkasını dönüp yürüdü,parktan çıkarken el sallayıp uzaklaştı.Ben de el sallayıp eve gitmek için yol aldım.

Konuşmanın son kısımları yüreğimde bir ağırlık bıraktı.Derin bir nefes alma ihtiyacı duydum.Çok önceden gördüğüm bir yazı geldi aklıma ama es geçtim.

"İnsan yüreğindekini en sevdiğine emanet etmeli, Allah'a emanet ol."

 

 

 

Bölüm sonuuu💖💫

Beğendiniz mi?

Hadi hep beraber ağlayalım, Kamer gidiyor.

Ömer ablasını çok seviyor ya, koca bebek xjdnzkdn

Ee yıldızı parlatsak mı?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%