Yeni Üyelik
3.
Bölüm

2.Bölüm

@ladyy_6

(Gökhan'ın anlatımından)


|Aynı Gece|


23:12


Sessiz ve ıssız bir sokakta tek başıma yürüyordum. Bugün olanları düşünüyordum. Efnan'ın yanındaki adam kimdi? O adamı nerden tanıyordu? Kafamda türlü türlü sorular vardı. Ama en önemlisi Efnan iyi miydi?


Restoranttan çıkarken pek iyi görünmüyordu. Arkasından bağırmıştım ama beni duymamıştı. Aramalarıma ve mesajlarıma da hâlâ cevap vermemişti. Gerçekten çok merak ediyordum ama belki de yalnız kalması daha iyidir. Kendini iyi hissedince bana geri dönüş sağlardı. Sanırım.


Hâlâ Efnan'ı düşünürken bir çığlık sesi duydum yani sanırım. Durup tekrar ses gelip gelmediğini dinledim. "Yardım ediin!" diye bir çığlık sesi duyduğumda sesin geldiği tarafa doğru ilerlemeye başladım. Muhtemelen şerefsiz piçin birisi bir kadını taciz ediyordu ve ben hızlı olmazsam bazı şeyler için çok geç kalmış olacaktım. Bu yüzden koşarak sesin geldiği yere doğru gittim.


Bağırma sesleri artık çok yakından geliyordu. Ama tam olarak nerede olduğunu göremiyordum. Kafamı sağa çevirdiğimde çıkmaz bir sokakta bir adamın bir kadını köşeye sıkıştırmış olduğunu görünce hiç beklemeden oraya doğru hızlı adımlarla gittim. Adam benim geldiğimi anlayınca hızla arkasını döndü. Bu adamı daha önce görmüştüm. Tefece Veli'nin adamlarından biriydi. Ama ismini bilmiyordum.


Adam bana doğru bir yumruk sallayınca vücudumu geri çekerek yumruğundan kurtulmayı başarıp hızlı bir hamleyle bana doğru salladığı elini tutup büktüm. Adam elini kurtarmaya çalışırken ben daha çok büküp kolunu kırmayı başarmıştım. Birden elimden kurtulup kaçmaya başladığında peşinden gidecektim ama kadına yardım etmek için gitmedim. Arkamı döndüğümde yere çöküp cenin pozisyonunda olduğunu gördüm. Hemen yanına gidip önünde durdum ve diz çöktüm.


"Sakin olun lütfen." dediğimde kafasını kaldırıp bana baktı. Ağlamaktan gözleri kızarmıştı. Birden bire boynuma sarılınca şaşırmıştım. "Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim. Sen olmasan şuan..." gerisini söyleyememişti. Zaten söylemesine de gerek yoktu. "Şşş sakin olun lütfen böyle bir ihtimali düşünmeyin. İyi misiniz siz? Size bişey yaptımı o şerefsiz?" diye sorduğumda bana sarılmayı bırakıp kafasını olumsuz anlamda sağa sola sallayıp konuşmaya başladı. "İyiyim. Siz gelmeseydiniz muhtemelen birşey yapmış olacaktı ama tam zamanında yetiştiniz. Çok teşekkür ederim gerçekten."


"Lütfen teşekkür etmeyin artık. Kim olsa aynısını yapardı. Teşekkür edilecek bişey yapmadım." dediğinde cevap vermek yerine sadece kafasını salladı. "Evinize kadar götürmemi istermisiniz?" diye sordum. Gerçekten iyi görünmüyordu ve bu şekilde onu burda bırakıp gitmeye gönlüm el vermiyordu. Böyle şerefsizler yüzünden kaç tane kadının hayatı mahvoluyor her gün.


Kafasını olumlu anlamda salladığında oturduğum yerden kalkıp elimi ona doğru uzattım. Elimden tutup ayağa kalktığında arabamın olduğu sokağa doğru beraber yürümeye başladık.


Arabaya bindiğimizde evinin adresini sormuştum. Söylediğinde arabayı çalıştırıp söylediği adrese doğru sürmeye başladım.


Neredeyse 15 dakikadır arabanın içindeydik ve hiç bişey konuşmamıştık. Yol boyu sessizdik. Söylediği adrese gelince arabayı durdurdum. Kafamı çevirdiğimde uyuduğunu gördüm. Arabadan inip onun olduğu tarafa geçip kapısını açtım. Uyandırmaya çalıştım ama uyanmayınca mecburen kucağıma aldım. Arkamızda kalan eve doğru döndüm. Kapının önüne gelince zile bastım. Bir kaç saniye sonra bir koruma kapıyı açtı. "Siz kimsiniz ve bu saatte burada ne işiniz var?" diye soğuk ve net bir şekilde sorularını arka arkaya sıraladığında cevap olarak kucağımdaki kızı gösterip "onu getirdim" dedim. Kafasını sallayıp "bir dakika lütfen" diyerek yanımdan bir kaç adım uzaklaştı.


Cebinden telefonunu çıkarıp birisini arayıp birşeyler söyledi. Sonra evden bir adam çıktı. Koşarak buraya doğru geldi. Evli miydi acaba?


Adam yanıma gelir gelmez kızı kucağımdan aldı. Ve gözlerini kısarak bana baktı. "Seni daha önce hiç gördüm mü?" diye sorduğunda kafamı olumsuz anlamda salladım. "Sanmıyorum" diye cevap verdikten sonra devam ettim. "Onunla ilgili anlatmam gereken önemli bişey var." dediğimde önce kucağındaki kıza baktı sonrada bana kafasıyla içeri girmem için işaret edip arkasını dönüp yürümeye başladı.


Eve girdiğimizde beklememi söylemişti. Kucağında kızla birlikte merdivenlere doğru ilerleyip yukarı çıktı.


Aradan geçen beş dakikanın ardından aşağı geri indiğinde benim oturduğum koltuğun tam karşısına oturdu. "Kardeşimle ilgili ne anlatacaksın?" Kardeşimiymiş?Açık bir şekilde merak ettiği soruyu sorup cevap vermem için beklemeye başladı. Cevap vermek için ağzımı açtım.


Olan biteni en başından en sonuna kadar anlatmıştım. Son olarakda "tefeci Veli BEKTAŞ'ın adamlarından birisiydi." diye ekledim.


Bu durumla ilgileneceğini söyledi ve bana teşekkür ettikten sonra gitmek için ayağa kalktım. Kurtardığım kızın ismi Gül'müş. Gül ARSLAN. Ve abisinin adı da Aslan'mış. Babamdan dolayı Arslan ailesini biraz tanıyordum. Ama onları daha önce görmemiştim. Babamla iş yaptıkları zamanlar küçüktüm gerçi onları görmemem normaldir. Şimdi ise şirketin başına Aslan geçmiş.


Ordan çıktıktan sonra arabama binip eve gitmiştim. Saat epeyce geç olmuştu. Üstümü değiştirip yatağıma girdiğim sırada aklıma gelen şeyle telefonumu elime aldım. Efnan'ın geri dönüş yapıp yapmadığına bakmıştım. Ama hiç bildirim yoktu. Ne aramalıma ne de mesajlarıma cevap vermemişti. Bunu görünce moralim bozulduğu için telefonu kapatıp kendimi uykunun kolları arasına bıraktım.



(Efnan'ın anlatımından)


08:30


Sabah yine alarm sesiyle uyanınca babamın hâlâ eve gelmediğini anlamıştım. En iyisi bugün polise gitmekti.


Karakola gitmek için yataktan kalktım. Duş aldıktan sonra üstümü değiştirip evden dışarı çıktım. Durağa gidip otobüs beklemeye başladım. Otobüsü beklerken telefonuma bakmaya başladım. Gökhan'dan gelen mesajlara geri dönüş yapmadım ama dünden sonra beni çok merak ettiğini bildiğim için onu aradım. Telefon bir kaç kez çalıştan sonra hemen açıldı. "Alo. Efnan iyi misin? Seni çok merak ettim dünden beri ne mesajlarıma ne de aramalarıma geri dönmedin."


Gerçekten onu çok endişelendirmiştim. Bu sesinden bile anlaşılıyordu. "Gökhan sakin ol lütfen. İyiyim ben merak etme." Bu sırada otobüs gelince hemen otobüse bindim. "Tamam. İyi olduğuna eminsin demi? Ayrıca dün yanındaki adam kimdi?" bu soruyu soracağını biliyordum ama şuan bunu açıklamak istemiyordum. Bu konuları daha sonra konuşmalıydık. "Gökhan her şeyi anlatıcam ama şimdi değil biraz zaman ver" onaylayan mırıltılar çıkarttı. Vedalaştıktan sonra telefonu kapattım.


Karakola yakın bir durakta inmiştim. Etrafta kimse yoktu. Çok sessizdi biraz tedirgin olmuştum ama yürümeye devam ettim.


Arkamdan adım sesleri duyunca hemen arkamı dönüp baktım. Birisinin bana doğru hızla koştuğunu görünce bende hemen koşmaya başladım ve ara sokaklardan birisine girdim. Arkamı dönüp baktığımda kimseyi göremeyince olduğum yerde durup nefeslendim.


Tam adım atacağım sırada ağzıma bir bez kapandı ve ben ne olduğunu anlayamadan bilincim kapandı. En son hissettiğim şey sürüklenmem olmuştu. Ama karşı koyacak gücü kendimde bulamamıştım.



(Aslan'ın anlatımından)


09:30


Sabah uyanıp kahvaltımı yaptıktan sonra dün gece Gül'e taciz eden şerefsizin yanına gitmek için yola çıktım. Gece adamlarımdan birine Veli denen itin nerede olduğunu bulmasını söylemiştim. Çok geçmeden bulmuştu. Adamının adını biliyor olsaydım direkt onun yanına giderdim ama bilmiyordum bu yüzden Veli'nin olduğu yere gidiyordum.


20 dakika sonra adamımın bulduğu adrese gelmiştim. Issız bir yerdi. Ama bundan korkacak değildim tabikii. Yanımda Yiğit ve Murat da vardı. Onlar en çok güvendiğim adamlarımdı. Nereye gidersem gideyim benimle gelirlerdi.


Yiğit önden giderek kapıyı kırıp içeri girdi. Ardından ben girdim ve benim arkamdanda Murat girmişti. Girdiğimiz yerde ilk başta kimseyi görememiştim. Adım seslerini duyunca nerden geldiğini duymak için daha dikkatli dinlediğimde merdivenlerden geldiğini farkettim. Tam o sırada aşağı doğru koşarak iki kişi indi birisi bana doğru koştuğunda Yiğit önüme geçerek gelen adamı durdurdu. Diğer adamıda Murat tutunca adamların indiği merdivenden yukarı çıktım hızlı bir şekilde. Bir sürü oda vardı.


Tam bir odanın kapısının kulpunu tuttuğumda arkamdaki kapıdan gelen konuşma seslerini duydum.


"Kızını getirdik. Yan odada yeni uyandı ve hemen bağırmaya başladı. Gerçekten çok asi bir kızın var ama çok da güzel." diyordu bir ses muhtemelen bu konuşan Veli'ydi. Sonra içerden bir ses daha duydum. "Tamam kızım buradaysa artık beni bırakabilirsiniz demektir." diyordu diğer ses. Burda neler dönüyordu bilmiyordum ama iyi şeyler değildi. Duyduğum kadarıyla içerideki adam kızını sırf kendini kurtarmak için bu adama satmıştı resmen. Bu nasıl bir şerefsizlik nasıl bir vicdansızlıktır.


Daha fazla dayanamadığım için kapıyı açıp içeri daldım. İçeride sandalyede bağlı oturan bir adam ve tam onun önünde ayakta duran bir adam gördüm. Ayaktaki adam Veli'ydi. Hiç beklemeden ona doğru yöneldim ve yüzüne sert bir yumruk vurdum. Yumruğumun etkisi ile yere düştü. Üstüne eğilip yakasına yapıştım. "Bütün adamlarını hemen şimdi buraya topluyorsun. Hepsine tek tek hesap soracağım."


Veli'nin gözlerindeki korku görülmeyecek gibi değildi. "N-ne için?" kekeleyerek konuşmaya çalışmıştı. "Senin adamlarından bir it dün gece benim kardeşimi taciz etmiş. Onun hesabını soracağım. Şimdi siktir git tasmalarını tuttuğun adamlarının hepsini buraya çağır" deyip yakasını bıraktım.


Hemen ayağa kalktı ve cebinden telefonunu çıkarıp birisini aradı. Bütün adamlarını buraya çağırmasını söyleyip kapattı. O sırada benim aklıma buraya getirdikleri kız geldi. "Getirdiğiniz kız kim ve şuan nerede?" Onu burdan çıkartmalıydım. Bir kızın burda bu itlerin elinde kalmasına göz yumamazdım. "Yan odada." diye cevap verdikten sonra ben ayaklanınca cebinden bir anahtar çıkarıp bana doğru uzattı. Önce anahtara sonra yüzüne baktım. Yüzüne bakınca kafasını yere eğdi. Ben anahtarı elinden sökmek ister gibi aldıktan sonra odadan çıktım.


Yan odanın kapısının önüne gelince elimdeki anahtarla kapıyı açtım. Karşımda hiç görmeyi beklemediğim birisi vardı. Elleri ve ayakları sandalyeye bağlı, ağzı bantlı bir kadın.


Efnan. 


Hemen yanına gidip ağzındaki bantı çıkardım. Sonra ellerini ve ayakkarını çözdüm. Ayağa kalkıp hemen boynuma sarıldı. Şaşırmıştım. Ve heyecanlanmıştım. Benim kaç senedir yapmak istediğim ama korktuğum için bir türlü yapamadığım şeyi şuan o yapıyordu...


Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Şaşkınlığımdan kurtulup bende sarılışına karşılık vererek ellerimi beline sardım. O güzel kokusunu içime çektim. "Çok korktum Aslan. Herşey bitti sandım. Çok korktum gerçekten." Sakinleştirmek için sırtını sıvazladım. "Şşş sakin ol. Geçti ben burdayım. Seni kurtardım. Tamam mı sakin ol. Geçti." Bu sözlerimden sonra boynuma doladığı kollarını geri çekip yüzüme baktı. "Teşekkür ederim." Bunu derken gözlerini kaçırıp kafasını yere eğdi. Çenesinden hafifçe tutup kafasını kaldırdım. "Sen başını yere eğecek bişey yapmadın. Ayrıca teşekkür etmene gerek yok."sadece kafasını olumlu anlamda salladı. "Çıkalım mı?" diye sorduğumda yine kafasını olumlu anlamda salladı ve yürümeye başladı. Hemen arkasından bende yürüdüm.


Bulunduğumuz odadan çıkıp koridorda yürürken babasının hâlâ sandalyede bağlı olan bedenin görünce durdu. "Kızım. İyi misin?" Hah! Gerçekten ne kadar yüzsüz birisiydi bu adam. Birde iyi misin?diye soruyor. Kız senin yüzünden burada. Birde hiç bişey olmamış gibi böyle davranması gerçekten sinirlerimi bozmuştu. Efnan'a baktığımda babasına doğru yürüdü ve sandalyeye bağlı olan ellerini ve ayaklarını çözdü.


Babası ayağa kalkıp tam Efnan'a sarılacakken Efnan bir adım geri çekilip bunu engelledi. "Kızım gel hadi sarılıyım sana bi" Efnan önce bana çevirdi bakışlarını sonra tekrar babasına çevirdi. "Benim senin gibi bir babam yok." babası şaşkın bir şekilde Efnan'a baktı. Efnan konuşmaya devam etti. "Benim kendi canını kurtarmak için kendi öz kızını bir tefeciye satan bir babam olamaz. Bunca zaman sustum ama bu son damlaydı." durdu derin bir nefes aldı ve devam etti. "Bundan sonra senin Efnan diye bir kızın yok. Benim de bir babam yok." Bu sözlerinden hemen sonra arkasına bakmadan yanıma geldi. Ve merdivenlere doğru yürümeye başladı. Hemen peşinden bende yürümeye başladım.


(1 saat sonra)


Dün geceki o adamı ve bulup özellikle ilgilenmek için depoya göndertmiştim. Ve Veli'yi de göndertmiştim. Efnan'ın babası ve diğer adamlar gitmişti. Aslında Efnan'ın babasını da depoya göndertirecektim ama bunu Efnan'ın gözünün önünde yapmak istememiştim. Bu yüzden onu daha sonra depoya getirmelerini söylemiştim. Efnan hâlâ gitmemişti. Kaldırımın kenarında oturyordu. İşimi bitirince yanına doğru ilerledim. Hemen yanına oturdum. Yerdeki bakışlarını gözelerime çıkardı. Bir süre öylece bakıştık.


O benim kahverengi gözlerimi ezberlemek ister gibi bakıyordu. Bense onun yeşil orman gözlerinde kaybolmak ister gibi.


Gözleri gerçekten çok güzeldi.


Gözlerine baktıkça kalp atışlarım hızlanıyordu. Konuşmak için ağzımı araladım. Ve aklımdaki ilk soruyu sordum. "Eve dönmüceksin sanırım. Ne yapacaksın?" Gözlerini tekrar kaçırdı. Birkaç saniye bekledi sonra konuştu. "Bilmiyorum." Gerçekten çok düşünceli görünüyordu. Babasının yanına geri dönemezdi zaten. Gidecek başka biryeri varmıydı bilmiyordum. "İstersen kalacak biryer ayarlayabilirim." diye bir öneri sundum. Hemen kafasını kaldırıp gözlerime baktı. Kafasını olumsuz anlamda sallayıp konuşmaya başladı. "Gerek yok bir süre Gökhan'da kalırım. Sonrasını da bir şekilde hallederim. Ama yine de teşekkür ederim."


Gökhan'ı tanıyordum. Dün gece kardeşimi eve getiren kişi ve en yakın arkadaşıydı ama ne kadar yakın olurlarsa olsunlar Gökhan'la kalmalarına izin veremezdim. "Hayır Gökhan'la kalmana gerek yok. Çok birisiyle kalmak istiyorsan benimle kalabilirsin."


"Hayır. Tabikide seninle kalmam." tek kaşımı kaldırarak yüzüne bakıp konuştum. "Benimle kalmıyorsan Gökhan'la da kalmana izin vermiyorum Efnan." Yüzüme hayret içinde bakıyordu ama gerçekten o adamla kalmasına izin veremezdim. "Anlamadım. Ne demek izin vermiyorum. Kim olarak izin vermiyorsun? Ayrıca senden izin istemiyorum." Ah! Bu kadar inatçı olmak zorunda mı gerçekten? "Duydun Efnan. Benimle kalmıyacaksan onunla da kalamazsın. Seni burdan ben kurtardım. Ve eğer bana teşekkür etmek istiyorsan benimle kalacaksın. Ayrıca başka birisine güvenip onunla kalmana izin veremem."


Gökhan Efnan'a bişey yapmazdı. Ama benim güvenmememin nedeni başkaydı. Gökhan Efnan'a aşıktı ve ben bu yüzden onunla kalmasını istemiyordum. Efnan'ı ilk okuduğu üniversiteye gittiğimde görmüştüm. Kardeşimle aynı okuldaydılar. Ama aynı sınıflarda değildiler. Efnan Gül'den bir sınıf üstteydi.


Gül için okula geldiğimde görmüştüm onu ilk o kadar güzeldi ki gözlerimi alamamıştım. Çok güzel gülüyordu ve çok güzel bakıyordu.


Biraz araştırma yaptıktan sonra ismini soyismini Tıp öğrencisi olduğunu ve bu okuldaki ikinci senesinde olduğunu öğrenmiştim.


Karşısına çıkmak istemiştim ama bir türlü cesaret edememiştim. Sadece uzaktan izleyebildim. Uzaktan izlerken onu sevdiğimi farkettim.


Bir gün okul çıkışı Gül'ü almak için gittiğimde çarpışmıştık. Yanında yine Gökhan vardı. İlk defa o gün konuşmuştuk. İlk defa kokusunu orda içime çekmiştim. İlk defa gözlerine yakından bakmıştım. Anlık bir cesaretle benim olmasını istediğimi söylemiştim. Ama yüz ifadesi hem sinirli hemde şaşkın görünce şaka olduğunu söyleyip uzaklaşmıştım ordan. Veya kaçmıştım.


O günden sonra bir daha karşısına çıkacak cesareti kendimde bulamamıştım. Ama geçen gün onu orda görünce kendime engel olamamış ve peşinden gitmiştim. O şerefsiz sevgilisi yüzünden ağlıyordu. Yanımda Zeynep vardı ama onu umursamadım. Zeynep beni seviyordu. Ama ben onu sevmiyordum.


Benim kalbimde tek bir kişi vardı o da Efnan.


Zeynep'le o gün orda mecburiyetten bulunuyordum. Dedem ve babam benimle evlenmesi için Zeynep'in ailesiyle bile konuşmuşlardı. Ailesiyle zaten aile dostu olduğumuz için bunu kabul etmişlerdi. Böyle bişey olmasını istemeyen bendim ve olmayacaktı.


Düşünmeyi bırakıp Efnan'a baktım. Bana bakmıyordu. Karşıya doğru bakıyordu. Benim dediğimin üstüne hiç birşey dememişti. Boğazımı temizleyip "gidelim mi artık?" diye sordum. Bakışlarını ban doğru çevirdi. Sadece kafasını olumlu anlamda sallayıp ayağa kalktı. Bende oturduğum yerden kalktım ve beraber arabaya doğru ilerleyip bindik.


(Efnan'ın anlatımından)


Arabaya binmemizin ardından beş dakika geçmişti. Onun evine gidiyorduk ama neden Gökhan'la kalmamı istememişti. Ayrıca Gökhan'ı tanıyor muydu? Çok fazla sormak istediğim soru vardı. Sadece bugünle ilgili değil daha öncesiyle ilgili de bir sürü soru sormak istiyordum. Ama şimdi sormucaktım. Hatta şuan onunla hiç konuşmak istemiyordum. Resmen beni zorla götürüyordu. Doğru düzgün tanımadığım bir adamın evine gidiyordum. Üstelik ne kadar kalacağım bile belli değildi. Gerçekten harika.


Araba durduğunda geldiğimizi anlamıştım. Aslan'a bakmadan arabadan indim. Benden hemen sonra o da indi. Yürümeye başladığında peşinden gittim. Mecburen. Evin kapısını çalıp açılmasını beklemeye başladı. Bu sırada bende etrafı izliyordum. Burası gerçekten çok büyüktü. Tek başına neden bu kadar büyük bir evde yaşıyordu acaba? "Hoş geldiniz Aslan Bey" diyen kadın sesiyle bakışlarımı o tarafa doğru çevirdim. Aslan'ın peşinden içeri girdim ve onu takip ettim. Salona geldiğimizde tekli koltuklardan birine oturdu. Benimde oturmam için kafasıyla karşısındaki koltuğu işaret edince hemen oturdum.


"Dicle" diye seslendiğinde bize kapıyı açan kadın koşarak geldi ve Aslan'ın karşısına geçti. "Buyurun Aslan Bey" Aslan kafasıyla beni işaret ederek "Efnan için benim odamın yanındaki odayı hazırlayın bir süre burada kalacak." kız hemen kafasını olumlu anlamda sallayıp Aslan'a baş selamı verdikten sonra bana döndü bakışları çok değişikti sanki biraz kızgındı. Aynı şekilde bana da selam verip merdivenlere doğru yürüdü. "Birazdan hazır olmuş olur odan." kafamı olumlu anlamda sallamıştım ama burda pek kalmak istemiyordum. "Aslında ben Gökhan'larda kalsam da olurd-" lafımı tamamlayamadan konuşmaya başladı. "Bu konudaki açıklamamı yaptım. Konu tartışmaya kapalı burda kalacaksın. Ayrıca ne bu Gökhan sevdası. Gökhan da Gökhan diye tutturdun." Harika gerçekten birde yanlış anlıyor. Bir bu eksikti zaten. Burda resmen zorla kalıyordum birde üstüne yanlış anlaşılıyordum.


"Gökhan'la aramda düşündüğün gibi bişey yok. Ben sadece..." ne diyebilirim ki? Burda kalmak istemediğimi söylesem bile bişey değişmeyecekti. Ayrıca bunu söylersem sanırım biraz kabalık etmiş olurdum. "Sen ne?" devam etmemi istiyordu ama ben ne söyleyeceğimi bilemiyordum.


En sonunda konuşmaya başladım. "Sonuçta seni çok fazla tanımıyorum. Tamam dün biraz konuştuk ama evinde kalabilecek kadar tanımıyorum. Bu yüzden tedirginim biraz." Oh be söylemiştim. Biraz eksikti ama olsun. Bu kadar söylemem bence yeterliydi. "Ben sana dün de söyledim şimdi de söylüyorum. Tek sıkıntı tanışmıyor olmamızsa tanışırız. Bunun için çok fazla zamanımız olacak zaten. Sen sadece akışına bırak. Tedirgin olman gereken birşey de yok. Seni buraya ben getirdim. Burası da senin evin artık. Rahat olabilirsin." Bu konuşma biraz içimi rahatlatsa bile yine de tedirgindim. Bir an önce buradan gitmeliyim.


İsminin Dicle olduğunu öğrendiğim kız merdivenlerden indikten sonra Aslan'a doğru yürüyüp "oda hazır Aslan Bey" Aslan Dicle'ye bakmadan olumlu anlamda kafasını salladı. "Başka bişey ister misiniz?" Aslan önce bana baktı sonra cevap verdi. "Hayır. Gidebilirsin." Dicle kafasını sallayıp giderken bana yandan ters bir bakış atmıştı. Bu kızın derdi neydi böyle neden bana öyle bakıyordu?


"Gel hadi benimle" Aslan'ın sesini duyduğumda Dicle'nin arkasından bakmayı bırakıp Aslan'a baktım. Ayağa kalkınca bende onunla beraber ayağa kalktım. Merdivenlere doğru yan yana yürümeye başladık.


Aslan bir odanın önünde durunca ben de onunla beraber durdum. Odanın kapısını açıp kafasıyla içeriyi işaret etti. "Odan burası. Bir duş al sonra aşağı gel birşeyler yedikten sonra istediğini yapabilirsin. Bişeye ihtiyacın olursa ben yan taraftaki odadayım. Çekinmeden gelebilirsin." Kafamı sallayıp odadan içeri gireceğim sırada aklıma gelen şeyle durup Aslan'a döndüm. "Şeyy. Duş al dedin ama yanımda duş aldıktan sonra giyebileceğim hiçbişey yok." Bir kaç saniye bişey söylemeden bekledi. "Gel benimle" diyerek elimden tutup çekiştirmeye başlayınca mecburen peşinden ilerledim.


Kendi odasının tam karşısındaki odanın kapısının önüne gelince kapıyı açıp içeri girdi. Bende peşinden girdim. Oda büyüktü. Hem de fazlasıyla. Odanın içinde başka bir yeri işaret edince oraya baktım. "Orası Gül'ün giyinme odası istemediğin kadar işine yarayacak şey bulabilirsin." Gül mü? Gül kimdi acaba? "İyi de başka birisinin eşyalarını kullanmam pek doğru olmaz. Ayrıca Gül kim?" Gül'ün gerçekten kim olduğunu çok merak ediyordum. "Merak etme Gül eşyalarının bir kaçının alındığını farketmeyecektir. Çoğunun üstünde etiketi var. Hiç kullanmadığı eşyalarından alabilirsin. Sıkıntı olmaz. Ayrıca Gül benim kız kardeşim." Bişey demeden sadece kafamı sallamakla yetindim.


"Hadi git giyinmek için bişeyler seç, duş al ve aşağıya yemeğe gel. Tamam mı?" Bunada kafamı sallayıp giyinmek için bişeyler alacağım odaya doğru hızlı adımlarla yürüdüm. Ben odaya girince dışarıdan bir kapı sesi gelmişti. Muhtemelen Aslan dışarı çıkmıştı.


Oyalanmadan ihtiyacım olan şeyleri alıp hızla ordan çıkıp kendi odama gittim.


45 dakika sonra 


Duştan çıktıktan sonra üstümü giyinip aşağıya inmiştim. Neredeyse 15 dakikadır Aslan'ın gelmesini bekliyordum. Ama hâlâ gelmemişti.


Daha fazla beklemek istemediğim için Aslan'ın yanına gitmeye karar vermiştim.


(Aslan'ın anlatımından)


Efnan'ı Gül'ün odasında tek başına bırakmak için odadan çıkmıştım. Gerçekten çok tedirgin duruyordu. Kendi odama gelip şirketle ilgili birkaç belgeyle uğraşmıştım. Duşa girmeden önce Gül'ü aramış ve ona eve gelince yanıma gelmesini söylemiştim. Efnan'ın burada kalacığını ve ona arkadaşlık etmesi söyleyecektim. Telefonu kapattıktan sonra duşa girmiştim.


Şuan da duştan çıkmış üstümü giyiniyordum. Altıma iç çamaşırımı ve gri bir eşofman giymiştim. Kapı çalınca kapıya doğru döndüm muhtemelen Gül gelmiştir diye düşündüm. "Gir" dedikten sonra tam tekrar arkamı dönecektim ki karşımda gördüğüm kişiyle resmen yerime çivilenmiş gibi kalmıştım.


Efnan kapının önünde şaşkın gözlerle bana bakarken birden ne olduğunu yeni anlamış gibi arkasını dündü hemen. "Özür dilerim ben, ben böyle olduğunu bilmiyordum. Sen gir deyince ben girdim. Gerçekten bilmiyordum." bu sözleri sırıtmama neden olmuştu. Mahcup olduğu sesinden bile belli oluyordu. Üzerime hemen siyah tişörtümü giydim. "Sorun değil. Ben de seni Gül sandığım için gir demiştim. Ayrıca artık dönebilirsin." dediğimde bana doğru döndü. "Ben sen aşağı gelmeyince sana bakmak için gelmiştim."


Utanınca gerçekten çok tatlı oluyordu. Yanakları kızarmıştı ve gözlerime bakamıyordu. Bu hali sırıtmama neden olmuştu. "İyi yapmışsın." yanına doğru yürüyüp karşısında durunca kafasını kaldırıp yüzüme baktı. Biraz daha yaklaşınca birkaç adım geri gitti ama sırtı duvara değince durmak zorunda kaldı. Hemen aradaki mesafeyi kapatıp dibine girdim. "N-ne oldu" diye kekeleyerek konuştuğunda boy farkından dolayı üzerine doğru eğilip yüzüne yaklaştım ve kulağına doğru kafamı çevirdim. Önce derin bir nefes alıp sonra konuşmaya başladım. "Aşağıya inmeyi pek istemiyorsun sanırım" deyip tekrar dik bir konuma geldim.


Hemen kafasını kaldırıp gözlerime baktı. "Yok ben bir an şaşırdım sadece o yüzden şey ettim" dediğinde gülerek geri çekildim. "Şaka yapıyorum Efnan hadi inelim aşağıya" hemen kafasını sallayıp kapıdan dışarı çıktı. Ben hâlâ gülüyordum. Gerçekten çok tatlıydı.


22:47 


Gül'e Efnan'la ilgili bir sürü şey anlatmıştım. Bazen gülmüştü bazen sinirlenmiş bazen de üzülmüştü. Neden burda olduğunu duyunca hem çok sinirlenmiş hem de üzülmüştü. Gül'e tabiki senelerdir Efnan' ı sevdiğimi söylememiştim. Söylemeyide düşünmüyordum.


Gül kendi odasına gidince bende yatağıma geçip uzandım. Uyumam gerekiyordu ama Efnan hemen yan odada uyuduğu için heyecandan uyuyamıyordum. Akşam yemeğini yedikten sonra odasına gitmişti. Bir daha geri çıkmamıştı. Bunca sene uzaktan izlerken nasıl dayanmışım ben hiç anlayamıyordum gerçekten. Daha birkaç saat önce görmüş olmama rağmen hemen özlemiştim. Yanına gitmek istiyorum ama uyumadıysa ne diyecektim. En iyisi sabahı beklemek olucaktı sanırım. Risk almak istemiyordum. Zaten sabah kesin görecektim.


Daha fazla düşünürsem gerçekten her şeyi siktir edip odasına gideceğimi bildiğim için uyumaya karar verdim. Gözlerimi kapattım ve uykunun beni kollarının arasına almasını bekledim.

Loading...
0%