@lalexlibrary
|
Karşımda gördüğüm kişiler ile kısa bi an geçmişe gitmiştim... 18 Nisan 2008 her sabah olduğu gibi erkenden uyanmıştı minik aylin uykuya çok düşkün biri değildi. Babasının evde olduğunda alışkındı namaz kılmasına yatağından zar zor inip oturma odasına doğru gitti. Her zamanki gibi kapı açıktı. Babası Aylin'in bu hallerine alışkın olduğu için kapıyı açarken zorlanmasın diye açık bırakırdı aylin kapı aralığından babasını izlerken babasının selam verip eline tespiği aldığını görür görmez küçük adımlarda önüne gidip seccadeye doğru sırt üstü yatıp tatlı tatlı babasına gülümsedi . Kaan ise kızına bakıp tebessüm ederek tesbih çekmeyi bitirip duasına geçti her zamanki gibi ailesini de kattı duasına... kaan : canımın canı diye seslendi kızına doğru eğilip aylin: babammm dedi nazlı bir şekilde küçük aylin kaan : güzel kızım sen niye bu kadar erken uyanıyorsun nazlı : ya göreve gidersen , sen ben uyurken göreve gidince çok üzülüyorum ben dedi bu sefer ağlamaklı bir şekilde kaan kızının bu cümlesini duyunca içten içe üzüldü hemen kızını kollarından tutup kendine çekti ve sıkıca sarıldı. Ayağa kalkıp tek eliyle seccadesini toplayıp odadan çıktı. Kaan : mâdem bu kadar erken kalktın o zaman beraber karargaha gidip alper amcana sürpriz yapalım ne dersin bakalım küçük hanımefendi aylin : mükemmel olur kaan önce Aylin'in odasına gidip kızının üstünü giydirdi daha sonra ise kızını odada oyuncakları ile bırakıp odasına gidip üstünü değiştirip bir kağıda kızı ile dışarı çıktığına dair bir not bırakıp karısının alnından öpüp odadan çıktı daha sonra ise oğlu yusuf'un odasına gidip kontrol etti üstü yine açıktı oğlunun üstünü örtüp saçlarını sevip odadan çıkıp kızının odasına gitti. kaan : hadi bakalım canımın canı gel ayakkabılarını giyip çıkalım diyip kızını kucağına alıp alt kata inip ayakkabılarını giyip evden çıktılar 20 dakikalık bir araba yolculuğundan sonra karargaha varmışlardı girişte kaan asker kimliğini göstermiş ve geçmişlerdi arabayı park edince kaan arabadan inmiş arabanın diğer tarafına geçmiş ve arka kapıyı açıp kızının kemerini çözüp kucağına alıp kapıyı kapatmıştı karargaha doğru ilerlerken karargahtan çıkan alper'i gören aylin heyecanla yerinde kıpırdamıştı babası ne istediğini anlayıp kucağından indirince kızı koşarak Alper'in yanına gitmişti. Alper ise ona doğru koşarak gelen kız çocuğu ile kocaman gülümsedi dizlerinin üstüne çöküp kollarını açtı aylin de hemen gelip kocaman sarılmıştı. alper : oy benim göz bebeğim gelmiş aylin: alpercimmm seni çok özledim kaan : aylinnn dedi itiraz eder gibi tabi biraz da kıskanıyordu kaan : alpercim değil alper amca veya amca güzel kızım aylin: ama baba alpercim bundan rahatsız değil ki dedi nazlı bir şekilde alper küçük kızın yanağından öpüp kaan'a döndü ; alper : evet kardeşim ben rahatsız değilim diyip küçük kız ile beraber bahçedeki çardaklardan birine doğru ilerledi arkasından ise kaan ilerledi... ___________________________________ hatırladığım anı ile gözlerim dolmuştu karşımda duran adam alperciğimdi alper amcamdı bu, o da burada olmamı beklemiyormuş gibi şaşırmıştı. O şoku daha çabuk atlatıp yanımıza gelmişti. aylin : alper amca Senin burada ne işin var alper : çocuklar sizin burada ne işiniz var aynı anda sorduğumuz sorular ile bi kaç saniye duraksadım. Daha sonra açıklama yaptım Aylin: yani çok garip olaylar yaşanıyor alper amca ben doğumda karışmışım öz ailem beni buldu test yaptırdık pozitif çıktı bende o yüzden buradayım sen alper: nasıl yani benim öz yiğenim sen misin yusuf : şok üstüne şok Aylin: sanırım alper : neyse içeri geçelim rahat rahat konuşalım. yusuf : bitanem ben gideyim o zaman annem evde tek kalmasın içeriye gelmek istemeyeceğini bildiğim için itiraz etmedim ve sarıldım yusuf : ne olursa olsun direkt beni arıyorsun kendini ezdirmek, üzmek yok, her zaman yanındayım ben . Senden değerli hiçbir şey yok tamam mı? aylin : tamam merak etme aklın bende kalmasın ben senin kardeşinim kim beni üzebilir. daha sonra da alper amca ile tokalaştı yusuf : aylin sana emanet amca diyip bagajdan valizimi ve sırt çantamı alıp bana bırakmadan kapının önüne kadar koyup geri geldi şakağımdan öpüp arabasına binip gitti. Bizde önde ben arkada alper amcam ile bahçeye girip kapının önüne gelince zile bastım. Kapıyı aysima hanım açtı ne kadar ağlamaktan göz altları çökse de yüzünde beni görünce kocaman bir gülümseme olmuştu arkamdaki alper amcayı görünce şaşırmıştı. aysima hanım : hoşgeldiniz aylin kızım ne güzel amcanla aynı anda gelmişsiniz hadi gelin içeri buyrun içeri geçip kabanımı ve botlarımı çıkarmıştım alper amca bana izin vermeden valizimi ve sırt çantamı içeri taşımıştı daha sonra hep beraber içeri geçmiştik içeriyi görünce bir şok geçirmiştim. Bizim kafede konuştuğumuz aileden daha fazlası vardı burada. Salondaki 3 lü koltuğa yan yana oturmuş ve bana ölümcül bakışlar atan üç adam vardı kafamı diğer tarafa çevirdiğimde tekli koltukta oturan ve bana gülümseyerek bakan bir alkan bey ve onun yanındaki koltukta oturan ve bana kocaman gülümsemesiyle bakan bir adet bartu vardı.ona gülümsedim o da sanırım ona gülümsememden cesaret alıp yanıma geldi hoşgeldin dedi gözleri sanki sarılmak ister gibi bakıyordu ama cesaret edemiyordu sanırım o yüzden ilk adımı ben attım ve sarıldım ilkte şaşırıp kasılsada o da hemen sarılmıştı. O geri yerine oturunca alkan bey geldi ve sarıldı diğer üçlü bişey yapmayınca bende gidip bartunun yanına oturdum ben oturduktan sonra önde aysima hanım arkada alper amca içeri girmişti. Değişik üçlü alper amcayı görür görmez ayağa kalkmıştı bartu da sırayla sarıldılar alkan bey ile de sarıldıktan sonra benim karşıma oturmuştu. aysima hanım: tekrar hoşgeldin kızım aylin : hoşbuldum teşekkür ederim Aysima : ben istersen sana tanıtayım herkesi sende sonra kendini tanıtırsın ona gülümsedim onaylamak amacıyla ; aysima hanım : ben annenim 44 yaşında emekli matematik öğretmeniyim çok değişikti annem ile 20 yaşımda tanışmam ve onun kendini böyle tanıtması daha sonra alkan beye dönmüştü, abim zaten bana herkesi tanıtmıştı araştırıp şuan doğrusunu bildiğim şeyleri tekrar dinliyordum. aysima hanım : bu baban alkan, iç mimar kendisi aile şirketimiz var daha sonra ise değişik üçlüye döndü ilk geldiğimden beri beni pür dikkat izleyene döndü ilk önce aysima hanım : bu en büyük abin Batu, 28 yaşında o da iç mimar baban ile aile şirketimiz de çalışıyor. onun yanındaki bana kınayan bakışlar atan diğer çocuklara dönmüştü Aysima hanım : bunlarda en küçük abilerin çınar ve Aybars ikizler 24 yaşındalar onlar da avukat ikisi de Diyip bartuya döndü Aysima hanım : zaten bartuyu tanıyorsun Diyip alper amcaya dönmüştü tam konuşacakken alper amcam ondan önce davranmıştı. Alper : biz zaten tanışıyoruz aylin ile Alkan : nasıl, nereden tanışıyorsunuz? Bartu :abisi yani yusuf asker oradan mı tanışıyorsunuz amca ? Alper : yok babasından doğru Deyip yanlış birşey demiş gibi alkan beye bakmıştı daha sonra düzeltmişti ama her ne olursa olsun kaan kozcu benim babamdı, benim kahramanımdı. Alper : yani manevi babası kaan ile arkadaştık, şu işe bak meğersem öz yeğenimle bebekliğinden beri tanışıyormuşuz. Dedi onunda gözleri dolmuştu. Alper : askerdi kaan karargahta tanışmıştık Aylin'i ilk evlat edindiği günden beri bilirim ipek ile sürekli ayşim konuşuyorlar ama bu olay bana da sürpriz oldu. Babamdan bahsedince gözlerim dolmuştu. Aysima hanım bunu anlayınca bana dönmüştü. Aysima hanım : aylincim istersen ben sana odanı göstereyim üstünü değiştir Aylin: çok iyi olur Dedim aysima hanım ben ve bartu yukarı çıkmıştık bartu'da valizimi taşımıştı odama bırakıp aşağıya inmişti. ___________________________________ SALONDA bartu : demek Aylin'i bebekliğinden beri tanıyorsun amca Alper : tanıyorum oğlum hatta küçüklüğünden beri beni gerçekten öz amcası gibi severdi meğersem öz amcasıymışım. Hatta bizim çocuklar da çok yakın arkadaş Alkan : biz bu zamana kadar nasıl hiç karşılaşmadık o zaman genelde beraberdik Alper : bir kere aynı ortamda bulundunuz aslında kaanın cenazesinde ama zaten ipek ve çocuklar kötü olduğu için pek cenazede duramadılar. Bartu : amca bize biraz bahsetsene Aylin'in çocukluğundan Tam amcam cevap verecekken araya çınar girmişti. Çınar : kızı gittiniz buldunuz DNA testi yaptırdınız yetmedi bide eve getirdiniz şimdi de durmuş burada hanımefendinin küçüklük anılarını mı dinleyeceğiz. Alkan :evet oğlum dinleyeceğiz anılarını da dinleyeceğiz beraber vakit geçirip anılar da yaşayacağız artık o bizim ailemizden bir parça Artık o isterse ömrünün sonuna kadar bizimle olucak varsa bir itirazın odana çıkabilirsin. Alper : anıları anlatacak çok zamanımız var merak etmeyin şunu söyleyebilirim ki kaan o kadar iyi bir baba oldu ki o da ipek de yusuf da çok iyi bir aile oldular. Kaan aylin daha 5 yaşındayken vefat etmesine rağmen baba eksikliğini hiç bir zaman hissetmedi... Ben artık kalkayım tekrar gelirim hatta bizimkiler ile gelirim. Alkan : yine bekleriz ben seni geçireyim Alper ise sadece bartunun omzunu sıvazlamış salondan çıkmıştı. Hem bartu'nun evde anlattıkları hem de bu gece ki aylin'e davranışları yüzünden sinirlenmiş kendince onlara tavır almıştı. Çünkü ne olursa olsun aylin hala onun göz bebeğiydi. alper gittikten sonra herkes odasına dağılmıştı Aylin'in ağzından devam ; Aysima hanım odamı gösterip bavulumu yerleştirmemde yardımcı olup o da odadan çıkmıştı bende duşa girmiştim saçlarımı havluya dolayıp pijamalarımı giyip yatağın üstüne oturdum o sırada telefon çalmıştı hemen bekletmeden açtım. 📞 Aylin: abicim bakıyorum da beni çok çabuk özledin 📞 yusuf : yalan yok özledim valla napıyorsun bakalım küçük hanım 📞aylin: duş aldım şimdi üstümü giyindim yatıcaktım sen napıyorsun 📞yusuf : bende yatıcaktım bir arayım dedim aklım sende kaldı 📞aylin : merak etme aklın bende kalmasın ben iyiyim bi sorun yok sadece şimdi sen olsan saçımı kurutup tarardın o kadar üşeniyorum ki 📞yusuf : aylin bak sakın ıslak saç ile uyumak yok hemen kurutup tarıyorsun hasta olursun 📞aylin : ay abicim o kadar çok uykum geldi ki sana anlatamam ben seni yarın ararım hadi görüşürüz iyi geceler öptüm bayyy diyip telefonu kapatmıştım aylin: ay iyiki hemen kapattım yoksa saçını kurut diye başımın etini yerdi gerçi hasta olursam daha beter ama neyse kendi kendime konuşurken kapının tıklanmasıyla biraz utanmıştım çünkü kapının önündeki her kimse kendi kendime konuştuğumu muhtemelen duymuş ve beni deli sanıyordu. aylin : gelebilirsinnn dememle içeri bartu girmişti bartu : şey müsait misin biraz konuşsak ah be aylin bartu gibi yapılı, sert görünümlü bu adama şey diyip çekinmesini sağlayacak biri miydin sen. aylin : tabi gel otur dedim o da bunu bekliyormuş gibi hemen kapıyı kapatıp yatağın üstüne oturdu aylin : seni dinliyorum bartu : yani bende cümleye nereden başlayacağımı pek bilmiyorum yani aslında buraya gelmeden çok prova yaptım ama şuan gelişi güzel ilerleyeceğim. Biliyorum şuan içinde olduğumuz durum herkes için çok zor en çok da sen ve burçin için hani 20 yıl nasıl telafi edilir gerçekten bilmiyorum ama sende istersen ben her zaman buradayım ve senin abin olmaya hazırım ve şuna emin ol ki artık ömrümün sonuna kadar senin mutlu olman için herşeyi yapıcam. Diğerlerine takılma sen onlar biraz ön yargılı davranabilir ama ben hep senin yanındayım ve inanır mısın şu iki günlük gözlemlerime kalırsa sen onları yola getirirsin. aylin : öncelikle teşekkür ederim şuan bu konuşmayı yapman bile bana o kadar iyi geldi ki ve şunu da söylemezsem olmaz o üç değişik beni ilgilendirmiyor Dediğimde gür bir kahkaha atmıştı Aylin: zaten burada karışan ben, karıştığı aile tarafından doğduğu gün yağmurlu havada sokağa bırakılan da ben bi de onları kafama takamam diyip kafamı kaldırdığımda bartu'nun gözleri dolu bir şekilde bana baktığını fark etmiştim aylin : bartu noldu yanlış bişey mi dedim ben kardeşlerine böyle dememe kırıldıysan onlar için bir daha böyle konuşmam bartu : onlar şuan da benim umrumda değil sen zaten haksız değilsin söylediklerinde ama seni yağmurlu havada daha 1 günlükken sokağa mı atmışlar aylin : yani bilmiyorum sizin karıştığımızdan bile haberiniz yeni oluyor ben o aile ile karışmışım o zaman onlar değilse kim attı beni yusuf : bilmiyorum ama araştırıcam Benim yüzümden ağlamasına dayanamadım ve gözyaşlarını silip sarıldım ilkte bir kasıldı vücudu şaşırdı bir süre sarılmadı belki de rahatsız oldu diye düşündüm ve tam geri çekilecekken o kollarını belime dolayıp sıkı sıkı sarıldı . Omzuna düşen bir kaç gözyaşıyla sakinleştirmek amacıyla saçlarını okşadım bartu : söz veriyorum kardeşim bundan sonra elini hiç bir zaman bırakmayacağım diyip geri çekildi ona gülümsedim o da gözyaşlarını silip gülümsedi bartu : saçlarını tarayıp kurutayım mı hasta olma aylin : olur dedim o da hemen odadaki ebeveyn banyosundan saç kurutma makinesi ve tarak getirdi önce nazikçe taradı daha sonra iyice kuruttu son olarak tekrar tarayıp tarağı ve saç kurutma makinesini aynı yerine koyup yanıma geldi saçlarımı koklayıp öptü daha sonra tam odadan çıkarken arkasını döndü ve ; bartu ; iyi geceler abicim Dedi erken miydi bilmiyorum yada pişman olacak mıydım bilmiyorum ama şuan kalbimin sesini dinlemeye karar verdim aylin : iyi geceler... Abi ona abi dememi beklemiyormuş gibi önce şaşırmış sonra tekrardan gözleri dolmuş ve gülümsemişti teşekkür ederim abicim diyip odadan hızla çıktı bende bir süre onun arkasından öylece kapıya baktım ve uyumaya karar verip hemen yatağıma yattım bugünü ve olanları düşünürsem uyuyamayacağımı bildiğim için direkt hiç düşünmeden uyumuştum... ____________________________________ bartu'nun ağzından devam ; yüzümde belli belirsiz bir sırıtmayla odama kadar gelmiştim kardeşim bana abi demişti beni abisi olarak kabul etmişti. Odamdaki balkona çıktım ve koltuğa oturup düşünmeye başladım. İşe ilk aylin' i doğduğu gün sokağa atanı bulmakla başlayacaktı.yaklaşık bir saat olan her şeyi düşündükten sonra üşüyünce odama girip balkon kapısını kapattım üzerimi değiştirip direkt uyudum. sabah saat 08.25 Aylin'in ağzından ; sabah gözüme vuran güneş ışığıyla uyanmıştım ve malesef ki uyanınca geri uyuyamayan biriydim yatakta 5-10 dakika telefona bakındıktan sonra yataktan kalkıp yatağımı düzelttim ve hemen banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım . Daha sonra dolabın önüne gelip bir süre ne giysem diye düşündükten sonra bir kombin yapıp hemen giyindim. {Kombini} saçlarımı tarayıp sıkı bir topuz yapmıştım hafifte makyaj yapıp odamdan çıktım ev çok sessizdi. Kimse kalkmadı sanırım diye düşünüp dün aysima hanımdan öğrendiğim bartu'nun odasına gittim kapıyı bir kere tıklattım ses gelmeyince girdim yatakta yüz üstü yatmış uyuyordu. Baş ucuna gidip yatağının kenarına oturdum aylin : abi dememle uyanıp kafasını kaldırması bir olmuştu bende bana kızdığını düşünüp yataktan kalktım ve 1-2 adım geriledim. bartu : aylin sen bana abi mi dedin aylin: evet dedim dün gece de dedim demiyim mi bartu : yok yok de ama ben dün geceyi rüya sanmıştım gerçek miydi o onun bu haline gülmüştüm. Daha sonra kalktığım yere geri oturdum o da toparlanıp oturur pozisyona geldi aylin : aman abi sen şimdi bırak gerçeği rüyayı da benim canım sıkıldı ya herkes ne zaman uyanır ben cümlemi bitirince komidinden telefonunu alıp saate baktı bartu : saat 9 'a geliyor genelde 9 - 9 buçuk arası kahvaltıda olur herkes uyanmışlardır hazırlanıyorlardır merak etme yoksa acıktın mı sen aylin : hayır ama canım sıkıldı neyse ben salona ineyim sende üzerini değiştir rahatça bartu : tamam bitanem ama istersen sen odanda bekle beraber inelim şimdi çınarlar falan ters bişey der üzer seni aylin : merak etme bana bişey derlerse cevaplarını alırlar ayrıca beraber inebiliriz ben odamdayım bartu: tamam abicim bende geliyorum hemen daha sonra beklemeden odadan çıkıp kendi odama gitmiştim zaten aynı kattaydı ben odama girerken birinin odasının kapısının açılma sesini duymuştum ama umursamadım zaten aysima hanım ve alkan beyin odası bu katta değildi üç değişikden biridir. --------------------------------------------------------- buradan sonrası Yusuf'un Aylin ile gece konuştuktan sonrası ; deli kız diye geçirdi yusuf içinden kesin o saçlarını kurutmayacak ve hasta olacaktı daha fazla düşünmek istemedi yusuf yatağın içine girip telefonu kapattı uyumaya çalıştı ama olmadı alışıktı o evde kardeşinin varlığına, genelde beraber uyurlardı mesela, onun evin içinde olup nefes alması bile ona yeterken şimdi kardeşi hiç tanımadıkları bir ailenin evindeydi. Evet biliyordu kardeşi öz kardeşi değildi ama onun kardeşiydi, onun güzeliydi. Ailesinin onu ilk eve getirdiği günü hatırladı daha 7 yaşındaydı o zaman ailesi ona düzgün bir dilde anlatmıştı ama işin garip tarafı aylin abisine çok çabuk alışmıştı, mesela abisinin kucağına gittiğinde susuyordu ne için ağlarsa ağlasın abisinin kokusunda sakinleşiyordu. Kardeşini düşündü o an burada yanımda olsaydı nasıl olurdu diye kesin yine duş aldığında abi saçlarımı kurutmaya üşeniyorum diyip elinde tarak ve kurutma makinesi ile gelir abisinin önüne otururdu, mesela geceleri genelde canı tatlı çekerdi bende her zaman onun sevdiği tatlılardan alıp kesin dolaba koyardım orada çekinir diyemezdi ki, babam şehit olduğundan beri bazı geceler kabus görür çok etkisinde kalır geri uyuyamazdı ya orada da kabus görürse zaten kardeşi şuan kendini tam olarak güvende hissetmezdi biliyordu yusuf bunları uzun uzun düşünürek uyudu o gece. Sabah kalktı ama üstüne atlayarak uyandıran Aylin'i yoktu yataktan kalktı elini yüzünü yıkayıp üstünü değiştirdi odasından çıkıp hemen yan odaya yani Aylin'in odasına girdi kalmaya gelirim diye düşündüğü için burada da eşya bırakmıştı odasında dolaştı yusuf fotoğraflarına baktı uzun uzun daha sonra odadan çıktı alt kata indi beraber sürekli gülüşerek indikleri merdivenlerden şuan tek iniyordu merdivenlerin sonuna gelince arkasını dönüp baktı ne olurdu ki şuan şurada olup yine 3-4 basamak kala atlasa yusuf da şakadan düşeceksin diye kızsa... ___________________________________ Aylin'in ağzından devam ; Bartu ile gülüşerek aşağı inmiştim merdivenlerde aklıma yusuf abim gelmişti şimdi burada olsa güvenerek kendimi atardım ama ondan başkasına şuan güvenemem. Bartu ile salona girdikten sonra herkesin masada bizi beklediğini görünce hemen günaydın diyip yerimize oturduk. Aysima hanım ve alkan bey hemen günaydın dese de değişik üçlü tabiki de günaydın bile dememişti. Az nazik olun be batur gibi bu çocuk nasıl bunlar ile kardeş hiç anlayamadım. Alkan bey : kızım rahat uyuyabildin mi? Aylin: uyudum deliksiz uyumuşum sabaha kadar Aysima hanım : eee aylincim sen okuyor musun Aylin : evet, okuyordum fakat dondurmak zorunda kaldım Bartu : Neden dondurdun ki Aylin : abim asker biliyorsun zaten 6 ay önce bir operasyon'da ağır yaralandı yaklaşık 2 ay komada kaldı daha sonra ise uyandığında yürümesinden yana sıkıntı oldu yeni yeni yürüyor zaten yakında göreve de dönecek bende bu süreçte baya ağlamaktan falan çöktüm psikolojik olarak da tabi o yüzden derslere yeterli odaklanamam diye bir sene dondurdum ama devam edeceğim. Bartu : hangi bölüm peki Aylin : edebiyat öğretmenliği Alkan bey : Ne güzel Bartu: bugün bir planın var mı Aylin : akşam saat 6' da pınar annemin uçağı var İzmir'e gidicek abimle onu havaalanına götürürüz. Başka bir planım yok bugün. Aysima hanım : ipek hanım izmir de mi yaşıyordu? Aylin: evet buraya pek gelmez yani İzmir'den çıkmaz Bartu :neden peki Çınar: ne çok soru sordun be abi Aybars : ne çok meraklıymışsın şu kızı tanımaya Bartu : evet kardeşim çok meraklıyım da çok soru da soruyorum çünkü kardeşimi tanımak istiyorum ve bunun için de size hesap vermiyeceğim çok rahatsız oluyorsanız odanıza kapatın kendinizi. Daha sonrasında pek bir konuşma olmamıştı sessiz geçen bir kahvaltının ardından odama çıkmıştım . Dün sadece kıyafetlerimi yerleştirdiğim için önce kitaplarımı yerleştirdikten sonra makyaj malzemelerimi yerleştirirken abim görüntülü aramıştı bende hemen açıp telefonu beni görebileceği bir açıya koyup hem işimi yaptım hem de konuşmuştum. Bartu'dan devam : Babam işe gitmiş, annem mutfakta akşam yemeğine yardım ediyordu. Ben , Batu abim , çınar ve Aybars ile salonda oturmuş öylesine telefona bakıyordum. Aybars : daha ne kadar sürecek bu oyun bartu Bartu: bartu? Hayırdır Aybars sen bana ne zamandır ismimle hitap eder oldun? Aybars : ne olduğu belirsiz bir kızı evimize getirip başımıza kraliçe ettiğinden beri bartu Batu : Aybars o senin abin terbiyeni bozma saygılı ol Çınar : haksız mı abi burçin de zaten bu kız bu eve geldi diye gitti. bartu : lan oğlum sen aptal mısın burçin aylin daha bu eve gelmeye karar vermeden gitti çınar : iyiki bir test için hastahaneye gelmedik kızın üstüne hemen iftira at burçin gitmezdi. bartu : gitti kardeşim hemde sonuçları öğrenir öğrenmez ben ailemi tanımak istiyorum dedi bir kere bile sarılmadan çekti gitti çınar : hep o lanetli kız yüzünden eve bir geldi bütün düzen bozuldu burçin de onun yüzünden gitti zaten dedi çınar kapının önünde onları gözleri dolu dolu dinleyen aylin'den habersiz aylin bunları duymakla birlikte kısa bir an geçmişe gitti 22 mart 2008 kozcu ailesi bir pazar gününde kaan beyde görevde değilken piknik yapmaya karar vermişlerdi ipek hanım mutfakta bişeyler hazırlarken kaan bey bir dizinde kızı bir dizinde oğlu onlar ile ilgileniyordu. yusuf : baba kaan : efendim oğlum yusuf : aylin İyi ki benim kardeşim yani siz onu iyiki evlat edindiniz evimizin eksik parçası oymuş sanırım. kaan oğlunun saçlarını okşayıp bir öpücük kondurdu kaan : iyiki oğlum iyiki aslanım biz aslında sen doğduğumda ailemiz tamamlanmış diyorduk meğersem ailemizin bir prensese ihtiyacı varmış. O bize Allah'ın bir emaneti cennet kokulum o benim yusuf : benim de canımın canı hani annem ona canım diyor ya annem de benim canım o zaman aylin de benim canımın canı güldü kaan bey bir kere daha şükür etti böyle evlatlarım var diye ikisini de kendine çekip sıkı sıkı sarıldı " İyikilerim, kıymetlilerim " diye mırıldandı kaan bey evlatlarına sıkı sıkı sarılırken... ‼️ GEÇMİŞ BİTTİ ‼️ hatırladığım anılar ile gözlerim dolmuştu . Oysa ben babamın iyiki'si Allahın emanetiydim. Bu ailenin ise lanetli kızı oldum sanırım birinin koluma dokunmasıyla kafamı o tarafa çevirdim. Aysima hanımdı ağlamaklı olduğumu görünce yüzü endişeli bir hal almıştı. Aysima hanım: kızım noldu iyi misin sen Aylin : iyiyim iyiyim merak etmeyin önemli bişey yok ben biraz bahçedeyim hava alıcam Aysima hanım: tabi kızım al hava bende istersen geleyim seninle konuşmak istersen de istediğin zaman konuşabiliriz. Aylin : teşekkür ederim ama biraz hava alsam geçer bişey olursa ben bahçedeyim Dedim ve bişey demesini beklemeden ayakkabılarımı giyip bahçeye çıktım dün akşam odamın camından gördüğüm oturma alanına doğru gidip 2 li koltuğa oturup kafamı geri attım ve düşünmeye başladım. Bartu'nun ağzından ; Daha fazla salonda bekleyemedim ve telefonu alıp salondan çıktım kapının önünde annemi görünce şaşırsam da yanına gittim. Öylece dış kapıya bakıyordu. Bartu : annem bişey mi oldu Aysima hanım: bilmiyorum ki oğlum Aylin'i gördüm gözleri dolu dolu buradaydı ne oldu dedim bişey yok iyiyim diyip geçiştirdi ama Duyduklarımla yumruğumu sıkıp sakinleşmeye çalıştım. Bartu: nerede şimdi Aysima hanım: bahçeye çıktı hava soğuk ama üstüne bişey almadı. Bartu : sen merak etme anne ben şimdi gider konuşurum. Girişteki askılıktan bi adet şal alıp çıktım ve arka tarafa doğru yürümeye başladım tam tahmin ettiğim gibi bahçe oturma grubunda oturmuş kafasını geri yaslayıp gözlerini kapatmış öylece duruyordu yanına gidip oturdum. Ben oturunca gözlerini açıp bana baktı daha sonra oturduğu yerde biraz daha toparlandı. Bende şalı omuzlarına doğru koyup bıraktım belki rahatsız olur diye düşünerek. Aylin'in ağzından devam ; Aylin: noldu abi Bartu : bizi duyduğunu biliyorum abim annem gözlerinin dolu dolu olduğunu ağlamaklı olduğunu söyledi. Aylin: yani bilerek gelip dinlemedim odamda canım sıkıldı seninle konuşmaya gelicektim sonra da adımı duyunca dinledim. Bartu : dinle zaten bitanem ben dinlemene kızmıyorum ben zaten sana kızmam hiçbir konuda ama o aptalların sözlerine inanma boş konuşuyorlar onlar saçmalıyorlar. Aylin : bak abi Dedim ve vücudumu ona çevirdim ellerini tuttum Aylin : biliyorsun buraya gelirken tek bişey dedim eğer olmazsa anlaşamazsak giderim demiştim ve şöyle söyleyeyim ben kaan babamdan yana olsun yusuf abimden yana olsun her zaman iyiki varsın olarak onlara Allah'ın bir emaneti olarak sevildim fakat şuan burada daha geleli 1 gün oldu ama o üç değişik tarafından lanetli biri diye hitap ediliyorum tanıma gereği bile duymadılar hakkımda tek bildikleri şey ismim Bartu : aylin bak bende, annemde, babamda senin hep yanımızda olmanı istiyoruz biz seni tanımak istiyoruz lütfen bak onların sözlerini umursama boşver ben onlarla da konuşucam halledicem merak etme aylin : bilmiyorum abi bilmiyorum tek bildiğim böyle devam ederlerse burada bir dakika durmayacağım. dedim ve ayağa kalkıp eve doğru ilerledim. Fakat kısa bir süre sonra omzuma atılan kol ile bunun bartu olduğunu anlamak pek de zor değildi. Beraber öylece eve girdik koridorda batu ile karşılaştık bizi öyle beklemiyor olacak ki öyle uzun uzun baktı bende onu hiç umursamadan bartu abime döndüm ; Aylin :ben üstüme ceketimi, çantamı falan alıyım da yusuf abim gelicekti beni almaya oradan da havaalanına gidicez zaten abim beni bırakır merak etme sen abi Bartu : tamam güzelim. Yukarı çıkmak için arkamı döndüğümde Batu'nun bana çok değişik baktığını görmüştüm. Bu eve geldiğimden beri çınar ve Aybars kadar bana ön yargılı davranmasa da o da istemiyordu belli ediyordu ama bu bakışının sebebi neydi neden pişman gibi bakıyordu onlar böyle davranırken Bartu'yu değil de onları mı abi olarak görecektim çok umursamadım yanından geçip yukarı çıktım içi peluş siyah deri ceketimi giyip çantamı ve telefonumu alıp aşağı indim. Mutfağa uğrayıp aysima hanıma çıktığıma dair haber verip siyah botlarımı giyip evden çıkmıştım bahçe kapısının önünde arabanın kaputuna yaslanmış bir adet yusuf abim ve onu dikkatle izleyen 3 değişik ve bartu abim. Hiçbirine bakmadan sadece bartu abime bakıp ; Görüşürüz abi beni merak etme beni yusuf abim bırakır eve dedim ve bahçeden çıktım abim de bana bakıyordu. Aylin: abimmm Dedim ona sarılırken o da bana sımsıkı sarılırken saçımı öptü Yusuf : oy canımın canı nasıl özlemişim hadi gel üşüme bin arabaya Dedi daha sonra kapımı açmıştı. Beraber önce havaalanına gidip daha sonra ise abim ile bir kafeye gidip sıcak bişeyler içip çıkmıştık. Abim beni eve bıraktıktan sonra direkt eve gitmişti . Bende bahçeye girip biraz bekledim ve zile bastım. Kapıyı aysima hanım açmıştı. Aysima hanım : ay hoşgeldin kızım tam zamanında geldin alper amcanlar geldi hadi geç içeri Dediğinde hemen içeri geçtim ayakkabılarımı, çantamı ve ceketimi çıkartıp portmantoya koydum. Aylin : emirler de gelmiş mi? Aysima hanım : gelmişler bide alper amcan sen olduğunu söylememiş kim diye sorup duruyorlar Aysima hanımın bu dediğine gülümsemiştim tepkilerini çok merak ediyordum. Hemen beklemeden içeri geçtim salona girdiğimde herkes buradaydı alper amcam muhtemelen ayşim teyzeye söylemişti o şaşırmamıştı ama emir ve Ege beni görünce kal gelmiş gibi öylece bakıyorlardı. Daha sonra ikisi de ayağa kalkıp yanıma geldi. Emir : baba ben yanlış mı görüyorum aylin değil mi bu Ege : yok kardeşim bence yanlış görmüyorsun bende aynı şeyi görüyorum aylin bu Emir : baba Aylin'in burada ne işi var sen mi davet ettin Ege : oğlum babam davet etse burada aylin tek olmazdı herhalde dimi bunun ayrı gezemediği bir abisi vardı ya hani Emir : doğru gudubet gibi başımıza dikilir kardeşini kıskanırdı bizden Aylin : abim için öyle deme Dedim kaşlarımı çatıp Emir : yanlış görmüyormuşuz bu abisine laf söyletmeme huyunu nerede görse tanırım. Diyip ikisi de sarılmıştı ama bunlar hala bu ailenin karışan kızının ben olduğumu anlamamışlardı hemen gidip ayşim teyze ile sarılmıştım. Alper amcamın da elini öpüp hemen boş bir yere oturdum ama oturmaz olaydım tek boş yer Batu'nun ve emir 'in ortasıydı.Neyse kızım hiç muhattap olmadan biraz oturup odama çıkarım diye geçirdim içimden. Ege : valla inanamıyorum bebeklikten bu yana beraber büyüdüğümüz kız bizim öz kuzenimiz miymiş yani valla pes Emir : neyse iyi yönünden bakalım beraber büyüdük sonuçta Ayşim : valla bu karışma haberini duyduğum da herkes için hayırlısı olsun demiştim ama gerçekten seni burada gördüğüme çok sevindim canım Aylin : teşekkür ederim ayşim abla ne zamandır da görüşmemiştik. emir: yahu daha 3 ay önce görüştük Ege : hakikaten ya en son yusuf abi için görüşmüştük o nasıl toparlanabildi mi ? Aylin : daha iyi yürümesin de bir problem yada zorluk kalmadı sadece bi kaç yarası tam iyileşmedi ama zaten bi kaç güne göreve tekrar dönecek Ayşim : o neler yapıyor hala evlilik düşünmüyor mu Aylin : yok düşünmüyor birisi de yok zaten hayatında şuan Emir : evde kaldı artık abin Bu dediğine kızıp kolunu ufacık cimcirdim fakat zaten kazağı kalın olduğu için acımasa da oyun yapmıştı Emir : aaa kızım ne sıkıyorsun yalan mı Alper : aferin kızım ben arkandayım kaç yaşına geldi hala lafını bilmez bu çocuk Ege : ay baba küçükken bu bıdık Diyip beni göstermişti Ege : abisi evlenicek diye ağlayıp duruyordu bu da o ağlamasın diye bir söz verdi de gerçekten de sözünün eriymiş ben aylin daha fazla ağlamasın diye söz verdi sanıyordum. Herkes bu dediğine gülmüştü 3 değişik hariç Batu da hafif tebessüm eder gibi oldu fakat benim ona baktığımı görür görmez eski düz halini almıştı yüzü. Emir ve ege'nin benimle uğraşması ile günü bitirmiştik. Günün sonunda alper amcamlar gitmiş ve herkes odasına dağılmıştı. Hemen odamın kapısını kilitleyip duşa girmiştim duştan çıkınca düz beyaz bir crop ve lacivert eşofmanımı giyip yatağımın üstüne oturdum uzun bir düşünme aşamasından sonra tarağımı ve kurutma makinemi alıp odamdan çıkıp bartu abimin odasına gitmiştim. {Hırka ve ayakkabı hariç kombin} Kapıyı tıklayıp gir sesini bekledim O gir deyince kapıyı açıp önce içeri sadece kafamı uzattım Aylin: gelebilir miyim abi? Bartu : gel tabiki güzelim Dediği an hemen içeri girdim kapıyı biraz aralanık bırakıp yatağın üstüne oturdum. Aylin: saçlarımı kurutup tarar mısın yine Demiştim çünkü şuan çok üşeniyordum biraz şirinlikten bişey olmaz diyerek dudaklarımı aşağı doğru büzüp yavru kedi gibi baktım bu halimi görünce yüzünde derin bir gülümseme oluşmuştu hemen elindeki kitabı yatağın üstüne bırakıp yanıma geldi yanaklarımı sıkıp yanaklarımdan öpüp arkama geçti. Önce saçlarımı nazikçe taradı daha sonra iyice kuruttu kuruttuktan sonra teşekkür edip odama gittim tarağı ve saç kurutma makinesini yerini koyup tam banyodan çıktım ki camın önünde çınar'ı görmemle korkup bi kaç adım geriledim daha sonra ise kendime gelip onun yanına doğru ilerledim. Aylin: niye dan diye girdin keşke bir müsait misin diye sorsaydın Çınar : kendi evimde daha dün gelmiş kızın odasına girerken müsade isteyecek değilim Aylin : öyle bişey yok işte senin evinde olsa bende artık bu evde kalıyorum ve burası da benim odam benim kişisel alanım yani buraya öyle pat diye giremezsin. Benim zaten seninle konuşacak tek bir kelimem bile yok şimdi uyuyacağım. Diyip tam yatağıma yönelmişken kalbime bir hançer gibi saplanan o sözleri söyledi. Çınar : gerçekten bari en azından bir yetimhaneye bıraksalardı keşke seni gidip bide çöpün yanına mı koymuşlar bide yanlış hatırlamıyorsam fırtına varmış o gün öyle demiştin dimi abime Aylin : seni hiç ilgilendirmez şimdi çık odamdan Çınar : neden geldin ki sen ya biz sen yokken ne kadar mutlu bir aileydik burçin vardı hepimiz onu çok ayrı severdik her zaman yanımızda o vardı sen bu eve geldim diye gitti ama o bizim hayatımızdan asla çıkmayacak diğerleri ne yapar bilmem ama ben kardeşimi bırakmam hele ki senin gibi bir kız için Baştan aşağı beni aşağılar gibi ve benden tiksinir gibi baktı durdu bende onun gibi olmaya karar verdim ağzımdan çıkan sözler onu üzer mi kırar mı diye düşünmeden... Aylin: nerede peki senin o pek değerli kardeşin, ben onu en son gördüğümde öz ailesi ile yaşamak istediğini söyleyip ailenle vedalaşmadan çekip gitmişti daha benim buraya geldiğimi bile bilmeden Çınar: kes sesini Aylin : daha yeni başladım ya bi sakin ol 2 gündür sürekli evin içinde burçine ulaşmak için arayıp duruyorsun ama kardeşin açmıyor hatta sadece senin değil bütün ailenin Daha ne kadar düşebilir desem de her zaman daha çok düşüyordu. Bunu bende beklemezdim ama birden cropumun yakasından tutup kendine çekti hafiften boğazımı sıkıyor tırnakları batıyordu. Çınar : bana bak kızım bir daha sakın burçin hakkında bu tarz şeyler söyleme yoksa gerçekten sonu senin için kötü olur. Burçin kendinle sakın bir tutma o senin gibi çöpe atılmış bir çocuk değildi biz onun ailesiyiz ilklerini hep bizimle yaşadı ilk baba dedi mesela, ilk bana abi dedi ve bana yürüdü daha bir sürü anımız var sen onun yerine geçemezsin. Gözü dönmüş gibi konuşup duruyordu. Ben ise boğazımı sıkan ellerini biraz olsun gevşetmek için uğraşıyordum. O sırada odanın kapısının açılması ile çınarın yüzüne inen yumruk bir olmuştu. Hemen yatağın üstüne oturup nefesimi düzene sokmaya çalışırken aysima hanımda yanıma elinde bir bardak su ile gelmiş bana içirmeye çalışıyor alkan bey ise sakinleşmem için saçlarımı okşuyordu. Suyu içip çınara baktığımda dudağından ve burnundan kan akıyordu ama maalesef ki hiç acımamıştım ona hak etmişti bunu alkan bey benim nefesimin düzene girdiğini görünce bir hışımla ayağa kalktı çınarın üstüne yürüyecekken Batu onu tutmuştu . Alkan: ulan sen nasıl bir evlatsın sen nasıl bir insansın. Şu kız senin kardeşin lan kardeşin hadi kardeşin olarak görmüyorsun tamam anlarım ulan karşındaki bir kadın sevmeyebilirsin ama saygı duymak zorundasın lan şu kızdığın istemediğin olayların hangisi bir kadına şiddet uygulamanın sebebi olabilir ben söyleyeyim sana hiç biri bir kadına şiddet uygulanmaz bir kadına şiddet uygulamanın bir amacı veya sebebi yoktur. Alkan beyin sözlerinden sonra gözlerim dolmuştu hem çok haklıydı hemde beni savunmuştu. Bartu abim kimseyi dinlemeden elimden tutup beni odamdan çıkarmıştı onun odasına gelince beni yatağın üstüne oturttu Bartu: üzülme bitanem ben bunun hesabını sorucam ona sen burada bekle beni banyoda bir yara kremi olacaktı onu getireyim sürelim boynuna tamam mı? Dediğinde başımı salladım o banyoya girer girmez ayağa kalktım odadan çıkıp hızla kimseye görünmeden aşağıya indim daha fazla burada kalmak istemiyordum o yüzden ceketimi ve telefonumu alıp ayakkabılarımı giyip hemen evden çıktım ve hızlı hızlı yürümeye başladım bu tarafları biraz biliyordum abimin yanına gitmek istiyordum sadece 5 dakika sonra ıssız bir sokakta arkamdan gelen ayak sesleri ile yerimde kalakaldım buz kesildim sanki o an çok yakınımda duran birinin nefes sesi doldu kulaklarıma korku tüm bedenimi kaplamıştı...
___________________________________ 5040 kelime ile 2. Bölüm sizlerle keyifli okumalar
|
0% |