@lalexlibrary
|
Aylin'in ağzından ; Gözlerim dolmuştu bile. Abim hızlı adımlarla önüme kadar gelip durdu ve ellerimi tuttu. Yusuf: güzelim, acil görev emri geldi özür dilerim ama gitmem gerekiyor Diyip bartu abime dönmüştü, bende sessizce gözyaşı dökmekten başka birşey yapamamıştım bu onun göreviydi gitme diyemezdim. Küçükken babam göreve giderken de böyle olurdum çünkü ; Yusuf : benim acilen göreve gitmem gerekiyor içim rahat etmese de şuan annemin yanına gidemez görevden dönene kadar sana emanet saçının tek bir teline zarar gelirse hesabını senden sorarım çınar usulü. Dediğinde gülesim gelmişti çünkü bartu ciddi bir şekilde dinlerken son dediğini duyar duymaz yüz ifadesi çok komikti gerçekten Bartu : tamam abi sen merak etme ben varken kimse ona bişey yapamaz. Batu: aynen öyle aklın burada kalmasın. Dediğinde abim başını sallamıştı elimden tutarak AVM'den çıktı Batu ve bartu da arkamızdan geliyordu. Otoparka gidince sıkı sıkı sarıldık Batu ve bartu ile de sarıldıktan sonra bartu ile konuşmak için birazcık uzaklaşmıştılar. Yusuf'un ağzından devam; Yusuf : bak bartu bi kaç gün oldu aylin sizi tanıyalı ama belli seni abisi olarak benimsemiş kabul etmiş. Ben göreve gidiyorum ne olacağı belli olmaz şehit olurum dönemem kardeşim sana emanet. Bartu : öyle konuşma abi sağ salim döneceksin inşallah. Yusuf : inşallah kardeşim de benim sana asıl söylemek istediğim görüyorsun sadece göreve gideceğimi duyunca nasıl ağladı aylin , babam şehit olduğundan beri ben göreve giderken kötü olur sana anlatır belki benim anlatmam doğru olmaz ama geceleri genelde kabus görür bi kulağın onda olsun geceleri çünkü kabus görünce kendini pek toparlayamaz, uyuyamaz, ağlar ben bilirim kardeşimi o yüzden dikkat et ona olur mu? Bartu: merak etme ben ona her zaman destek olurum zaten odalarımız yan yana aklın aylin de kalmasın. Omzunu sıvazladım ve beraber aylinlerin yanına geçtik son kez aylin ile sıkıca sarıldım ve arabama binip karargaha doğru yol aldım. Aylin'in ağzından devam; Abim gittikten sonra arabaya binip eve doğru gitmeye başladık. Ben ise hala ağlıyordum. Kafam da tek bir düşünce vardı. Ya babam gibi olursa, ya şehit olursa . Batu ve bartu sürekli dikiz aynasından bana bakıyordu. 15 dakika sonra eve gelmiştik . Batu'nun ağzından devam; Eve gelince arabadan indik bartu hemen arka kapıyı açıp Aylin'in elinden tutup indirdi. Sarılıp içeri girmeye başladılar bende arkalarından ilerliyordum. Bartu anahtarı ile kapıyı açtı salonun önünden geçerken ev halkı görüp yanımıza gelse de kimse ile konuşmadan aylin ile bartu direkt odaya çıkmıştı . Bende direkt salona girince diğerleri de gelip benden açıklama bekler gibi yüzüme bakıyordu. Aybars: abi noldu kızı zorla mı getirdiniz buraya Batu: zevzek zevzek konuşma Aybars Alkan : oğlum noldu bir anlat da bizde bilelim Batu : ya işte yusuf , aylin, ben ve Bartu avmdeydik. Sonra Yusuf'a bir telefon geldi acil göreve gitmesi gerekti o yüzden şuan birinin yanına bırakamam dedi bizde buraya getirdik. Aylin de göreve gidiyor diye ağladı Aysima : ay canım benim ben ona yiyecek bişeyler hazırlayayım şimdi güçten düşmesin. Diyip mutfağa gitmişti. Aybars: siz beraber miydiniz ki abi? Batu: yani sayılır Çınar : sayılır ne demek abi net bişey desene. Batu: ya biz sabah kahvaltıya onlara gittik sonra çıktık ama onlar AVM'ye falan gideceklerdi şey oldu Aybars : ne oldu Batu : hep bartu yüzünden onları takip ettik beraber sinemaya falan gitmiştik yani biz takip ettik onlar nereye giderse bizde oraya gittik. Ama benim hiç bir suçum yok hep bartunun yüzünden aklıma o bu takip etme fikrini soktu. Ama tabi yusuf farketmiş bu durumu evden çıktıkları andan beri biliyormuş sonra ona da görev emri gelince buradayız yani böyle. Lafımı daha bitiremeden Aybars dalga geçmeye başlamıştı bile onun kafasına bir adet vurup yukarı odama çıkmıştım. Yazarın anlatımından devam ; Batu aile fertlerine durumu açıklarken bartu ise kardeşini odasına çıkartmış biraz rahatlasın diye kendi elleriyle yüzünü yıkayıp kurulamıştı. Aylin'in ise ağlaması durmuş yerini derin iç çekişlere bırakmıştı. bartu her ne kadar kardeşinin yanında durmak istese de aylin üstünü değiştirip biraz dinleneceğini söyleyip odadan göndermişti daha sonra ise bir süre yatakta öylece oturup boş duvarı izledikten sonra yataktan kalkıp üstünü değiştirip pijama takımlarını giymiş yatağına uzanmış öylece etrafa bakıyordu. Abim acaba anneme haber vermiş midir diye düşündü ama haber vermediyse bile kendi bu haberi annesine söyleyemezdi. Bi süre öyle düşündükten sonra kapı çaldı aylin ise bartu diye düşünüp gir diye seslendi pozisyonunu hiç bozmadan sırtı kapıya dönüktü kapı yavaşça açıldı kapandı bir kaç adımda yanına biri geldi fakat beklemediği bir sesti; Aysima hanım : kızım Aylin ise duyduğu ses ile 1-2 saniye öyle kalsa da hemen yüzünü aysima hanıma çevirip yatakta oturur pozisyona geçti ve sırtını yatak başlığına yasladı. Aysima hanım : kızım sana yiyecek bişeyler getirdim acıkmışsındır diye düşündüm hadi ye biraz güçten düşme. Aylin : teşekkür ederim ama zahmet etmişsiniz aç değilim hiç iştahım yok. Aysima hanım : olur mu öyle şey güzel kızım anneler için evlatlarına yaptıkları hiç bir şey zahmet olmaz. Hem yemezsen güçten düşer zayıflarsın sonra abin demez mi bana kardeşime iyi bakamamışsınız diye ya yine seni alıp giderse Aylin : ama... Aysima hanım : bak güzel kızım evet biz beraber büyümedik ama seni ben 9 ay karnımda taşıdım evet belki ilk adımlarına şahit olamadım ama karnımda ilk tekmelerine şahit oldum mesela tekme atmalarını bazen kıskanırdım çünkü sadece babanın sesini duyunca o karnımı sevince tekme atardın onun haricinde çok az hareket ederdin hatta bundan dolayı korkup doktora bile gitmiştik. Aylin : neden ki? Aysima hanım: ben biraz panik yapmıştım neden çok hareket etmiyor diye ama çok şükür hiç bir sıkıntı çıkmamıştı hatta doktoruna anlattığımızda bize sanırım biraz babacı bir kızınız var demişti . Bu durum böyle geçti 9 ay. Evet belki 20 seneyi telafi edemeyiz ama yerine yeni anılar ekleyebiliriz evet belki ilklerine şahit olamadım ilk adımına , ilk kelimene, ilk hasta olduğunda, ilk diş çıkartmana, ilk okul gününe hiç şahit olamadık bende babanda abinler de her ne kadar üzülsem de bi yanımda rahat ayşimden biraz dinledim ipek de kaan da sana çok güzel anne baba olmuş. Bu bilgiler bile benim içimi bi tık rahatlatıyor. Allah onlardan razı olsun. Aylin: amin Demişti aylin yine gözleri yaşlarla doluyken bu aralar daha bi sulugöz olmuştu. Aysima Hanım'ın getirdiklerini yedikten sonra aysima hanım tepsiyi alıp çıkmıştı odadan. Aylin ise düşündü uzun uzun karışmasaydı öz ailesi ile büyüseydi nasıl olurdu. Kıskanma mıydı bu duygu bilmiyordu mesela ilk geldiği gün Batu , Aybars ve çınarın sanki burçine ihanetmiş gibi düşünüp ona yaklaşmamaları, burçin'in yaptıklarını duysalar da ondan duymadan inanmamaları ve hatta çınarın ayline sırf dedikleri için yaptığı bi an için düşündü aylin abileri ile büyüse güzel olurdu belki ama o yine de abisinin tek prensesi olarak büyümüştü. Daha fazla bunları düşünmeyi bırakıp yataktan kalktı aylin, yatağını düzeltip dolabının önüne gidip kendine rahat bi şeyler seçmeye başladı saat daha 9'a geliyordu. Uyumak istemedi üstüne bi şeyler ayarlayıp banyoya girip değiştirdi. {Kombini çanta ve ayakkabı hariç } Aylin'in ağzından devam; Üstümü değiştirdikten sonra saçlarımı at kuyruğu toplayıp odadan çıktım inşallah abim odasındadır diye düşünüp bartu abimin odasına gittim şuan aşağıya inmek istemiyordum. Abimin odasının önüne gelince kapıyı tıklattım gel diyince hemen içeri girdim çalışma masasının üstünde bir şeyler çiziyordu. Kafasını kaldırıp beni görünce gülümsedi ayağa kalkıp yanıma geldi. Bartu: güzelim bir sorun yok dimi? Aylin: hayır bir sorun yok hem ben istediğim zaman gelemez miyim yanına illa bir sorun mu olması gerek. Dediğimde afallamış bir ifadeyle bana bakıyordu sanırım onu yanlış anladığımı düşünüyordu. Bartu : hayır hayır istediğin zaman gel ne demek o bitanem Demişti yüz ifadesi o kadar komikti ki dayanamayıp gülmüştüm. O da güldüğümü görünce beni gıdıklamaya başlamıştı bi süre sonra durunca ikimizde kendimizi yatağın üstüne atıp nefesimi düzene sokmaya çalışmıştım. Daha sonra yataktan kalkıp ona baktım. Aylin : biraz yürüyüşe gidelim mi? Bartu: olur çok güzel olur hemde o zaman ben üstümü değiştireyim girişte buluşalım. Dediğinde ona gülümseyip odadan çıktım kendi odama girecekken aklıma gelen fikir ile üst kata çıkmaya karar verdim. İlk geldiğim gün aysima hanım evin bütün odalarını göstermişti üst kata çıktım ve alkan Bey'in çalışma odasının kapısını tıkladım. Gir sesini duyunca yavaşça içeri girdim. Önündeki dosyalar ile ilgileniyordu benim sesimi duyunca hemen kafasını kaldırmıştı. Aylin : müsait miydiniz konuşmak istediğim bir konu vardı da? Alkan bey : tabi, tabi kızım gel otır konuşalım Dediğinde bende ilerleyip masasının önündeki sandalyeye oturdum. Aylin : yusuf abim ile konuştum bu çınar meselesi ile ilgili kendinizi suçlamanıza gerek yok. Sizin bir kabahatiniz yok kimse bilemezdi bende bilemezdim böyle bir şey yapacağını. Hem ben kendim odamdayken çınarın odama girdiğini farketmemiştim siz nasıl fark edecektiniz lütfen kendinizi suçlamayın. Alkan bey: güzel kızım haklısın ama ben kendimi affedemiyorum ki ben seni geç buldum ama ben aslında o ilk karşılaştığımız gün senin baban olmaya çok hazırdım ama baksana ilk başına gelen kötü olayda bile seni koruyamadım. Aylin: dediğim gibi ben sizin beni asla incitecek bişey yapmayacağınızı biliyorum ve bişey olursa da sizin beni koruyacağınıza da çok eminim Alkan bey: böyle düşünüyorsan ne mutlu bana Aylin : bu arada biz bartu abim ile yürüyüşe çıkıcaz da haber vermek istedim bilginiz olsun diye. Alkan bey : tamam güzelim tabiki çıkın dikkat edin ama. Onu onaylamak adına gülümsedim ve kafamı salladım ve odadan çıktım merdivenlerden inerken abimi gördüğüm an daha hızlı inip onu geçtim o da yanıma geldi. Aylin : ohooo abi bu ne yavaşlık ağaç oldum valla ya Bartu : bak sen Diyip işaret parmağıyla burnuma hafifçe vurup güldü o sırada merdivenlerden alkan bey inip yanımıza gelip birden beni kendine çekip şakağıma bir öpücük kondurdu daha sonra ise abime döndü; Alkan bey : bana bak eşşek sıpası güzel kızıma dikkat et çok da üşütmeyin. Bartu: emredersin babacım Aylin: siz aysima hanıma da haber verirsiniz merak etmesin Alkan bey : tamam babam sen merak etme. Daha sonra ise ayakkabılarımızı giyip hızlıca evden çıkmıştık. önce bir mekana gidip kahve içmiş daha sonra ise sahile gitmiştik. Buraya en son yusuf abim ile gelmiştim. Öyle karşıma bakarken derin düşüncelere dalmıştım bile. Neyden kaçıyordum ben evde sürekli onları aile olarak görmemi bekleyen ev halkından mı, çınar ile karşı karşıya gelmekten mi yoksa gece göreceğim kabuslardan mı neyden kaçıyordum bilmiyorum tek bildiğim aklımdan bir an olsun çıkmayan abim ile bilinç altıma işlenmesi ve geceleri kabus göreceğimdi. Bu düşünceler ile derin bir iç çekmiştim. Daha sonra ise bartu abimin omzuna kafamı yasladım. Hava soğuk olduğu için bartu abim ceketini vermişti bile. Bir süre daha oturup kalktıktan sonra yine beraber eve gitmiştik evin önüne gelince bartu abim anahtar ile sessiz bir şekilde kapıyı açtı herkesin uyuduğunu varsayarak fakat salonun ışığı yanıyordu. Bartu : annemler sanırım bizi beklemiş bir onlara görünelim öyle çıkarız yukarı Aylin : tamam olur. Dedim ve beraber salona geçtik aysima hanım, alkan bey ve bartu vardı hadi aysima hanım ve alkan beyi anladım da Batu'nun burada ne işi vardı acaba Bartu : selamlar ve iyi geceler güzel ailem Diyerek beni kolunun altına alıp salondan tam çıkacakken Batu'nun sesi ile durup geri dönmüştük. Batu: güzel vakit geçirdiniz mi bari abi kardeş Bartu: ne diyorsun abi Batu :insan bir beni de çağırır diyorum, bi haber bile vermediniz insan bir nezaketen sorar sende gelmek ister misin diye? Ama nerede Aylin: batucum sabah abimle AVM'ye giderken de biz sizi çağırmadık ama siz takip ettiniz yine takip etseydiniz batucum. Batu:o takip meselesi yanındaki abinin oyunuydu. Benim hiç aklıma gelmez öyle şeyler. Bartu : inanamıyorum sana abi takip eden, bu fikri söyleyen ben miydim? Batu : neyse canım ailem ben artık yatıyorum çok uykum geldi iyi geceler tatlı rüyalar. Diyip hemen salondan çıkıp odasına gitmişti. Onun arkasından hepimiz gülmüştük. Daha sonra ise hepimiz odalarımıza dağılmıştık. Üşüdüğüm için önce sıcak bir duşa girip daha sonra ise çıkınca pijamalarımı giyip havlu ile saçlarımın nemini aldıktan sonra bu saatte bartu abimi daha da rahatsız etmemek adına hasta da olmak istemediğim için saçlarımı tarayıp iyice kuruttum ve iki adet balık sırtı örüp yattım telefonumu şarja takıp bi süre sonra uyuyakaldım... Saat gece 03.28 Gözümün önünde tek bir görüntü vardı ama bir sürü farklı ses vardı ; " Başımız sağ olsun " " Vatan Sağ Olsun '' " Düz tabut muymuş? " " Vah vah çocukları da çok küçükmüş" " Üstüne füze mi atılmış? " " Maalesef yaşadıkları kolay değil bir süre konuşma kaybı yaşayabilir" " Psikolojik destek alması gerekiyor" Gözlerimi açmaya çabalasam da sanki gözlerimin üstünde bir kilit vardı ve açamıyordum ağlamaya ve sayıklamaya başlamıştım fakat bir süre sonra benim sesime bir ses daha eklenmişti bana seslenen ama şuan kim olduğunu idrak edemiyordum bi süre sonra birinin yüzümü elleri arasına alıp beni sarsmıştı. En sonunda derin bir nefes alıp kendime geldim ve yatağıma oturmuş bana telaşla bakan bartuyu görünce hemen dikleşip sarıldım sıkıca o da benim saçımı okşuyordu bir süre öylece kaldıktan sonra kapının orada telaşlı gözlerle bana bakan elmas ailesi fertleri ile karşılaştım aysima hanım hemen yanıma gelip baş ucumdaki sürahiden bir bardak su doldurup gelip bana içirdi alkan beyde gelip beni sakinleştirmek için saçımı okşuyordu Batu ise gelmiş elimi tutmuş iyi misin diye soruyordu fakat kendime hala gelemediğim için öylece duruyordum. Bartu : tamam hadi herkes odasına gitsin kızı rahat bırakın Aysima hanım : ama oğlum Bartu : hadi anne lütfen Dediğinde herkes kapıya doğru ilerlemişti bartu tam yataktan kalkarken elini sımsıkı tuttum. Aylin : abi sen gitme Dediğimde herkes bize dönmüş aysima hanım ve alkan bey gülümsemişti. Bartu : buradayım güzelim gitmeyeceğim merak etme kapıyı kapatacaktım. Aylin: olsun gitme Alkan bey: sen dur oğlum ben kapıyı kapatırım Dediğinde herkes odadan çıktı ve kapı kapandı. Yatakta biraz kenara kaydım abimde yanıma oturup sırtını başlığa dayayıp beni sol omzuna doğru çekip kolunu da bana dolayıp bir eliyle de saçlarımı okşadı. Bartu : yusuf gitmeden önce bahsetmişti Ama ne oldu güzelim anlatmak ister misin bana Aylin: bu zamana kadar pek kimseye anlatamadım ama bilmiyorum belki de anlatmak bana iyi gelicek yada o olayı tekrar tekrar yaşamak bana çok kötü gelicek ama seninde bilmeni istiyorum Bartu : bak güzelim asla kendini zorunlu hissetme eğer anlattığında kötü olacaksan daha sonra hazır olduğunda anlat canımın içi Kafamı kaldırıp abime baktım o da dolu gözlerle bana bakıyordu kafamı tekrar eğip abimin göğsüne yaslandım. Ve anlatmaya başladım. 19 nisan 2009 her zamanki gibi kozcu ailesi kahvaltısını yapmış ipek hanım mutfakta akşam yemeği için hazırlık yapıyor, yusuf odasında ödevlerini yapıyor küçük aylin ise salonda bebekleri ile oynuyordu o sırada bütün evi zil sesi kapladı aylin ise hemen kafasını kaldırıp hemen kapıya doğru koştu koşarken ağzından çıkan tek bir cümle vardı. '' babam geldi, babam geldi'' koşup hemen zor da olsa kapıyı açtı fakat karşısında babasını değil babasının albayı fikret albay onun arkasında alper amcası ve babasını görmeye gittiği zamanlar fikret albayın hep yanında gördüğü asker vardı. Arkadan hemen ipek hanım geldi. ipek hanım: kızım kim gelmiş neden beni beklemedin dedi ipek hanım fakat cümlesi biter bitmez gördüğü kişiler ile anlamıştı fakat anlamak istemedi ipek hanım : fikret bey yoksa demişti gözlerinden yavaş yavaş yaşlar süzülürken fikret albay : başımız sağolsun ipek hanım dedi albay fikret onunla eş değer anda ipek hanım kocasının adını haykırarak ağlayarak yere çökmüştü. Hemen sağlık çalışanları ve albay'ın postası tutmuştu ipek hanımı salona götürüp sakinleştirmeye çalışırken alper ise küçük kızı alıp yukarı abisinin yanına götürmüştü. Merdivenlerden çıkarken merdivenlerin başında yusuf'u görmüştü. O da duymuş gözlerinden yaşlar akarken öylece yere odaklanmıştı alper ise kucağında aylin ile çıkmaya devam edip Yusuf'un yanına gelince onu da kolunun altına alıp beraber Yusuf'un odasına gitmişti. alper : aylin güzelim sen burada bebeklerinle oyna daha sonra ise Yusuf'a döndü alper bu sefer. alper : aslanım sen de burada kardeşinin yanında dur tamam mı? yusuf: amca babam demişti yusuf biliyordu ama istemiyordu. Sessizce söylemişti kardeşi duymasın diye. alper : ben gelicem buraya aslanım sen sadece kardeşinin yanında dur tamam mı? dediğinde alper yusuf istemese de onaylamıştı. Alper odadan çıkıp aşağıya indi salona girdiğinde albay ve postası bir taraftan ipek hanımı sakinleştirmek isterken diğer yandan ise hemşireler ipek hamımın tansiyonunu ölçmeye çalışıyorlardı böyle geçen iki saatin ardından Alper'in eşi ayşim hanım ve oğulları da gelmişti ege ve emir Aylin'in yanına çıkınca yusuf da hemen alper amcasının yanına gitmişti baş sağlığına gelenler kadın erkek olarak ayrılmıştı. Yusuf ise oğlu olarak orada omuzlarında büyük bir yük ile duruyordu. İpek hanımın isteği üzerine tören saatine kadar kaan eve getirilmişti. İpek her ne kadar verilen ilaçlar ile biraz da olsun sakinlese de kaan'ın düz tabutunu görür görmez tekrar kriz geçirmişti. küçük aylin ise odada sıkılmıştı artık ege ve emir sürekli arabaları ile oynuyordu. Onlara söylemeden odadan çıkmış salona annesinin yanına gitmek istedi fakat tam salona girmeden yan odadaki asker ve alper amcasının konuşmasına kulak misafiri olmuş babasının oturma odasında olduğunu duymuştu. Salona girmeden yönünü oturma odasına çevirmiş ve oraya girmişti kapı açıktı düşündü aylin, babası aylin kapıyı açamıyor diye hep açık bırakırdı küçük adımlarla odaya girdi fakat babasını görmeyi beklerken al bayrağa sarılı düz tabut ile karşılaşmıştı. O sırada annesinin sesini duydu aylin ; "Daha bir kaç gün önce yanımızdaydı şimdi orada , o tabutun içimde cansız bedeni var ben nasıl dayanıcam" babası tabut'un içinde miydi ama anlamadı o an ne demek babam o al bayrağa sarılı tabutun içinde , neden orada olsun ki babam . her zamanki gibi saklambaç mı oynuyoruz acaba ama benim babam oraya sığmazdı ki çok uzun ve yapılı bir adam benim babam" Diye geçirdi içinden küçük aylin nereden bilebilirdi ki daha 5 yaşındaki aylin uzun ve yapılı babasının bedeninin yakınına atılan füze yüzünden paramparça o tabuta sığdığını...Babasının tabutun içinde saklandığını düşünüp sessiz adımlarla tabutun yanına gidip yere oturdu bayrağı tabutun üstünden alıp koltuğun üstüne koydu babası böyle öğretmişti Türk bayrağı yere inmez, düşmez. Onun yeri hep yüksekler. Derdi babası uzun uzun uğraşlar ile tabutu açabilmişti küçük aylin yaklaşık 5 dakika bir süre de açabilmişti ellerinin bazı yerleri yara olmuştu. Tabutu açmıştı küçük aylin fakat babasını görmeyi beklerken beyaz bir örtü ile karşılaşmıştı .bi süre öylece baktı aylin. Çok uzun uğraşlar sonucı kefeni açabilmişti aylin fakat beklediği gibi babasını bulamadı gördükleri ile buz kesildi öylece tabutun içine bakıp kaldı ve sessiz sessiz gözyaşı döktü babası vardı tabutun içinde evet ama bunu sadece yüzünden tanımıştı çünkü babasının vücut bütünlüğü yoktu. O an bağırmak istedi annesini çağırmak istedi ama olmadı sesi çıkmadı tam o sırada odaya biri girdi adını haykırdı resmen hemen gelip tabutu kapattı ve Aylin'in yüzünü elleri arasına alıp sarstı kendisine gelsin diye fakat küçük kız sadece az önce tabutun olduğu yere doğru bakıyordu. Daha sonra ise böyle olmayacağını anlayan genç adam kızı kucağına aldı ve odadan çıktı. kızına bakmaya gittiğinde odada göremeyen ipek ise evde kızını ararken Alper'in kucağında sessizce gözyaşı döküp ürkek bakışlarla tek bir yere bakan kızını gördü. ipek: noluyor alper noldu ayline alper : yenge iyi değil dedi yürümeye devam ederken ipek : ya noldu alper : tabutu açmış dediğinde ipek hanımın adımları durdu ayakları sanki yere çivilendi bi süre öyle durduktan sonra yanlarına gelen ayşim ve yusuf ile apar topar hastahaneye gittiler. GEÇMİŞ BİTTİ GÜNÜMÜZ AYLİN'İN AĞZINDAN; " Daha sonra hastahaneye gittik alper amcam anlattı durumu doktorlar psikiyatristler hepsi muayene etti o olaydan sonra ise ben tam 11 ay 6 gün hiç konuşamadım ta ki babamın doğum gününe kadar onun yanına şehitliğe gitmiştik orada konuştum hala da korkunca böyle olurum bazen bi süre sessiz kalırım abim de o günden sonra çok çalıştı çok çabaladı asker oldu o asker olduğundan beri de her göreve gittiğinde aklımda ya babam gibi olursa diye düşündüğüm için bilinç altıma işlenir kabus görürüm " Dedim cümlemi bitirdiğimde bir hıçkırık sesi duydum kafamı kaldırıp bartu'ya baktığım da gözleri ağlamaktan kan çanağı olmuş ağlayan bir bartu beklemiyordum. Hemen ona sıkıca sarıldım ben anlatırken fark etmemiştim bile bu kadar ağladığını sanki o ana gitmiştim. Bartu: nasıl dayandın be güzelim o kadar şeye, nasıl atlattın. Aylin : tam olarak olmasa da atlattım sen sakın sıkma canını geçti artık Bartu : evet zor ama beraber tam olarak atlatıcaz Aylin : hadi artık ağlama bak ben sen ağla diye anlatmadım herkese de anlatamam zaten bunu Dediğimde geri çekildi ve gözyaşlarını sildi. Aylin: uykun varmı biraz bahçeye çıkıp hava alsak Bartu : olur ama kısa bir süre hasta olmanı istemem tamam mı? Aylin : o zaman şu ince battaniyeyi alalım hatta sen bunu al bende bize sıcak bişeyler alıp geleyim ne dersin? Bartu: çok güzel olur o zaman ben bahçede bekliyorum seni aynı yerde Aylin: tamamdır geliyorum bende hemen. Dediğimde beraber aşağı indik o bahçeye çıkarken bende mutfağa gitmiştim ışığı açıp hemen kahve yapmaya başlamıştım.kahveler olurken buzdolabını açtım ve göz gezdirdim. Dolapta gördüğüm magnolia'lar ile gülümseyip iki tane çıkardım ve bir tepsiye koyup yanlarına da tatlı kaşığı koydum kahvelerin olmasını beklerken biraz düşünmeye başladım. Anlatmakla doğru mu yapmıştım diye o kadar düşünmeye dalmıştım ki mutfağa girip bana yaklaşan kişiyi son anda farkettim kafamı biraz çevirip mutfak canımdan bahçeye baktım bartu abim koltukta oturmuş telefona bakıyordu. Herkes odasına gitmişti bartu ise bahçeye çıkarken kapıyı açık bırakmıştı. Yavaşça arkama döndüğümde hem şaşırmış hem de o korkuyu iliklerime kadar hissetmiştim.
- BİTTİ -
|
0% |