@lalinhikayeleriii
|
Geçmiş Zaman 20 Ocak Çarşamba gecesi,saat 01.30
“Anne!”elinde ki oyuncakla oradan oraya koşturuyordu küçük çoçuk,aşırı neşeliydi,annesi mutfaktan oğluna seslendi,”buradayım anneciğim.”dediğinde küük çoçuk koşarak annesinin yanına gitti.Annesi yorulmuştu ve gecelere kadar uyumayan oğlu ise hala enerjisi yerindeydi.”ben büyüyünce Savcı olacağım anne!”diye bağırdı heycanla,oğlu çok istiyordu Savcı olmak,her zaman tuttururdu,babası katı bir adamdı.Oğlunun kendisinin arkasından gelip çiftçi olmasını istiyordu.
Annesi sürekli kocasına bu durumdan ötürü kızıyordu,annesi çoçuğu için hazırladığı yemeği karıştırırken gülümsedi,”benim oğlum adaletli bir savcı olacak,kalpten inanıyorum.”dediğinde küçük çoçuk annesine sarıldı.Annesi gülerek oğlunun saçlarını okşadı,o anda babasının kapıyı açma sesi duyuldu.İkisinin de kalbi korkuyla attı,annesi kocasından deli gibi korkuyordu,oğluda babasından.”bize çok kızacak değil mi anne?”diye sordu çoçuk.”belki biraz oğlum,belki biraz.”dediğinde yutkundu ama biliyordu çoçuk babası deliye dönecekti,ikiside korkuyla onu bekliyordu.
“anne buraya geliyor,”dedi adım seslerini duyar duymaz küçük yüreği büyük bir cesaretle annesine baktı,”sen saklan ben babam gelince arkadan odaya gider uyursun,dövecekse beni dövsün.”dediğinde annesi korkuyla oğluna baktı.Cesur bir çoçuk olduğunu biliyordu,kaç defa babsının önüne atladığında da,o beş yaşında korkusuzluğu öğrenmişti,çünkü babası ona cehennemi yaşatmıştı o yaşında. Kapı açıldı,adım sesleri içeriyi doldurdu.”anne.”dedi sadece çoçuk ve sonra babasının kalın sesini duydu,”siz yine mi ayaktasınız?”dediğinde annesine ağlayarak baktı.”özür dilerim.”dediğinde kızamadı oğluna,sevdi saçlarını sadece.”Uyumadı İrfan,çok denedim uyumadı oynadı biraz.Sonra acıktı bende ona tost yapıyordum.”dedi titrek bir sesle.
“zorla uyutsaydın be kadın!çabuk odanıza,çabuk!”diye bağırdığında ikisi de irkilerek hızlı adımlarla odaya geçmek için haraketlendiler.İrfan kadının kolunu tutarak.”sen dur.”dediğinde kadının kalbi korkuyla attı.”Pars,”dedi oğluna şefkatle.”hadi odana uyu sen.”dediğinde Pars gitmek istemedi.Biliyordu dövecekti annesini.”gitmeyeceğim anne,o seni dövecek.”dediğinde babasının gözlerinden ateş fışkırdı.”o dediğin senin baban lan!”diyerek okkalı bir tokadı Parsın yüzüne geçirdi,sıktı çoçuk çenesini acımıştı ama ağlarsa daha fazlası olurdu.”İrfan yapma o çoçuk.”dediğinde İrfan Parsı yakasından tuttuğu gibi ayağa kaldırdı.
“bu mu çoçuk?”dediğinde iki yakasından tuttuğu gibi ona kafa attı.Dişlerini sıktı Pars,ağlarsa daha fazlasını yapardı.Sıktı dişlerini ama gözleri acıdan dolmuştu,üçük burnundan kanlar gelmeye başladığında yerden kalkamadı.”Oğlum!”diye bağırdı kadın. “Firuze!”kolundan tuttu İrfan. “içerye geç!”diye bağırdı. “İrfan burnu kırıldı Pars’ın bırak hastaneye götürelim ne olursun yalvarırım.”ne olduğunu anlayamıyordu.Küçük ellerini burnuna koydu ve ağlamaya başladı. “içeri!”dediğinde İrfan zorla Firuzeyi içeriye soktu. İçeriden bağırma sesleri gelirken Parsın düşerken gördüğü ek şey kapı ve duyduğu son ses ise annesinin yapma İrfan acıyor,diye bağırmasıydı.
Bilemedi çoçuk yüreğinde bir yangın ile uyancağını... |
0% |