@lalsoy_19
|
Bazı kaderler kapınıza kadar gelir. Ya da bazı kaderler sizi kapısına kadar götürür. Hayatımda kimsenin ayağına kadar gitmedim,gitmemde.Kimse için ağlamam.Kimse için kendimi feda etmem.Kimse için gururumu hiçe saymam.Kimse için yıpranmam.Kimse için çabalamam.Kendim için çabalarım,kendim için göz yaşı dökerim,kendim için feda ederim,kendim için gururumu ayaklar altına alırım.Kendim için yıpranırım. Çünkü bana böyle öğretildi.Amcam bana böyle öğretti.Ben böyle öğrendim.Küçükken neden bana bunları ayrıntılı olarak anlattığını anlayamadım bir türlü.Ancak şu an o kadar iyi anlıyordum ki.Eskiden neden öğretiyor diyerek isyan ederken,şu an iyi ki öğretti diye şükür ediyordum. Amcam benim babam,annem,abim,ablam,en yakın arkadaşım,doktorum,psikoloğum ,akrabam oldu.Bana hiç kimsenin yokluğunu hissettirmedi bu yaşıma kadar.Beni gerçek dünyaya hazırladı her haliyle.Bana insanlara hemen güvenmemeyi,hemen bağlanmamayı,onlar için kendimi yıpratmamayı,kendimi satmamam gerektiğini öğretti.Dik başlı olmamı,lafın altında kalmamam gerektiğini öğretti.Onun bendeki payı büyüktü.Beni adıma ve soy adıma layık birisi yaptı.Pera Akar. İsmimi amcam koymuş.Anlamı güçlü ve kararlıymış.Bana her zaman bu ismin beni yansıttığını söylerdi.Ben, babam ve annemden çok amcamı tercih ettim.Çünkü sözde anne,baba olan kişiler bana karşı sorumluluğunu yerine getirmediler.Annem evlenmeden önce bana hamileymiş.Bundan dolayı babamla evlenmek zorunda kalmıştı.Onunla geçirdiğim zaman boyunca hep bunu suratıma söylerdi.Lafını asla esirgemezdi,dik başlıydı,egoluydu,gıcık bir kişiliğe sahipti.Bana her zaman babasının kopyası derdi.Annemin düz,uzun,siyah saçları,yeşil gözleri,tombul yanakları,sönük renk dudakları,hafif kilolu bir bedeni vardı.Benim ise dalgalı,uzun,açık sarıya kaçan kahverengi saçlarım,bal rengi gözlerim,dolgun ve pembe dudaklarım,şekilli bir fiziğim vardı.Beni bariz bir şekilde kıskanırdı.Bundan her zaman keyif alırdım. Şu an yanımda değildi ikiside.Olmasınlar da zaten.Hayatımı boka çevirmişlerdi.Onları asla affetmeyecektim. Onların o evde geçen her günümü cehenneme çevirdiklerini,yerdeki cam kırıklarını bana temizlettiklerini,kaynar suyu elime bilerek düşüren ama yanlışlıkla diyen annemi,babamın haklı olduğum konu yüzünden beni saatlerce dövmesini,annemin kolumu kırmasını,babamın iğrenç lakaplar taktığını,evin her işini bana yaptırdıklarını,hakarete uğradığımı,evde çocuk değilde köle muamelesi gördüğümü,annem ve babamın bitmeyen kavgalarını,babamın ayağıyla sırtımı ezdiğini,annemin gelip beni bir kova soğuk suyla uyandırdığını ve ıslanan yatağı temizlettiğini,ikisininde ortak karar vermesi sonucu beni sekiz yaşında amcamın kapısına bıraktıklarını asla unutmayacaktım. Geçmişimin ,geleceğim olacağını unutmayacaktım.Nereden geldiğimi unutmayacaktım.Yıllarımın geçtiği Baver sokağını asla unutmayacaktım. Merak ediyorsunuz.Ben kimim? Bu sorunun cevabını ben bile bilmiyordum. Her zaman bunu düşünürdüm.Ben kimim? Bu yaşıma kadar düşündüm.Ve sanırım buldum. Ben Pera Akar.Sekiz yaşında amcasının yanına bırakılan,o evin içinde işkence çeken,sevilmeyen,önemsenmeyen,köle gibi kullanılan,annesi ve babası tarafından zorbalığa uğrayan,küçük yaşta içine kapanan,her şeye rağmen annesini ve babasını sevmeye çalışan ancak başaramayan Pera Akar. Amcamın yanındayken geçmişi geride bırakmıştım.Bana geçmişini düşünmenin bir faydası yok derdi.Geleceğe odaklan derdi.O zamandan sonra sadece Akar soyadına layık biri olmak istedim.Amcamı gururlandırmak istedim.Bana yaptığı bunca iyilikten sonra onu mutlu etmek istedim.Bana baktığında işte benim yeğenim demesini istedim. Oldu.Ben amcama işte benim yeğenim dedirttim.Adıma ve soyadıma layık birisi oldum.Aynadan kendime baktığımda amcamı görüyordum.Dış görünüşlerimiz tıpa tıp aynıydı.İçimizde aynı olmuştu.Ve bundan sadece gurur duyuyordum. Hiç mi güzel bir anım olmamıştı?Olmuştu.Hem de en güzeli.Hayatımda ilk o zaman sevginin,kalp atışının hızlanmasını tattım.İlk o zaman gerçekten sevildiğimi,önemsendiğimi,değerli olduğumu hissettim.Ama sadece onunlayken bu duygular oldu.O gittikten sonra hiç bir zaman o duyguları tekrardan tadamadım. Derler ya yaşarken ölürsün.Doğruymuş.İnsan yaşarken ölüyormuş.O çocukla görüştükten ve ayrıldıktan sonra anladım.Hayat bitmiş gibi geldi bana.Sanki elimden en sevdiğim oyuncağım alınmış gibi hissettim. O zamandan sonra ona ne olduğunu hep merak etmişimdir.Bana hep ailesinden ,ona kötü davrananlardan ve bana kötü davranan herkesten intikam alacağını söylerdi. Benim en güzel anım o çocuk sayesinde olmuştu.Benden bir yaş büyüktü.Onu Baver sokağının en bilinen parkının büyük ve yaşlı ağacına yaslanmış bir şekilde görmüştüm.O ağaç Baver sokağında çok konuşulurdu.Dediklerine göre o ağaç insanın üzüntüsü için vardı.Üzgün kişiler oraya gelir ve kafasını dinlerdi.Bazıları dertlerini anlatırdı ağaca.Üzgünken hep oraya giderdim.Benim huzur bulduğum tek yer orasıydı.Yanına gidip tanışmıştım.Hemen kaynaşmıştık.Birbirimizin dertlerini dinler,teselli ederdik.Her gece o ağaca giderek aynı yerde otururduk.Gün geçtikçe daha da yakınlaştık.Hayatım onunla güzelleşmişti.Ancak onunla tanıştıktan sadece altı ay sonra yollarımız ayrılmıştı.Annem ve babam beni amcama bırakmıştı.Onunla bir daha hiç görüşememiştim.Amcam,Baver sokağının dört sokak ilerisinde bulunuyordu.Beni o sokağa bir daha sokmadı.Geçmişimin olduğu sokak artık sadece bir sokaktı. Çocukluğumu,kaldığım sokağı her şeyi unutmuştum. Bir kişi hariç. Boran. Soyadını hatırlamıyordum.Hatırlasaydım.Keşke hatırlasaydım.Onun ne iş yaptığı bilebilirdim.Onu bulabilirdim.Ama olmadı.Kader bizi buluşturmadı. O her zaman kalbimde olacaktı…
|
0% |