@laraguz
|
Ortamda bir kaos hakimdi her yerden çığlık sesleri geliyordu Beatrix elini omzuma koyunca ona döndüm " Şimdi gitsek iyi olur muhafızlar birazdan gelirler ama önce sembolümüzü bırakalım " başımla onayladım işaretimizi koyduktan sonra ordan uzaklaştık . Güneşin doğmasına az kalmıştı biz artık yeni evimize vardığımızda kimsenin bizi görmediğine emin olarak içeri girdik "Ben uyumaya gidiyorum Elodie " başıyla beni onayladı ve "Bende birazdan yatarım " dedi. Birkaç saatlik uykunun ardından kalkıp bize kahvaltı hazırlamak için mutfağa indim Elodie de 15 dk sonra yanıma geldi beraber sofrayı çabucak hazırladık o çayları koyarken ben oturdumuştum masaya çayları doldurduktan sonra oda yerini aldı bir şey sormak istediği belliydi yoksa masada bu kadar sessiz olmazdı "Sor hadi kafanı kurcalayan şeyi" dedim "Sadece garip geliyor bu sefer izimiz bulsunlar istemiyorum hem her yerde aranıyoruz bu kasabaya yeni geldik çok dikkatli olmalıyız iki gün sonra dolunayda tılsımları kimseye yakalanmadan halletmeliyiz" bende gergindim ama ona bunu yansıtmadım "Onlar Cassandra ve Beatrix 'i arıyor Valeria ve Elodie değil tılsım büyüsü kolay bu sayede o medyum cadılar sihir izimizi bulamayacak hem zor olan malzemeleri bulmaktı ve biz onları bulduk için rahat olsun bu sefer herşey istediğimiz gibi olacak "dedim. Ama Elodie ikna olmuş gibi değildi "Peki kurtlar ne olacak kokumuzu alabilirler burası insan ve kurt krallığının sınırı şu an insan krallığının sınırları içerisinde olsak bile ormana gideceğiz ve ormanda kurt krallığı sınırında devreye gezen kurtlar illaki olacaktır ya onlardan birine yakalanırsak" doğru söylüyoru ama başka şansımızda yoktu burda büyüyü yapabileceğimiz alan yok "farkındayım ama iki ırk arasında tarafsız bir bölge var biz orada olacağız hem büyüyü burada yapabileceğimiz bir alan yok sürekli devriye geziyorlar ormanda eğer kutlarla karşılaşırsak birkaç kişinin zihnini temizleyebiliririz ama burada halledemeyiz çünkü onlar iki kişi aralarında uzun mesafeli devriye gezerken burda kalabalık grup halindeler " son sözlerim Elodie rahatlatmış gibiydi "Haklısın bu bizim için daha kolay olur " beni onayladıktan sonra yemeğe kaldığımız yerden devam ettik. Elodie kahvaltıyı yaptıktan sonra kafeyi açmak için yukarı hazırlanmaya gitti. O burda tatlı okula yakın bir kafe yi işletmeye başladı bende 3 gün sonra okulda dövüş ve savunma hocası olarak çalışmaya başlayacaktım bunlar bizim dışarıya karşı gösterdiğimiz sahte kimliklerimizdi. Kasabaya geleli bir ay oluyordu kasabadaki insanlar bizi çok sevmişlerdi onlar bizi kuzen zannediyordu teyze çocuklarıydık. Ben Ateş ırkından oda insan ırkındandı Kendimizi bu şekilde tanıtmıştık yıllar sonra Gerçek isimlerimizi kullanıyorduk Valeria ve Elodie . Bu ikimizede garip hissettiriyordu şimdiye kadar pek çok isim değiştirmiştik. Ben bunları düşünürken Elodie hazırlanmış merdivenlerden iniyordu. "Sen ne zaman gelirsin kafeye ?" diye sordu. "Önce okula uğrayacağım bir kaç eşyayı şimdiden götüreyim " dedim bugün cumaydı okul açıkken eşyalarımı yerleştirirdim nede olsa pazar dolunaydı neden tısımları dolunayda yapıyorsunuz diye soracak olursanız kullanacağımız taşlardan biri Aytaşı ve gücünü dolunayda tam aktif hale bitiriyor tam aktif olmazsa büyü tamamlanamaz. "Tamam o zaman kafede görüşürüz." dedi ve çıktı. Bende önce mutfağı topladım ve sonra odama hazırlanmak için çıktım üstüme rahat edebileceğim birkaç kıyafet giydikten sonra saçımı yukardan at kuyruğu yaptım ve küçük bir büyü ile saçlarımı kızıla çevirdim ne de olsa Cassandra'nın en büyük özelliği ay gibi beyaz saçları değilmi hem belki size tuhaf gelir ama tek beyaz saçlı kişi benim ve haliyle tek beyaz saçlı olan ben olunca saçlarımın rengini değiştirmemek gibi bir şey söz konusu değil. Hazır olunca aşağıya indim ayakkabımı giyip çıktım kapıyı kilitlemeyi unutmadım tabi ki . Arabayla 15 dakikada okula vardım ve okulun otoparkına park ettim. Okul oldukça geniş bir alana sahipti . Dümdüz ilerlerken sesler geliyordu seslerin olduğu alana gittim iki öğrenci birbirine meydan okuyordu diğer öğrenciler onları çembere almışlardı onların önünde hoca elindeki defter not alıyordu savunma dersinde ban yardım edecek olan yardımcı koçtu anlaşılan. Ve ben yeni bu dersin yeni hocasıydım hazır böyle bir ana denk gelmişken öğrencileri ve yardımcı mı iyi gözlemleye bilirdim. Soldaki olan öğrenci karşısındakinin karnına oldukça güçlü bir tekme attı . Öğrenci bu tekmeden dolayı geri bir kaç adım attıktan sonra boğazından hırlama gibi bir ses çıkardı ve ikside pozisyon aldı ikisi de birbirine hırlıyordu ikisinde kurttu sağdaki oldukça temkinli davranıyordu diğeri ise aceleci işini hemen bitirip galibiyetini kutlamak istiyordu ve çok hızlı nefes alıp veriyordu kazanan belliydi aslında. Ben kafamda kazananı belirlerken zil çaldı ve ordan ayrıldım öğretmenler salonunu bulup içeri girdim sadece iki kişi vardı kapının açılmasıyla bana döndüler içlerinden birini tanıyordum edebiyat öğretmeni Lukas tı 30 'lu yaşlarının sonlarındaydı oldukça yapılı bir adamdı ırkı gereği kurttu yanındaki kadın galiba eşiydi elini tutuyordu ben odaya geldiğimde kadının başı adamın omuzlarındaydı bu da fikrimi doğruluyordu. Ben konuşmaya başlamadan Lukas konuştu " Hoşgeldin Valeria bu eşim Nina resim öğretmeni " dedi. "Tanıştığımıza memnun oldum Nina bende Valeria yeni dövüş ve savunma dersi hocası " dedim "Bende tanıştığıma memnun oldum Valeria umarım okulumuzu seversin " dedi tatlı gülümsemesi eşliğinde. "Okul gerçekten çok güzel " dedim "Ben dolabıma birkaç eşya koymak için geldim " dedim ve dolabıma doğru ilerledim çantamdan çıkarttığım eşyaları dolaba koydum . "Benim şimdi Elodie nin yanına kafeye gitmem gerekiyor görüşmek üzere " dedim ve ayrıldım okuldan arabama binip 5 dakikalık mesafede olan kafeye sürdüm arabayı en müsait yere park edip indim arabadan çantamı alıp kitledim o sırada telefonum çaldı çantada telefonu ararken önüme bakmıyordum "Nerde bu telefon ya" sonra birden büyük bir şeye çarpıp yere düştüm nolduğunu anlamadım kafamı kaldırınca siyah saçlı siyah gözlü epey yapılı bir adam kafamda dikiliyordu çantamdakiler yere saçılmıştı ben onları toplarken o siyah gözlü adam yanıma çömeldi ve yerde son kalan eşyamı bana uzattı onu elinden alıp çantama koydum ve ayağa kalktım. "Ben özür dilerim telefon çalınca Çantamda onu aramaya başladım önüme bakmadım." Diye kendimi açıkladım " Sorun değil " diyerek yanımdan ayrıldı . Bende kafeye doğru gittim "Elodie ben geldim" dedim mutfaktan çıkan Elodie bana vitrine dizmem için çöreklerin olduğu tepsiyi uzattı. Onları sırayla dizmeye başladım diğerlerini almak için mutfağa gittim . "Valeria Kinabalu bitkisini almak için bugün kurt krallığına gideceğim" dedi. Başımla onu onayladım o tılsım için kalan son malzemeydi oldukça nadir ve içinde çok güç barındıran endemik bir bitkiydi sadece kurt krallığında bu zamanlarda yılda bir kez ortaya çıkardı kısa süreliğine . "Tek başına halledebilecek misin ?" Diye sordum başıyla onayladı "Halledebilirim merak etme burası sana emanet ben şimdi çıkıyorum" dedi. Onun gitmesiyle bende ön tarafa geçtim müşterilerle ilgileniyordum . Akşam olunca kafeyi kapatıp eve gitmek için arabama bindim umarım Elodie eve gelmiştir. "Elodie geldin mi ? " diye seslendim ama hala gelmemiş biliyorum işi zor ama endişelenmeye başladım kurt bölgesinde Ayers dağına tımanıcak sihir yoluyla oraya çıkamaz çünkü dağ buna izin vermiyor tüm gece onu bekledim sabah 5 gibi kapı sesi duydum içeri Elodie girmişti üstü başı hep kirlenmişti "Sonunda son malzemeyide aldık" dedi "Bugün kafeyi ben açarım sen dinlen " diyerek onu odasına gönderdim itiraz edecek halinde yoktu zaten. Yarın gece bu işi bitecekti umarım sorun çıkmazdı . Buraya Elodie'nin almaya gittiği çiçeği bırakıyorum diğer bölüm bir kaç güne gelmiş olur bolca yorum bekliyorum sizden ve yıldıza basmayı unutmayın. |
0% |