@larathebookss
|
Hızlı bir şekilde saçımı taramaya uğraşırken, Ashley âdeta beni dışarıya sürüklüyordu. Neyse ki kapıdan çıkmadan önce saçımı taramayı ve tarağı yatağa fırlatmayı başarabilmiştim.
“Geç kalırsak bizi öldüreceklerini biliyorsun değil mi Elina?”
Bir yandan kolumu kurtarmaya çalışırken cevap verdim:
“Abartmasan mı? Biraz azarlarlar o kadar.” Kolumu bırakıp hızlandı. Ona yetişmek için âdeta koşuyordum.
“Biraz dediğin şeyin nasıl olduğunu hatırlıyorsundur umarım. Seni bilmem ama ben bu hafta sonunu okulda geçirmek istemiyorum.”
Yemek salonuna girdiğimizde hocaların denetlemeye başlamasına sadece iki dakika kalmıştı. Hızlıca diğer çocukları bulup yanlarına gittik.
“Neredeydiniz? Geç kalacağınızı düşündüm,” dedi Teo endişeli bir şekilde. “Endişelendirdiğimiz için özür dilerim Prensim,” dedim başımı hafifçe eğip selam verirken.
“Ay çok komik! Bana prens deyip durma!”
“Değil misin?”
Sesli bir şekilde ofladı. “Burası benim ülkem değil Elina!”
Kıkırdadım. Teo uzun boylu, saçları hafif dalgalı, kumral bir çocuktu. Okuldaki ilk arkadaşımdı. Sanırım şu hayattaki her sırrımı bilen tek insandı. Derek sohbetimizi böldü ve “Nora nerede?” diye sordu. Gülümsemem yavaşça soldu.
“Sizinle sanıyordum.”
“Hayır, bugün hiç görmedik. Her neredeyse büyük azar işiteceği belli.”
O bunu söylerken hocalar kontrole başlamıştı bile. Okulumuzun katı kuralları vardır. Bunlardan ikisi yemek saati ve kıyafet. Yemek saatini kaçırana belli başlı bazı cezalar verilir. Herkes aynı anda yemek zorundadır. Yemeğe gelirken kızların elbise, erkeklerin gömlek ve pantolon giymesi zorunludur. Eh, Martiyas’ın en iyi ve en pahalı okulu olunca bazı şeylere katlanmak zorunda oluyorsunuz. Hoş, kaçımız burada okumak ister onu da bilmiyorum.
İlerleyen dakikalarda yemeğimizi yemeye başlamıştık. Elbisemin tül kolları yüzünden oldukça zorlanıyordum. Keşke Ash gibi askılı bir şey giyseydim! Yemeğin bitimine yakın Austin, sohbet açmak için konuşmaya başladı.
“Ashley, sizin tiyatro seçmeleri ne oldu? Birini aldınız mı kulübe?”
Ash, tiyatro kulübünün başkanıydı.
“Hayır, maalesef. Kimse bizim kadar iyi rol yapamadığı için birilerini bulmak zor,” dedi dudaklarını bükerek. Ashley orta boylarda, kumral, uzun saçlı bir kızdı. Ayrıca benim en yakın arkadaşımdı.
Onlar tiyatrodan konuşurken bakışlarım Derek’e kaydı. Tabağına neredeyse hiç dokunmamıştı. Ayrıca endişeli görünüyordu. Nora onun sevgilisiydi ve biraz belayı çeken bir kızdı. Geçen dönem yine bir yemeği kaçırmıştı. Ormanda yürürken önündeki kuyuyu görmeyip düşmüştü. Derek yine bu tarz bir şeyler olmasından endişeleniyor olmalıydı.
Yemekten sonra hep beraber okuldaki üç ortak salondan birine gittik. Oldukça geniş bir salondu. Etrafta gruplara ayrılmış koltuklar ve minderler vardı. Biz de köşedeki bir gruba oturmuştuk. Krallıklarla ilgili koyu bir sohbet yaparken Derek’in hâlâ dalgın olduğunu fark ettim. Açıkçası ben de Nora için endişelenmeye başlamıştım. “Çocuklar,” diyerek sohbetlerini böldüm. Hepsinin bakışları bana döndü. “Nora’yı bulmamız gerek.”
Austin, “Odasındadır,” diye kestirip attı. Şu çocuktaki rahatlığı bazen anlayamıyordum. “Yemekten önce bakmıştım, yoktu,” dedi Derek ona dönerek. Bakışlarımı Ash’e çevirdim. O da endişelenmeye başlamıştı. “Ormanda olabilir,” diye mırıldandım. Nora ormanda takılmaya bayılırdı. “Oraya bakalım.”
Ayaklandım, peşimden onlar da kalktı. İlerlerken Austin’in oflamalarını işitiyordum. Austin çok üşengeç bir insandı, adım atmaya dahi üşenirdi. Yıllardır arkadaştık. Yaklaşık on beş dakika sonra hepimiz ormanda adını haykırarak Nora’yı arıyorduk.
“Nora neredesin!”
“Eğer şaka falan yapıyorsan seni boğarım Nora!”
Birkaç dakika sonra hepimiz hâlâ bağırırken birinin sustuğunu fark ettim. Austin… Etrafa bakınıp gözlerimle onu aradım. Birkaç metre ötedeki bir ağacın yanında sırtı bize dönük bir şekilde duruyordu. Sessizce diğerlerine işaret edip oraya doğru yürümeye başladık. Austin’in yanına vardığımızda önce dehşete düşmüş yüzünü gördüm. Ardından baktığı yere döndüm. Yüzümün onunla aynı şekli aldığına emindim Önümüzde beyaz elbisesiyle boylu boyunca Nora’nın kanlarla kaplı bedeni uzanıyordu. Bu dehşet verici görüntüyü bir çığlık takip etti. En son hatırladığım şey Derek’in öne atılıp Nora’nın cansız bedenine sarılmasıydı…
Selamlaaaarrr Umarım keyifli bir bölüm olmuştur sizin için ♡ Kitappad'de kitaptan daha fazla bölüm yayınlanmayacağım. Eğer ilginizi çektiyse, beğendiyseniz D&R, Kitap yurdu, İdefix gibi sitelerden satın alabilirsiniz. Sizi seviyoruumm 🩷🩷🩷
|
0% |