Ateş'in anlatımıyla;

Evet düşüncelerimi sesli düşünüyordum ve korumalarım da bu düşüncelerime ortak oluyordu.

"SEN NE HAKLA BENİM OLANA DOKUNURSUN ŞEREFSİZ HAYSİYETSİZ ULAN ORAYI ATEŞE VERECEĞİM BENDE ATEŞ İSEM İSMİMLE ALACAĞIM SENDEN İNTİKAMIMI NE HAKLA HE NE HAKLA."

​​​​​Konuştuklarımdan sonra masaya vurdum ve masa kırıldı.

Evet masa kırıldı demek o kadar sinirlendim.(Ateş valla sen daha neler görceksin oldu derken bozacağım akıllı ol azıcık heheh)

Ardından yanıma Naim geldi ve beni sankinleştirdi.

Sonrasında bağırdım

"YÜRÜYÜN ÇABUK HANGİNİZ NEREDEYSENİZ GELİYORSUNUZ İSTİKAMET RÜZGAR SÖNMEZ'İN EVİ.."

Su'nun anlatımıyla;

Gece maksimum 2-2 buçuk olmalıydı ve saate baktım 2.15'ti.

Bayağı susamıştım ve Rüzgar da uyuyordu.

Bende sakince kolunu aldım başımı da yavaşça çektim ve mutfağa doğru yürüdüm.

Yürüdüm fakat tam önüne geldiğimde bir tıkırtı geldi.Ne oldu diye tam bakacakken ağzımı kapatan bir bezle tekrardan uykuya daldım..

Rüzgarın'ın anlatımıyla;

Sabah 6'ydı ve kalktığımda Su yanımda değildi.

Hemen kalktım salona doğru gittim ve gördüğüm görüntüyle aşırı sinirlendim.

Salonumun ortasında manyak Ateş sırıtarak koltuğuma yaylanmış oturuyordu ama Su yanında değildi.

"SENİ MANYAK ATEŞ ÇABUK SÖYLE BENİM SU'MU NEREYE GÖTÜRDÜN?!"

"Ya Rüzgar lütfen sakin ol sadece sende birşeyim kalmış malum sen o birşeyi izinsiz aldın ama neyse bende de onu aldım bıraktım evime."

"SENİ PİSLİK BURAYA GEL LAN!"

Ateş'in üzerine atladım ve eşek sudan gelene kadar dövdüm.

En sonunda ağzı kan dolmuş burnundan kan akıyor kaşı da patlamış bir şekilde hala sırıtıyordu.

Yanıma Eren kardeşim gibi gördüğüm korumam geldi ve beni sakinleştirdi.

"Abi lütfen sakin ol gerekeni yaparız daha fazla devam etme merak etme bulacağız Su ablayı."

Sonrasında beklemediğim bir şekilde Yeliz eve pat diye yanında Emir ile dalmasın mı.?

Elimi yüzüme pat diye yapıştırdığım gibi Yeliz hemen ağlayarak yerdeki Ateş'e baktı ve yalvaran gözlerle yanına gitti.Emir onu tutmaya çalıştı ama dinlemedi ağlayarak o da onun gibi eğildi ve ağlayarak;

"YALVARIRIM ARKADAŞIM NEREDE SÖYLE BEN ONSUZ YAPAMAM KAÇ GÜNDÜR ONU BEKLİYORUM LÜTFEN NOLURSUN BIRAK KALALIM LÜTFEN."

Salak gibi sırıtarak ona gözlerini kısarak cevap verdi;

"Su'ya zarar vermeyeceğim sadece Su akıllı olduğunda sizinle BERABER takılırız fakat RÜZGAR olmadan."

Ona baktım ve öfkemi burnumdan soludum ve Eren ve Emir'e baktım.

Emir benim gizli korumamdı bu yüzden onlara bahsetmedik normal biriymiş gini davrandık ki Yeliz ile çok geçmeden beraber olmuşlardı bile.

Eren'e bakıp dedim ki;

"Şu pisliği alın gözümün görmeyeceği bir yere kapatın o lanet ağzını susturun."

Eren kafasını tamam anlamında salladı ve bir ıslık çalarak içeriye 9 tane koruma soktu.

Hepsi aynı anda iş dağılımı yaparak bir yere kapattılar ve ben koltuğa oturup herşeyi Yeliz'e anlattım.

Yeliz ise gözü dolu bir şekilde bana baktı ve dedi ki;

-"Rüzgar lütfen ya Su'yu kurtarın.Lütfen arkadaşım lütfen.Ha birde Su'yu bulduğunda söyle onun için bırak sabah 9,5'te bile kalkmaya razıyım lütfen.."

Bende ona baktım ve dedim ki;

-"Yeliz birincisi birdaha asla o pislikle konuşmuyorsun ikincisi ben o kadar manyak değilim Su'yu kurtarmayacağım tabii ki Su'yu kurtaracağım çünkü o ikimiz içinde çok değerli bunu biliyorsun yeri geldi annemiz oldu yeri geldi arkadaşımız."

Daha sonrasında akşama doğru yanıma tam 16 tane koruma alarak bir-iki arabayla manyak Ateş'in evine doğru yola çıktık ve vardığımızda dağılım yaptık.Ve silahlarımızı her korumanın üstüne doğru ateş ettik.

Sonrasında ben içeri daldım ve üst kattaki odalara baktım tam bitanesine bir anda girdim ki görmem ile gözlerim doldu.

Su'nun anlatımıyla;

Gözlerimi aralamamla yine bir sandalyede bağlı olmamla sinirlendim ve çırpındım.O sırada kapı bir anda açıldı ve giren kişiyi görünce.

Sinirlendim ve kaşlarımı çattım.

Gelen kişi Ateş'ten başkası değildi.

Yüzünde birkaç sargı vardı ve t-shirti kan doluydu.

Anlaşılan Rüzgar'ım bayağı dövmüş:)

Rüzgarım mı ay ben saçmalamaya başladım ya of.

Rüzgar'ın anlatımıyla;

Odada Su'nun en sevdiğim elbisesi lila üstünde kiraz olan elbisesi duruyordu ve gözlerim dolu bir o kadar şaşkın elbiseye bakıp yürüyordum.

Ardından Eren arkamdan geldi ve o da beni ve boş odayı görünce şaşırdı ve bana bakıp olayları anlamıştı;

​​​​​​"Vay adi pislik,üzülme abim de kötü haber var yine."

"Daha ne oldu Eren?"

"Abim bu Ateş manyağı kaçmış"

Dolu gözlerimi silip kaşlarımı çattım ve bağırdım;

-"NE DEMEK KAÇMIŞ EREN"

-"Abi valla özür dilerim ama nasıl olmuş bilmiyorum korumalarını devreye sokmuş sanırım."

Off diyerek koşarak arabay bindim ve eve giderken de o elbisesini aldım.

Ne var ki kokusu bile duruyordu.

Su'ya aşık değildim ama biz arkadaştan öteydik.

Ve ben onu böyle manyakların eline bırakmazdım.

Bırakamazdım.

Hemen yola çıktık ve eve geldik elbiseyi alıp gizli bölmeden Su'nun pufuna koydum kendimde gizli bölmeme geçip düşünmeye çalıştım.

​​​​Su'nun anlatımıyla;

Ateş gelip gülümsedi ve ağzımı açtı.

-"Selam tatlım."

-"Sana selam bile vermeyeceğim it."

Ve birden Ateş öyle karşılık verdi ki sanki karşımda Rüzgar vardı.İnatlaşma ve dalga geçme şekli ona aşırı benziyordu.

-"Yahu köpek deseydin neyse de niye it ya,seçe seçe onu mu seçtin Su."

İstemsizce gözüm doldu ve derin nefes alıp üstümdeki pijamaya sildim ve ona sinirli bir şekilde baktım hemen cevabı yapıştırdım.

-"İt bile az kalır ayrıca evet sana seçe seçe it lafını seçtim oldu mu."

-"Oldu oldu gel şerefsiz de ama napalım ben biraz fazla şerefliyim biraz fazla var bende.Neyse seni yormayayım güzelim seni çözeyim de sonrasına bakarız dayanamadım bir sarılalım kutlayalım gelmeni."

Beni tam çözeceği sırada kolunu ısırdım ve onun acı dolu cevabını duyunca gülümsedim.

-"OHA YA KIZIM SEN VAMPİR MİSİN KANATTIN."

-"Demek ki içimdeki kini sana boşaltmışım Ateş bey."

Sonra gülümsedi ve o gülümseyince benimki soldu ve yanıma gelip ipleri tekrar çözdü ve bana baktı gülümseyerek.

"Bey lafı da ne kadar yakıştı ama."

-"Hıhı ne demezsin aynen"

Sonra çözdüğünde tam yüzüne bir şaplak atacakken bileğimden tuttu ve kucağına aldı.

-"ATEŞ BEN SENİN GİBİ ÇOCUĞUN,LAN OLUM BIRAK BENİ BE SAL BENİ YA SAL!"

-"Söv güzelim söv."

-"HAY SENİN GÜZELİNİ BEN"

-"Eöh yani kendine mi söveceksin"

-"BENI BIRAKACAKSAN NEDEN OLMASIN ATEŞ.?!"

-"O imkansız başka istek."

Sonrasında beni üst katta bir odaya götürdü ve yatağa attı bana el salladı ve hemen birşey söyledi ardından hemen odadan çıktı söylediği şey de çok saçmaydı.

-"Pijamayla çok tatlısın Hello kitim benim"

-"SENİN HELLO KİTİN BABANDIR."

Ardından uzaktan bir ses geldi

-"Babama sövme be işte"

Yeni bölümü ya bugün birkaç saate ya da yarın atarım fikirlerinizi bekliyorum🎀💜⭐