Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Hastane

@larossina812

Medya: Ateş

Kucağımdaki baygın kadını yatağa yatırırken epey zorlandım çünkü kollarımın arasındaki küçücük narin bedeni, benim dev gibi bedenimi bile sarsarak kadar çok titriyordu ve bu hiç iyi değildi. “Narin! Hadi, uyan, aç gözlerini.” Ama söylediklerim hiç ise yaramıyordu, beni duymuyor gibiydi.

Berrak evdeydi, belki bana yardımcı olabilirdi. “Berrak! Neredesin?” Bağırmamın hemen ardından adım sesleri duydum, sonra da Berrak koşarak odaya girdi. O kadar acele girmişti ki odaya, daha pijamalarıyla duruyordu. “Berrak uyanmıyor baygın.” Berrak elindeki mendili ıslatıp Narin’in yüzüne uyguladı. “Ne kadardır baygın?”

Düşünmeye çalışıyordum ama düzgün düşünemiyordum. Hatırlamıyorum. “Sanırım beş dakikadan uzun süredir baygın.” Ona bir şey olacak düşüncesi neden kalbimi bu kadar çok acıtıyordu? Berrak’ın bir şey söylemesine izin vermeden Narin’i kucağıma aldığım gibi odadan çıkıp merdivenleri inmeye başladım. “Oğlum koşmasana düşeceksin.” Nereye gidiyorsun kucağında kızla? Şu anda annemin sorularına cevap verebilecek durumda değildim.

Kucağımdaki kadın o kadar çok titriyordu ki, küçücük narin bedeni benim dev gibi bedenimi bile sarsıyordu. Hava çok soğuktu, biraz daha burada durursak üşütecekti. “Selim! Arabayı aç. Hemen hastaneye gidiyoruz.” Selim cebimden anahtarı aldı ve arka kapıyı açtığında hemen arabaya bindim. Selim arka kapıyı kapattı ve ön tarafta binip arabayı çalıştırdı.

Araba hareket ettiğinde ben belki uyanır diye gözümü kucağımdaki kadından ayırmıyordum. En yakın hastane neredeyse oraya sür Selim. Selim arabayı durdurup arkaya doğru döndü ve bana baktı. “Yanınızda hanımefendinin kimliği var mı efendim? Eğer yanınızda kimlik yoksa işlem yapacaklarını sanmıyorum. Cebimden kimliği çıkardım ve Selim’e gösterdim.

Selim arabayı tekrar sürmeye başladı ve araba durana kadar ikimizde hiç konuşmadık. Kim bilir ne derdi vardı bana anlatamadığı. Çok korkutmuştum onu, sonuçta dev gibi biriydim ben onun gözünde ve güçlü, kuvvetli bir erkektim; sanırım onu korkutan buydu. Selim arabayı bir sokağa park ettikten sonra arka kapıyı açtı ve ben arabadan indim ve sokaktan çıkıp hastaneye girdim.

“Bir anda bayıldı ve uyanmadı. Artık durumundan endişe etmeye başladım. Biri buraya bakabilir mi?” Narin’i bir sedyeye yatırdılar ve muayene için bir odaya soktular. Sandalyeye oturup sıkıntıyla beklemeye başladım. Dirseklerimi dizlerime dayayıp basımı ellerimin arasına aldım ve bir süre öylece bekledim. Henüz odadan çıkan biri olmamıştı.

Yarım Saat Sonra

Sanırım birkaç test yapacaklardı. Ama neden bu kadar uzun sürmüştü ki? Bir test kaç dakika sürerdi? Aradan yarım saat geçmişti. Kapı açıldığında bir hemşire odadan çıktı. “Ateş Bey içeriye gelebilir misiniz? Sizinle biraz konuşmamız gerek.” Ayağa kalkıp içeriye girdim ve sandalyeye oturdum. Ben kadın doğum doktoru Nehir Atıcı. Narin hanımı muayene ettim ve muayene esnasında tecavüze uğradığına dair bulgulara rastladım. Narin hanım hamile ve bu yüzden bayılmış. Test sonuçları şimdi elime uğradı ve Narin hanım iki haftalık hamile.”

Şu anda otuz beş yaşındayım ve ben hayatımın hiçbir anında bu kadar utandığımı hatırlamıyorum. Masum bir kadına, çocuğa rızası dışında elini uzatmak, dokunmak bu kadar kolay mıydı cidden? Bu dünyadaki insanlar çok iğrençti ve o insanlardan biri de benim babamdı. Demek ki bu dünyada babam gibi insanlar çok vardı.

Narin’in yatısı yapıldı ve bir odaya aldılar. Hemşire damar yolunu açtı. Duyduklarımı sindirmek için hiçbir şey söyleyemeden sandalyeye oturdum ve düşünmeye çalıştım ama kafam doğru düzgün çalışmıyordu ve ne kadar düşünsem de duyduklarımı sindirmem imkansızdı.

Medya: Narin

Uyandığımda evde değildim. Gerçi orası benim evim değildi ama daha yabancı bir yerdeydim. “Neredeyim ben?” Ateş bembeyaz olmuş yüzüyle bir açıklama bekler gibi bana bakıyordu. “Hastanedesin. Sen bayılınca hastaneye getirdim.” Bir şey söylemek istiyor ama söyleyemiyor gibiydi. Sanki söyleyeceği şeyin ağırlığından korkuyor gibiydi. Ya da ben çok fazla anlam yüklüyordum. “İki hafta önce bana bir şey oldu mu?” Gözümden bir damla yaş düştü. “Ne gibi?” diye sesim titreyerek sordum.

Elini masaya vurduğunda sıçradım. “Hamile olduğun gibi. İki haftalık hamileymişsin.” O anda amcamın bana dokunduğu tüm anlar gözümün önünden geçti. “Bana randevu al. Bu bebeği aldırmak istiyorum. Elimi tuttu. Cebinden bir kutu çıkardı ve kutuyu açtığında kırmızı kutunun içinde ışıltılı bir yüzük vardı. “Evlen benimle. Ben bebeğin babası olurum. Aldırma, kıyma o masum cana.” Hıçkırarak ağlamaya başladığımda Ateş hiçbir şey söylemeden bana bakıyor ve sakinleşmemi bekliyordu. “Sadece bir oyun oynayacağız küçük kız.” Kulaklarımda amcamın sesi yankılanıyordu, midem bulanıyordu.

Hıçkırıklarım artarken Ateş yanıma oturdu ve beni göğsüne yasladı. “Şş, Ah aptal kafam. “Bu böyle mi söylenir aptal.” Elini kaldırıp alnına vurdu. Gözyaşlarım üzerindeki beyaz gömleği ıslatıyordu. “Sen bu dünyada gördüğüm en temiz ve en masum kızsın. O adamın sana dokunması seni kirletmez.” Ellerim titriyordu, midem bulanıyordu. Öğürdüğümde kolumdaki serumu çıkartıp beni odadaki tuvalete soktu ve yere oturttuğunda eğilip klozetin içine kustum. Ateş saçlarımı yüzümden çekerken şu anda ona bakamayacak kadar çok utanıyordum.

Eline aldığı tokayla saçlarımı bağladı. “Saçımı bağlamayı nereden biliyorsun?” Yüzünde geniş bir gülümseme vardı. “Kız babası olunca her şeyi öğreniyorsun. Şimdi beni evde göremeyince merak etmiştir. Kim bilir, belki de ağlıyordur. Belki de bana küsmüştür. Yutkundum ve yüzüne baktım. “Sana neden küssün ki?” Gülümsemesi soldu. “Bu gece Ada’nın yani kızımın yanında yatacağıma söz vermiştim. Yani baba kız vakit geçirecektik. Ama seni hastaneye götürmek için evden acil çıkmam gerekti.” Ağlamaya başladım. Sakın kendini suçlu hissetme. Ada annesini hiç görmedi çünkü annesi yani eski eşim Ada doğduğu gün onu terk etti ve bana bıraktı. Eğer benimle evlenmeyi kabul edersen seni annesi olarak bilecek ve kardeşi olacağını öğrenince çok mutlu olacak.”

Bir süre düşündüm. Küçük bir çocuğun mutluluğuna engel olamam. Bu haksızlık olur. Seninle evlenmeyi kabul ediyorum Ateş Tarca. Ateş parmağıma yüzüğü taktığında kapı açıldı ve ilk başta hemşirenin geldiğini zannettim ama yanılmıştım. Çünkü içeriye giren kişi hemşire değil amcamın ta kendisiydi. Hâlâ yüzünde iğrenç bir gülümseme vardı. “Hamileymişsin. Bebeğin benden olduğunu bilmek güzel. Ben Narin’in amcasıyım. Aynı zamanda bebeğinin babasıyım.” Sustu ve iğrenç iğrenç gülümsedi. “Eğer sen bu kadar güzel olmasaydın, beni tahrik etmeseydi o gece yaşanmayacaktı.”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%