Yeni Üyelik
11.
Bölüm

10. BÖLÜM: KÖTÜ SON ✨

@lauraninnyiildizi

Merhaba, hoş geldin.

Nasılsın? İyi misin?

Umarım iyisindir.

Satırlarımın sana iyi gelmesi dileğiyle..

 

🌟

 

Karanlık sorgu odasında bir başına bekleyen Remzi, buradan nasıl kurtulacağını düşünüyordu. Böyle bir tuzağa nasıl düştüğünü ve lidere ne söyleceği yoktu aklında.

 

Yakasını düzeltti ve dik oturdu. Aldığı nefes yetmiyor gibiydi. Parmaklarını çıtlatırken korkudan salladığı bacağı masanın ayağına sürtünüyordu.

 

Duvarlarda gezindi gözleri. Siyah görüntüden başka bir şey görmüyordu. Elleri sakallarında gezdi. Burada kaldığı her saniye boğuyordu onu.

 

Kapının açılma sesi kulaklarını doldurdu. Ürküyordu. Nefes alışverişi sıklaştı.

 

İçeriye giren teğmen, onu yukarıdan süzdü yavaşça. Aklında çok hoş planlar vardı. Bu planlar karşısındaki adamın hoşuna gitmeyecekti. Hemde hiç.

 

" Başlayalım o zaman? " dedi soru sorar gibi. Teröristin bakışları yerdeydi.

 

Ulaş, masaya eğildi ve kollarını yasladı. " Farelerin kulaklarının çok iyi olduğunu biliyorum. Yoksa senin öyle değil mi? " teröristin yüzünü nefretle izlerken alayla sırıttı.

 

Belini doğrultarak cebindeki kağıdı masaya vurdu. " Sen mi yazdın bunu?! "

 

Remzi hâlâ susuyordu.

 

" Cevap ver! " Ulaş çatılan kaşlarıyla onu bekliyordu. Kafasını sağa kütletip teröristi ensesinden tutup masaya yapıştırdı.

 

" Ah! " diye bağırdı Remzi. Sanki boynundaki kemiklerine ağır bir darbe uygulanıyordu. Ulaş'ın parmak boğumları kızarmıştı.

 

" Ben sana konuş dediğimde konuşacaksın sikik herif! "

 

" Ne.. Nef.. Nefe.. " Remzi morarmaya başlamıştı.

 

" İki hamlemle kırarım boynunu! Leşlerini de kurtlara yediririm! " Ulaş dişlerini sıkarken alnında biriken damlaları iniyordu.

 

Teğmen, adamın kafasını masadan kaldırıp sertçe ileriye itti. Sandalyeyle birlikte geriye doğru yere düşen Remzi acıdan sersemlemişti.

 

Ulaş dizlerinin üstüne çöktü ve göz hizasını kurmaya çabaladı. Terörist, kafasını sağa çevirmişti ve derin derin nefes alıyordu.

 

Teğmen, adamın çenesinden kavradığı gibi yüzünü kendine çevirdi. " Bana bak! Bu yüzü gördün mü?! "

 

Remzi korkuyla kafa salladı.

 

" Ben Ulaş Çakır! Sana zerre kadar acımayacağım! "

 

Ulaş ayağa kalktı ve bağırdı " Kalk şimdi! "

 

Remzi hemen ayağa kalktı ve kalkarken yere kapaklandı. Ulaş onu eliyle sandalyesine ittirirken öfkeyle soludu.

 

" Leyla'yı sahipsiz mi sandın lan?! " Ulaş adamın kulağına yaklaşarak bağırıyordu.

 

" B.. Ben hata yaptım... " terörist ağlar gibi konuştu.

 

" Sen hayatının hatasını yaptın! Sana hayatında hiç unutamayacağın bir gün yaşatacağım. "

 

" B.. Ben pişmanım affedin. "

 

" Siktir, " diyerek adamın karnına tekmeyi geçiren teğmen adamın yere savruluşuna baktı.

 

" Yapmayın nolursunuz.. " yerde ağlayan Remzi elleriyle kafasını koruyordu.

 

" Kes siktiğimin piçi! Siz kimsiniz de Türkiye Cumhuriyeti'ne baş kaldırıyorsunuz lan?! "

 

" Pişmanım abi kandırdılar beni.. "

 

" Aklın yok muydu lan? Aklın yok muydu?! Devletine, milletine kurşun sıkarken!? Kızları taciz ederken?! Çocukları zorla dağa çıkartırken! Onca şehidi babasından anasından çocuğundan ayırırken hiç mi aklın yoktu piç oğlu piç!? " Ulaş'ın bağırması tüm komutanlıkta yayılıyordu. Herkes pür dikkat olup dinlerken Cengiz korkuyla kenara çekildi. Ne yapıp edip lideri aramayı bekliyordu.

 

Ulaş hızla nefes alıp verirken kızarmış yüzünü avuçlarına aldı. Boğazındaki damarlar belirginleşmiş görünüyordu.

 

" Kan akıtmak istiyordun öyle mi? " Ulaş cebindeki çakıyı çıkarıp Remzi'nin bileğine hizaladı. Gözleri büyüyen adam korkudan bayılacak gibi oldu.

 

" Al sana kan! " Ulaş derin bir kesiyi bileğe atarken Remzi kolunu kendine çekerek acıyla inledi.

 

" Canım.. Canım yanıyor! " diye bağırarak ağlamaya başladı.

 

Ulaş çakıdaki kana baktı.

 

" Birazdan sorguda bildiğin her şeyi anlatacaksın! Duydun mu?! "

 

Remzi kafa salladı ve onayladı. Ulaş kapıyı açtı ve dışarı attı kendini. Sinirden patlamak üzereydi.

 

🌟

 

" Geçmiş olsun sonuçlarınız temiz çıktı. Eve gidebilirsiniz. "

 

Leyla göreve başlamıştı. Mesleğini yaparken kendini daha iyi hissediyordu.

 

" Sağolun hocam. Allah sizden razı olsun. "

 

Leyla utanarak tebessüm etti " Ne demek. Ben görevimi yaptım. "

 

Hastaları odadan ayrılırken Leyla masanın ucundaki telefonuna uzandı. Ulaş'ın numarasına tıkladı.

 

" Elim titriyor. " diye eline baktı ve güldü. " Ben gerçekten hoşlanıyorum galiba. "

 

Parmakları hızla klavyede turladı. Sonra duraksayarak düşündü. " Ama ne diyeceğim ki? Hem henüz bir adım atmadı. Ne diye mesaj atacağım? " omuzları düşmüştü.

 

Parmağı gönder tuşuna yakınken derin iç çekti. Aklı öpüştükleri ana gitmişti. Utangaç bir tebessümle o anları hatırlarken içeriye pat diye Gökçe girdi.

 

Leyla korkuyla kapıya baktı ve parmağı tuşa basmıştı.

 

" Allah kahretsin ya.. " diyerek yerinden kalktı. Gökçe ona anlamamış gibi bakarken Leyla mesajı geri almaya çabalıyordu.

 

" Doktorcum bu ne hâl? " dedi Gökçe.

 

" Dur Gökçe ya rezil oldum. "

 

" Sende var zaten bir şeyler. Sakarlıklar. Kendi kendine gülüp sırıtmalar. Hayırdır kız? Leyla mısın? " sona doğru gülen hemşire arkadaşının asık suratına baktı.

 

" Yanlışlıkla Ulaş'a mesaj attım. "

 

Gökçe onu imayla süzdü " Tabi canım. Sen git benim mesaj uygulamasına gir. Ondan sonracığıma teğmene mesaj gönder. Yedik bizde aynen. "

 

" Ya Gökçe, deme öyle utanıyorum. Çok mu hızlı oldu? Koca meraklısı falan mı der arkamdan? "

 

Gökçe kıkırdadı " Der valla. Ne azgın tekeymiş bu doktor da der. Yandın sen. "

 

Leyla utançtan yerin dibine girmeye hazırlanırken telefonuna baktı. " Ya dalga geçme hâlimi görmüyor musun? "

 

Gökçe anneci bir tavırla arkadaşının yanaklarını sıkıştırdı " Bir şey olmaz. Hem ne yazdın ki sanki? "

 

Leyla kafasını önüne eğdi " Günaydın. İşler nasıl gidiyor? " dedim.

 

Gökçe büyük bir kahkaha atarak öne geldi " Kızım sen neler yazmışsın böyle? Hemen yarın gelinlik aramaya başlıyoruz. Te Allah'ım ya.. Dobloyu sattın mı diye de sor bir dahakine. "

 

Leyla ona şişe fırlatırken sandalyesine oturdu. " Sana anlatmadığım bir şey daha var. "

 

Gökçe şişenin kapağını açmaya çalışarak Leyla'ya baktı " İçiyorum ha.. "

 

Leyla kafa salladı " Biz Ulaş ile öpüştük. "

 

Az önce içtiği suyu geri püskürten Gökçe açılmış gözleriyle baktı.

 

" Oha. "

 

" Öyle işte.. " dedi Leyla eliyle geçiştirir gibi.

 

" Ne demek öyle işte? Oha yani. Demek siz karı koca oldunuz. "

 

Leyla da sus der gibi tembihledi " Yuh! Ne karı kocası? Öpüştük sadece. Küçük bir buse. "

 

Gökçe açık kalmış ağzını kapatarak ıslanan ağzını sildi " Abi ben biliyordum zaten teğmenin gözü göz değildi, "

 

Leyla merakla sordu " Nasıl yani? Nasıl bakıyordu ki bana? "

 

Gökçe taklit eder gibi " Böyle sanki seni içine katacak gibi. Hayal dünyanın içindeymiş gibi. " dedi.

 

Leyla bunu duyunca elini çenesine koydu ve derin iç çekti " Hım, "

 

Gökçe arkadaşına baktı ve sırıttı " Kızım sen net aşık olmuşsun. "

 

Leyla kaşlarını kaldırdı " Hayır ya. Hoşlanıyorum sadece. Hem insan hemen aşık olur mu? Ben çok mu belli ediyorum acaba? "

 

Gökçe güldü " Valla orasını bilemem ama siz ikiniz oldunuz. " işaret parmaklarını birbirine sürten hemşire devam etti " Bir kaç aya kalmaz evereceğiz seni. Allah'ım sonunda gelinin kız kardeşi oluyorum çok şükür. "

 

Leyla hemşireye bakıp güldü " Önce seni evermeyelim de. Arda kapında kul köle. Ölür müsün bi şans versen. "

 

Gökçe omuz silkti " Hayatta vermem. Oh olsun iyi oluyor ona. "

 

" Hiç mi yani? "

 

Gökçe gözlerini kıstı ve düşündü " Belki değiştiğini anlarsam olabilir. "

 

Leyla " Bak görürsün yine eskisi gibi olacaksınız. " dedi.

 

Gökçe burulma gülümsedi " Bilmem. "

 

Leyla arkadaşının kolunu okşadı " Sende istiyorsun işte inat etme. "

 

Gökçe dolan gözlerini kırpıştırdı " Ne yapayım? Çok kızgınım ona. İlişkimizde vermesi gereken çabayı şimdi gösteriyor. İş işten geçtikten sonra. "

 

" Haklısın. O konuda sonuna kadar hemde. Ama ya hiç hatasını anlamasaydı."

 

" Bilemiyorum inan. Şu an tüm enerjimi sana ve enişteme ayırmak istiyorum. "

 

Leyla da arkadaşına katılarak güldü.

 

🌟

 

" Oku bakalım. Verdiğim ödevi yapamamışsan ceza veririm ona göre. " cami imamı Arda'nın karşısında rahlede otururken Arda ise dizlerini kırmış oturuyordu.

 

" Yok hocam. Ezberledim. Başlıyorum izninizle. "

İmam kafa salladı. " Başla evladım. "

 

Arda öksürerek sesini düzeltti " Bismillah, "

 

İmam araya girdi " Tamamını söyle. Bismillahirrahmanirrahim. "

 

Arda söylenileni yapıp devam etti " Ettehiyatü lillahi... "

 

Sureyi başarıyla okuduktan sonra imam efendi güldü ve alkışladı. " Aferin sana oğlum. İyi ezberlemişsin."

 

Arda gururlandı ve sırıttı " Sağolun hocam. Artık müslüman oluyorum. "

 

İmam efendi uyardı " Haşa. Sen zaten müslümansın. Sadece farzları yerine getirmiyordun. Rabbim nasip etti artık ilmini öğreniyorsun. "

 

Arda kafa salladı " Sağolun imâm efendi. Siz yardımcı olmasaydınız yapamazdım. "

 

" Ben ne yaptım oğlum. İlmi sana öğreten Allah. Ben aracıyım. Duanda beni eksik etme yeter. "

 

Cüzü dolaptan getiren imam efendi yerine oturdu " Haydi bakalım devam edelim. "

 

Arda öne yanaştı ve okumaya başladı " Elif be te se"

 

" Peltek olacak. " İmam efendi gösterdi

 

Arda düzelterek devam etti. Camideki işlerini halledip imam efendi ile vedalaştıktan sonra saatine baktı.

 

" On bir buçuk olmuş öğle arasına girmeden ilacımı yazdırayım. "

 

Hastaneye doğru yürüdü. İçinden Gökçe ile görüşebilme duası ederken Leyla'nın kapısı önüne geldi. Kapıyı tıklattı ve içeri girdi.

 

" Doktor Leyla müsait mi? "

 

Gökçe ve Leyla'nın konuşması Arda'nın gelmesi ile bölünürken Gökçe gider gibi ayaklandı.

 

" Tabi Arda. Hoşgeldin gel. " Leyla gülümsedi.

 

" Neyse bende gideyim bari. Görüşürüz Leyla. " Gökçe Arda'ya yandan bir bakış atarken kapıya doğru adımladı.

 

Arda hemen " Sana da selam olsun ya Gökçe. Bugün nasılsın? Beni sorarsan eğer seni gördüm daha iyi oldum. "

 

Leyla sırıtırken Gökçe bön bön izliyordu.

 

" Ya Gökçe ne be? İyice saçmaladın sende. "

 

Arda saçını kaşıyarak güldü " Sen hiçbir şeyden memnun olmaz mısın? "

 

Gökçe omuz silkti " İşin içinde sen varsan olmam. "

 

Arda gülüşünü soldurdu " Peki Gökçe Hemşire. Anlaşılan bugün de sinirinizi benden çıkaracaksınız. "

 

" Aynen öyle. " diyerek odadan ayrılan hemşire Arda'yı arkasında bıraktı.

 

" Ne yapacağım ben bu kızla ya? Allah'ım sen sabır ver. "

 

Leyla gülümsedi " Kantinden iki çay al ve peşinden git. Bahçeye çıktı o. "

 

Arda sırıttı " Sen bacıların en iyi bacısı olduğunu biliyor musun? "

 

Leyla " E yani. Biraz. "

 

Arda tam gidiyorken Leyla onu durdurdu " Dur bekle önce ilacını yazayım birazdan sistem kapanır."

 

Leyla reçeteyi Arda'ya uzattı ve sormak ile sormamak arasında ikilemde kaldı.

 

" Arda ben şey soracaktım. " dedi doktor yeri izlerken.

 

" Neyi? "

 

" Ulaş komutanlıkta mı? " dedi zor bela.

 

" Evet bugün Remzi'nin sorgusu var. "

 

Leyla bu ismi duyunca gerildi " Henüz adliyeye sevk edilmedi mi? "

 

Arda güven verici gülümsemesi ile Leyla'ya destek oldu " Merak etme komutanım onu önce paket eder sonra da merkeze postalar. "

 

Leyla zorda olsa gülümsedi. Daha yeni yeni etkisinden çıkıyordu.

 

" İyi bakalım. Hadi git sende bekletme kızı. " Leyla Arda'yı uğurlarken telefonunu kontrol etti ve son bir mesaj var mı diye gözlerini gezdirdi.

 

🌟

 

Elindeki karton bardaklarla bahçeye çıkan Arda göz gezdirdi. Gökçen'in oturduğu bankı fark edince durdu ve sırıttı. Kitap okuyordu.

 

Hemen oraya gitti ve çayları banka bıraktı. Gökçe kitabı bırakarak Arda'ya döndü.

 

" Hayırdır? " dedi sorgular gibi.

 

" Çay aldım. İçelim diye. " Arda masumca ona bakıyordu.

 

" Birlikte yani? "

 

Arda kafa salladı " Ne var ki? Al işte mızmızlanma. "

 

" Sağol. " dedi Gökçe.

 

" Ne okuyorsun? " Arda hemşirenin elindeki kitaba baktı.

 

" Dini bir kitap sen bilmezsin. "

 

Arda güldü " Niye? Bir müslüman sen misin? "

 

Gökçe tamamiyle ona döndü ve kaşlarını çattı " Kusura bakmayın Arda hocam bilemedim sizin ne kadar ehli sünnet bir evliya olduğunuzu. "

 

Arda güldü " Bir daha olmasın. " dedi.

 

Gökçe de Arda'ya bakıp güldü " Kapıdan kovuyorum bacadan giriyorsun. "

 

Arda ciddileşti ve gözlerini hemşirenin gözlerine dikti " Bir tek kalbine giremiyorum. "

 

Gökçe de gülüşünü bozdu ve Arda ile gözgöze geldi.

 

" Belki böylesi daha hayırlıdır. İmam efendi öğretmiyor mu hayır şer falan? "

 

Arda hemen savundu " Allah vermeyeceği şeyi hayal ettirmez diyor. Benim hayalimde sensin zaten. "

 

Gökçe sustu ve kafasını önüne eğdi. Arda da bu suskunluğa katıldı.

 

O sırada hemşireye biri seslendi.

 

" Gökçe Hemşire? "

 

Hemşire kafasını kaldırdı ve gelene baktı. " Aa. Ömer Hocam hoşgeldiniz. "

 

Arda çatılan kaşlarıyla ikisini izledi.

 

" Hoşbuldum Gökçe Hemşire afiyettesiniz inşallah. "

 

Gökçe gülümsedi " Çok şükür. Siz? "

 

" Çok şükür. Ben şey için gelmiştim. Sekizinci sınıf öğrencilerimizin aşı programı için ne zaman müsait olursunuz? "

 

" Evet hatırladım. Bu hafta içi geleceğiz merak etmeyin. "

 

Ömer tebessüm etti " Tamam o halde. Allah'a emanet olun. " gitmeden önce Arda'ya bakış atıp hastaneden uzaklaştı.

 

Arda ilgilenmiyormuş gibi yapıp kafasını sağa çevirdi. Yerden kopardığı otu çiğniyordu.

 

Gökçe Arda'ya bakarak çayını yudumladı " Ne oldu? "

 

Arda omuz silkti " Hiç. " deli gibi kıskandığını söylememişti.

 

" Ömer Hoca okulun din kültürü hocası. " dedi Gökçe.

 

Arda dudak büzdü " Demek din kültürü yani ılim olarak benden daha üstün. " daha çok kendi kendine konuşuyor gibiydi.

 

" Ne? " diyerek güldü hemşire.

 

" Yok bir şey demedim. "

 

Gökçe kitabını almak için uzandı ve tam o anda kitap yere düştü. Arda kitabı yerden aldı ve ilk sayfası açılmıştı. Üst kısmında Ömer'in ismi ve tarih yazıyordu.

 

" Ömer Hoca mı hediye etti bunu? " Arda sinirlenmişti ve ciddi görünüyordu.

 

" Evet.. Ne oldu ki? "

 

" Ben anladım Gökçe. Keşke söyleseydin ve bende bilseydim. "

 

Gökçe anlamamış gibi ellerini yana açtı " Neyi yahu? "

 

Arda ayaklandı " Kusura bakma ben rahatsızlık verdim bir daha olmaz. " İkisinin sevgili olduğunu düşünüyordu

 

" Arda ne diyorsun bir şey anlamıyorum. " Gökçe de ayağa kalkmıştı.

 

" İyi günler hemşire. " dedi buz gibi. Gökçe gözlerinin dolduğunu hissetti.

 

🌟

 

Leyla, öğle arasını teğmen ile geçirmek istedi ve komutanlığa geldi.

 

Kapıdaki erlerden birine sordu " Ulaş Komutan odasında mı? "

 

" Evet hocam odasında. "

 

Leyla gülümsedi " Teşekkürler. "

 

İçeriye doğru girdi ve teğmenin odasının önüne geldiğinde durdu. Hemen saçını düzeltti son kez. Heyecanlanmıştı.

 

Kapıyı tıklattı ve içeri girdi. Ulaş masasında çalışıyordu. " Dosyaları götürebilirsin. Akşam merkeze ulaşmış olsun. " dedi kafasını kaldırmadan.

 

" Peki öyle yapalım madem, " Leyla tebessümü ile onu izledi.

 

Ulaş, doktorun sesini duymasıyla kafasını kaldırdı ve karşısında kendisine gülümseyen kızı gördü. O ân tüm yorgunluğunun kaybolduğunu hissetti. Öyle sakin ve şefkatli izliyordu ki Leyla heyecanlanmıştı.

 

" Sen miydin? Hoş geldin. " diyerek ayağa kalkıp doktorun yanına geldi. Eğilerek yanağına bir buse kondurdu. Leyla da karşılık vererek teğmenin yanağını öptü.

 

Yavaş yavaş birbirlerinden uzaklaşırken Ulaş, gülümsedi " En güzel süpriz. "

 

Leyla utanarak kafasını önüne eğdi " Arda söyledi bayağı yoğunmuşsun. Bende sana yemek getirdim. " elindeki paketi adama uzattı.

 

Ulaş, kıza hayran gibi bakarken paketi eline aldı " Teşekkür ederim. "

 

Leyla güldü " Bu sefer de sen teşekkür ettin. "

 

Ulaş da güldü " Öyle oldu. " eliyle işaret etti " Sen şöyle otur. Ne içersin ne getireyim sana? "

 

Leyla sandalyeye otururken cevap verdi " Çay alırım. "

 

Ulaş eliyle tamam işareti yaptıktan sonra odadan ayrıldı. Tam o sırada koridordan geçen Cengiz'i gördü.

 

" Cengiz abi? "

 

Cengiz, hemen durdu ve komutana döndü " Komutanım? Bir şey mi isteyecektiniz? "

 

Ulaş ona doğru yürüdü " Yok, bir şey soracaktım. "

 

Cengiz yutkundu ve yalancı gülümsemesi ile tebessüm etti " Dinliyom komutanım. "

 

" Bu Remzi seni nereden tanıyor? "

 

Cengiz hemen bir yalan uydurdu " Dağa çıkmadan önce komşumuzdu. Ordan tanır komutanım. "

 

Ulaş çatılı kaşlarıyla adamı izledi " Anladım. "

 

Cengiz inandırabilmenin sevinciyle rahatladı " Ben işime döneyim komutanım. "

 

Ulaş kafa salladı ve Cengiz'in uzaklaşmasını izledi. İçinde kuşkular olsa da bir nebze tatmin olmuştu.

 

Çayları alarak odaya girdi " Geldim, "

 

Leyla gülümsedi " Zahmet verdim, "

 

" Yok öyle bir şey. "

 

Leyla çayından bir yudum aldı ve çekinerek sordu. " Remzi ile uğraşıyormuşsun. "

 

Ulaş Leyla'nın getirdiği dönerden büyük bir ısırık alarak kafa salladı " Az önce merkeze gönderdim. Akşama adliyeye sevki yapılır. "

 

Leyla derin bir nefes alarak rahatladı " Çok şükür, "

 

" Artık korkmana gerek yok. Yarın da evi taşırız daha güvende olursun. "

 

" Sen kendi düzenini bozuyorsun benim için. "

 

Ulaş güldü " Senin için. "

 

" Ben senin için neredeyim ki? " Leyla merakla alacağı cevabı bekledi.

 

" Yüreğimdesin. Hemde en derininde. "

 

Leyla utandı ve sordu " Yani artık sevgili miyiz? "

 

Ulaş çapkın gibi güldü " Tekamüller gereği. "

 

Leyla güldü " İlk defa sevgilim oluyor dalga geçme. "

 

Ulaş şaşırdı " Ne? Şaka yapıyorsun. "

 

Leyla omuz silkti " Evet. Ne var ki bunda? Sevgilimin kocam olmasını istedim hep. "

 

Ulaş Leyla'nın gözlerine şefkatle baktı " Bu şansın bana ait olması büyük bir şeref. "

 

" Senin çok oldu herhâlde sevgilin? " içten içe kıskanmıştı.

 

" Bir tane. "

 

Leyla umursamaz gibi kafa salladı " Anladım. "

 

Ulaş gülerek doktorun ellerini tuttu " Eskinin ne önemi var ki? Kalbimin sahibi sen olduktan sonra. "

 

Leyla gözlerini kırpıştırarak bakışlarını kaçırdı. Ulaş, sevdiği kıza bakarak iç çekti ve gülümsedi.

 

🌟

 

" Alo.. Alo komutanım.. Sesim geliyor mu? "

 

Bektaş, sesini yükselterek cevap verdi " Duyuyorum ne oldu? "

 

Cengiz gizlendiği duvara iyice yaslanarak derin nefes aldı " Remzi yakalandı komutanım. Az önce de merkeze götürüldü. "

 

Lider elini alnına vurdu " Bir boku da düzgün becerin gerizekalılar! "

 

" Ne yapayım komutanım? " Cengiz korkuyordu.

 

" Elinin körünü yap Cengiz anladın? Kapat sen ben bir şeyler düşüneceğim. "

 

Telefonu kapatıp masaya fırlattı Bektaş. Onu izleyen Baran sakince sordu " Kötü bir haber mi efendim? "

 

" Kötü hem de çok kötü.. " Lider bir ileri bir geri dolanıyordu.

 

" Yapabileceğim bir şey varsa emrinizdeyim. "

 

Lider elini salladı " Henüz değil. Remzi akıllıdır. Konuşmaz. Ha konuşursa içerde onun icabına baktırırım. "

 

Baran da ayağa kalktı " Doktor ve teğmen planı ne olacak komutanım? "

 

" Ona daha vardır. Teğmen oyun mu eder bilinmez. Biraz daha izleyeyim sonra kadar veririm. "

 

Baran kaşlarını çattı " Oyun eder derken neyi kast ettiniz efendim? "

 

" Çapkınlık yapıyor olabilir. Gerçek sevdiği öyle kolay ortaya çıkmaz. Onu az çok biliyorsam kolay kolay insan almaz hayatına. "

 

" Er ya da geç ortaya çıkacaktır. "

 

" Bekleyecez. " dedikten sonra gülen lider Baran'a baktı. " Bu planda sana da görev düşecek. "

 

Baran sadece dinledi.

 

" Görevleri yerine getirirsen ananla seni buluşturacam. Biliyorsun değil mi? "

 

Baran az da olsa sevinmişti " Güvenim sonsuz efendim. "

 

Lider elini kendisini izleyen adamın omzuna koydu " Annen çok çile çekti. Seni görünce daha iyi olacak. "

 

Baran sustu ve yeri izledi. Annesi için her şeyi yapmaya hazırdı.

 

🌟

 

Leyla, hastaneden ayrılırken bilgisayarını kapattı. Mesai bitmişti. Çıkmadsn önce arkadaşının yanına uğradı ve vedalaştı.

 

Kapıdan çıktığında köşede kendisini bekleyen Ulaş'ı gördü. Ona el salladı teğmen.

 

Leyla adımlarını hızlandırdı ve yanına geldi " Bir şey mi oldu? "

 

Ulaş kaşlarını çattı " Sevgilimi özledim. "

 

Leyla anında kızardı. Ulaş doktorun yanağına eğildi ve bir buse kondurdu. " Utanınca çok masum gözüküyorsun, "

 

Leyla kafasını kaldırdı " Utanmadım ki. "

 

Ulaş dalga geçer gibi güldü " Pamuk şekere döndün inatlaşma istersen. "

 

Leyla ellerini yanaklarına tuttu. Sıcaktı

 

" Güneşten o, öğlen yanına geldim ya oradan olmuş. "

 

Ulaş ona yandan bir bakış attı " Peki inandım. "

 

Leyla oyunbozan gibi teğmenin kolunu ittirdi " Gıcıksın. "

 

Ulaş parmaklarını kızın parmaklarına doladı ve yürümeye başladılar. Birbirlerine gülümseyerek bakarlarken sokakları gerilerinde bırakıyorlardı.

 

Çocuklar ilerideki tarlada maç yaparken Ulaş güldü " Sevgilin, maç ustası biliyor musun? "

 

Leyla Ulaş'a döndü " Yaa demek öyle.. "

 

Ulaş göz kırptı " Yanımda olsaydı madalyalarımı gösterirdim. "

 

Leyla " Bi maç yaparız o zaman, " dedi

 

Ulaş sırıttı " Gel çocuklarla iki el oynayalım. "

 

Leyla da hemen kabul etti " Hadi, "

 

Çocukların yanına geldiklerinde Ulaş onları çikolatalı gofretle ikna etti.

 

" Kaç kutu? " dedi boyu kısa olanı.

 

Ulaş onun kafasını okşadı " Siz ne kadar istiyorsanız, "

 

Tombul olanı hemen bağırdı " O zaman beş kutu olsun! "

 

Ulaş şaşkınca güldü " Oğlum ne yapcaksınız o kadarını şeker komasına girersiniz bak. "

 

Leyla da destekledi " Bencede hem dişleriniz çürür sonra. "

 

Tombul olanı " Of doktor abla ya tamam senin istediğin gibi olsun. " dedi.

 

Leyla Ulaş'a bakarak kıkırdadı " Çok şeker ya bunlar. "

 

Ulaş Leyla'ya doğru eğilerek fısıldadı " Sen daha şekersin güzelim. "

 

Leyla utandığından hemen topun olduğu tarafa gitti.

 

Ulaş çapkın sırıtmasıyla onu izledi " Kaç bakalım.. "

 

Gofretler yenilip oyuna başlanmıştı. Yaklaşık kırk dakika oynamışlardı. Leyla ve Ulaş farklı takımlardı ve Ulaş'ın takımı iki bir öndeydi. Leyla hırsı ile oyunun peşini bırakmadı ve devam etti.

 

" Hadi Leyla abla penaltı. "

 

Leyla geriye doğru yürüdü ve tam topa koşacakken kendisini sırıtarak izleyen adama baktı.

 

" Ne? " dedi dövecek gibi.

 

Ulaş bir şey yok der gibi dudak büzdü " Devam et sen, "

 

Leyla ona göz devirerek topa vurdu. Biraz fazla vurmuş olmalı ki top tarlaların arasına uçmuştu.

 

" Leyla abla bu kaçıncı ya. "

 

" Ben gitmem valla almaya diken dolu. "

 

Leyla mızmızlananlara trip atarak topu almaya yürüdü " Ben giderim nolmuş ki sanki? "

 

Ulaş onu tebessümle izlerken çocuklar ile gülüşüyordu.

 

Leyla topun olduğu yere vardığında eğildi ve topu kucakladı " Fırlatıyorum alın! "

 

Ulaş öne gelerek topu bekledi " At bakalım, "

 

Leyla öne doğru geleceğinde ayağının altında metal bir kutu hissetti. Hemen yere baktı ve mayının üzerinde olduğunu anladı.

 

" Hadi! Yine trip mi atıyorsun? " Ulaş eliyle at işareti yaparak güldü.

 

Leyla donmuş gibi Ulaş'a çevirdi bakışlarını. " Ulaş.. " sesi titreyerek bağırdı.

 

" Söyle güzelim? "

 

Leyla elindeki topu yere düşürdü. Ulaş bir şeyler olduğunu anladı ve hızlıca tarlanın içine koştu.

 

Leyla eliyle onu durdurdu " Yaklaşma Ulaş! Burada... Mayın burada. Üzerindeyim. "

 

Ulaş'ın göğsü hızla inip kalkarken sertçe yutkundu. Sevdiği kız karşısındaydı ve her an onu kaybedebilirdi.

 

" Leyla.. Sakın hareket etme. " Ulaş yavaşça ona yürümeye devam etti.

 

" Ulaş git! Yaklaşma! " Leyla ağlamaya başladı.

 

Teğmen yumruğunu sıktı ve bağırdı " Benim yüzümden.. Ben ısrar etmeseydim.. Allah kahretsin! "

 

Leyla gözyaşları arasından konuştu " Sen nerden bilebilirdin ki? "

 

Ulaş sakin adımlarla Leyla'nın bir kaç adım uzağına geldi.

 

Leyla yalvardı " Ulaş yaklaşma. Lütfen.. "

 

Ulaş kafa salladı " Leyla bunu isteme benden. Birazdan üç dediğimde yer değiştireceğiz anladın mı? "

 

Leyla hıçkırıklarla bağırdı " Ne? "

 

Ulaş aralarındaki mesafeyi kapattı ve burun buruna geldiler. Vücutları birbirine değiyordu. Leyla'nın inip kalkan göğsü Ulaş'ın karnına sürtünüyordu.

 

" Üç dediğim zaman.. " diye fısıladı teğmen.

 

Leyla kafa salladı ve burnunu çekti " Yapamam.. "

 

Ulaş çatallaşan sesiyle fısıldadı " Lütfen.. Lütfen güzelim.. "

 

Leyla elini Ulaş'ın yanağına çıkardı ve okşadı " Seni tehlikeye atamam Ulaş.. "

 

Ulaş da kızın yanaklarını avcuna aldı " Bana güven. Hiç bir şey olmayacak. "

 

Leyla içini çeke çeke ağladı ve Ulaş'ın gözlerine baktı.

 

Ulaş kızı sakinleştirmeye çalışıyordu " Hadi güzelim.. "

 

Leyla ayağını çekmeden önce Ulaş'ın göğsüne kafasını yasladı. Ulaş dolan gözlerini kaçırarak sertçe yutkundu.

 

" Bir.. " Leyla Ulaş'ın gömleğini sımsıkı tuttu.

 

" İki.. " Avuçları birleşmişti.

 

"Üç.. "

 

Ve bölüm biter.

 

Bölümü en kötü yerde bitirme yarışmasına katıldın ve rakibin benim :)))))

 

İlerleyen bölümleri ve kaosu bekliyorum...

 

Bir konudan bahsetmek istiyorum. Açık konuşmak gerekirse önceliğim bu değil. Birinci amacım kitabın okunma sayısının yükselmesi ve daha fazla kişiye uluşmamız. Takdir edersiniz ki bu da oy verip yorum yapmaktan geçiyor. Emek vs var konuşması da yapmayacağım herkes ortada bir emek olduğunun farkında bence. Oy verin yorum yapın diye diretmem ama bölümü de karşılıksız bırakmayın lütfen. Yükselişimiz olmasın mı? :)) Bence olsun. O yüzden lütfen bölümün hakkını verin. Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi fikirlerinizi bekleyeceğim. 🧚🏻‍♀️

 

Yeni bölümde görüşmek üzere

 

Sağlıcakla❤

 

Sosyal Medya Hesapları

İnstagram: lauraninnyiildizi

 

Tiktok: nurr.www

 

Youtube: nur.w.w

 

Loading...
0%