@lauraninnyiildizi
|
Merhaba, hoş geldin.
Nasılsın? İyi misin?
Umarım iyisindir.
Satırlarımın sana iyi gelmesi dileğiyle..
" Komutanım? "
" Komutanım iyi misiniz? "
Ulaş yaslandığı sert kayalıklardan destek alarak doğruldu. Eli yarasının üzerindeydi. Parmak boğumları kan ile kaplanmıştı. Fazlası bileğine doğru yol almıştı bile.
" İy.. İyiyim.. Sakin olun. " Dedi. Etine giren kurşunun etkisiyle alnında küçük ter birikintileri olmuştu. Yüzünün gerginliği acısını gizlemesine engel olamıyordu. Daha büyüklerini de yaşamıştı, bir nevi alışmıştı bünyesi. İlk dakikaları canını yaksada sonrasında adapte oluyordu vücudu.
Kulaklığından gelen cızırtıyla kaşlarını kaldırdı " Ses.. Ses.. Komutanlık merkezinden operasyon timine.. "
"Sesiniz alındı.. Dinlemede.. " Dedi Ulaş.
Hattın arkasındaki Arda'ydı " Komutanım, Doktor Leyla'yı hastaneye bıraktık. Gerekli tetkitleri yapılıyor. "
Ulaş tebessüm ederek dinledi. Onu sağ sağlim kurtarabilmişti. Şimdi acısı tamamen yok olmuştu. Kendisine destek olan askerler ile bu engebeli tepeden inip örgütün asıl mekanına yürüdüler. Özel destek ekipleri de oradaydı.
" Bundan sonrasını biz hallederiz Ulaş Komutanım. Siz artık tedaviye alınmalısınız. " 🌠
Leyla açılan kapıdan içeriye doğru ilerledi. Yanında Arda vardı. Hâlâ kurtulabildiğine inanamıyordu. Büyük bir tramvanın etkisindeydi. Dolan gözlerini kırpıştırarak hastane kokulu koridorlarda yürüdü. Zeminin kayganlığı ile yolları daha hızlı alıyordu.
Arda arkadaşının dalgın bakışlarını fark etti ve teselli etmek istercesine elini omzuna koydu.
Leyla beklemediği bu dokunuşla ürktü ve hemen kendini geri çekti. Arda yanlış bir şey yaptığını hissedip kendisine korku ile bakan arkadaşını izledi.
" Özür dilerim. Korkutmak istemedim. İyi misin? "
Leyla saçlarını parmaklarından geçirip nefesini dışarı üfledi. Gerginliği yüzünden belli oluyordu.
" Ben.. Sadece hâlâ kendimde değilim. Senlik bir durum yok yanlış anlama lütfen.. "
Arda bir abi gibi tebessüm ederek onu anladığını belirtti. " Sen çok güçlüsün. Bunları da atlatacaksın. "
Leyla kendini tebessüm etmeye zorladı " Umarım.. " Bilemiyordu. Belki çok uzun zaman alacaktı iyileşmesi. Belki düzelemeyecekti. Hep bir korku ile yaşayacaktı.
" Hadi gel. Gökçe seni bekliyor. Çok merak etti seni. " Arda'nın yönlendirmesiyle içeri giren Leyla derin nefes aldı.
Bir hastayla konuşan arkadaşını gördü. Onu görür görmez gözyaşlarına hakim olamadı. Kurumuş yanaklarına doğru akmaya başladılar. Arda'nın Gökçe'ye seslenmesiyle o tarafa dönen hemşire gözlerine inanamamıştı.
Arkadaşı karşısındaydı. Elindeki dosyaları yere düştü ve arkadaşına doğru koştu. İkisi birbirine sıkıca sarıldılar.
" Kardeşim.. " Dedi Gökçe.
" Gökçe... "
Hıçkırıkları durmadan ağladılar. Arda dolan gözlerini gizlemek için sağ tarafa doğru bakındı.
" Sana bir şey oldu diye çok korktum.. " Arkadaşından ayrıldı ve yüzünü avuçlarına aldı yaşlı gözleriyle ona baktı.
" Sana bir şey yapmadılar değil mi? İyisin değil mi? "
Leyla gözyaşlarını silip kafa salladı " İyiyim.. Sadece.. " Devamını getiremeden ağlamaya devam etti.
" Şşşh korkma hepsi geçti. Gel buraya. " Diyerek onu sıkıca sardı.
🌠
Gökçe'nin dizlerinde uyuya kalan Leyla günler sonra ilk defa yorgunluğunu üzerinden atabiliyordu. Arkadaşının yorgun yüzüne bakıp derince iç çekti hemşire. Kim bilir neler yapmışlardı ona? Tamamen tükenmiş görünüyordu.
Sandalyede oturan Arda, Gökçe'nin düşünceli yüzüne baktı.
" Çok şükür ki Leyla yanımızda. "
Arda'nın cümlesiyle kendine gelen hemşire kafasını salladı. " Çok şükür. "
" Sen çok iyi bir arkadaşsın Gökçe. " gururlu bir anne edasıyla bu cümleleri söyleyen Arda çayından bir yudum aldı.
" Biz kardeş gibiyiz. Gibisi fazla hatta. Kardeşiz biz. Canım o benim. Eğer ona bir şe... " cümlesini tamamlayamadan tekrar ağlamaya başladı.
" Hey tamam artık sakinleş. Bak Leyla burada. Aramızda. Üzülme artık. "
Gökçe burnunu çekip " Görmüyor musun? Tükenmiş resmen. "
" Bak uyandıracaksın onu. Zaten günlerdir uyumamıştır. Bıraklım dinlensin. Hem.. "
Gökçe kaşlarını çattı " Hem ne? "
Arda gözlerini kaçırarak cevap verdi " Burnunda sümük kaldı. "
Gökçe gözlerini kısıp " Ne? Nerede? "
" Sağ tarafta bir yerde.. " Bakmadan konuşması Gökçe'yi sinirlendirdi.
" Çok yardımcı oluyorsun ya sağol. "
Arda çayını içip " Ne demek hemşire hanım seve seve. "
" Gıcık, " Diyen Gökçe burnunu kontrol etti. " Yok ayrıca. "
" Var. Sümüklüsün sen."
Gökçe sinirden gülüp yanındaki yastığı Arda'ya fırlattı. " Kes şunu! "
" İyilik yaramıyor sana kızım. " Gülüşü daha da büyürken sinirlenen kıza baktı.
" İtiraf et özledin beni. "
Gökçe küçümseyici bakışlarıyla onu izledi " Ya ya ne demezsin. "
" O halde duygularımız karşılıklı. Ben de seni çok özledim. "
Ani itiraf karşısında afallayan Gökçe yanaklarının kızarmamasını diledi.
" Flörtlerin boş bırakmamıştır seni. " diyerek dik dik onu izledi.
" Kıskandık mı? "
Gökçe gözlerini devirip " Ne münasebet. "
" Kıskanmana gerek yok zaten. Kalbimde hâlâ sen varsın. "
Gökçe kendine itiraf edemesede özlemişti. Ama onlar ayrılalı üç ay olmuştu. Bu defa kararlıydı. Çabalayan kendisi olmayacaktı.
" Hı hı tabi kesin öyledir. " Diyerek hızlı atan kalbini susturmayı denedi.
O sırada içeri giren hemşire, Leyla'nın kan sonuçlarını getirmişti. Konuşmaları onun gelmesiyle bölündü.
" Çok sağol Meral. " mahcubiyet gülümsemesi ile kıza baktı Gökçe.
" Ne demek. Birazdan Savaş hoca gelecek. O nöbetçiydi. "
Gökçe baş sallayarak " Tamamdır.. " Dedi tebessümle.
Odadan ayrılacakken Arda'ya bakan hemşire kaşlarını çattı ve büyük bir gülümsemeyle " Arda. Senin ne işin var burada? En son haberleşiriz dedin o gidiş. Numaranı aradım bulamadım. Çok merak ettim seni. " Dedi.
Gözünün altından Gökçe'ye bakan Arda duruşunu toplayıp öne doğru kaydı.
" Ben sizi çıkaramadım? "
Hayal kırıklığına uğrayan hemşire yüzünü eğdi " Aaa. Darılacağım. Hani yaralanmıştın pansumanını ben yapmıştım. "
Gökçe bir gözü seğirirken ikisini dinliyordu. Pis yalancı. " Diye mırıldandı.
" Bacım benim çok sağol. Yardımcı oldun. Allah razı olsun. " Diyerek gülümsemeye çalıştı.
Gökçe onu inanamayarak izliyordu.
" Ne bacısı ya? Sensin bacı. Salak şey. " diyip odadan ayrıldı.
" Gerçekten bir ayak üzerinde bin yalan söylüyorsun. "
Arda açıklamaya çabalarken Gökçe ona dışarıyı gösterdi.
" Gökçe valla bilmiyorum sen neden inanmıyorsun bana? "
" Erkek olman yeterli bir neden. " Diğer yastığı da fırlatıp kısık sesle bağırdı " Şimdi yürü git seni pansuman arabasına çevireceğim yoksa. "
" Gökçe bi... "
" Git. " Diyerek kısık bağırmasını sürdürürken Arda kendini dışarı attı. Ayağını yere vurup çıkışa doğru yürüdü.
🌠
Tedavisi biten komutan sekretere doğru yürüdü.
" Pardon. Doktor Leyla hangi katta öğrenmek istiyorum. "
Sekreter komutanın sarılı omzuna bakıp önündeki bilgisayara döndü. O sırada dışarı yürüyen Arda'yı gören Ulaş onun yanına doğru adımladı.
" Komutanım? Siz iyi mısınız? " Arda açılmış gözleriyle pansuman yapılmış bölgeye baktı.
Ulaş elini bir şey yok dercesine sallayıp ona doğru eğildi " Benim bir şeyim yok Leyla nerede? Nasıl iyi mi? "
" Leyla, Gökçe Hemşirenin yanında. Uyuyor. Epeyce yorgun düşmüş. "
Ulaş sıkıntılı bir nefes verip Leyla'nın kaldığı odaya yöneldi. Arda ise ekiplerin yanına dönmüştü.
Yarı açık kapıyı tıklatmadan önce aralık kısmından Leyla'nın uyuyan yüzünü gördü. İki büklüm olmuş bir halde uyuyordu. Zor bir süreçten geçiyordu.
Kapıyı tıklatıp içeri girdi. Gökçe tebessüm ederek komutanı selamladı.
" Hoşgeldiniz komutanım. "
" Hoşbulduk hemşire hanım. Durumu nasıl? " Bakışları Leyla'ya kaydı.
" Çok şükür bir sıkıntısı yok. Doktor az önce geldi. Tüm tetkitleri temiz çıktı. "
Ulaş derin bir nefes alıp sıktığı yumruğunu serbest bıraktı.
" Siz iyi misiniz? "
Kendisine yöneltilen bu soruyu kafa sallayarak geçiştirdi. İçi intikam hissi ile doluydu. Sinirini çıkarmak adına bir şey arıyordu. Dağdaki taşları avuçlasa o bile kesemezdi öfkesini.
" Komutanım siz Leyla'nın yanında kalsanız ben namazımı kılıp gelsem. Sorun olur mu? "
" Tabi. Ben kalırım yanında. "
Gökçe gülümseyerek arkadaşını uyandırmadan yerinden kalktı.
" Çok teşekkür ederiz. Leyla sizin gelmenizi bekledi ama yorgundu epey. "
Ulaş heyecanını içinde tutarak hafif bir tebessümle kafa salladı. Onu beklemişti demek. Yıllar sonra ilk defa biri onu beklemişti. Kendini önemli biri gibi hissetti.
Gökçe odadan ayrılınca Ulaş samimi tebessümüyle Leyla'ya döndü.
" Seni beklettim. Sinirlenmedin değil mi? "
Yanıt alamasada tebessümünü bozmadı ve karşısındaki koltuğa oturdu.
" Şimdi buradasın ya aldığım nefesi yeniden hissedebiliyorum. "
Yutkunuşu onu zorladı. Belki de gözlerindeki yaşları gizlemekti amacı.
O sırada Leyla kabus görüyordu. Yaşadıklarının etkisi altındaydı. Peşinde birileri vardı. Onu yakalamaya çalışıyorlardı. Koşarken ayakları onu uzaklaştırmıyor gibiydi. Aksine onu yakalamaya çalışanlar daha çok yaklaşmışlardı.
Fısıltısı döküldü " Git.. Uzak dur benden.. " alnındaki damlalar çoğalıyordu. Nefes alışverişi sıklaşmıştı. Ulaş onu uyandırmak adına yanına gitti hemen. Dizlerinin üzerine çöktü ve ismini seslendi. " Leyla. Uyan kabus görüyorsun. Leyla. "
Hâlâ rüyanın içindeydi doktor. Yere düşmüştü adam ona daha çok yaklaştı. Yanındaydı artık. Ona üstten bakarak sırıttı. Korkunçtu. Siyah bir silüet ona bakıyordu.
" Ölene kadar peşindeyim. " bu ses kaplamıştı etrafını. Leyla kulaklarını kapattı ve gözlerini sımsıkı yumdu.
" Git. Defol! "
Ulaş Leyla'yı hâlâ uyandıramamıştı. Kolları ile etrafına vuruyordu bilinçsizce. Korkunç bir kabus etkisindeydi. Ulaş kasılan çenesini doktorun kulağına yaklaştırdı. Sakince fısıldadı. " Leyla korkma. Ben yanındayım."
Siyah silüet bir uzaklaşıyordu. Leyla ellerini yüzünden indirdi. Kendinden giden bu adamın neye işaret ettiğine baktı. Kafasını o tarafa çevirince Ulaş'ı gördü.
Öfkeli bakışlarıyla siyah silüeti izliyordu. Leyla dolan gözleriyle Ulaş'a baktı.
" Ulaş.. " Diye fısıldadı.
Kendi ismini duyan Ulaş kaşlarını kaldırdı. " Buradayım Leyla. Yanındayım hiçbir yere ayrılmadım. "
Leyla uykudan uyanarak göz kapaklarını araladı. Karşısında kendisine şefkatle bakan komutan vardı. Gözleri birbirlerine kenetlendi. Ulaş sevecen bir tavırla kızın yüzüne gelmiş saçlarını sevdi. Parmakları narince yanağına temas etti.
Leyla bu anın huzuruyla gözlerini kapattı. Hepsi birer rüyaymış diye geçirdi içinden.
Ulaş Leyla'nın doğrulmasına yardım etti. Kolundan destek verip oturur duruma getirdi. Elektriklenen saçları komutanın yeni çıkan sakallarına değdi.
Ulaş tebessüm ederek kafasını önüne eğdi. Leyla utanıp saçlarını adamın yüzünden uzaklaştırdı. İkisi de heyecanlanmıştı.
Leyla komutanı pür dikkat izlerken gözleri yaranın olduğu yere kaydı. Hemen elini oraya uzattı. Bu yakın temas ikilinin yakınlaşmasına sebep oldu. Ulaş tebessümünü sildi ve ciddi yüze büründü. Dudakları düz bir hâl aldı.
Leyla kendini geri çekmeden sordu " Yaralandın mı? " üzülmüştü.
" Yaralandım. " Gözleri tekrar buluştu. Ulaş Leyla'nın yarasının üzerindeki elinin üzerine elini koydu. Leyla dolan gözlerle onu izledi.
" Benim yüzümden mi? "
Ulaş kaşlarını kaldırdı " Hayır. "
Leyla yaş akan yanağını sildi. " Yalan söyleme. Benim yüzümden oldu. "
" Haklısın. " diyen Ulaş sırıttı. Kızın şaşkın ve hüzünlü bakışlarla kendisini izlemesine baktı.
Elinin altındaki parmakları sol göğsüne indirdi. İkisinin elleri kalbindeydi. Leyla aralanmış dudaklarıyla bakakaldı. Heyecanlı nefes alışverişini bastırmaya çalıştı.
" Buradaki yaranın sebebi sensin. "
Ulaş sırıtmasını bozmadan kızın yüzünü izlemeye devam etti. Hislerini gizlemenin bir anlamı olmadığını düşündü. Susmakla nereye kadar varabilirdi ki?
Leyla sessizliği bozmadı. Ulaş'ın sırıtan dudaklarına bakıp gözlerini yere indirdi. Utangaç bakışlarına tebessümü eklendi.
İki parmağını doktorun çenesine destek verip yukarı kaldıran teğmen göz hizasını yeniledi. Tekrar göz göze geldiler.
Ulaş " Kaçırma gözlerini benden. Onları bulmak için neler yaşadım bilemezsin. " Dedi.
Leyla sessizliğini bozdu " Teşekkür mü etmeliyim? "
Ulaş gülümsemesini büyüttü " Zahmet olmazsa. "
Leyla kıkırdadı. Yanakları kızarmıştı. Yabancı gelmiyordu bu adamın yanındayken yaşadığı hisler. Önceden yaşanmış gibiydi.
Ulaş hediye aldığı defteri uzattı. Bunu verebilmeyi istedi hep.
Leyla'nın bakışları Ulaş'ın hediyesine gitti. Bu o gün markette beğendiği defterdi.
" Bu.. " Dedi Leyla gülmekten ışıldayan gözleriyle.
" O gün beğendiğini gördüm. "
Leyla defteri eline alıp Ulaş'a baktı. Kendisine gülümsüyordu. Kollarını Ulaş'ın boynuna sardı ve gözlerini kapattı.
Ulaş yarasının acımasını belli etmeden tebessümünü bozmadı. Ellerini doktorun sırtına getirdi.
Leyla Ulaş'ın parfüm kokusunu aldı. Yavaş yavaş gözleri açıldı. " Teşekkür ederim. Her şey için. "
Ulaş sessiz kaldı.
Leyla yavaşça ondan ayrılıp yerine oturdu. Beyaz gazlı bez üzerine çıkmış kanı fark etti. Ulaş'ın yarası kanıyordu. Hemen elleri oraya gitti.
" Yaran kanıyor. "
Ulaş kafasını yarasına çevirince gördü.
" Ben sarılınca oldu. " Dedi Leyla.
Ulaş kızın üzgün yüzüne bakıp güldü " Sende ne meraklısın kendini suçlamaya. "
Leyla omuz silkti " Canın yanacak ama. "
Ulaş Leyla'nın hareketini tekrarlayıp omuz silkti " Sen tedavi etmeyecek misin? "
Leyla güldü " Hâlâ şaklabanlık peşindesin. "
Ellerini iki yana açtı Ulaş " Biraz öyleyim. "
Leyla ayağa kalkıp pansuman için gerekli malzemeleri aldı. Koltuğun diğer tarafına oturdu.
Ulaş öylece bekleyince Leyla ona dik dik baktı.
" E çıkartsana üstünü. "
Ulaş dediğini yapıp üstündekini çıkardı. Yapılı omuzları ortadaydı şimdi.
Leyla Ulaş'a hızlı bir bakış atıp yakalanmamaya çalışarak yaranın olduğu bölgeyi açtı.
" Dikişlerin de sorun yok. "
Ulaş yarasına baktı. Leyla sırıtıp makasla gazlı bezi tuttu.
" Korkmuyor musun? "
Ulaş kafa salladı " Neden korkayım? "
" Ne bileyim sizin tim iğne görünce ayılıp bayılıyor da. "
Ulaş hafif sırıttı " O da bizimkilerin ayıbı. "
Leyla elini hızlı tutup yaranın üstünü temizce kapattı. Artık daha sağlamdı.
" Artık daha iyisin. " Dedi elindeki çöpe atarken.
" Öyleyim. " Dedi Ulaş üstünü giymeye çalışırken.
" Dur bekle ben yardım ederim. "
Elleri birbirine değince Leyla duraksadı. Ulaş gözlerini ona kaldırdı.
Tam o sırada odanın kapısı birden açılınca doktor gözlerini kırpıştırdı.
Gelen Gökçe'ydi.
İkiliyi böyle görünce ağzı aralandı. Teğmenin üzeri hâlâ çıplaktı. Hemen kafasını sağa çevirdi. " Tövbe estağfurullah. Kusura bakmayın ben pat diye.. "
Leyla'nın yüzü kırmızıya dönerken Ulaş üstünü giyip ayağa kalktı.
" Hemşire hanım, sanırım kaza namazlarınızı da kıldınız bu kadar beklettiğinize göre. " Diyen Ulaş hafif sırıttı.
" Biraz öyle oldu galiba. " Dedi Gökçe bakışlarını kaçırarak.
" Çıkışta bekliyorum eve ben götüreceğim sizi. " Diyen Ulaş Leyla'ya baktı. Kafa sallayan doktordan sonra odadan ayrıldı.
" Yara.. "
" Sen.. "
" Bak.. "
" Valla.. "
İkisi sürekli birbirini bölüyordu.
En son Gökçe dayanamadı ve pat diye sordu.
" Aranızda ne var sizin? "
Leyla bu soru karşısında bakışlarını kaçırdı " Hiçbir şey. "
Gökçe imalı bir sırıtışla güldü. " Tabi canım tabi. Atı alan üsküdarı geçmiş. "
Leyla nefesini dışarı üfledi " Gerçekten öyle bir şey yok Gökçe. Beni utandırıyorsun. "
" Sus kız. Evde hepsini anlatacaksın. Hadi çıkış işlemlerini yapalım. Taburcusun."
Leyla kaçar gibi hemen kapıdan çıktı. Gökçe de arkasından ilerledi.
Sekreterin orda Savaş ile denk geldiler. Hemen Leyla'nın nasıl olduğunu sordu.
" Kendini nasıl hissediyorsun? "
Leyla gülümsedi " Daha iyiyim. Sen nasılsın? "
" İyiyim. Seni tekrar aramızda görmek sevindirici. "
Gökçe Leyla'nın duyabileceği şekilde " Ay ruh emici resmen bu adam ya. " Leyla onu dirseğiyle dürttü.
" İki haftalık izin çıkarttım kendini toparladıktan sonra başlarsın. " Leyla kafa salladı.
" Teşekkürler Savaş. " Dedi Leyla.
Savaş bir şey demeden Leyla'ya son kez bakıp odasına yürüdü.
" İnsan rica ederim der uyuz şey. "
Gökçe Leyla'ya gözlerini büyüttü. " Sus Gökçe onun huyu öyle. "
" İyi sustum tamam. " Dedi Gökçe kollarını bağlayıp.
Çıkış işlemleri halledilince dışarıya adımladılar.
Arabanın yanında Arda ve Ulaş konuşuyorlardı. Gökçe onu görmesiyle göz devirdi. Leyla onun bu haline güldü.
" Leyla. İyi misin? " Ulaş gözünün altından Arda'ya baktı. Ya sabır der gibi kafasını sağa yatırdı.
" İyiyim Arda sen nasılsın? "
Arda Gökçe'ye imalı bakıp gözlerini kaçırdı. Gökçe ise dövecek gibi onu izliyordu.
" Beni biliyorsun işte ya. Bıraktığın gibiyim. Kırgın. Yorgun. " Son kelimelerini üstüne basa basa söylüyordu.
" O halde yarın daha fazla yorulacağın görevler seni bekliyor. " Ulaş mimiksiz suratıyla Arda'ya baktı.
" Tabi komutanım. Emrinizdeyim. " Gökçe oh olsun der gibi ona baktı.
" Evet her şey bittiyse gidebiliriz. " Ulaş sürücü koltuğuna geçerken Arda hemen öne atladı.
" Komutanım siz yaralısınız ben sürerim arabayı. "
Ulaş ona ters ters bakıp koltuğa oturdu " Abartmasan mı çavuş? "
Arda kendisine alaylı bakış atan Gökçe'ye bakıp iç çekti.
" Gelmiyor musun? " Diye soran teğmene baktı.
" Geliyorum komutanım. " Dedi ve arabaya bindi.
🌠
Evin önüne geldiklerinde Gökçe herkese iyi akşamlar dileyip arabadan indi.
" Bagajda eşyalar vardı onları götüreyim ben. " Diyen hemşireye teğmen kafa salladı.
" Ben de yardımcı olayım. " Diye dışarı çıktı Arda. Leyla ikiliye bakıp güldü.
" Gerek yok kendim hallederim. " Dedi Gökçe suratsız bir şekilde. Arabada Leyla ve Ulaş kalmıştı.
" Yardımcı olmaya çalışıyorum. " Dedi Arda poşetleri eline alırken.
" İyi kendin bilirsin. " Diyerek önden eve yürüdü Gökçe. Arda sırıtıp peşinden yürüdü.
" Daha yeni ayrıldılar. " Dedi Leyla. Ulaş arkaya döndü ve Leyla'nın gülen yüzünü izledi.
" Belli oluyor. "
" Teşekkürler. " Dedi ve gülümsemesini bozmadı.
" Ne demek. Sen de beni tedavi ettin ödeştik. "
Leyla güldü ve arabadan indi. Peşine Ulaş'ta çıktı.
" Bir sorun olursa beni arayabilirsin. " Dedi Ulaş. Numarasını Leyla'ya uzattı.
" Gökçe' den arayacağım. Malum telefonum.. "
Ulaş teselli edercesine konuştu " Sorun etme.. O halledilir. "
Leyla kafa salladı.
" Artık korkma. Ben yanındayım. " Bir adım attı ve ellerini doktorun omuzlarına koydu.
Leyla gülümsedi " Artık korkmuyorum. "
Ulaş'ta gülümsedi. İkili sessizce birbirlerine baktılar.
Oradan geçen Cengiz teğmen ve doktoru görmesiyle duvara gizlendi hızlıca.
" Hele şunlara.. Doktor ve teğmen. Demek kurtulmuştur. " Gözleri ikisinin yakınlaşmasına kayınca sinsice sırıttı.
" Avlarım birbirine bağlanmış, kısa sürede bu salak teğmen doktora aşık olur. Sonra da lider doktoru gebertir. Eee bana da keyfini yemek düşer. Heh. " Diyip güldü. Bıyıklarını eliyle düzeltip topallayan ayağıyla oradan ayrıldı.
" Ulaş.. " Diyen Leyla sustu.
Teğmen ne diyeceğini merakla bekledi " Ne oldu doktor hanım bir teşekkür daha mı? "
" Sen iyi ki geldin. "
Bunu dedikten sonra içeri ilerledi. Ulaş'ı da orada afallayan sırıtışıyla yapayalnız bıraktı.
O sırada atışan ikili yine susmuyorlardı.
" Çok biliyorsun sen sanki ver şunu. " Diyip poşeti Arda'nın elinden aldı Gökçe.
" Yine ne yaptım ki ben? " Arda ellerini iki yana açtı.
" Bu yıl yine mi buradasın sen? Tayin mayin istede kurtulayım senden. "
Arda alayla sırıtıp elini beline koydu " Buradayım. Sen nerede ben orada. "
Gökçe öfkeyle nefes aldı " Cehennemin dibine. " Diye tersledi onu.
" Bi kalbim olduğunu unutuyorsun. "
Gökçe de ellerini beline koydu ve alayla güldü " Tıpkı senin yaptığın gibi yapıyorum. Bir zamanlar yaptığın gibi. "
" Telafi etmeye hazırım. Görmüyor musun? "
Gökçe kafasını salladı " Artık çok geç. "
" Neden peki? "
" Artık eskisi gibi biri değilim. "
Arda alayla güldü " Hayırdır kumara falan mı başladın? "
Gökçe eliyle işaret etti " Al işte. Yine böyle dalgaya al her şeyi. Bende belki anlar diye anlatmaya çalışıyorum bende hata. "
Arda ciddileşti. " Ne yapmamı istiyorsun. Hala seni ne kadar sevdiğimi görmüyor musun? "
" Görmüyorum. Daha bugün hastanede yaşadığımız şey neydi sana nasıl inanayım? "
Arda ona bir adım attı " Bir şans daha ver. "
Gökçe kafa salladı " Artık kriterlerim değişti. "
Arda kaşlarını çattı " Ne? "
" Evet artık ahiret arkadaşımı arıyorum. Hem hayat arkadaşı hem ahiret arkadaşı. Sen daha dinden imandan bir haber. "
" Ne alakası var kızım? Ben her yaz Kur'an kursuna gittim bi kere. Elhamdülillah müslümanız. "
Gökçe alayla güldü " Hı hı belli belli. Sen daha önce hiç cumaya gittin mi? "
" Gittim tabi. Ben her gün cumaya gidiyorum sen beni çok yanlış tanımışsın. "
" Her gün? "
Arda çok bilmiş edasıyla iddasını yeniledi " Evet. "
" Anlıyorum. " Dedi Gökçe.
Eve doğru gelen Leyla ile ikili susmuştu. Leyla imalı bakışla arkadaşına baktı.
" İyi akşamlar sizlere. Pardon hayırlı akşamlar. " Diyip oradan ayrıldı.
Leyla arkasından gülerken arkadaşı sinirden gözlerini devirdi. " Asıl sen anlat bakalım. Aranızda ne var sizin? "
İçeriye girip kapıyı örttüklerinde Ulaş ve Arda komutanlığa gittiler.
Çok geçmeden kapı tekrar çaldı. Leyla arkadaşına seslendi " Ben bakıyorum kesin Arda gelmiştir. Aşkından telef oldu çocuk "
" Ya ya ne demezsin" Diye bağırdı Gökçe.
Kapıyı açan Leyla kimseyi göremedi. Etrafı izledi en son bakışları yere kaydı.
Beyaz bir zarf duruyordu. Eğilip eline aldı.
" Bunu kim gönderdi? " Kaşlarını çatıp zarfın ağzını açtı bir resim vardı.
Resmi çıkardı. Kendisinin resmiydi.
Tüyleri diken diken oldu.
Arkasına baktı.
Öleceksin yazıyordu.
Vücudu titrerken içindeki şişeyi eline aldı. İçi kanla doluydu. Gözü kararınca elinden kayıp yere düştü. Kırılan şişenin içinden saçılan kanlar her yere yayılınca Leyla büyük bir çığlık attı.
🌠
Ve bölüm biter.
Herkese yeniden selam millet umarım bölümü beğenmişsinizdir.
Artık her pazar yeni bölüm düzenli bir şekilde gelecek.
Sağlık problemlerimden ötürü uzun süredir bölüm atamamıştım. Beklediğiniz için teşekkür ederim.
Kendinize dikkat edin haftaya pazar günü yeni bölümde görüşmek üzere.
Sağlıcakla. ❤ |
0% |