@lauraninnyiildizi
|
Merhaba, hoş geldin. Nasılsın? İyi misin? Umarım iyisindir. Satırlarımın sana iyi gelmesi dileğiyle..
🌟
Her yer kan ile çevrelenmişti. Leyla'nın yaşadıkları tekrardan zihninde belirdi. Beyninin içinde ağır bir çınlama duyuyordu. Sonrasında bu çınlama acı verdi. Gözlerini sımsıkı yumup şakak kemiklerine bastırdı parmaklarını.
Orada yaşananlar gözünün önüne geliyordu.
" İyi iş çıkardın afferin. Böyle böyle alışacan buraya."
Dengesini sağlayamadı zorlukla duvara tutundu.
" Sinirlenince bir başka güzel oluyon doktor!"
Susması için bekliyordu ama hâlâ devam ediyordu.
" Aksine, çok memnun kaldı. Geceyi onunla geçirecek."
Midesi bulanıyordu.
" Tanrıça olacaksın. İyi bir şey yapacaksın,"
" Hayır! " Diye fısıldadı. Kafasını sağa sola sallarken seslerin susmasını bekledi. Susmayınca saçlarını çekiştirdi.
" Hayır! Hayır! Hayır! " Diye bağırdı. Mutfakta olan Gökçe kapıya koştu korkuyla. Önce arkadaşının haline baktı kendinden geçmiş görünüyordu.
" Gö.. Gökçe.. " Diye parmağıyla kanlı yeri gösterdi. Gökçe hemen kafasını o tarafa çevirdi. Gözleri korkuyla büyüdü ağzı şaşkınlıktan açık kaldı.
"Bu.. Bunlar ne? " Diye fısıldadı. Yerde arkadaşının fotoğrafı duruyordu.
Leyla sırtını duvara yaslayarak yere bıraktı kendini. Gökçe panikle onu tuttu ve tüm gücüyle içeri girmesini sağladı. Evin kapısını kapatıp sonuna kadar kitledi.
Leyla yerde ileri geri sallanıyordu elleri saçlarındaydı hâlâ.
" Allah'ım " Diye fısıldadı hemşire. Dolu gözlerini yukarı kaldırdı. Cebindeki telefondan hemen Arda'yı tuşladı.
🌟
Komutanlık önüne gelen ikili yorgun bir gün geçirmişti. Arda düşünceli bir şekilde dışarıya bakıyordu. Ulaş kaşlarını çattı ve arabanın anahtarını kendine çekti. Arda'nın bu hâli gözünden kaçmamıştı.
" Ne oldu? Bir sorun mu var? "
Arda kafasını olumsuz anlamda salladı " Komutanım bir şey sorabilir miyim? "
" Sor. "
" Cuma namazı yarın saat kaçta? "
Ulaş sorunun saçmalığına alayla sırıttı. Kendiyle dalga mı geçiyordu?
" Anlamadım? "
" Cuma namazı komutanım. Saat kaçta? " Arda gayet normal bir şekilde sorusunun cevabını bekliyordu.
Ulaş ona inanamaz gibi baktı " Dalga mı geçiyorsun? "
" Hayır komutanım. Yani önceden çok gitmiyordum ama artık gideceğim. Görsün hemşire hanım. " Sona doğru kendi kendine söyler gibi konuştu.
" Güzel. Güzel de yarın cuma değil. " Dedi Ulaş.
Arda hâlâ anlamıyordu " Oğlum cuma namazı sadece cuma gününe özeldir. Sen kafanı falan mı vurdun? "
Arda duyduğu şey karşısında gözlerini kocaman açtı " Hayır ya hayır! Rezil oldum. " Dedi sinirle dizine vurup.
Ulaş dalga geçer gibi güldü " Bence de. " Yandan bir bakışla ona baktı.
" Gökçe ondan üsteledi demek ki." Diye konuştu kendi kendine.
Ulaş ona gülmeye devam edip " Te Allah'ım ya. " Dedi.
O sırada arabayı telefon sesi doldurdu. Arda cebinden çıkarıp ekrana baktı.
" Gökçe beni neden arıyor ki? Kesin dalga geçmek için varya, ölse unutmaz bu yaptığımı.
" Boş boş konuşma da aç bir an önce. " Ulaş'ta merak etmişti. Bir sorun olabilirdi.
" Alo? "
Karşıdan tedirgin ses gelince Ulaş kaşlarını kaldırdı " Arda hemen buraya gelmeniz gerekiyor. "
" Ne oldu? Siz iyi misiniz? " Dedi Arda.
" Dediğimi yapın hemen gelin. "
Kapanan telefon ile Arda komutana baktı. " Hemen gelmemizi söyledi. "
Ulaş bunu duyar duymaz arabayı çalıştırdı ve hızla eve sürdü.
🌟
Komutan arabadan öyle hızlı indi ki Arda bile şaşırmıştı. Hemen o da peşinden koştu.
Ulaş kapı önüne geldiğinde yerdeki kanları görüp duraksadı. Kaşlarını çatmış bir şekilde geçtiği yerleri izledi. Ayakkabısının önüne Leyla'nın resmi geldiğinde afalladı. Bu ne demek oluyordu?
Etrafı kontrol edip yere eğildi ve resmi eline aldı. Arkasına baktı hemen. Beklediği gibi bir yazı vardı.
Öleceksin.
Bu yazıyordu. Yumruğunu sıkıp derin nefes aldı.
" Ben seni yerin en alt dibine gömmezsem. Aldığın nefesi ciğerlerinden çekmezsem. Beynini tek hücrelere ayırmazsam. Teğmen Ulaş Çakır demesinler! " Diye bağırdı. Yerdeki şişeye tekme atıp öfkeyle küfür etti.
" Komutanım bunlar ne demek oluyor? " Arda şaşkın bakışlarıyla etrafa bakıyordu.
" Leyla'ya gelmiş. Ölüm tehdidi. " Fotoğrafı Arda'ya uzattı.
" Beni karşına almak ile hayatının hatasını yaptın. Bulacağım seni. Gerekiyorsa sike sike bulacağım! " Balkon betonuna kollarını yaslayıp bahçeyi izledi. Öfkesinden çıldırmak üzereydi.
Hızlı alıp verdiği nefesini dengelemeye çalıştı.
" Komutanım Remzi yazıyor. "
Bunu duymasıyla kafasını o tarafa çevirdi teğmen.
" Remzi mi? "
Arda kafa salladı " Zarfa ismini yazmış. Remzi'den diye. Bakın"
Uzattığı zarfı parmaklarına alan komutan Arda'nın dediği yazıya baktı. İsmini de veriyordu demek. Bu kadar cesurdu yani öyle mi?
" Orospu çocuğu Remzi. " Diyerek zarfı avuçlarında sıktı.
Evin kapısı yavaşça açıldığında Gökçe dışarı çıktı.
" Leyla nerede hemşire? "
" İçerde komutanım. Şokta. "
Ulaş bunu duyduğu gibi içeri girdi. Sağ tarafında yere çökmüş bir halde oturan doktoru buldu. Kendinden geçmişti. Elleri saçlarını tutmuş haldeydi.
Ulaş bu görüntüyü intikamına yediremediğinden dolan gözlerini saklamaya çalıştı. Sinirini kendini sıkmakla çıkarıyordu. Tüm vücudu acı ile kasılıydı. Sakin olmalıydı.
Yavaş adımlarla Leyla'ya yürüdü. Tepkisizdi.
Teğmenin sinirden kızarmış yüzü öfkeyle soluyordu. Dudağı sinirden ufacık kalmıştı. Doktorun yanına oturdu. Onun gibi dizlerini kendine çekti. Hâlâ bir tepki yoktu.
Ne kadar süre geçti bilmiyordu. O iyi olana kadar beklerdi. Of demeden bıkmadan, usanmadan.
" Leyla.. " sakince seslendi. Onu kırmamaya korkutmamaya çalışıyordu.
" Ben geldim. Buradayım. "
Leyla gözlerini ayırmadan yeri izliyordu. Zihnindeki sesleri takip ederken bu dünyadan soyutlanmış gibiydi.
Ulaş Leyla'nın önüne kaydı. Gözlerini yere indirdi. Onun acıyan yüzünü görmeye cesareti yoktu.
Onunla birlikte nefes alıp verdiler.
Yavaş yavaş gözlerini ona kaldırdı. Öylece yeri izliyordu. Yanakları yaşla ıslanmıştı. Ulaş kafasını sağa çevirip nefesini dışarı üfledi. Keşke tüm olanlar ona yapılsaydı. Canı daha az acırdı.
" Leyla.. " Ellerini saçlarını tutmuş parmaklarına çevreledi narince. Leyla ürperir gibi oldu ve gözlerini karşısındaki adama dikti. Ulaş şefkatli gülümsemesiyle ona baktı.
Doktor tepkisizliğini koruyordu. Ulaş Leyla'nın ellerini saçlarından indirdi ve avuçlarına aldı. Doktor birleşmiş ellerine baktı sonra tekrar teğmene.
" Buradayım.. " Diye fısıldadı Ulaş.
Leyla beynindeki seslerle boğuşuyordu.
" Tanrıça olacaksın. İyi bir şey yapacaksın,"
Kafasını sağa sola salladı ve kulaklarını kapadı. İleri geri sallanmaya devam edip hıçkırıklara boğuldu.
" Olmayacağım! " Diye bağırdı. Avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Birinin onu bu cehennemden kurtarması için canı acıyana kadar bağırıyordu.
Ulaş Leyla'nın bu halini aşamıyordu. Sanki biri kalbini söküyordu büyük bir acı duyuyordu.
" Olmayacağım! "
Kızın bağırmalarına dayanamadı ve onu kollarına sardı.
Sımsıkı.
İkisi de hızlı nefes alıp veriyordu.
Leyla hüngür hüngür ağlamaya başladı.
Ulaş dolan gözlerini gizleyemedi onunda yanakları çoktan ıslanmıştı.
" Affet beni koruyamadım. Kurtaramadım. Geç kaldım. Affet beni. " Komutanın ağlamasından dolayı boğuk çıkan sesini duydu Leyla.
Sakinleşmeye başladı. Zihni birden sakinleşti.
Sarılmak onu iyi hissettirmişti.
Ulaş çenesini doktorun başına yasladı. Ritmik bir şekilde nefes alıp verdiler. Leyla parmaklarını Ulaş'ın parmaklarına değdirdi. Teğmen doktoru izledi.
Avuçlarına parmaklarını hapsetti ve sımsıkı tuttu. Hafifçe tebessüm etti teğmen.
Gözlerini yuman Leyla rahatlamıştı. Dünyanın en korunaklı yerinde gibi hissediyordu.
🌠
Bahçe kaldırımına oturan hemşire ağlamaya başladı. Arkadaşına bir şey olmasından korkuyordu. Yanına Arda oturdu yavaşça.
Gözünün altından ona bakıp gözyaşlarını sildi. Burnunu çekmeye devam ediyordu.
" Korktuğunu biliyorum. Ama korkma ben varım. "
Gökçe kafasını kendisine bakan adama çevirdi. Masum bir kedi gibi kendisini izliyordu.
" Kendim için değil arkadaşım için korkuyorum. "
" Ben de senin için korkuyorum. Sana bir şey olacak diye çok korkuyorum. "
Bu samimi itiraf karşısında gözlerini kırpıştıran hemşire onun gözlerini takip etti.
" Seni kaybetmekten çok korkuyorum. Sana böyle yakın görünüp hiçte yakın olamamaktan çok korkuyorum Gökçe. " onunda gözleri dolmuştu.
" Eskisi gibi değiliz. " dedi hemşire sertçe.
" Bu ne demek? "
" Sen benim hiç bir şeyim değilsin. Korkmana gerek yok yani rahat ol. " Dedi ve ayağa kalktı.
" Öyle mi? " Hemen ayaklanmıştı Arda.
" Öyle. "
Arda hayal kırıklığına uğramış gibi güldü " Peki tamam. Öyle olsun Gökçe Hemşire. "
Gökçe gözlerini yere indirdi ve bir şey demeden eve yürüdü.
Arda kaldırım taşına sert bir tekme attı ve arabaya geçti.
🌠
Gökçe ve Leyla jandarma komutanlığına gelmişlerdi. Önlerinde bulunan çay ile öylece bekliyorlardı.
Leyla bir kaç saat öncesine göre daha iyi hissediyordu. Sinir krizi geçirmişti. Bunu Ulaş'ın yardımı ile atlatabilmesi onun için unutulmaz bir iyilikti.
Leyla düşünceli arkadaşına yandan baktı. " Ben iyiyim.. Gerçekten. "
Gökçe kafasını ona doğru çevirdi ve tebessüm etti. Yorgun bir gülüştü. " Biliyorum.. Ve daha iyi olacağınıda. "
Leyla da gülümsedi " Seninle birlikte. "
" Evet. Birlikte. " Gökçe kolunu arkadaşının omzuna atıp kendine çekti. " Öyle kolay kolay pes etmek yok. "
" Evet. Biz çok güçlü bir takımız. Kimse bizi yenemez. " Leyla kaşlarını çatarak yalancı bir ciddiyetle konuştu.
Arkadaşına gülen hemşire derin nefes aldı " Kimse bizi ayıramaz. "
Leyla bunu duyunca durgunlaşmıştı. Kafasını yukarı kaldırıp arkadaşına baktı gözleri dolmuştu. Hemen elini kaldırdı ve yanağını sevdi. " Ağlamak yok. Sulu göz hemşire. "
Gökçe göz devirerek güldü " Hıı. Sen önce kendine bak. Bir oturuşta rulo peçete bitiren sen değil miydin? "
Leyla hırslı savunmadaymış gibi sırıttı " Peki ya sen? Duygulanmadım diyip yorgan altında ağlayan kimdi? "
Gökçe gözlerini kıstı ve yalancı sinirle parmağını salladı " Sen beni mi takip ediyordun? "
Leyla güldü " Evet. "
Gökçe de onunla birlikte güldü. Birbirlerine bakıp gülerken hemşire yavaşça gülüşünü soldurdu. Aklına olanlar gelmişti.
" Leyla. Sen benim bu hayattaki tek kardeşimsin. Senin canın yansa ilk ben yanarım. Kaybolsan ilk ben kaybolurum. O yüzden sakın korkma. Her zaman senin yanındayım. " Gökçe'nin yanağından bir damla düşmüştü.
Leyla da kendini tutamadı ve arkadaşına sarıldı " Canım kardeşim. Her şeyim. "
Gökçe kendini geri çekerek ofladı " Ya hani ağlamayacaktık. Yukarı bak çabuk."
Arkadaşının dediğini yapıp gözyaşlarını uzaklaştırmaya çalıştı. Bir yandan da birbirlerine gülüyorlardı.
O sırada teğmenin odasında olan Arda komutanının telefon konuşmasını bitirmesini bekliyordu. Bir yandan aklı hemşiredeydi. Acımasızca kırıyordu kalbini. Her daim katlanabilirdi sabır ederdi ama bazen onunda canı yanıyordu.
Stresle salladığı bacağını sinirden kemirdiği dudağını umursamadan içinden öfkelenmeye devam etti.
" Hiçbir şeyin değilim öyle mi? Kızım ben senin için yaşıyorum haberin var mı? " Kendi kendine terslendi.
Yanağını kaşıdı ve kafasını ya sabır der gibi sağa çevirdi. " Ya başka biri varsa? Ya o yüzden benden kaçıyorsa? "
Aklına gelen bu ihtimalle gözü sinirden seğirmeye başladı " Ne kadar çabuk unuttu beni? Ben hâlâ onu delicesine severken.. "
Arda kendi kendine konuşurken Ulaş kapanan telefonunu masaya koydu ve onu izlemeye başladı. Sanki karşında biri varmışcasına konuşuyordu.
" Ayıp be ayıp. Bari söyleseydin beklemezdim ümit etmezdim. Bir gülüşüne bin hayal kurmazdım. " Diye konuştu. Şu an karşısında Gökçe var gibi prova yapıyordu.
Ulaş kaşlarını çattı ve onu izlemeye devam etti dudağı sırıttığından yukarı kaymıştı.
" Bu saatten sonra yokum artık. İstesen de olamam. Bitti. " Ellerini dizlerine koyan Arda kafasını sağa çevirince teğmenle göz göze geldi.
" Bakırköy randevun ne zamana? "
Arda utançtan kırmızının en iyi tonlarına ulaşırken teğmen onunla uğraşmaktan keyif alıyordu.
" Komutanım ben.. "
Ulaş sırıtmasını bozmadan ayağa kalktı ve pencereye yürüdü " Sevdana sahip çık. Öyle korkaklar gibi bırakıp gitme."
Arda anlaşıldığını hissedince bir nebze rahatlamıştı.
Teğmen önüne döndü ve Arda ile göz teması kurdu " Sonra bu konuşmaları toprağın başında yapmak zorunda kalırsın. "
Arda bu cümlenin ağırlığı altında ezilirken güçlükle yutkundu. Ulaş tekrar pencereye döndü ve kurak araziyi izlemeye başladı.
Arda enkaza kalmış gibi ayağa kalktı ve dışarıya çıktı. Koridorda yürürken son duyduğu cümleler aklından geçiyordu.
Bekleme odasının önüne geldiğinde içeriye baktı. Gökçe oradaydı. Onu hafif bir tebessümle izledi birkaç saniye sonra bakışlarını yakaladı hemşire.
Önce afallasada fark ettirmemeye çalıştı. Arda onun bakışlarıyla heyecanlanmıştı. Tebessümünü büyüttü. Hemşire ayağa kalktı ve kendisine doğru yürüdü. Suratında hiçbir ifade barındırmıyordu.
Karşı karşıya geldiler. Arda heyecanla bekledi. Gökçe öylece onun bakışlarını izledi. Sonra kapıyı adamın yüzüne kapattı.
Kapının kapanmasıyla gözlerini yuman Arda derin nefes alıp bilmem kaçıncı hayal kırıklığıyla bahçeye çıktı.
🌠
" Anlıyorum.. Askeri lojmanlarda maalesef boş yer bulunmamakta. "
" Birkaç hafta beklerseniz bir boş yerimiz mevcut olacak. Ama dediğimiz gibi komutanım şu an boş yere sahip değiliz. "
" Peki o halde. İlgilendiğiniz için teşekkür ederim. "
Ulaş telefonu kapatıp sandalyeye kendini itti. Parmaklarını masada oynattı ve düşündü. Aklında tek bir seçenek kalıyordu.
" Arda ve Hüseyin benim bir alt katımda kalıyor. Ben onlarla kalırsam Leyla askeri lojmanda daha güvenli kalabilecek. " Bu fikri tutar gibi parmağını şıklattı.
Odanın kapısını açtı ve erlerden birini yanına çağırdı.
" Oğlum bana Arda ve Hüseyin komutanınızı çağırın. Hemen. "
" Tamam komutanım. "
Ulaş kapısını açık bıraktı ve gelmelerini bekledi. Çok geçmeden ikili geldiler.
" Lafı uzatmayacağım. "
İkili kaşlarını çatarak birbirine baktılar.
" Artık üçümüz kalıyoruz. "
Hüseyin anladığını belirtir gibi kafa salladı ve Arda'ya baktı. Arda şok geçirir gibi komutanını izliyordu. Evde yaşayacağı sıkı yönetimi düşünüyordu.
" Böylelikle benim daireme Leyla ve Gökçe taşınacak. "
Hüseyin gülümsedi " Çok iyi düşünmüşsünüz komutanım. Daha güvenli olacaktır. "
Ulaş tebessüm etti masanın üzerindeki telefonunu alıp odadan ayrıldı.
Hâlâ şokta olan arkadaşını dürten Hüseyin sırıtıyordu. " Oğlum sen harbiden şanssızsın lan. "
" Sarı ben bittim oğlum. Tek bir hatamda haşlayacak komutanım beni. "
Sarı, güldü ve ekledi " İyi iyi böylece adam olacaksın. "
Arda arkadaşının kafasına geçirip söylendi " Oğlum bak harbi boğarım lan seni. "
İkili birbirini yıkmaya çalışırken Arda aklına gelen şeyle durdu. Sarı, kaşlarını çatıp ona baktı.
" Sarı. Az önce Gökçe ve Leyla alt katımızda olacak dendi?"
" Ee? "
" Ne demek ee oğlum Gökçe hemen yanı başımda olacak. Sabah işe giderken senin muşmula suratını değil de sevdalımın suratını göreceğim. Allah be! "
" Kusura bakma ama bok görürsün. Gökçe Yenge senle denk gelmemek için kırk takla atar. Yani yine bana kaldın bayır domuzum benim. " Diyip yanağından makas alarak odadan ayrıldı sarı.
Arda öylece kaldı.
🌠
Ulaş merkez üstündeki işlemler için komutanlık merkezinden ayrılmıştı.
Hemşire ve doktor hâlâ komutanlıktaydı. İfadeleri uzun sürmüştü. Leyla yaşadıklarını en ince ayrıntısına kadar anlatırken Hüseyin bilgisayara geçiriyordu.
İçeriye Arda girdi ve Leyla'ya göz kırptı " Yorulduysan ara ver. "
Leyla olumsuz bir şekilde kafa salladı " Yok iyiyim. Hem bir an önce bitmesini istiyorum. "
Arda destek verircesine gülümsedi " Sen nasıl istiyorsan. "
Hüseyin'in telefonuna çağrı gelince ayağa kalktı " Arda sen bilgisayarın başında dur ben beş dakikaya geliyorum. "
Arda eliyle tamam işareti yaptı " Tamam kardeşim. "
Hüseyin çıkarken içeriye Gökçe girdi. Arda'yı görünce duraksasada bozuntuya vermeden boş sandalyelerden birine oturup kollarını bağladı.
Hemşireye duyurur gibi şarkı mırıldanan Arda gözünün altından ona baktı " Ben seni herhalde sevdim sen beni herhalde sevdin. "
Gökçe bunu duyunca umursamayıp gözlerini devirdi. Leyla ikisine baktı ve kıkırdadı.
Arda da hemşirenin umursamamasına karşılık onu yok gibi gördü ve Leyla'ya döndü.
" Leyla rahatsız olmayacaksan birkaç sorum olacaktı. "
Leyla " Tabi sorabilirsin. " Dedi
" Sana gelen mektup.. Onun üzerinde Remzi yazıyordu. Biliyor musun? Örgütten miydi? "
Leyla şaşkınlıktan büyüyen gözlerini Arda'ya dikti " Remzi mi? "
" Evet ben gördüm. "
Leyla yüzünü iğrenir gibi buruşturdu. " Demek hâlâ peşimde olan o. "
Arda kaşlarını çattı " Tanıyor musun? "
Leyla sıkıntılı nefesini dışarı üfledi " Beni örgüte getiren terörist. "
Arda yanağını kaşıdı " Bu herif hakkında başka bir şey biliyor musun? "
" Örgütün sağlam elemanlarından. Sağ kolu. Bir de kağıtta görmüştüm. Örgüte katılım belgesi gibi bir şey. Orhan yazıyordu. Soyadı orhandı. "
" Tamam. Gerisi bende. " Arda kurduğu sinsi planı devreye geçirmek için bilgisayar karşısına geçti ve parmaklarını klavyede gezdirdi.
Leyla masumca sordu " Ne yapacaksın? "
Arda sırıttı " Birazdan öğreneceksin. "
Gökçe de meraklanmıştı ve çaktırmadan onu izlemeye çalışıyordu.
🌠
İfade odasına geri dönen Hüseyin arkadaşını bilgisayar başında görünce Leyla'ya baktı.
" Ne yapıyor bu? "
Leyla bir şey bilmediğini belirtir gibi dudak büzdü.
" Ne işler karıştırıyorsun lan? " Bilgisayara doğru eğilince Arda öne eğildi ve ekranı kapattı.
" Kardeşim bi saniye."
Hüseyin bakmaya çabalarken Arda son bir tuşa bastı ve ellerini ovuşturdu.
Omuzlarını geriye atıp kendisini izleyen Gökçe'ye havalı bir bakış attı " Bundan sonra bana operasyonların kralı diyeceksiniz. "
Sarı memnuniyetsiz bir ifade ile onu izledi " O niye? "
" Örgütten aranan Remzi kod adlı dağ faresini ağıma düşürdüm de ondan. "
Hüseyin helal olsun der gibi omzuna vurdu. Daha da gururlanan Arda Gökçe'ye kaçamak bakışlarını göndermeye devam ediyordu.
Leyla ayağa kalktı ve Arda'nın yanına geldi. " Gerçekten mi? Peki ama nasıl? Allah'ım inanamıyorum sonunda yakalanacak. Gökçe duydun mu? "
Gökçe umursamaz bir ifadeyle kafasını salladı " Hayret. Bir işi de başarabilmiş. "
Arda sırıttı " İltifat olarak kabul ediyorum. "
" Keşke Ulaş Komutanı bekleseydin. Hem sen nasıl düşürdün bu adamı? "
" Ulaş Komutanım da tebrik edecek heyt be aslanıma bak diyecek bak görürsünüz. "
Aralarında konuşurken içeriye teğmen geldi. Hararetli konuşanlara baktı ve sordu " Ne oldu bi problem mi var? "
Leyla gülerek komutanın yanına geldi " Arda çok iyi bir iş çıkarmış. Remzi'yi oyuna getirmiş. " Ulaş Leyla'nın gülen yüzüne baktı ve kaşlarını çattı " Nasıl? " Sonra Arda'ya baktı.
" Biraz abaza bir herif ama hallettim komutanım. "
" Hallettin? "
Arda kasılmaya devam etti " Çok zor olmadı. " Sarı onun bu haline sırıttı.
" Nasıl hallettin bir göreyim. " Bilgisayar başına geçen Ulaş pek inanmaz bakışlarla incelemeye başladı. Aşağıya kaydırdıkça kaşları hayretle çatılıyordu.
Arda komutanı işaret ederek arkadaşına şov yapıyordu.
Ulaş bilgisayar başından kalkarak Arda'nın karşısında durdu. Gülümsüyordu. Arda bunu görünce daha çok sırıttı ve saçlarını kaşıdı.
" Güzel.. " Dedi Ulaş.
" Başardım değil mi komutanım? "
Ulaş yalancı gülmesiyle cevap verdi " Başardın.. Başardın tabi. Ama.. " Komutan ciddileşti.
Herkes onu beklerken Leyla kaşlarını çattı.
" Kurduğun plandaki Rus masajcı kadını sen canlandıracaksın. "
"Ne? " Arda sadece bunu söyleyebilmişti.
Gökçe büyük bir kahkaha atarak Arda'nın somurtkan yüzüne baktı. Leyla da kendini tutamamıştı.
" Komutanından gizli işlere karışmanın bedeli. "
Arda hayal kırıklığı ile yeri izledi.
Sarı arkadaşının omzunu kavradı ve " Ne diyecektik? Operasyonların hatunu mu? "
Ulaş dahil herkes gülerken Arda çaresizce yutkundu.
🌟
Ve bölüm biter.
Neden yorumlarda konuşmuyoruz? Lütfen konuşalım 🥺
Henüz biz bizeyiz sonrasında büyüyeceğiz ve eskiyi özleyeceğiz.
Gelecek pazar yeni bölümde görüşmek üzere.
Sağlıcakla ❤
Sosyal Medya Hesapları
İnstagram: lauraninnyiildizi Tiktok: nurr.www Youtube: nur.w.w
|
0% |