@laviimia
|
Selam. Nasılsınız? Umarız iyisinizdir. Yeni bir bölümle sizlerleyiz. İyi okumalar dileriz lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. ~G&C~
Yukarı odama çıktım. Masamın başına geçip Ferda'nın bana verdiği günlüğü incelemeye başladım. Kalın kapağı vardı, bazı kısımları metal süslemeler ile kaplıydı. Orta kısmında anahtar deliği yer alıyordu. Anahtarı ise garip tasarımlı beni yansıtan ürkütücü şekildeydi. Günlüğü açıp sayfalarına baktım. Simsiyah sayfalar... Ellerimi üzerinde gezdirdim yumuşak bir dokusu vardı. Birden bu sayfalara bir şeyler karalamak isteğimi fark ettim. Siyah sayfalar hayatım gibiydi yalnız ve ürkütücü. Kalemi alıp yazmaya başladım. Ben yazdıkça beyaz mürekkep siyah sayfaları aydınlatıyordu. Hüzünlü aydınlık... Öncelikle sana olan ilgimin uzun süreceğini sanmıyorum ama uzun sürmesi için çabalayacağım Ferda için... Adım Gece 17 yaşındayım Ferda dışında ailem yok ha birde benimle konuşan bir ses var ne olduğuna dair hiç bir fikrim yok ama küçüklükten beri benimle adı da Asrin. Arada benimle konuşur yol gösterir. Yangından sonra benimle baya iletişime geçti onu yangından sonra daha iyi tanıdığımı söyleyebilirim. 4 yıl önce ailemi bir yangında kaybettim. Aklımdan bir türlü silinmeyen bir gece, Saat gece yarısıydı abimin sarsması ile derin uykumdan uyanmıştım. Telaşlıydı beni kucağına alıp odamdan dışarı çıkarttı. Hızla merdivenlerden inerek evden dışarı koşarak çıkardı uyku sersemiydim olayı idrak edemiyordum abime "Ne oluyor?" Diye sordum abim öylece bana baktı evin karşısındaki kaldırıma bıraktı alnımdan öpüp "seni seviyorum kardeşim" dedi arkasını dönüp eve girdi. Evimiz yanıyordu. O gün içimde bir huzursuzluk vardı bu yüzden anneme uyurken kal gitme dememiş miydim, o güzel sesiyle hikaye okurken uyuyakalmamış mıydım, abim uyandırdığında yoktu annem kal dememe rağmen gitmişti. Nereden bilebilirdim ki o gün abimin sesini son kez duyduğu mu, annemin sesinden hikâyeleri son kez dinlediği mi, babannemin ilaçlarını son kez götürdüğü mü? Nereden bilebilirdim ki? Abimin bıraktığı kaldırıma oturup öylece evin yanışını izledim. Ağlamak istiyordum haykırarak, ama olmuyordu ağlamak yetimi kaybetmiştim o an bir daha da bulamadım ta ki bugüne kadar. Ailem o evde yanıyor yardım edin demeyi ne çok istedim. Olmuyordu hiçbir şey yapamıyordum öylece oturmuş izliyordum alevlerin evimi yutuşunu. Evim merkeze uzaktı arkasında devasa bir orman yer alıyordu. Yangın etrafa sıçramıyor benim evimi yutuyordu. Sanki sadece benim evim için böyle heybetli yanıp dumanını gökyüzüne salıyordu. Aradan ne kadar zaman geçmişti bilmiyorum ama itfaiye aracının sesi geliyordu. Buraya gelmelerini umut ediyordum, sokağın ucunda göründü araç, bizim eve doğru yöneldi yanmış ve kül olmuş evimize. O rahatsız eden siren ve yanıp sönen kırmızı ışıklar eşliğinde... Evimizi saran bu aç ateşi söndürmeye çalışıyorlardı ailemin evin kapısından çıkmasını bekliyordum annemi, abimi, babannemi, bekledim ama çıkmadı hiç kimse. Ev yanıp kül olmuştu ateş sönmüyordu. O gece ailemin yanışını değil ruhumun yanışını izledim, yeni bir ben doğdu o sönmek bilmeyen alevlerin içinden, nefretimi özgür bıraktım; alevin göğe yükselmek, özgür olmak için sabırsızlakla bekleyen dumanları gibi, o geceye hediye ettim dökemediğim gözyaşlarımı. Yandı ev, Annem gitmişti sonsuza kadar. Abim, babaannem de... Babam daha önce ben çok küçükken gitmişti bir daha geri dönülmeyen diyara. Neden gitti diye sorduğumda annem hep bir bahane bulur konuyu ustaca çevirir, bende sorduğum soruyu unutur annemin istediği şeye odaklanırdım. Kaldırımda öylece oturuyordum yanan evimizin sönmek bilmeyen ateşini söndürmeye çalışan itfaiye ekiplerini izledim ne kadar da telaşlılardı ben ise sakindim, olayı merak edip dışardan gelmiş bir çocuk misali. Adımı duydum aşina olduğum sesten " Gece" sesin geldiği yöne döndüm. Oydu gelen Ferda'ydı bu olaydan nasıl haberi olmuştu ki? Bana yaklaştı sarıldı onun annem gibi kokan kokusu eşliğinde kollarında uyuyakalmıştım. Gecenin içimde biriktirdiği benim bir türlü atamadığım duygularımın esiri olan bedenimi, bu kadının kucağına teslim etmiştim. Ailemden geriye bana kalan miras bir LANET ve her baktığımda beni ürküten aynı zamanda belli belirsiz huzurla dolduran zümrüt taşlı bir kolye, aslında bir MÜHÜR. Ne miras ama(!) Evet gerçekten nereden nasıl geldiği belli olmayan soyumuzda gelecek nesillere aktarılan bir lanet. Buna, bir ruh denebilir seçtiği kurbanı ele geçiren sonunda da öldüren. Atalarım yenmeyi başaramamış ama 18 yaşına kadar laneti engelleyecek gücünü azaltacak bir mühür keşfetmiş. 18 yaşına yaklaşan laneti içinde barındıran kişiden yeni doğmuş veya yaşı küçük olan bireye lanet aktarılır böyle böyle bana kadar geldi ve geldiğim soydan başka kimse kalmadı. 1 yıl sonra 18 olacağım neyle karşılaşacağıma dair bir fikrim yok. Sadece kolye ile benle iletişime geçen Asrin var. Oda bilmiyor ne yapılacağını. Sonumun geldiğini bile bile nasıl mı bu kadar sakinim? Çünkü sözüm var, anneme verdiğim söz. Aileme bunu yapan lanetti. Onunla yüzleşeceğim yenmeye çalışacağım. Nasıl yenilir bir lanet? Bu sorunun cevabını bir çok eski kitapta aradım kâhinlerin yardımı olabilirmiş. Peki böyle bir kâhini nereden bulabilirim? Ben de Ferda abla da aramıştık fakat bulamamıştık aramaya hâlâ devam ediyoruz. Yangın olayından beri Ferda'nın yanındayım başka kimsem kalmadı. Bu 4 yıl yaşadığım olayları atlatmakla geçti peki başarabildim mi? HAYIR. Her gece rüyamda kaldırımda oturup evimin yanışını izliyorum yeniden ve yeniden o anı yaşıyor tekrardan yanıyorum. Ne atlatabildim ne de alışabildim hâlâ 13 yaşında ki Gece'nin olayı hatırladığı ve hissettiği gibiyim. Şanslıyım ki akıl sağlığım hala yerinde..
Bölümü nasıl buldunuz? Fikirlerinizi bizimle paylaşırsanız çok seviniriz. Hoşçakalın :)&(:
|
0% |