Yeni Üyelik
13.
Bölüm

11.Bölüm

@lavinakara_

Yıldızları unutmayın ✨ 

Yazardan

Kaç saat olmuştu kimse bilmiyordu güneş doğmak üzereydi. Herkes şuan hastanedeydi olayı duyan herkes gelmişti, kimsenin olay yerine girmesine izin verilmemişti, perinin yangından geriye kalan bedeni otopsi için hastaneye getirilmişti, şuan şah evinde kimsenin hala haberi yoktu ki zaten kimse cesaret edemiyordu. Aramaya

Perinin annesi kalp krizi geçirmiş ve şuan ameliyatdaydı, aslana kaç tane sakinleştirici yapılmıştı ama bir fayda etmemişti şuan hastane koridorunda bir sağa bir sola gidip geliyordu iyi değildi Aslan periyle vardı, peri yoksa oda yoktu..

O cansız bedenin peri olup olmadığını bilmiyorlardı bunun için dna testi istenmiş murat bey kan vermişti şuan herkes hem otopsiyi bir umut dna testini bekliyorlardı.

Aslan telefonunu alıp bir köşeye geçti.. Birini aradı.. Telefon açıldı... Tek bir cümle kurdu

-senden bir şey istiyorum... 


3 saat sonra

Kapı açılmıştı, doktor çıkmıştı elinde dna testi vardı o kişi peri mıydı? Değil miydi?

Doktor herkesi toplantı odadıba çağırdı, herkes odaya girmişti. Herkes sandalye çekip oturmuştu aslandan hariç, doktor söze girdi

-DNA testinin sonucu çıktı ve otopsi raporuda hazırlandı.

Herkes çok gergindi azda olsa bir umuda tutunmak istediler, ama

Demir- sonuç nedir? 

Doktor kağıdı zargtan çıkarıp okumaya başladı.

-DNA testinin sonucuna göre peri şah ve murat ataoğllunun danaları %99.9 uyuşmaktadır.... Malessef yangından çıkarılan cansız beden peri hanıma ait....

Aslan hızlı adımlarla doktora ulaştı elindeki kağıdı söküp aldı tek tek okudu herşeyi ağırca yutkundu, dnaları uyuşuyordu...

Karısı ölmüş müydü? Ne olmuştu ki karısına? Aklı karıştı ne oluyordu, nerdeydi? Demir ve Fırat ayağa kalkıp aslana koştular son anda yere yığılmana izin vermediler, aslan diz çöktü kimseyi duyamıyordu, her şey bulanıktı...

Aslan odadaki insanlara döndü, hepsini şok etti..

-peri nerde? 

Demirin ve fıratın elleri buz kesmişti, Engin adım atamamıştı, murat bey bile oturduğu sandalyedr taş kesilmişti...

Rıfat bey hiç düşünmeden sımsıkı sarıldo oğluna, oğlu aklını kaybediyordu.

Aslan şah karısına o kadar aşıktı ki dakikalar önce delirmenin aklını kaybetmenin kıyısından geçmişti...aşk bir adama aklını kaybettiricek kadar yakardı insanı...

-baba, baba bırak beni o peri değil benim karım ölmez ölemez...! Bizim küçük bir kızımız var baba... Sormıycak mı periyi? Ne diycem ben?

-Rıfat beyin boğazı düğümlenmişti, en çokta bu onu yıkıyordu, hiç aslan oğlunun kollarında ağlıycağını bir gün yıkılıcağını düşünmemişti.. Kolları arasında dağılan oğlunu nasıl toparlıycaktı... Eve nasıl gidicek ti?

Ahunun yüzüne nasıl bakıcaktı...Bir kişi daha dağılmıştı Engin çiçeği hatırlamıştı yılardır psikolojik yardımlarla toparlanıp ayağa kalkmaya çalışan enginde yıkıldı bir duvarın dibine gözlerinden yaşlar akıyordu abisinin haykırışları hastaneyi inletiyordu...


Aslan ayağa kalkmaya çalıştı, karısını görücekti, doktora döndü.

-karımı görücem

- bu mümkün değil aslan bey

Doktor buna izi veremedi az önce aklını kaybetmek üzere olan bir adama karısının yanmış bedeni gösteremedi, bu vicdansızlık olurdu.

-görücem ve kimse buna karışmıycak hiç kimse!

Dokror Rıfat beye baktı, 

- Rıfat bey bakın buna izin veremem oğlunuz birdaha toparlanmaz, Rıfat beyde aynı şeyi düşünüyordu alanının bunu yapmasına izin vermezdi.

- Aslan göre-

Aslan babasının lafının devamını bile dinlemeden çıktı kapıdan, yüreği yana yana morga adım attı yol bitmiyordu halbuki perisine giden her yol kısaydı hemen ulaştırdı sevdiğine böyle... Sonunda morgun önüne gelmişti gelmesine ama içeriye adam Atıcak gücü kalmamıştı, başını duvara yasladı derin bir nefes aldı görmeliydi...

Morgun kapısını açtı, kimse artık girmesine engel olmadı. Bir kaç adım atarak içerideydi, önümde yatan bir beden vardı, üzeri örülmüş genç adamın boğazı düğümlendi gücü kalmamıştı duvara yaslandı... Görevli aslana baktı alıştığı bir durumdu morgtan çıktı onlara son bir alan bıraktı.

Aslanın sırtını dayandığı duvardan kayarak yere oturdu bir bacağını büküp kendine çekti diğerini üzattı önünde cansız bedene baktı... Dudaklarının arasından bir hıçkırık kaçtı saniyeler sonra dağ gibi adam güçük bir çoçuk gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyordu...

-peri, sevgilim? 

Sessizlik 

-Birtanem neden konuşmuyorsun benimle?

Sesizlik 

-gitmedin dimi? 

Sesizlik 

-peri sensiz nasıl yaşarım? 

Sesizlik 

-ahu.. Ahuya ne diycem ben? 

Sesizlik 

-neden bıraktın beni ben nasıl nefes alıcam...

Koskocaman bir Sesizlik karısı nefret ederdi sensizlikten o bağara bağara kahka atan biriydi çevreye pozitif enerji yayan biriydi... Ama burda karısından ses çıkmıyordu...

Kaç dakika orda kaldı bilmiyordu adam yavaşca ayağa kalkıp karısına gitti elini kaldırdı yüzündeki örtüyü kaldırmak için derin bir nefes aldı örtüyü çekti genç adam gözlerini yumdu Allahım bu nasıl bir acı....

Yüzünü örtü duvara dayandı... Aslan şah bugün bitmişti... Son defa baktı karısının cansız bedenine yavaş adımlarla dışarıya çıktı herkes kapının önündeyi Aslanın çıkmasını bekliyorlardı

Çıkmıştı aslan morgtan ama sadece beden olarak çıkmıştı ruhunu karısıyla beraber arkasında bırakmıştı... Kimseyi duymadı dağılmış bir şekilde hastanenin bahçesine çıktı... Yürüdü attığı adımları bile hissetmiyordu bir banka oturdu başını aldı iki elinin arasına düşünmeye başladı...

Yanın koruması yiğit geldi, yiğit yılardır bu adamın yanındayı onu sokaklardan çıkarıp bugünlere getirmişti bu adama borcu çoktu maddi olarak değil manevi olarak bir abiyi yiğite günü geldi bir baba olmuştu...

-abi bir ihtiyacın var mı? 

-sıgaran varmı? 

Yiğit şaşırdı abisinin sıgarayı bırakalı uzun zaman olmuştu, ağırca yutkundu çıkardı cebindeki paketi abisine verdi yanında oturdu konuşmadılar kaç dakika oturdular bilmiyordu ama aslan ikinci paketi başka bir korumadan alarak onu bile yarılamıştı...

Doktor demire doğru yürüdü, demir gelen doktoru fark edip ayağa kalktı

- demir bey otopsi biteli baya zaman oldu, cenazeyi alıp defnedebilirsiniz!

Demir başını salladı oradaki herkes duymuştu boğazları düğümlenmişti daha dün sabah aynı kahvaltı manasında oturdukları kadını şimdi toprağa vericeklerdi... Evdekilere haber vermeliydim...

Dışarıya çıktı... Telefonunu çıkardı kimi aramalıydı? Annesini arayamadı, kaldıramazdı. Ahu ne yapıyordu? Yüreği yanıyordu...

Karısının aramaya karar verdi...

Kadınlar dünden beri haber bekliyorları hiç bir şekilde kimse aramlara dönmüyordu. Hiç biri uyumamıştı minik ahuyu uyutmakta zorlanmamışları annesin yastığına sarıldığı gibi uyumuştu...

Sabahın erken saatleriydi selvi hanım, kızı, sinem ve ceylanla ve ailenin geri kalan kadınları hepsi gelmişti hepsi bir haber bekliyordu...

Ceylan herkese çay dağıtıyordu en son kendinede alıp oturdu.

-hala haber yok 

-Allahım sen yardım et (selvi hanım)

Tam o sırada sinemin telefonu çaldı. Arayan eşiydi, sinemin eli telefona gitmedi... Telefon ağır ağır çaldı herkes göz göze geldi...

-hadi kızım cevap ver 

Sinem telefonu açıp kulağına götürdü...

-demir bir haber var mı? Bunu sorarken ayağa kalmıştı mutfağa gidicekti ki tek bir adım atabildi, elindeki çay bardağı yere düştü... Paramparça oldu tüm kadınlar ayağa kalktı.

Selvi hanım korktu hemen sinemin elindeki telefonu aldı kulağına götürdü tek şunu duyabildi,

-sinem cenazeyi gömüceğiz hazırlık yapın, oğlu ne diyordu?

-demir sen ne saçmalıyorsun? Ne cenazesi?

Herkes dondu kaldı. Peri ölmüş müydü?

-anne.... periyi... Kaybettik...

- kadının soluğu kesildi, demir kes sesini kapat şu telefonu şakanın sırası değil? Dizleri tutmadı kadının koltuğa zor oturdu inanmıyordu peri ölmüş olamazdı... Hayır

Ahuya ne diyecektim oğlu nerdeydi? Nefesi kesildi kadının oracıkta bayıldı...

2 saat sonra

Haberi duyan herkes gelmişti hocaları, arkadaşları, hastaları hemen hemen herkes gelmişti tüm ailesi buradaydı ameliyattan çıkan annesinde gelmişti kenarda ambulansın içindeydi...

Kadınların ağlayışları, erkeklerin zorla ayakta kalmaları... Herşey hazırdı imam kuran okuyordu perinin bedenini mezara koymak için aslan girmişti mezara ona karısının bedeni uzatan murat beydi tek başına almıştı kızının cansız bedeni kucağına mezara doğru yürüdü Aslanın kolları arasına bıraktı, aslan yavaşca koydu onu mezara girince mi buradaki işi bitmişti çıkması gerekiyordu çıkamadı kardeşlerin yardımıyla çıktı.. Üstüne toprak atmaya başladıkları dakikalar sonra kapandı mezar... Herkes baş sağlığı dileyerek ayrıldı mezarlıktan sadece iki aile destek kaldı... Onlarda tek tek vedalaştı periyle sırtlarında büyük bir yükle çıktılar mezarlıktan bie tek aslan kaldı geriye...

-nasıl gidicem ben şimdi? Nasıl bırakayım seni ha söyle bana? Üşürsün ki sen

Genç adam saatlerce kaldı o mezarın başında saatlerce konuştu karısıyla belli bir süreden sonra uyuya kaldı karısının mezarı başında...


Loading...
0%