Yeni Üyelik
28.
Bölüm

21.Bölüm

@lavinakara_

Yıldızları unutmayın lütfen ✨ ✨


Arkalarından söylenerek içeri girdim, salona yürüdüm Fırat kediyi göstermemişti... Yanına gidip diz çöktüm saçlarını öptüm..


"babam sana bir sürprizim var" heyecanla bana döndü..


Fırat'a baktım "yatak odasında" manyak herif başka yer yoktu sanki... Homurdandım hrtimden kalkıp yatak odasına gittim yatağın üstündeydi. İncitmeden elime aldım zaten çok küçüktü yatak odasından çıkıp salona doğru yürüdüm...

İçeri geçmeden önce elimi arkama sakladımsalona girdim miniğim hemen bana dönmüştü meraklı gözlerle bakıyordu....

Gidip koltuğa aralıklı bir şekilde oturdum, ahu hemen fırsatın kucağından inip bana geldi. Çenesini iki eli arasına koydu o kadar tatlıydı ki benim bal kızım...

"hazır mısın? Babam" başını salladı, elimi yavaşça öne doğru getirirdim, Fırat bu hallerini kaydediyordu ahu ilk sarı kediye baktı sonra hiç beklemediğim bir şey oldu çığlık attı sevinçten benle Fırat donup kaldık nefesim kesildi benim aylar sonra kızımın sesini azda olsa duymuştum...

Ahu attığı çığlığını farkında bile değildi, incitmeden elimden kediyi alıp göğsüne yasladı. Minik kedi başını ahunun boyun girinti sine soktu.... Bu an benim için muhteşemdi...

Daha önce nasıl almamıştım sevinçten yerinde duramıyordu. Bir eliyle kucağıma gelmek istedi, onu kucağıma aldım minik dudaklarıyla dokundu yanğıma öptü hemde bir kaç defa üst üste ben daha fazla dayanamayıp bende onu öptüm...

"süprizimi beğendin mi?" Ahu beni afalatırıyordu... Dudaklarından bir kelime daha çıktı...

"hı hı"

Fırtala göz göze geldik ikimizinde yüzünde bir tebessüm oluşmuştu benim kızım konuşucaktı...

"babacım daha küçük o yüzden birlikte dikkatli bir şekilde bakıcaz tamam mı bebeğim?"

Başını salladı, Fırat daha fazla dayanamamıştı ki hemen lafa daldı,

"minik şirine bana kedini göstermiycek misin?" heyecanla kucağımdan inmeye çalıştı onu yere bıraktığımda hemen fırsata gidip kedisini gösterdi, Fırat öyle profesyonel oynuyordu ki sanki kediyi birlikte alamamıştık.. Bu adam benim canımdı ahuyu kendi çoçuğu gibi seviyordu... Periyle çok yakın arkadaşlardı... Güneşle kavga ettiğinde periye koşardı, kocaman adamdı ama karımla yan yana gelince ikiside yaramaz çoçuk gibiydiler bazen ben ve güneş kendimizi onların ebeveynleri gibi hisederdik...

Peri hamile kalmadan önce bir gün güneşle Fırat tartışmışlardı Fırat raniki soluğu bizim evde almıştı benimde acil toplantıya gidicektim ikisini bırakıp çıktığım nerden bilebilirdim ki ikisini karakollarda toplıyacağımı... O günü hatırladığımda hep gülerdim...

Toplantıaydım telefonum çaldı, sessizdeydi ama ekranı görmüştüm yabancı bir numaraydı cevap vermemiştim yeniden toplantıya dönmüştüm bir kaç dakika sonra yine çaldı yine cevap vermedim yine aradı mola verip toplantıya ara verip çıkıp odama gitmiştim beni arayan numarar "ı aramıştım bir kaç saniyede açılmıştı...

"alo"

"Aslan" arayan periyidi tlefonu çekip numaraya baktım farklıydı

"güzelim bir şey mi oldu beni neden farklı birnumaradan arıyorsun?"

" bir şey diycem ama kızma... Şey biz fırarla karakola düştük"

"Ne, sana bir şey olmadı dimi iyimisin güzelim?

"iyiyim sevgilim bence sen buraya gelmelisin?"

"ah peri ah kapat geliyorum"

Karakola vardığımda güneşide gördüm ikimiz göz göze geldik...

"Aslan ben bu ikiliden bıktım!"

"yine ne yaptılar?"

"geç içeri öğrenirsin"

İkimiz birlikte içeri geçtiğimizde iki adam gördük birisinin kafasında sargı bezi vardı biride belinden tutuyordu... İçimden inşallah perinin bu işte bir alakası yoktu diyordum..

Başkomserin odasına geçtik...

"peri şahın sizde Fırat Gökmen için geldiniz dimi?"

"evet komserbey" güneş

"ben Başkomser celal Tunç" siz?"

"güneş, aslan"

buyrun oturun lütfen" ikimizde oturduk komsere döndük daha fazla dayanamamıştım

"konu nedir celal bey neden burdalar?"


"ikisi gündüz vakti iki adama saldırmışlar"


"peri?"

"Fırat?

"evet aslında olay şu peri masalı hanım ve Fırat bey bir balıkçıda balık yerken dışardaki kişiler tarafından taciz ediyorlar Fırat ve peri hanımda dayanamayıp bunlara saldırıyor?"

"benim karımı mı? Taciz ettiler ulan ben" Aslan yerinden kalkıp kapıya yöneldi arkasında ki çağıranlarını duymadı hiç düşünmeden adama kafayı koydu...

"ulan senin belanı silerim lan sen kimsin sen benim karımı nasıl taciz edersin şerefsiz" polis memurları çoktan araya girmişti...

"Aslan bey bi durun niye lafın sonunu dinlemeden ayaklanıyırsunuz

Yerinde duramıyordum yeniden saldırdım şerefsize tam yumruk atıcaktım ki

"peri hanıma DEĞİL FIRAT BEYİ TACİZ ETMİŞLER" karakol derin bir sensizliğe büründü sadece kağıt ve makine sesi geliyordu elim havada kalmıştı, donup kalmıştım....

"NE?, NE DEMEK FIRATI TACİZ ETTİ" ben daha ne olduğunu anlamadan güneş adamı elimden almış yumruğu yedirmişti...

"ulan sen kimsin gavat benim sevgilimi nasıl taciz edersin gö........" küfürleri durmuyordu bu seferde beni bırakmış güneşi tutmaya çalışıyorlardı ama sorun şu ki tutamıyorlardı?😂

Konser daha fazla dayanamamıştı..

"ATIN LAN ŞU İKİSİNİ NEZARATHANEYE, BUNLARLA MI UĞRAŞICAM BEN...."

evet ne için gelmiştik şimdi nereye gidiyorduk halimiz gülünçtü... Alt kata indirildiğimizde peri ve Fıratı gördüm yazık bizim onları kurtarıcağımız sanıyorlardı... Hemen kalkıp demir parmaklıklara geldiler...

"sevgilim beni kurtarmaya geldin dimi?"

"güneşim hoşgeldin kurban olayım çıkar beni!"

O sırada memur güldü peri ve Fırat memura baktı memur kapıyı açıp beni ve güneşi karşıdaki demir parmaklıkların arkasına koydu bizi izleyen ikiliye döndük ağızları açık kalmış bize bakıyorlardı donup kalmışlardı....

" Güneş?"

" aslan"

Güneşle birbirimizi bakıp kahkaha attık yeni yeni idarak ediyorduk kaç dakika sürdü bilmiyorum zar zor kendimize geldiğimizde karşımızdaki ikili anlamıştı Fırat kıpkırmızı olmuştu... Güneş asla takılmadan yapamazdı...

"sevgilim merak etme namusunu yerde bırakmadım" periyle birbirimize baktık sıraya ayıp olmasın diye gülmemeye çalışıyorduk ama pek bir işe yaramamıştı ikimizde gülmeye başladık güneşte katıldı bize... Fırat bile güldü kendi haline...

Bir kaç saat sonra abim gelip çıkarmıştı bizi güzel bir andı, şuan bunu hatırlamak bile özleminden kavurdu beni karımı çok özlemiştim....

Fırat'a bakıp güldüm anlamdı, ahu kediyle oynamaya başlamıştı bile...

"ee ismini ne koyucaz?" Fırat ahu başını kaldırıp ilk Fırat'a sonra bana baktı...

"isim mi?"

"evet sevgili kardeşim bu kedi isimsiz mi kalsın?"

"ahuya bırakalım" minik kızımda bana uymuştu başını salladı...

"tamam o zaman ben artık gideyim kardeşim güneş beni bekliyor" ayağa kalktık


"tamamdır sağol Fırat cevap vermesi gülüp omzuma vurdu ahuya eğilip kucağına aldı birbirlerine sarıldılar... Görende nereye gidiyordu


" görüşürüz balkabağım... "Ahu kıkırdayıp başını sallamışrı vedalaşıp çıktı...


O gittiğinde kızıma döndüm birlikte tatlı yada yemek yapabilirdik uzun zamandır vakit geçirmiyorduk...

" Babacım bugün tatlı veya yemek yapalım mı? "

Kediye baktı sonra bana döndü kedi uyumuştu kollarını uzatı eğilip aldım kucağıma öptüm doyaca...

Kediyi arkamızda bırakıp mutfağa yöneldim baba kız kurabiye yapmaya karar vermiştik....

Mutfağa girmeden önce banyoya yönelip ellerimizi yıkadık üstümüzü değiştirip daha rahat bir şeyler giyip mutfağa geçtik....

Ahuyu mutfak tezgahın üstüne oturup malzemeleri çıkarmaya başlamıştım minik kızım meraklı meraklı bana bakıyordu kurban olurum ona tüm malzemeleri çıkarıp yumurtaları bir kapta kırdım ahuya da bir Karıştırıcı verdim o kendi halinse karıştırmaya başladı bende yardım ederek şeker ekledim yavaş yavaş tüm malzemeyi ekleyip şekil vermeye gelmiştik ahuyu sandalyeye oturtum daha rahat yapabilirdi ahu için aldığım hamumalzu.. illerini masaya bıraktım...


Ahu hemen kelebek şeklimi alıp şekil vermeye başladı, tek tek tebsige dizmeye başladık tama o sırada içersen telefonumun sesi geldi..


"babacım bekle hemen geliyorum tamam mı?" başını salladı...

Salona geçtiğimde koltuğun üstündeydi alıp baktığımda arayan ablamdı hemen her gün konuşurduk hepsini özlemiştim periyi sağ salim bulursam onları görmeye gidicektim..

Ablam yeniden görüntülü ardı açtım

karşımda tüm aile vardı hepsini bir kadraja sığdırmıştı...

"ablacım merhaba nasılsın?"

"iyiyim abla sen nasılsın"

"iyiyim çok şükür balım nasıl"

"iyi şuan mutfak,anne baba abi sizler nasılsınız?"

Hem konulup hem mutfağa doğru yürüdüm ahuyu yanlız bırakamazdım içeri geçtim ahu hala şekil vermeye daha doğrusu savaşmaya çalışıyordu... Babam da tam o sırada ahuyu sordu, kamerayı çevirip onu gösterdim...

" dedem nasılsın sen ne yapıyorsun bakayım öyle?"....

Devamı diğer bölümde..... 🍂


 


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Loading...
0%