Yeni Üyelik
48.
Bölüm

30.Bölüm

@lavinakara_

Merhaba arkadaşlar yeni bölüme hoşgeldiniz yorum ve yıldızları unutmayın keyifli okumalar... 🍂

Sınır=10 yıldız-5 yorum

Aslan'dan

Albayın dediğini idrak edemedim ne demek dosya kapatılıyordu, bu mümkün değildi yerimde mıh gibi kalakalmıştım tüm tim bana bakıyorlardı, perinin yaşadığına inanmıyorlardı?

"komutanım ne diyorsunuz!" albayın bakışları bana döndü "bende bunu istemiyorum aslan ama emir kesin"

Bu olamazdı aylardır ben bunu beklemiyordum benim karım yaşıyordu kim ne derse desin! Tam kafa giricek tim ki yağız benden önce davrandı..

"komutanım biraz daha zaman verin yine bakalım" yağız, albayın bakışları yağıza döndü başını sağa sola salladı..

"evet albayım belki gözümden bir şey kaçmıştır yeniden bakayım?" güneş

"son bir defa daha deneyelim?" Fırat herkes dosyanın kapanmaması için mücadele ediyordu..

"benim elimde olan bir şey değil zaten uzun zamandır dosyanın kapanmaması için mücadele verdim ama artık hiç bir şeyi kabul etmiyorlar"

"komutanım ben karımın yaşadığına inanıyorum!"

"bende perinin yaşadığına inanıyorum ama bir kanıt lazım evlat"

Daha fazla sakin kalmamıştım yerimden kalktığımda timde kalktı "siz o dosyayı kapatsanız bile ben bu şerefsizin peşini bırakmıycam! " kendimi kaybederek ablaya bağırdım...

"kendine gel Asker!" çoçuklar döndü "çıkarın şunu dışarıya!sakinleştiğinde geri gel" yeniden konuşacaktım ki izin vermeden Fırat kolumdan tuttuğu gibi dışarı çıkardı...

Yusuf albay bir şeylerden şüpheleniyordu bu dosyayı kim kapatmaya çalışıyordu? Aylardır nasıl bir iz bulamıyorlardı? Günlerdir düşündüğü tek şey vardı, aralarında bir hain vardı!

Duramadım kimseyi beklemeden karagahın arka bahçesine gittim deliricektim başımı iki elimin arasına aldım son umudum burasıydı? Öfkeden kuduruyordum hızla önümdeki sandalyeye vurdum durmadım eğilip yerden aldığın gibi duvara fırlatm...yeniden sandalyeye yöneldim alp hızlıca davranıp sandalyeyi aldı...

"abi Bi dur kurbanın olayım" Fırat önüme geçip durdurmaya çalıştı...

"nasıl durayım Fırat duymadın mı lan ne diyor! Ulan biriniz benim yerimde olsa ne yapardınız lan!"

"duyduk hepimiz duyduk ama sakinleş başka bir yolunu buluruz! Bulmak zorundayız anladın mı? Hiç kimse şuan senin ne yaşadığını bilemez ama sakinleşmelisin! " yağız

"yağız elimi kolumu bağladılar lan!" bana doğru gelip elini omzuma koyup sıktı"bir yolunu bulucaz!" o sırada

"hem Albay dosyayı yağız komutanıma verdi bir kaç gün geçiktirebiliriz olmadı o sürede hızlıca yeniden herşeyin üstünden geçeriz!" konuşan Serkana baktım sonra bakışlarım yağıza döndü...

"evet imzalamam için verdi zaman yaratabilirim o yüzden toparlan ne yapıcağımıza karar verelim" ağızdan bakışlarımı çektim hiç bir şey demedim bunca zamandır bulamadığımız bir şeyi bir iki gün içinde mi bulucaktık?

Neden tüm kapılar yüzüme kapanıyordu neden? Bu piçin eli kolu nasıl bu kadar uzundu nasıl bulamıyorduk?

Eğilip banka oturdum cebimden sıgarayı çıkarıp yaktım diğerlerinde yanıma gelip oturmuşlardı onlar konuşuyordu ama ben duyuyordum bir yol bulmalıyım? Periye ulaşmak için bir yol....

Ben düşüncelere dalmışken telefonum çaldı cebimden çıkarıp arayana baktım hale neden gün içinde arıyordu ki kaşlarım çatıldı...

"kim arıyor" Fırat

"hale" yağız da kaşlarını çattı oyalanmadan cevap verdim

"alo hale"

"Aslan müsait misin?" sesinde panik vardı oturduğum yerden doğruldum

"bir şey mi oldu hale?"

"Aslan aslında seni aramıycaktım ahuyu eve getirdiğinde hafif ateşi vardı düşürdüm"

"ateşi mi vardı?"

"evet ama ateşi yeniden yükseldi buraya gelsen iyi olucak" bedenimi bir endişe kapladı ahu kolay kolay hastalanmazdı, sabah bıraktığımda ateşi varmıydı? Nasıl fark etmemiştim...

"geliyorum"

"ne oldu?" yağız

" şirineme bir şey mi oldu? "Fırat

Onlara döndüm gitmem gerekiyordı" ateşi çıkmış hastaneye götürücem"omları ardımda bırakarak bahçeden çıktım...

"bekle bizde geliyoruz!" fırsatın sesini duydum ama beklemedim içimi bir korku kapladı peir olmadan ne yapıcakstım? Ben hiç ahuya hastayken tek başıma bakmamıştım ki?

Nasıl bu kadar beceriksiz oldum ben nasıl fark etmedim ahunun ateşini bunları düşünürken dakikalar sonra lojmana vardım merdivenleri ikişer üçer atıp kapıya vardım hemen kapıyı çaldım.... Yağız da yetişmişti bana...

Hale endişeli bir şekilde kapıyı açtı, "içerde" hemen içeri geçtim gördüğüm manzarayla donup kaldım ahu resmen cansız bir şekilde koltuğun üstünde uzanıyordu kalbime bir sızı girdi....

Hızlıca yanıma gittim ya yanaklaeı kıpkırmızıydı, gözleri kapalıydı "babacım" gözlerini karalamaya çalıştı gücü yoktu hemen ayağa kalkkıp kucağıma aldım salondan çıkıp lojmanın çıkışına doğru yürüdüm hızlıca indim Fırat arabayı hazırlamıştı Serkan arka kapıyı açtı hızlıca binip aracı çalıştırdı fırat...

Tekrara ahuya döndüm yanıyordu ilk defa böyle şekilde ateşi çıkıyordu "Ahu bebeğim beni duyuyor musun?" hafifif kıbırdandı, "şimdi hastaneye gidiyoruz tamam babam?" iyi değildi eğildim saçlarından öptüm terlemişti...

"Fırat hadi!" dikiz aynasından bana baktı "az kaldı" bir kaç dakika sonra Fırat acilin önüne kırdı, hızlıca çıktım araçtan hastanenin içine girsin tam o sırada bir doktor bize doğru koştu..

"neyi var?"

"çok ateşi var" saniyeler içinde ahu kucağımdan alınıp sedyeye kondu bizi müşade odasından çıkardılar koridor boyunca yürüdüm...

"nasıl fark etmedim ben?"

"çoçuk bu Aslan tabikide ateşi olucak" Cesura baktım haklıydı ama ben daha iyi bakabilirdim...

"sakinleş kardeşim gel otur şöyle" Fırat

Fırat'tan

Gerçekten bugun herşey üst üste geliyor perinin dosyası ahunun ateşi gerçekten çok zor bir durumdu aslan çok yıpranmıştı, kim onun yerinde olda bu kadar dayanabilirdi ki hem karısını arıyor hemde tek başıma kızıma bakmaya çalışıyordu...

Hele şirinimenin o hali gözümün önünde gitmiyor benim şirinem öyle değildi ki o kadar solgun ve bitki di ki nasıl bu derse çöktü hiç birimiz nasıl faeketmedik?

Müşade odasından gelicek haberi bekliyorduk tüm tim buradaydı hepsi çok seviyordu ahuyu, ahu ne kadar konuşmasada herkese sevdirnilti kendisini, tripleri, cilveliydi benim şirinem...

Aslanın yüzü sararmıştı gidip önüne eğildimk "kardeşim iyi misin?" bana baktı başını salladı sadece sık sık yaptığı bir şeydi peri girdiğinden beri konuşmayı azalmıştı bir tek ahunun yanımda çok konuşurdu...

Serkan bana bir şie su uzatı hemen açıp Aslana uzatım ikiletmeden alıp içti o da biliyordu ki iyi değildi ne kadar iyiyim desende Aslanda psikolojik olarak iyi değildi çok yıpranmıştı...

Yarım saat sonra hala haber bekliyorduk aslan artık yerinde duramıyordu...

Aslandan

Yarım saat olmuştu hala bir ses seda yoktu kafayı yiyecektim, tam o sırada kapı açıldı oturduğum yerden kalkıp doktora yürüdüm

"Ahu iyi mi?" bakışları bana döndü...

"merak etmeyin şuan gayet iyi hafifi üşütmüş ateşini düşürdük şuan serum verdik, serum bitene kadar bir değişiklik olmasa çıkarabilirsiniz bu arada ahu için yazdığım reçete hemşirede size vericektir ilaçları içirin nir hafta sonra kontrola gelin mutlaka!"

Vucudumu o kadar sıkmıştım ki tüm kaslarım gerilmişti, bu haberle gevşemiştim rahatlamıştım bunu duymak iyi gelmişti...

"tamam doktor hanım kızımı görebilir miyim?"

"tabikide şuan uyuyor, geçmiş olsun"

Doktor yanımızdan geçip giderken ahunun kaldığı odaya yöneldim kapıyı yavaşca açtım karşımdaydı o kadar kırılgandı ki bu benim ruhumu yaraladı kolumda serum huzursuz bir şekilde uyuyordu...

Ses çıkarmadan yanına gidip eğildim saçlarından öptüm kokusunu içime çektim Ahu benim şansımdı herşeyim, onun saçının teline bir şey olmasını bile kaldıramazdım yüzüne gelen saçları geriye ittim yavaşca okşadım yüz hatları yumuşadı derin bir uykuya daldı...

O sırada tim içeri girmiş ahuyu izliyorlaradı, yarım saat geçmişti ahunun serumu bitmişti hemşire gelip uyandırmadan çıkarmıştı artık uyanma vaktiydi...

"babacım, güzel kızım, baş kızım hadi uyan" o kadar yavaş ve sakince seslendim ki oa sanki sabahtan beri kriz geçiren ben değildim ahunun yanında başka biri oluyordum...

Miniğim beni duymuş hafif yerinde kıpırdandı eliyle gözünü ovalaıp açtı minik gözlerini ilk tavana baktı sonra başını bana çevirdi hemen gözleri doldu, aynı annesi gibiydi hasta olunca duygusal oluyorlardı...

Koluna dikkat ederek onu yavaşca kaldırdım hemen başını göğsüme görmüştü eğilip saçlarından öptüm...

"Günaydın babacım" başını kaldırıp bana baktı sonra koluna baktı gözünden bir yaş aktı içim gitti hemen yaşını sildim eğilip minik kolundan öptüm...

Serkandan civcivili sarı yara bantları istemiştim onu getirip ahunun koluna yapıştırmıştım sonra yeniden koluma baktı bandı yeni fark etmişti başını bana döndürdü yeniden...

"Serkan amcan aldı sana bebeğim" bakışları Serkanı aradı sonunda buldu başını göğsüme yaslayıp el salladı güldük bu hareketine ilk gördüğüm anki hali gözümün önünden yavaş yavaş siliniyordu... Serkan dayanamayıp gelip avcundan öptü ahu utanıp bana sığındı...

 

"benim bal kızım" doyamadım öpmeye ama daha fazla yormak istemedim...

"babacım evimize gidelim mi?" başını sallayarak cevap verdi üstünde bir şey yoktu bir askılık vardı sadece gece bunu fark edip üstündeki hırkayı çıkarıp bize doğru geldi miniğim geceyi görünce kollarını kaldırdı gece hiç ikiletmeden aldı kucağına sıkıca sarıldılar birbirine..

" Ahu Birtanem" Ahu daha çok sokuldu geceye seviyordu geceyi sarılmaları bittiğinde gece ahuyu yatağa bırakıp hırkayı giydirdi minik kızım içinde kaybolmuştu kollarını kaldırıp salladı güldük bu hareketine eğilip kucağıma aldım artık çıkabilirdik...

Tim önden çıktı hemşireyi aradı gözlerim o sırada alp elinde eczane poşetiyle bize doğru geldi demek ki reçeteyi almıştı...

"kız çitlenbik uyandın mı sen?" Ahu alpe elini uzattı alp hırkanın kolundan görünmeyen ele bakıp güldü sonra kolu katlayarak ahunun elini çıkarıp öptü ahu başı omzumda alpi izliyordu...

Onların bu haline gülüp hastaneden çıktık fuarın arabasına doğru yürüdüm hava hafifi esiyordu hırkanın şapkasını ahunun başın örtüm bir kaç dakika sonra arabaya binmiştim bizimle gece ve Serkan gelmişti diğerleri arkadaki arabalara binmişlerdi, Fırat arcı çalıştırıp yola koyulduk....

Sonunda lojmana gelebilmiştik arabadan indiğimde kapıda Haleyi gördüm gözleri dolu doluydu kucağında Melek yanında da aras bizi bekliyorlardı, hale hemen yanımıza gelip ahuya baktı....

"minik kuşum benim nasılsın?" Ahu başını kaldırıp haleye güldü ama çok halsizdi hale bana bakmıyordu,"hadi içeri geçin üşütmesin" yanından geçip lojmana doğru yürüdüm... İçeri girdiğimizde kendi evime gitmek için yürüyordum ki halenin sesini duydum...

"Aslan ben ahu için yemek hazırladım çorba yaptım iyi gelir isterseniz bize geçelim" çekinerek söylüyordu, ona kızdığımı mı düşünüyordu?

"zahmet verdik hale kusura bakma" hemen diklendi bana

"olur mu öyle şey Aslan rica ediyorum eve geçin hepiniz beyler ve bayanlar" onu dinleyip içti geçtik haleyle konuşmalıydım yoksa kafasında kurucaktı....

"babacım Fırat amcana gitmek ister misin ben bi su alıp geleyim" başını salladı sanki Fırat bu anı bekliyormuş gibi hemen aldı

"şirinem benim bal kabağım gel bakalım bana" onları bırakıp yağıza baktım başımla mutfağı işaret ettim kucağındaki meleği Cesur bıraktı beraber mutfağa gittik....

Devamı diğer bölümde.... 🍂

Loading...
0%