@lavinakara_
|
Merhabalar arkadaşlar yorumlarınızı ve yıldızları parlatmayı unutmayın lütfen... 🍂 Keyifli okumalar 🤗 Mihri'den Kahvaltıyı bitirmiştik, ben yerimden kalkıp dışarı doğru çıktığımda erkekler çıkmıştı kadınlar sofradaydı, yengem bana baktı asla bu kadının bakışlarını sevmezdim bakışları geç kendisininde sevmezdim kendini o kadar üstün görüyordu ki sanki görende Mardini hanımağası...Allahım yarabbim ya... Elimdeki tepsiyle onlara doğru yürüdüm sadece çay içiyorlardı,sofraya baktım gerçekten bu sofrada o kadar şey ziyan oluyordu ki hiç Allahtan korkmuyolardı, bir kaç sefer yiyecekleri kadar koymuştuk ama bize demediklerini bırakmamaşlardı, bunları düşünmeyi bırak arak yavaş yavaş kahvaltıları topladım diğer çalışanlarda gelip yardım ediyordu, yengemin yüzünden bir şey diyeceği belliydi sadece sabırla bekledim.... "kadir amcan misafirliğe çağırıyor seni, işini bitir ahmet seni götürsün" kaşlarımı çatıp başımı kaldırıp yengeme baktım beni neden çağırıyordu? Kadir amcamın eşininde bu kadından bir farkı yoktu ki "neden çağırıyor beni?" "nerden bileyim ben işleri bitir git" "tamam yenge" Dilan ve Dicle bana bakıp güldüler vardı bunda bir iş, aynı evde büyümüştük biz bana herzaman küçümseyici gözlerle bakmışlardı, yaptıkları tüm hataları benim üstüme yığmışlardı...ne amcam ne yengem nede hazer abi bir gün beni dinlemediler yapmadım dememe rağmen öyle döverlerdi ki kemiklerimi kırarlardı, kaç defa kilere kapatıldığımı bile hatırlamıyorum aç bırakırlardı, o buz gibi yerde uyurdum ben Allahtan kormazlardı, kimsenin bana yanaşmasına izin vermezlerdi... Annemin babamın yokluğu beni mahvediyordu, 8 yaşımda kaybetmiştim onları dedem ve ninem beni yanlarına alıp bakmışlardı bir kaç yıl daha sonra ne olduğunu bilmeden amcam bir gün gelip aldı beni dedem ve anneanem almıştı, ne yaptıysalar duruduramamışlardı, amcam nasıl yaptığını bilmediğim bir şekilde velayetimi almıştı.... Annemşn tarafı o kadar çok çabalamıştı ki beni geri almak için ama ne yaparsalar yapsınlar alamamıştır 10 yaşında girmiştim bu konağa ilk girdiğim gün eziyetlere başlamışlardı...Hala bile görüşmemize izin vermezlerdi... Kaç defa kaçıp diğer amcalara neneme sığınmıştım hiç bir almamıştı beni vurma yapma dememeişlerdi, çünkü babam üvey kardeşleriydi onların resul dedem babamı nufüsüna almıştı,karısı yani nenem hiç bir zaman istememiş babamı mirasın bölünmesinden korkmuş layık görmemiş babamı kendi çoçuklarına, kimsesizmiş babam oda ailesini yangında kaybetmişti.... Dedem o zaman ordaki köylerin sahibiymiş bir gün köylerden birine gitmek için yola çıktığında bir evin yandığını görmüş arabadan inip yardım etmeye çalışmış sadece babamı kurtarabilmiş, diğer herkes ölmüş.... Dedem babamın akrabalarını araştırmış kimi kimseleri yokmuş o zaman babamı bırakmamış kendi nufusuna almıştı... Babamala aynı kaderiı yaşamıştık dedem anlatırdı, ona yapılan zülümler banada yapılıyordu... Dedem benim herşeyimdi, beni koşar korurudu, kimseye ezdirmezdi... Taki birgün göçüp gidene kadar benim zaten bir kanadım kırıktı diğerinde kırılmıştı hem öksüz hem yetim hemde kimsesiz kalmıştım... Düşünceler arasına dalıp gitmiştim taki yengem seslene kadar "zaten sakatsın birde başımıza sağır mı oldun?" yüreğim yanıyordu beni bu hale onlar getirmemiş miydi? Hiç mi Allahtan korkmuyorlardı? Bana yaptıklarının yanlarına kâr mı kalıcağını sanıyordu, ben hepsini Allaha havale etmiştim gücüm yetmezdi onlara bir değil iki değillerdi tüm çoçuklarını bana karşı doldurmuştu, hepsi bana düşmanca davranıyorlardı.... Merhamet bu ailede yoktu... Bu kadına ne dersem diyeyim boştu bulduğu her fırsata yılan gibi sokardı insanı "tamam yenge hazırlanıp çıkarım" elimdeki tepsiyle arkamı dönüp mutfağa girdim hatice teyze bana baktı bizi duymuştu oda anlam verememişti "neden seni çağırıyorlar?" omuz sıktım bilmiyordum "bilmiyorum ki hatice teyze" başını salayıp işine döndü bende geri kalan işleri yaptıktan sonra mutfaktan çıkıp yan odasına gittim... Evet ben hatice teyzeyle beraber çalışanlarla kalıyordum yılardır alışmıştım artık bu evde bir değerim olmadığı o kadara belliydi ki...İlk geldiğimde atmışlardı beni bu aşağıya bize layık değilsin sen kimsin ki ağanın evinde o odalarda kalıcaksın diye söylemişlerdi... O günden sonra ben huzur kelimesini unutum bana yapmadıklarını bırakmamışlardı, yapılan zulmün haddi hesabı yoktu... Kendileri ayrı çoçukları ayrı yapardı zulmü beni oyunlarına asla almazlardı, beni hep dışlarlardı o kadar itilip kaktım ki artık onlara bile yanaşmadım... Düşünmeyi bırakıp hazırlandım çantamı alıp odadan çıktım avluya çıktığımda yengem elinde kahvesiyle Sedir de oturuyordu ona doğru yürüdüm "yenge ben gidiyorum" sadece başını salladı bu tuhaftı?bir şey demiycek miydi? Bunlar ne çeviriyordu... Dışarı çıktığımda ahmet abi beni bekliyordu, arabaya bindim "mihri hoşgeldin" ona tebessüm ettim ahmet abiyi severim çok iyi bir insan evli ve 3 yaşlarında bir kızı vardı o kadar tatlıydı ki bazen konağa getiridi yengem olamadığı zamanlar hep severdim oyunlar oynardım onunla yavaş yavaş konuşmaya başlamıştı bana o kadar güzel sesleniyordu ki içim gidiyordu, ahmet abi kızına yaptığı babalık çok güzeldi, Eslem çok şanslıydı... "hoşbuldum abi nasılsın?" "iyiyim çok şükür sen nasılsın?" "iyiyim abi eslem nasıl Merve abla?" yüzünde bir gülümseme oldu Karısın aşıktı, kızı onun meleğiydi.... "iyiler çok şükür mihir bir eslemi görsen akşam eve gitmek için can atıyorum beni camın önünde bekliyor onu gördüğümde çığlık atıp kapıya koşuyor bu çok farklı bir duygu Rabbim sanada nasip etsin abim" tebessüm edip başımı salladım yol boyunca konuştuk eslemin yaptığı yaramazlıklar, babasına yaptığı şebeklikler bazen Merve ablayı çıldırtması çok güzeldi.... Sonunda amcamın kapısına gelmiştik aracı in kapısını açıp indim ahmet abide indi ona döndüm "abi sana zahmet ben bi bakayım ne istiyor sen beni bekle olur mu" "tamam abim sen geç içeri" başımı sallayıp konağın kapısına yürüdüm amcalar zengindi, evleri şatafatlıydı hepsinin öyleydi,çok düşkünlerdi malla mülke... Bir kaç adım attım Bacağım beni zorluyordu bunu kafaya takmamaya çalışarak içeri girdim avluda kimse yoktu mutfağa doğru yöneldim tam içeri giricektim ki yengem mutfaktan çıktı... "mihir hoşgeldin bende seni bekliyordum hadi gel oturalım?" bu kadında bir şey vardı benden gram hazetmezdi, ne olmuştuda yapmacık haraketlerde bulunuyordu? "hoşbulduk yenge olur oturalım" o önden ben arkadan yürüyerek Sedire oturduk mutfağa yönelip çalışanlardan birini çağırdı "Hanife bize iki kahve yap" sonra bakışları bana döndü, bakışlarımdan anlıyordum, hissediyorum içinde tuttuğu zehri bana bulaştırıcaktı... Sonunda beklediğim gibi lafa girdi, "mihri nasılsın" kaşlarımı çatıp baktım? "yenge sen iyi misin bana nasıl olduğumu sormazsın?" anında gözlerindeki o nefret yerine geldi taktığı maskeyi yerine bıraktı... "soranda kabahat neyse ben seni buraya başka bir şey içim çağırdım" "dinliyorum" uzanıp Hanife ablanın getirdiği kahveden bir yudum aldı bana tekrar döndü.. "biliyorsun ki benim Adem kardeşim geçen kış eşimi kaybetti, çoçuklarla ortada kaldı çoçukları için gitti evlendi, yeni karısı kısır zaten üç tane kızı var Adem erkek çoçuk istiyor" bu lafın sonunu dinlemek bile istemedim nereye doğru gittiği belliydi... "bu beni ne ilgilendirir yenge?" kesin gözlerle bana baktı yüzünde iğrenç bir sırıtma oldu, zehrini oluk oluk bıraktı... "çok şanslısın neyse lafın kısası Adem kardeşim sana talip hazırlığını yap hafta sonu seni istemeye geliyor" Diğer bölümde görüşürmek üzere... 🍂
|
0% |