Yeni bir sabaha uyandı Bilge. Gönlünde yeniden okula başlamanın burukluğu vardı. Bir de başladığı okul tıp fakültesi olunca tabii, kendini çok iyi hissetmiyordu bu aralar. Daha sınav yorgunluğunu atlatamamışken sabahın köründe kalkıp okula gidecekti. Hem de okuması en zor bölümlerden birini(Kalp Damar Cerrahi)seçmişti. Neden mi? Kalp Bilgenin ilgisini çekiyordu. İnsan kalbiyle nasıl sever, neden aşık olduğu birini görünce kalbi hızla çarpmaya başlar?Bizim Bilge akıllı kızdı. Hatta hem akıllı,hem çalışkandı. Tıp fakültesini kazanmak için de az çalışmamıştı. Ama aynı zamanda bir terazi burcuydu ve her konuda olduğu gibi bu konuda da çok kararsızdı. Liseye geçerken de böyle hissediyordu. Sanki oraya ait değilmiş gibi...

Tek tesellisi yeni arkadaşlıklar edinebilmekti. Uzun süredir aynı evde yaşadığı arkadaşından da bu sene ayrılmıştı. Ayrılmıştı dediğim de öyle büyük ayrılık değil ya hemen bir sonraki sokak. Ama Bilge için çok büyük çünkü Zehra onun her şeyiydi. Onsuz kendini eksikmiş gibi hissediyordu ve Zehra ile arasında derin bir hukuku vardı. Ortaokuldan beri arkadaştılar. Ortaokulda komşusuydu Zehra'nın,Lise de aynı odada kalmışlardı. Aynı okul,aynı sınıf,aynı oda...İster istemez Zehra Bilge için farklı bir kişiydi ve her ne kadar birbirlerine yakın olsalar da Zehra farklı bir Üniversitede okuyordu. Ve bu Bilge için büyük üzüntü kaynağı. Normalde o kadar nazlı kız değildir ama bu aralar psikolojisi biraz farklı işliyordu Bilgenin. Yaz tatilini sadece istediklerini yaparak geçirdi. Canı ne istiyorsa onu yaptı 3 ay boyunca. Biraz Bilgeyi tanıtsam iyi olur sanırım;)

Bilge dış görünüş olarak fena bir kız değildi. Dalgalı,kumral,uzun saçlı;1.65 boylarında;esmer;kahverengi gözlüydü. Gözlerine biraz değinmek isterim. Bilge kendinde en çok gözlerimi severdi. Gözlerinin dışları koyu kahverengi, içlere doğru o kahverengi tonu açıla açıla gözbebeğinin kenarlarında kehribar tonunu yakalardı. Yani gözleri çok güzeldi Bilgenin. Ne yalan söyleyim herkes Bilgenin gözlerini çok beğenirdi.
İçi ise biraz farklıydı diğer insanlardan. Bilgeye deli diyenler vardı. Bazen olur olmadık yerde kendi kendine konuşabilir,kendi kendine gülebilir,hatta arkadaşlarıyla sohbet ederken sohbetin tam ortasında "Dur!" değip arkadaşının söylediği cümleleri beyninde ögelerine ayırabilirdi... Bütün dersleri severdi. Her insanın olduğu gibi onun da yetenekleri vardı. Sesi çok güzeldi Bilgenin. Zaten belki de bu yüzden kendini hiçbir yere ait hissetmiyordu. İçten içe şarkıcı olup iyi paralar kazanması gerektiğini düşünüyordu. Hem öyle kendini denklem çözücem diye fazla zorlamasına da gerek kalmazdı,nasıl olsa yetenek var. Gitar çalmayı kendi kendine öğrenmişti mesela. Ya da bir şarkı eğer onun gönlüne işlediyse veya hoşuna gittiyse şarkıyı uğraşmadan gitarla çalabilirdi. Başka bir yeteneği ise şiir yazmaktı. Yazdığı şiirler genelde sevilirdi. Kimse beğenmese bile Bilge beğenirdi şiirlerini. En büyük hayali yazar olmaktı Bilgenin...

Babası Edebiyat öğretmeniydi. Genlerinde var işte yazarlık. Annesi doktordu. Sayısalcılıkta anneden:)Hayatında ailesi kadar önem verdiği bir şey yoktu(Zehra dışında çünkü Zehra onun kardeşi olmuştu artık). 3 kardeşti Bilge. Kendisi evin en büyük ve tek kızıydı. İki erkek kardeşi vardı. Biri ondan 2 yaş küçük Emre,diğeri ise 10 yaş küçük Alp. Bilge Emre ile pek anlaşamazdı ama severdi. Özellikle liseyi okurken yurtta kalınca Emre'yi içten içe özlediğini fark etmişti. Artık ona bir tık daha fazla bağlıydı. Şimdi Emre lise ikideydi. Alp ise daha ortaokula geçmemişti. Bilge bu sene 20 yaşındaydı. Üniversite sınavına iki sene girdi. İlk sene hedeflediği yer tutmayınca(normalde yapacağı bir şey değil nasıl yaptı bilmiyorum)sınava yeniden girmeye karar vermişti yaşıtlarının çoğu gibi...