Yeni Üyelik
1.
Bölüm

0.1 Bölüm

@lavinnvia3

Her masal mutlu başlamaz,benim hayatım gibi annem yani benim meleğim hayata gözlerini yumdu beni canından çok seviyordu ben ise onun minik kızıydım hala..babam ise annemden sonra başka bir kadınla yurt dışına kaçtı eşsiz yalanlar, ihanetler ve acımasız hayat arasında tek başıma savaşmak zorundaydım bunu başarabileceğimi sanmıyorum ben Hilal Su Tüzün 17 yaşındayım lise son sınıfım hayatta dimdik durmam gereken şeyler var..'

 

(..)

 

Kulağımdaki kulaklıkta eşsiz bir melodinin seslerini huzurla dinlerken okul yoluna düştüm yani insanların 7 saatliğine ruhlarının hapsedildiği yer okuldan nefret ederdim.

 

Ben bunlardan bahsederken çoktan okula varmıştım bir göz attım ve iç çekerek sınıfa girdim insanlar bana canavarmışım gibi bakıyordu ama umrumda değildi sırama çantamı attım ve kulaklığımı çıkarttım sonra ders başladı okulda beni tek mutlu eden Ezgi'di tenefüste koşarak yanıma geldi.

 

"Hilall!"

"Efendimm?"

"Niye 2 gündür yoksun kızz!"

"Kendimi iyi hissetmiyodum ya"

"Gel ben iyi hissttiririm"

 

Deyip gülüşürken sınıftan çıktık ve kantine gittik çilekli süt dışında birşey içmiyordum onları aldık ve geri sınıfa çıktık hayatımda beni mutlu eden bişey daha vardı tabii voleybol takımındayım ve okuldan sonra antremanım vardı.

 

Dersler su gibi akıp geçiyordu okul benim için günün 8 saatini alan boş birşeydi.Belkide gerçekten öyleydi bunu kimse anlamıyordu.

 

Okul çıkışında saat 17.38 civarıydı kulaklığımı yeniden taktım ve melodi eşliğinde yollarda yürüdüm sonunda voleybol antreman sahasına gelmiştim.

 

Antrenör hocası gelmemişti takım kaptanı olduğum için ve tüm antremanları bildiğim için antrenmanları yaptırmaya başladım.

 

Bende bir yandan çalışıyordum bir yandanda antrenör hocasını merak ediyordum normalde tüm antrenmanlara saatinde,dakikasında hatta saniyesinde gelirdi.

 

Bugün birden ne olmuştu ki.?

 

"Anne aç gözlerini lütfen anne lütfen..!"

"Anne iyi misin?"

"Anne uyudun mu?"

"Baba naptın?!"

"Anne!"

 

Bu sesler hala şuan gibi kafamda yankılanıyordu gözlerimi tuttum ve derin bir nefes aldım çok zordu tek başıma savaşmak çok.

 

Antreman bitmesine daha 1.30 saat vardı yalnızca 30 dakika geçmişti.

 

Antrenör hocasını iyice merak etmiştim.İçeriye 20'li yaşlarda bir erkek girmişti yanına gittim.

"Siz kimsiniz?"

 

Bana eğilip baktı çünkü ondan fazlasıyla kısaydım ve boynum ağrımıştı ona bakarken.

 

"Ben yeni antrenönüzüm"dedi biraz şaşırdım.

"Bora bey böyle birşeyden bahsetmemişti ama."

 

"Kendileri hasta ben oğlu onun yerine geldim yakında maçınız varmış takım ne durumda?"

"Liberon hariç iyi"dedim takıma göz gezdirerek

 

Çantasını bıraktı ve yanlarına gitti bende telefonuma çantaya koyup kızların yanına gittim.

 

Sonra o erkek topu aldı.

"Evet kısaca kendinizi tanıtın"

 

Herkes yanına gitti sıra sıra yapmaya başladılar.

"Ezgi Yıldız 17 yaşındayım 2. Oyuncuyum"

"Kumsal Özdinç 16 yaşındayım 4. Oyuncuyum"

"Roseline Karina 15 yasında ben 6. Oyuncu ben"

"Nevra Ulusoy 18 yaşındayım 1. Oyuncuyum"

"Dilara Koçak 17 yaşındayım 5. Oyuncuyum"

 

En sona ben kalmıştım.

"Hilal Su Tüzün 17 yaşındayım Kaptan."dedim sakin ve soğuk bir şekilde.

 

Topu bana doğru attı topu hemen tuttum.

 

"Bende Pamir Ateş yani antrenörünüzüm ve bir basketbol oyuncusuyum 19 yaşındayım"

 

Kumsal'ın her zamanki gibi erkek görünce ağzı açık kalmıştı kolumla dürttüm hemen düzeldi ve söylendi.

 

Top sepetine gidip hepimize top atmıştı ve kendisinede bir top almıştı.

 

"Evet ilk önce 50 tane duvarda parmak pas yapmaya başlayın"dedi ve düdüğü çaldı.

 

Herkes duvara parmak pas atmaya başladı ben sakin bir şekilde yapmıştım ve onun basketbol oynadığını gördüm atışları çok rahattı ve neredeyse hepsi giriyordu

 

Benim bittiğinde arkamı dönüp duvara yaslandım birkaç kızında benden sonra bitmişti ilk her zaman ki gibi ben bitirmiştim Kumsal topu tutamıyordu bile.

 

Bir kez daha basket attığında baktım

"Herkes bitirdi mi?"

Diye bağırdı herkes Kumsal'a bakıyordu daha 25'e bile gelmemişti.

"Tamam arkadaşınız yapmaya devam etsin siz ilk manşetle üstünüze kaldırıp smaçla duvara vurucaksınız 20 tane"deyip düdüğü çaldı.

 

Yapmaya başladım diğerleri topları ara sıra düşürürken benim hiç düşmemişti devam ederken 15'e gelmiştim bile.

 

"Kumsal kolunu daha çok geriye doğru "kolunu tutup geriye çekti yapacağı harakterleri yaptırdı antrenörün onunla ilgilenmesi Kumsal'ın hoşuna gidecek bir şeydi fazla gıcıktı.

 

"İyi yapmayan 30 tur hızlı koşma cezası var"dedi.

 

Önceki antrenör yani babası daha iyiydi en azından ceza yoktu iç çekip devam ettim ve yine bitirmiştim son yapışımda topu yanlışıkla düşürdüm.

 

"Hilal 30 tur koş"dedi düdüğü çalıp diğerleri 5-6 kez düşürürken ben bir kere düşürdüm diye ceza yemiştim.

 

"Sadece bir kere düşürdüm."

"Maçta sayı kaybedincede bunu mu diyeceksin?"dedi bağırarak

 

İç geçirdim ve koşmaya başladım içimden küfür ediyordum.

 

Diğerlerine döndü.

"Çay ister misiniz?"

Dedi sinirle ve sonra devam etti.

"Ne bakıyorsunuz devam?"

Dedi.

 

Bu kesin kendini birşey sanıyordu 30 tur koşma cezasından sonra kenara yaslandım ve derin bir nefes aldım.

 

"Roselina koş,Kumsal koş,Ezgi koş"dedi bu koşmadan sonra antrenmana devam etmek çok zordu ve bunu biliyordu fazla katıydı.

 

"Su molası 5 dk"

 

Kenaara gittim ve çantamdan suyu çıkarıp suyu içerken diğer kızlards çok yorulmuştu bu antrenörle işimiz vardı sadece 2 yaş büyük birisinin böyle bana emir vermesi hoşuma gitmiyordu.

 

Mola bitimine yaklaşmıştık.

 

"Hepiniz böyle yorulacaksınız gelmeyin ben enerji dolu sinirli bu maça odaklı insanlar istiyorum Yo ben öyle değilim diyorsanız kapı orda"

 

Antrenöre baktım bu gerçekten kendini birşey sanıyordu kendi kendime söylendim.

"30 tur ceza verirsen böyle"

Dedim duymamasını umuyordum.

 

"Dediğin her şeyi duyabiliyorum"

Ona baktım hafif utandım ve göz devirdim

antrenman tekrar başlıyordu.

 

İçeriye başka bir erkek daha girdi kızlara bakıyordu aralarında konuştular sonda alaylı konuştuklarını anladım.

 

Antreman başlıyordu artık

"Beni dinlemeye mi geldiniz hadi çalışın"dedi ve düdüğü çaldı diğer erkek kızların yanına gitti.

 

Topla öylesine parmak çalıştırırken Kumsal o erkeğe yapışmıştı.

 

Sonra yanıma Pamir geldi arkamdan topu tuttu

 

"Parmaklarını sık"

"Daha iyi oynarsın"

 

Ellerimi tutup üstümde gösterdi.Onaylayıp yaptım bir kaç kere elimi tutması içimde garip bir his uyandırmıştı ama antrenörüme bu gözle bakamazdım kendimi toplayıp gösterdiği şekilde devam ettim

 

O diğer erkek Kumsal ve 1-2 kızla daha konuşuyordu ama ben ve diğer sert kızlar parmak çalıştırıyorduk Pamir'in gittiğini gördüm topu yerde çeviriyordu bir yandan ona bakıyordum acaba basketbol maçında nasıldı merak ediyordum.

 

"Bu günlük bu kadardı kurtuldunuz benden"

 

Kaptan olduğum için topları ben koyuyordum herkesten topu aldım ve sepete gönderim etrafta bakıp çantamı aldım içimden telefonumu aldım çoktan daha boşalmıştı.

 

Çıktım ve yorgun olduğum için giyinme odasında üstümü değiştirip durakta otobüs beklemeye başladım geldiğinde bindim ve yaklaşık 25-30 dakikada eve vardım bugün hiçbir antremanda yorumladığım kadar yorulmuştum hala Bora beyi merak ediyordum eve girdiğimde üstüme geceliği geçirdim ve çantayı kenara atıp duşa girdim ve sonra yatağa gömüldüm elime telefonu aldım ve Kumsal mesaj atmıştı.

 

Kumsal 🤢: ​​​​​​Kanka bizim antrenörün numarasını aldım atıyorum

*+90 544 ### ## ##*

 

Numarayı alıp ekledim ve sonra grubuna ekledim.

 

Siz:Gruba yeni antrenörü ekledim haberiniz olsun(21.09)

0544:Sağol haberimiz oldu sen olmasan ne yapardık(21.10)

Siz:Önemli birşey olduğunda bildirmem gerek ya hani(21.11)

 

Görüldü*

Dilaram<3:Yeni antenör tam bir öküz

0544:İltifat için teşekkürler Dilara ama yarın ilk ceza sana

Siz:Dilaracım hani oda grupta ya biraz normal konuşsak

 

Görüldü*

 

 

*0544 kişisini "Öküz Antrenör" diye kaydettiniz*

 

 

Telefonu kapattım canım sıkılmıştı biraz hava almak istedim üstüme kapşonlu altıma şort giyip dışarıya çıkıp biraz turlamaya başladım sahil kenarındaki denizin dalgaları sert bir melodi gibi kulağıma vuruyordu gece sessizliğine gömülüp gidiyordum buda bana huzur veren bir şeydi.

 

Kulaklıkdaki ufak melodi denizin dalgaları ile beraber kulağıma vuruyordu.

 

Bir yandan şu yeni gelen antrenörü düşünüyordum kendini fazla birşey sanıyordu ama yakışıklo gibiydide ama emir vermesi çok sinir bozucu diye içimden geçirdim bakalım yarın ne olacak diye düşünüyordum ben bunları düşünürken eve geldim.

 

Telefonu masaya koydum ve masa lambasını açtım loş ışık pencereden giren ayın ışığıyla karışıyordu acaba bunun insta'sı var mıdır diye düşündüm telefonu aldım ve instasını arattım ve fotoğraflarına baktım.

 

Birine bakarken yanlışıkla beğeni attım ama hemen geri çektim fark etmemesi için dua ediyordum.

 

Voleybolcu olmama rağmen sağlıklı beslenme alışkanlığım yoktu aşağıdan cips aldım ve voleybol maçı izlerken harakterlere baktı ve bir yandan izleyip yemeye başladım.

 

Saat geç olmaya başladı ama evin sessizliğinde uyumak hala küçük bir kız çocuğu gibi benim için korkutucuydu.

 

Cipsi koydum ve bilgisayarı kapatıp yatağa yattım ve gözlerimi kapadım yorganın altına girdim gecenin sessizliği beni içine boğdu ve uykuya daldım.

 

Güneşin yakıcı ışıkları gözüme ilişmeye başlamıştı.

Hemen doğruldum ve çantamı alıp telefonunu elime aldım okula gittim ve hemen Ezgi'yle görüştük.

"Hilal"

"Efendimm"

"Ay şu antrenöre çok gıcık oldum ama biraz yakışıklı"

"Bence de ama kendini fazla birşey sanıyor"

"30 tur koşma cezası çok kötü"

"Evet ya"

"Dilara yandı bugün"

"Bence de"

 

Deyip gülüştük ve dersler yine sıkıcılığıyla akmaya başlıyordu bir çocuk yanıma geldi 1.80 boylarında sarışın siyah gözlü bir çocuktu.

"Selam tanışalım mı ben Yiğit."

"Ah tabi bende Hilal"

"Güzel isimmiş hangi sınıftasın?"

"12/E"

"Aa yan sınıfım bende 12/F deyim"

"Ne güzel"

"Bahçede turlayalım mı?"

"Tabii olur"

 

Deyip kalktım ve beraber dolaşmaya başladık kafa dengi bir çocuktu benim için önemli olan buydu zaten gülüşüyorduk okul çıkışı beraber gitmeye başladık Yiğit'le beni antreman yerine kadar bırakmak istedi.

 

Konuşarak gidiyorduk.

"Nerde oturuyorsun?"

"******* Sokağını biliyorsundur"

"Evet biliyorum bende birkaç sokak ilerdeyim"

"Aa öyle mi yakınmışız"

 

Gülümsedim Antreman yerine çok az kalmıştı.

Yiğit'le sahanın önün gelmiştim onu görüyordum yine basketbol oynuyordu.

 

Sonra Yiğit'in telefonu numarasını aldım ve ayrıldık.

 

Sonra içeriye girdim ve çantayı kenera bırakıp giyinme odasına gittim okul formasından kurtuldum ve çıktım Ezgi'de gelmişti.

Sahada onu izliyordum basketbolu hiç bilmememem rağmen iyi oynadığını görebiliyordum.

 

"Bücür grubu toplanıyor galiba"

Ve topu tutup bize doğru döndü.

 

"Biz kısa değiliz sen fazla uzunsun bir kere.!"dedim şımarık ve inatçı

 

Güldü ve konuşmaya devam etti.

"Böcek git topla getir itiraz yok cevap vermek yok"dedi ve yere oturdu arkamı dönüp giyinme odasına ayaklarımı vura vura gittim.

"Kızlar hadi sahaya öküz antrenör çağrıyo"

"Geliyoz"

 

Kızlar önden gitti bende kapıyı kapatıp geldim.

"Evet 4 hafta kaldı ilk önce kaptan bu maçta oynamıycak ve yerine Burçin yedeklerden ana kadroya girecek."

 

"Ya ben niye oynamıyorum?"Ana kadroya o beceriksizi alıyordu o topu bile tutamıyordu sinir olmuştum.

 

"Çünkü bu oyunda çok sinir olucaksın bunu biliyorum hırsını toptan çıkarmanı istemiyorum çünkü hırslar genellikle kaybettirir"

"Maçta hırs olması gereken birşey zaten yedeklere girmek istemiyorum.!"dedim inatçı bir sesle ama işe yaramayacağını biliyordum.

 

"Fransa kandırır el haraketlerini çık dikkatli izleyin ve smaç çıkartırken orta oyuncuyu alın çünkü orta oyuncuları güçsüz Dilara smaç çıkartırken uzağa at çizgi hafif şeysin onlar kazandığını düşünsün ama öyle olmaz"

 

Göz devirip iç geçirdim maçı kaybedince görürdü beni dinlemiyordu bile iç geçirdim ve dizlerimin üstüne kafamı koyup boş boş girmeyeceğim maçı dinlemeye başladım.

 

Roselie kalktı"hadi takım oo"dedi gülerek benide modum düşmüşken güldürmeyi başarmıştı"antrenör hadi motivasyon olur"ayağa kalkıp"hadi takım "diye bağırdı modumu zaten en başta düşürmüştü geri düzeleceğini zannetmiyorum iç geçirdim ve herkes ayağa kalktı bende kalktım ama neşeli değildim.

 

Maç yapıcaz takımlara ayrılın.

 

Ezgi beni yanına çekti ve takımlar oluştu hala mutsuzdum ama derin bir nefes alıp kendimi toplamaya başladım.

 

Maç başlamıştı yine hırsla oynuyordum aslında belki haklıydı hırsıma yenik düşebilicek birisiydim.

 

İçeriye yine o dünkü erkek gelmişti bana doğru geldi.

 

Bir anda bana

"Hilal benimle çıkar mısın?"demişti daha kim olduğunu bile bilmiyordum ve iki kere görmüştüm anında bunu diyordu şoka girdim.

 

Pamir bağırdı.

"Kaan çık dışarı!"

"Sakin olun."

"Benim oyununda duyguya yer yoktur ne yapacaksınız dışarda konuşun"

"Bu kadar bağırmana gerek yoktu oyununa duyguyu sokanda olmadı sakin ol biraz."

 

Sinirle sahadan çıkmıştı ne yaptığını anlamıyordum neye bu kadar sinirlenmişti.

"Neye bu kadar sinirlendi ki?"

"Kendisi sağ elinde aksaması olduğundan iyi oynayamıyor ondandır ucube işte"

"Ah anladım bu arada şu konuda ismini bile bilmiyorum"

"Önemli değil güzelim tanıdıkça söylersin cevabını"

"Ah peki ismin ne?"

"K

aan"

"Tamam benim ismimi biliyorsun zaten kaç yaşındasın?"

"19"

"Hm bende 17"

 

Devam edecek..

Kaan'a evet demeli miyim?

Pamir niye sinirlendi?

Devamı gelsin mi?

 

Sizleri seviyorum bebişlerim buraya kadar okuduysanız bir takip bir beğeni alırım.<3

Bu kitabın erkek hali yani Pamir'in gözünden anlatılan hali vanelya ile yaptık.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%