Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@laydaavekitaplarii

Beğenmeniiz dileğiylee...

Hemen geçelim bölümümüzeee

İkinci kitabım olaann komşu kızına bakmayı unutmayınnn

~

Sabah kalkıp kahvaltı yapmıştık. Kahvaltı yaptıktan sonra hazırlanıp hamama doğru yola koyulmuştuk. Eski bir Türk hamamının önünde durunca indik ve içeriye girdik. Herkes peştemal giymişti. Hamamın göbeğine koyulan meyve tabakları, börekler, kekler, pastalar, çörekler ve daha nicesi. Göbek resmen yiyecek içiceklerle parlıyordu. Sinem ise bizim kırmızı beyazlı peştemallerin aksine bembeyaz bir peşetemal giymişti ve gayette güzeldi. Herkes oynarken ben ise onları seyrediyordum taa ki yanıma 60' lı yaşlarda bi teyze oturdu.

-Sen niye kalkıp oynamazsın kızım bak gepegençsin kalkta oyna hele.

Gülümseyerek yanıtladım onu.

-Teşekkür ederim ama istemiyorum.

-Nedendir o kızım yoksa yavuklunmu vardır?

-Yavuklu?

-He yavuklu bilmezmisin ne derler hele de esma.

Yanındaki kadını dürttü.

-Ney diyeyim ana? 

-Yavukluya gençler ne diyolardı onu de hele.

-Sevgili ana sevgili de sen napacan.

-Sen sus hele yersin bacaklarına bastonu.

Kadın gülerek yanından kaçtı.

-Sevgilinmi vardır kızım?

-Yok efendim ben serhatın patronuyum. Şirket sahibiyim çok yakın korumam olduğu için geldim buraya. Birde tabii ki Berivan hanımın ve Sineminde katkısı olmuştur.

-Anladım kızım benim bir oğlum var.

Evet gelmiştik asıl meseleye. Klasik oğlunu kızlara yamamaya çalışan teyzeler.

-Pekte yakışıklı. Gelin ararım ama bulamadım. Senin gibi naif bir gelinim olsa.

-Teşekkür ederim ama ben evlenmeyi düşünmüyorum.

-Abooo.

Ellerini ağzına kapadı. Anlamayan gözlerle ona bakarken ellerini ağzından çekti.

-O niyedir kızım? 

-Evlenmeyi düşünmüyorum. Bence bana göre değil ki zaten ayaklarımın üstünde de durabiliyorum o yüzden.

-Oy oy bu gençler nolucak acaba.

Gülümsememle kadında yanımdan kalktı. Biraz daha oynandıkran sonra sineme kına yakılacaktı. Hep bir ağızdan türküyü söylemeye başladık.

Yüksek yüksek tepelere
Ev kurmasınlar
Yüksek yüksek tepelere
Ev kurmasınlar
Aşrı aşrı memlekete
Kız vermesinler
Aşrı aşrı memlekete
Kız vermesinler

Biz sinemin etrafında dönmeye devam ettik. Bu türkü herkesi ağlattığı gibi son kısmıda beni ağlatmıştı.

Uçanda kuşlara malum olsun
Ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı
Ben köyümü özledim

Sineme kına yakılmıştı. sonrasında gülüşmelerle birlikte herkes dağılmaya başlamıştı. Herkeste son kez su döküp çıkmışlardı. Eve döndüğümüzde herkesin yarın kına olacağının bilincinde iken benim hala bir elbisem yoktu. Kına içinde almam gerekiyordu ama o tamamen aklımdan çıkmıştı. Berivan hanımın yanına gittim.

-Ben çarşıya gitsem bir sıkıntı olmaz değilmi berivan hanım?

-Neden gidiceksin kızım çarşıya?

-Ben kına için elbise almayı unuttumda elbise alacağım.

-Git kızım git kuaför buraya gelecek zaten makyajınla saçını yaptırırsın.

-Ben kendim yaparım berivan hanım. Yinede düşünceniz için teşekkür ederim.

Gülümseyerek yanından ayrıldım. Hemen çarşıya giderek kırmızı bir elbise aldım. ilk önce çok ikilemde kalsamda en çok bunu beğenmiştim.

 


Hemen o dükkandan çıkarak ayakkabı dükkanına girdim. Hemen ordanda bir ayakkabı aldım.

 


Ayakkabıcı dükkanındanda çıkarak çanta almak için merkezde çok güzel olan bir çantacıya gittim. Burası cennet gibiydi bir dünya çantalar rengarek çeşit çeşit ne istersem burda bulabilirdim. Kırmızı çanta istedim. Elbisemi göstererek ona uygun çantaları denerken telefon çalmıştı özür diliyerek arayan kisiye baktım tabikide bora.

-Efendim bora?

-Napıyosun güzellik?

-Çanta seçiyorum eğer önemli birşey yoksa kapatıyorum.

-Ne çantası bakayım?

-Ben hiçbir hazırlık yapmadığım için son dakika elbise, ayakkabı aldım. Şimdide çantayı halletmeye çalışıyorum.

-Güzel. Korumalar ne durumda göndermemi istermisin?

-Burda yeterince var zaten. Hem riskli bir durumla karşılaşmadım. Sen bence şirkete bak şirket ne durumda.

-Ayaklandı gitti. Canı sıkılmış güzeller güzeli patronumda yok madem e bana müsade demiş.

-Şimdi olacaktım orda varya seni evire çevire dövmezmiydim.

-Dövemiyeceğin için söylüyorum ya sana zaten.

Ardından kahkaha sesi duyuldu.

-Sen bekle max 1 hafta daha burdayım. Sonra gelip o kafanı koparıcam senin.

-Herzaman bekleriz patronum herzaman.

-Cıvıma cıvıma haydi kapat beni işimden alıkoyma.

Deyip telefonu yüzüne kapadım ve serhatı aradım durumları öğrenmek için, ilk çalışında hemen açıldı.

-Alo merve bir sıkıntımı var?

-Yok konaktaki durumlar nasıl diyecektim.

-Nasıl bir durum mesela?

-Bir sıkıntı varmı mesela olay falan?

-Yok.

-Peki gelirken alınacak birşey varmı?

-Yok sağol sen nerdesin?

-Kına için hiçbirşey almadım ben. Onları almaya çıktım bir yarım saate gelirim.

-Tamam madem görüşürüz.

-Görüşürüz.

Elimde tuttuğum çantalarla bayağı kararsız kalmıştım. Ordaki bana gülümseyen çalışana baktım.

-Bana yardım edebilirmisiniz ben bayağı kararsız kaldımda.

Sağ elimdeki çantayı aldı.

-Size yakışacağına eminim efendim.

Elinde tuttuğu çantaya baktım.

 


Çok güzel bir çantaydı. Elimdeki çantayı tekrar çalışana vererek.

-Alıyorum geçelim lütfen.

Para işlemlerinide hallettikten sonra arabama koydum koyarken farketmediğim ama arabaya binerken farkettiğim birşey vardı arabamın lastikleri kesilmişti.

-Allah kahretsin.

Serhatı aradım. Tekrardan uzun çalma sonucunda telefonumu açmamıştı arabanın içine oturdum ve bir kurtarıcıyı aradım yarım saat sonra gelen kurtarıcı ile sanayiye gittik arabamın tekerleklerinin 1 veya 1 buçuk saat süreceğini duyduğumda akşama aldırırım deyip ücreti ödedim taksiyi aradım ve beklemeye başladım...

Gelen taksi ile alışveriş paketlerimi alıp taksiye bindim. Taksiye evi tarif ettikten sonra dışarıyı seyretmeye başladım ne kadarda güzel bir şehirdi burası doğal güzellikleri vardı nerdeyse tüm Türkiye'yi gezmiş hatta yurt dışına dahi gitmiştim ama doğu tarafına hiç gelmemiştim oda sinemin evlenmesi ile olmuştu.

Taksiden indim ücreti ödeyip kapıya yöneldim kapıyı çaldığımda yardımcılar kapıyı açmışlardı berivan hanım ise endişeyle bana doğru gelmişti.

-Neden geç geldin kızım hem arabanlada gelmedin birşey gelmedi ya başına?

-Çanta almak için bir mağzaya girdiğim sırada arabamın lastiklerini kesmişler serhatı aradım ama telefonuna ulaşılamıyordu bende kurtarıcıyı arayarak sanayiye bıraktım arabayı.

-İyi yapmışsın kızım serhatın işi vardı kına orginazyonunu kontrol edecekti.

-Yok önemli değil yukarıya çıkayım izninizle.

-Tabiki kızım çekinme yarım saate aşağıya in güzel bir yemek yiyelim.

Gülümseyerek başımı salladım. Merdivenlerden yukarı çıkıp odama girdim. Elbisemi düğünde giyeceğim elbisenin yanına astım ellerimi yüzümü yıkadım. Yüzümdeki makyajı çıkardım daha sonrasında üstüme rahat kıyafetler giyerek aşağıya indim herkeste yavaş yavaş toplanmaya başlamışlardı yemek masasının etrafına bende sandalyeme oturdum.

-Haydi afiyet olsun. 

Berivan hanımın demesiyle yemekler yenmeye başlanmıştı. Bizimle beraber yardımcılarda yiyolardı. Yemek yendikten sonra bulaşıklar yıkandı ve herkes sedirde toplandı. Berivan hanım çayını sehpaya koyarak konuşmaya başladı.

-Bugün son gün değil ama olsun yarın yorgun olacağız bu anı birdaha yakalayamıyacağız. Benim biricik kızım sinemim evleniyor ama onun evlenmesiyle beraber bir kızım daha oldu. Merve, oğlumun patronu ne patronlar bilirim ki gaddardırlar. Dedim dediklerdir izin vermezler ama oğlumu kırmayıp buraya geldiğin için çok teşekkür ederim.

Başımı salladım konuşmaya devam etti Berivan hanım.

-Onca acı çektim ama çekmeme rağmen dayandım. Oğlum ve kızım için dayandım. İkisinide okuttum şimdi ise kızımın mürvetini göreceğim. Sonrada Allah nasip ederse oğlumun. O günleri görebilirsem eğer torunlarım olacak onları büyüteceğim. Ama her ne olursa olsun bu kapı hep açık sizin için. Kimin bir sıkıntısı olursa gelsin ben git demem aksine size kollarımı seve seve açarım. Derdinizi dinlerim. Kimi zaman bir arkadaş, kimi zaman bir anne, kimi zaman ise bir abla olurum ama asla sizin kötülüğünüzü düşünmem.

Burnunu çekti yüzünü sıvazladı ve gülümseyerek konuştu.

-Haydi ağlamak yok toplayın kendinizi yarın göbek atacağız. Hem bir güzel kurtlarımızı dökeriz hem de elalemi çatlatırız orta yerinden. Ağlamak yok yarın herkes göbek atacak.

Herkes gülümsedi ve kafasını salladı. Herkes odalarına dağılırken ben arabamı almaya gittim. Arabamı alıp eve döndüğümde direkt olarak yukarıya çıktım. Yarına saç ve makyaj olarak önerilere baktım bakarken saatin gece yarısını çoktan geçtiğini farkettim. Yarın fırsat olmayabilir dediğim için bir duş aldım daha sonrasında saçlarımı kuruttum ve üstümü giyindim. Yatağa oturup sehpanın üstündeki kitaba baktım. Biraz da kitap okusam hiçte birşey olmazdı. Romeo ve juliet elime alarak kaldığım yerden okumaya başladım bir söz dikkatimi çekti.

Cehennem boş, çünkü şeytanlar burada

Dünyaca ünlü biriydi eserleriyle bilinirdi ama en çokta Romeo ve Juliet dir dikkat çeken elimdeki kitabı alarak sehpanın üzerine koydum lambayı kapattım ve çok enerjik bir güne uyanmayı diliyerek gözlerimi kapattım...

~

Fikirlerinizi yorumlarda belirtirmisiniizzz

Birde yıldızı parlatabilirmiyiizzzz

Birdahaki bölüme kadar sağlıcakla kalınnn 🤎

Loading...
0%