Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@laydaavekitaplarii

Merhabaaaaa

Nasılsınııııızzzz umarım iyisinizdiiirr

Bu bölüm düğünümüz vaaarrr

Hepinize şimdiden iyi eğlenceleeeerr

İyi okumalarrrr

Kitap bittikten aylar sonra bir açıklama yazdım aşağı kısma. Okursanız sevinirim.

                                   ~

Sabah yine erkenden kalkmıştık ama bu sefer kahvaltı dahil edemeden kendimizi gelin odasında bulmuştuk. Kuaförler Sinemi hazırlamıştı ve Sinemde birkaç şey yiyerek ayakta duruyordu. Nedimeler bitmişti daha doğrusu herkes bitmişti.

Sinemi fotoğraf çekimine uğurlarken bizde zar zor kahvaltı yapabilmiştik. Kahvaltı yaptıktan sonra yukarı çıkıp hemen hazırlanmaya başlamıştım. İlk dişlerimi fırçaladım daha sonrasında yüzüme krem sürerek makyajımı yapmaya başladım.

Makyajımın bitmesiyle beraber siyah elbisemi giydim sonra hemen saç köpüklerini çıkarım buklelerimi kabarmaması için köpükledim.

Aşağıdan gelen seslerle beraber topuklu ayakkabılarımı giyerek aşağıya indim.

Gelin ve damat gelmiş yemek yerlerken nedimeler berivan hanım ve damatın annesi etraflarında dört dönüyolardı.

İçeriye Serhatın girmesiyle beraber Berivan hanım bize yaptığı gibi onada okunmuş çörek otu yedirmişti sonrada okunmuş su içirmişti bunları yapmasının sebebi ise nazar değmemesi içinmiş.

Damat dışarı çıktı ve oğlan evi içeriye girmeye çalıştılar. Çalıştılar diyorum çünkü serhat hiçbirini sokmadı 1 binden fazla para aldığını gördüm ve kapı açıldı.

Gelin dualarla beraber çıkarılırken gelinin çıkışıyla beraber etrafa şeker çikolata veriliyordu.

Gelin gelin arabasına oturtulduktan sonra herkes kendi arabasına bindi konvoy halinde düğün salonuna gittik.

Düğün salonundada damatla gelin giriş yapmış yemekler yenilmiş tatlılar yenilmiş oynanmaya başlanmıştı normalde düğünleri kız erkek ayrı ayrı olurmuş ama sinem özellikle bir olmasını istemiş.

Sanki birinin beni izlediğini hissettiğimde kafamı o yöne çevirdim o adamdı, dünki adamdı. Ciddi ifadesi ile bana bakıyordu.

Umursamamaya çalışarak piste baktım Boranın beni çağırmasıyla hemen piste gittim.

Pistte borayla kurtlarımızı dökmüştük. Bir oynamıştık bir oynamıştık ki kolumu kaldıracak halim değil dermanım bile yoktu. Gücüm çekilmiş gibiydi sanki belki yüzüme iki su çarpsam kendime gelirim diye ayağa kalktım.

Boraya baktığımda yine bir kızla konuştuğunu gördüm. Yarım saatte bir kız değiştiriyodu onlara iltifat edip numaralarını alıyordu. Onun bu sevdası yüzünden eve kurşun yağacaktı. Onu boşvererek tuvalete giden koridora girdim.

Arkamda birinin nefesini hissettiğimde birden giden gücüm yerine geldi ve onu duvara yapıştırdım. Bacağımdan çektiğim bıçağı boğazına dayadım şok olduğum bir şey ise bu o adamdı.

-Sen kimsin?

-Asıl sen kimsin burda böyle bir güzelliği hiç görmemiştim.

-Görmek istermisin ayrıcalıkla cıvıma ve soruma cevap ver sen kimsin?

-Berdan KARAZEHİR Şanlıurfanın ağasıyım peki ya yabancı sen söyle sen kimsin.

-Merve DELİPEK İstanbul yer altı mafyasıyım.

-Peki Merve hanım bana randevu verebilme şansınız varmı acaba?

-Ha?

Dediğimle yer değiştirmemiz bir olmuştu saniyeler önce boğazında olan bıçak şuanda benim boğazımdaydı.

Onun sırtı daha saliseler önce duvara yaslıyken şuanda benim aynı şekilde yaslıydı.

-Yer altı mafyası olmanıza rağmen kendinizi pek geliştirememişsiniz galiba.

-Eminmisiniz bayım? 

Yutkunarak tekrardan konuşmaya başladım.

-Peki ya siz geliştiremediyseniz o ne olacak?

Elimi gizlice bacağıma götürüp silahımı çıkardım. Kasıklarına teperek yere düştüğünde bacağına ateş ettim.

-Bence siz geliştirememişsiniz kendinizi Şanlıurfa'nın ağa bozuntusu.

Silah sesini duyanlar toplaşmışlardı sonrasımı felaket.

BİRKAÇ SAAT SONRA HASTANE;

Ne yapıyorsun diye sormayın sadece bir düğün mahvetmedim. Ömrümce başıma gelebilecek bütün belaları sadece bir gecede yaşamıstım. Şimdi ise güneş doğuyordu ve ben hala hastanedeydim. Şu saatler istanbul'a doğru yola çıkmam gerekiyorken.

Berdan bey uyuşturulmuştu ve kurşun çıkarılmıştı. Polise bile ifade vermişti ama benden şikayetçi olmamıştı. Sen niye bekliyorsun dediğinizi duyar gibiyim çokta güzel soru.

Polis ifade aldıktan sonra içeriye ben girdim. Evet bu sadece başlangıç. Beyfendimiz kendisi ile ilgilenmemi söyledi aksi takdirde ekmek tekneni batırırım gibi birçok şeyle beni tehdit etti tabii ki elim boş durmaz ona eziyet ediceğimi bilmiyor yazık.

Bora İstanbul'a dönmüştü ben ise birkaç gün daha burda kalmak zorundaydım.

Berivan anne çok kez Berdandan özür dilesede onun özürünü kabul etmiyeceğini benim özür dilememi istediğini söyledi. Aksi taktirde benim ona bakmam gerektiğini söyledi özür dilemektense yardımcı olmayı tercih ederim.

Hastanede birkaç gün yatacak daha sonrasında taburcu edilecek ve bende evime gidecektim.

Serhatın getirdiği kıyafetler ve makyaj temizleme suları ile nerdeyse boynuna atlayacaktım. Çünkü böyle durmaktan cinlerim tepeme çıkmıştı. Hemen tuvalette temizlendikten sonra odaya geçip yattım.

Odaya biri dalmıştı silahımı çıkarıp ani haraketle onlara doğrultmamla onlarda bana doğrultmuşlardı.

-Siz kimsiniz lan?

-Berdanın ailesiyik asıl sen kimsin?

-Ben Merve DELİPEK oğlunuzu vuran kişiyim.

Ordan bir teyze kafasını çıkarıp konuştu.

-Hele bakın şu çarık suratlıya yiğidimi vurmuş birde marifet gibi söyler bırakın deşeyim şunun beynini.

-Bence sakin olun oğlunuzla bir alıp veremediğim yok ki tanımıyorum bile silahınızı indirin lütfen. Siz indirmediğiniz taktirde bende indirmeyeceğim.

Silahlarını indirdiklerinde bende indirdim ve sırıtan Berdana baktım.

-Ailende geldi artık beni bırak evli evine köylü köyüne.

-Sen onu unut Merve hanım oğlumu vurduğun için oğlumlan evlenmek zorundasın.

Berdanla ikimiz birbirimize bakıp bağırdık

-NE! 

-Ben evlenmeyi bile düşünmüyorum bırakın birde bu dağ ayısı adamla hayatta evlenemem.

-Ana etme eyleme böyle çirkef kadınla ben hayatta evlenmem.

Kadın bastonunu yere vurdu ve konuştu.

-Töreler gereği evlenmek zorundasınız bunu unutmayın eğer bir itirazınız varsa ikinizde öldürülürsünüz.

-Ya kusura bakmayın ama kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz?

-Bunlar gelenektir devam eder evleneceksiniz bitti.

Bastonunu yere vurarak odadan çıktı diğer aile fertleride tabiki biz ikimiz kalmıştık sadece odada.

-Ben senle evlenmem.

-Bende seninle evlenmeye can atmıyorum canım merak etme.

-Ama evlenmek zorundayız.

-Yapma ya sen ciddimisin?

Göz bayarak yerime oturdum.

-Ben İstanbula gideceğim şirketim var orda benim.

-Anlaşmalı evlilik yapalım.

-Tamam olur. 

Evlilik anlaşması yapmıştık 1 yıl sonra boşanacaktık madde madde sıralamıştık:

MADDE 1:Kimse birbirine dokunmayacak.

MADDE 2:İzinsiz eşya kullanılmıyacak

SON MADDE: Herkes maddelere uymak zorunda

Bu şekilde yapıp halletmiştikki çokta güzel olmuştu.

Birkaç gün sonra aile fertleri gelmjş ve düğün günü aldıklarını söylemişlerdi bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete ama haydi hayırlısı...

                                  ~

Bölüm biraz az oldu farkındayımmm ama bomba bir bölüm oldu bencee

Bunu bu kitap bittikten sonra yazıyorum: Herkes bu bölümden sonra kitabı bırakmış. Güzeller güzeli canciklerim sizi ben burada katakulliye getirdim. Lütfeen ilerleyen bölümleride okuyun ve bir şans daha verin (Kitabımın adı gibi)

Fikirlerinizi söylemeyi unutmayınnnnn

Size birkaç soruuu 

1-Merve Berdana iyimi yaptı yoksa kötümü?

2-Peki boranın bütün kızlara yavşaması?

3-Bölüm hakkında ne söylemek istersinizzz?

Şu yıldızıda parlatırsak çok sevineceğiimmm

Birdahaki bölüme kadaaarr sağlıcakla kalınnnn görüşürüüüzz 🤎

Bu açıklama kitap bittikten aylar sonra yapılmaktadır;
Mervenin bu evlilik olayını kabul etmesini okuyucularım olarak yanlış anladınız. Olay şöyle ki ben bu bölümde aşkın önünde isterse kariyer veya başka birşey geçmeyeceğini anlatmak istedim. Merve berdanı ilk gördüğü anda aşık olmuştu fakat bunu kendine itiraf edememişti. Beyni bu olaya hayır derken kalbi evet demişti ve bunun sonundada kalbi kazandı. İlerleyen bölümlerdede nedensizce kabul etmek geliyor gibi şeyler söylüyor. Bunun nedenide kendi içini kendisininde çözememesi.

Yinede yorumlarınız ve düşünceleriniz için teşekkür ederim. Kitabın ilerleyen bölümlerini okursanız dediklerimi anlayabileceksiniz.

Loading...
0%