Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Berceste Bölüm:1

@lazkizi137

Tarih: 21.07.2024

Berceste 1. Bölüm: "Kaybedişin Sessiz Feryadı"

"Boğazında düğümlenen hıçkırık olayım. Unutma beni,

Unutama beni"

-Esmeray


♧İLAHİ ANLATIM♧

Hüznün ve sevinçler bir olup harmanlanmıştı 'Yesari' evinde. Adelya Yesari, 3 çocuktan sonra tekrar hamileydi, iyi haber buydu.

Peki ya hüzne neden olan kötü haber neydi?

Adelya Yesari'nin, Lösemiye yakalanması Yani, Akut Lösemi. Hamileliğin 2. ayında fark edilen bu hastalıkla Yesari çifti adeta yıkıldı.

Ülkenin en iyi doktoruna giden çift doktora akıllarındaki soruları bir bir sordular. Doktor nereden nasıl başlayacağını düşünürken derin bir nefes aldı ve anlatmaya başladı.

-"Lösemi'nin gösterdiği belli başlı belirtiler; kilo kaybı, halsizlik, nefes darlığı, vücut ısılarının artmaları vb.'dir. Lakin burada en büyük sıkıntı hamilelik sürecinde kanseri teşhis etmekte bazen zorlanmamız. Gebelik birçok değişiklik getirdiği için kanseri saklayabiliyor. Mesela gebelerin ateşlenmeleri olurken kanser hastalarının ise vücut ısıları artar. Kanser olan insanlarda kilo kaybı olur, gebede ise kilo alımı olduğu için onu baskılayabilir. İkiz bebeklere gebe olduğunuzu söylediniz halsizlik ve yorgunluğun nedeni olarak algılamış olabilirsiniz."

Turan Bey, içi titreyerek baktı karısına, ardından tekrar doktora döndü.

-"Peki tedavisi?"

Doktor ilk önce bilgisayar ekranına baktı sonrasında Turan beye geri döndü.

-Gebelikte lösemi tedavisi önemli bir karar. Gebelik löseminin seyrini etkilemez fakat tedavi yöntemlerini kısıtlayabilir. İlk yöntem Kemoterapi fakat şuan bebekleriniz 3. ayını henüz doldurmadığı için bu tedaviye başlayamayız, aksi halde sakıncalı olabilir. 2. yöntem Radyoterapi yöntemi fakat bu hiç başvurmamamız gereken bir tedavi. Çünkü radyoterapi, doğmamış bebeğe hamileliğin her döneminde, özellikle de ilk üç ayda ciddi zararlar verir. Diğer bir yöntem ilaç tedavisi bir süre bu tedavi ile devam edebilir. Normalde gebelikte ilaç kullanımı sakıncalı olsa da kullanacağımız ilaçları ona göre seçeceğiz."

Adelya hanım dik duruşu ile gözlerini doktora dikti,

-"Peki hastalık ilerlerse ve ilaçlar etki etmemeye başlarsa."

-"Doğuma kadar ekstra bir şey yapamayız. Gebeliğe etki etmemesine dikkat ederek ilaç dozlarını arttırabiliriz. Dediğim gibi diğer tedaviler gebeliği etkileyebilir. Lakin başka bir yol daha var her ne kadar üzücü bir yol olsa da seçenek olarak söylemek zorundayım; kürtaj. Bebekler henüz 3 ayını doldurmadığı için kürtajla gebeliği sonlandırıp daha etkili bir tedaviye başlayabiliriz."

Adelya hanım endişe ile ayaklandı,

-"Asla! Asla yaptırmam kürtajı."

Adelya hanımın kesin konuşması ile ne doktor bir şey diyebildi, ne de onu canından çok seven kocası.

Turan bey tek bir dilek diledi o an, "Yüce Rabbim, onsuz yaşayamam ben, ölürüm. Ne olur alma onu benden."

Yesari çifti o günden itibaren ilaç tedavisine başlamışlardı, gebeliğini etkilemeyecek bir beslenme programı ile bu tedaviyi desteklemişlerdi.

En büyük çocukları olan Lodos'a sadece ufak bir hastalık olduğunu ama dikkat edilmesi gerektiğini anlatmışlardı. Lakin Lodos zamanla bu ufak hastalığın aslında ufak olmadığını anlamaya başlamıştı. Küçücük yaşına rağmen kardeşlerine abilik yaparak bir çok derdi sırtlamıştı omuzlarına.

Zaman geçiyordu ve gebelik sona yaklaşırken, hala tedavi gören Adelya hanım çok yorgun hissediyordu. Tedavi çok yavaş bir şekilde etki gösterse de bir yere kadar işe yarıyordu. Daha etkili tedaviye biran önce geçmeleri gerekiyordu. Onu ayakta tutan ise ikizleriydi. Biri kız ve biri de erkek olan ikizler.

Kadın doğum ve uzman doktor kontrolünde ilerleyen tedavide artık etki göstermeyen ilaçlarla beraber tedaviyi durdurmak zorunda kalınca kadın doğum doktoru, doğumun riskli ilerleyebileceğini kendilerini hazırlamaları gerektiğini belirtirken Turan bey gerçeği kabullenmek yerine kendini her şey iyi olacak umuduna sarılırken, Adelya hanım artık tedaviyi düşünmüyordu tek düşündüğü ikizlerin sağlıkla doğurabilmekti.

Gel zaman git zaman doğum zamanı geldi çattı. Evin çocukları heyecanlı olsa da en büyükleri olan Lodos daha farklıydı. Heyecanlı ve bir o kadar da endişeliydi, ufak bir hastalık demişlerdi ama gerçeğin farklı olduğunu seziyordu.

Öte yandan hastaneye varan çift bir odaya alınarak doğuma hazırlanmaya başladı, çift yalnız kaldıkları anda Adelya hanım yaşadığı kasılmalara vücudunda fazlasıyla kendini belli eden yorgunluğa rağmen kocasının elini tuttu,

-"Turan beni dinlemeni istiyorum."

-"Adelya lütfen-"

-"Turan dinle! Bak, eğer bana bir şey olursa, lütfen kendini bırakma. Eğer sen yıkılırsan kaybolursunuz. Bana söz ver onlara sahip çıkacaksın, bırakmayacaksın."

Turan bey ise bu gerçeği kabul etmek istemiyordu. Dolu gözlerle baktı hayat eşine,

-"Adelya'm."

Konuşamadı, kelimeler boğazına dizildi. Sözler anlamını yitirdi, gözler konuştu. Zarar vermeden sarıldı karısına, göğsüne yasladı.

-"Söz ver Turan'ım, ne olur."

-"Söz Adelya'm. Söz veriyorum."

Odaya giren çocukları ile ayrılırken, kendilerine sarılan çocukları ile tekrar belki de son kez birleşti kolları.

O an sanki olacakları hissetmiş gibi sıkı sıkı sarıldılar birbirlerine.

Adelya hanım doğuma giderken son defa baktı hayatının aşkına, son defa baktı bir tanecik oğullarına. Özür diledi içinden, bundan sonraki hayatınızda sizi yalnız bırakacağım için özür dilerim.

Dışarı da korku ve heyecanla süren bekleyiş, içeri de ise verilen amansız yaşam savaşı. 12 saatlik savaş sonrasında ikizler hayata gözlerini açarken gördükleri ilk yüz anneleri olurken, annelerinin hayata gözlerini yumarken gördüğü son yüzler ikizleri olmuştu. Sizi seviyorum diye fısıldadı kulaklarına, sizi seviyorum ve hep seveceğim. Son defa baktı meleklerine ve ardından kapandı gözleri sonsuzluğa.

Bebekler alınırken doktorlar başladı bu sefer mücadeleye, anneyi hayata döndürmeye çabaladılar. Tüm çabalar sonuçsuz kalınca doğumhanede derin bir sessizlik ve hemen ardından doktorun dudakları arasından dökülen şu cümle.

-"Ölüm saati, 02.35..."

Turan bey çocuklarını kardeşi ile eve gönderirken, diğer aile üyeleri ile telaşlı bir şekilde bekliyordu.

Doğumhane kapısı açıldı ve içeriden kucağında iki bebekle bir hemşire çıktı.

Turan bey, ışık hızıyla yanına gidip meleklerine baktı. Aile anın büyüsüne anlık olarak kapılırken Turan bey, karısının durumunu sorunca,

-"Doktor bey çıkınca size bilgi verecek izniniz ile bebekleri hemen kontrole götürmeliyim."

Hemşire aceleyle gittikten sonra tekrar endişeli bir bekleyişe giren aile 15 dakikanın ardından açılan kapı ile tekrar ayaklandılar.

Turan bey korkuyla baktı doktora,

-"Bir şey söyle doktor, yalvarırım iyi de."

Üzgün gözlerle ilk önce aile üyelerine ardından Turan beye baktı.

-"Üzgünüm Turan bey, lakin vücudu çok zorlandı. Elimizden gelen her şeyi yaptık fakat maalesef, başınız sağ olsun."

Doktorun söylediği can yakıcı sözlerin ardından koridor yankılanan haykırışlara ev sahipliği yaptı. Ama bir kişi dışında; Turan.

Onun feryadı, fırtınası içindeydi.

Kaybetmişti, yıkılmıştı ama ağzından bir kelime dahi çıkmamıştı. Yavaşça çöktü dizlerinin üstüne gözlerinden akan yaşlar eşlik etti sessiz feryadına.

O gün kelimeler kifayetsiz kaldı, sadece gözyaşları konuştu. Bu yürekler ilk kez ayrılığın acısıyla kavruldu.

En başında içi acıyarak dilek dilemişti Turan bey; "Yüce Rabbim, onsuz yaşayamam ben, ölürüm. Ne olur alma onu benden."

Lakin ne demiş Hz. Mevlana;

Allah der ki "Kimi benden çok seversen onu senden alırım"....Ve ekler: "Onsuz yaşayamam" deme, seni onsuz da yaşatırım.

Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur, aklın şaşar.

Dostun düşmana dönüşür, düşman kalkar dost olur, öyle garip bir dünya.

Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur...

"Düşmem" dersin düşersin, "Şaşmam" dersin şaşarsın.

En garibi de budur ya "Öldüm" der, yine de "yaşarsın..."

♥︎

Kitabımızın ilk bölümü ile karşınızdayım. 🦋❤️

Hastalığın aşamalarını gebelik halinde neler olduğunu ve tedavi yöntemlerini araştırdığımı söyleyebilirim. Yani yazılanların %90 doğru bilgiler, geri kalan %10'unu hikayeme göre uyarladım.

Bu bölümü yazarken öyle bir içime işledi ki, kendimi kitabın içinde olayları bizzat yaşayan biri gibi hissettim. Gerçekten kötü bir durum ve duygu. Rabbim tüm hastalara, Şafi ismiyle şifa versin.

İlk bölüm ile ilgili duygu ve düşüncelerinizi merak ediyorum, lütfen belirtmeyi unutmayın.

Yeni bölümde görüşmek üzere. 🦋


Loading...
0%