Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Berceste Bölüm:3

@lazkizi137

Chat!

Tarih:13.07.24

Berceste 3. Bölüm: "İlk karşılaşma, Gerçekler ve Yeni Umutlar

"İçimde tarif edemediğim bir his var, nasıl bir şey ya da neden var ben de bilmiyorum. Kendi duygularımı ifade etmekte güçlük çekiyorum, hatta hiç beceremiyorum ve bu artık çok yorucu oluyor. Tükenmiş gibi hissediyorum kendimi, pes etmiş gibi.. Ama neye pes ettiğimi ne için pes ettiğimi bile bilmiyorum.."


♤Karan Yesari♤

Henüz birkaç saat öncesinde öğrendiğimiz gerçek ile ikiye bölünmüştüm. Yıllar sonra ikizime kavuşacak olmak beni deli gibi sevindirirken, yıllar boyunca yetimhanede kalmış olması beni çok üzüyordu.

Biz burada rahat bir yaşam sürerken, ikizim yetimhanede yaşamış. Bu zamana kadar ne yapmıştı, nasıl yaşamıştı, orada zarar görmüş müydü? Her yetimhane iyi değildi bu bilinen bir şey. Peki ikizimin kaldığı yer ya kötü bir yerse.

En son ki düşüncem ile yüreğim daraldı. Ya... ya zarar görmüşse de ben hissedememişsem?

♥︎

♤Berceste♤

Hissettiğim sarsıntı ile Tony'e veda ederek gözlerimi araladım. Aynı odayı paylaştığım lakin çok fazla diyaloğa girmediğim Deniz, tepeme dikilmişti.

-"Berceste kalk artık, müdür seni odasına çağırıyor."

Neden? Niye? Nasıl? Niçin?

Uyan artık!

Anlaşılacağı üzere yeni uyanmış bir ben, ayılmam biraz zor oluyor.

Zorlukla yataktan kalktığımda pencereye gözüm takıldı, dışarısı karanlıktı. Muhtemelen öğlene doğru uyuya kalmışım.

-"Saat kaç?"

Bileğindeki saate göz attı,

-"6'yı 10 geçiyor."

-"Tamam sağ ol."

Odadan çıkıp ortak banyoya adımladım, ayılmak için elimi yüzümü yıkamak şart. Müdür asla sevmez böyle şeyleri. Üstün başın dağınık olmayacak. Titiz ve özenli giyinilecek. Her an biri gelirse hazır durumda olmalıymışız. Yani anlayacağınuz dışımız süslü püslü içimiz eski püskü...

Kısa bir tip düzeltme seansından sonra odadan çıkıp, müdürün odasına doğru adımladım.

Yalan atma be senin tipin nasıl düzeltilsin, sadece az buçuk adam ettin.

Sen benim iç sesimsin Ne var biraz da beni övsen?

Zevk meselesi...

İç sesi ile de konuşup tartışmayan deliyim demesin kendine.

Müdürün odasına gelince gergince kapıyı tıklattım, "gel" diye seslenince kapıyı açıp içeri girdim ve kapıyı tekrardan kapattım.

-"Efendim mü-"

Karşımda masasında oturan müdür onun önünde 4'lü koltuk takımının 2'sinde yan yana oturan iki beyefendi vardı, Allah sahibine bağışlasın diyebileceğim türden iki beyefendi...

Kendi içimde girdiğim sözlü savaşa, müdür beyin sert sesi ile ara verdim.

-"Berceste!?"

Korkudan yerimde sıçrayınca karşıda oturan adamların kaşları çatıldı. Büyük gibi duran müdüre dönerek,

-"O sesinin ayarına dikkat et müdür."

Normal konuşuyor da olsa sesi çok sertti ve o an hayatın boyunca ilk defa müdürün gözlerinin titrediğini gördüm.

Konu daha fazla uzamanası adına araya girdim.

-"Beni neden çağırdınız?"

-"Otur Berceste, konuşacaklarımız var."

İkiletmeden boş koltuklardan birine oturdum, gözlerim yan yana oturan iki afamla müdür arasında mekik dokuyordu.

-"Berceste bu beyefendiler senin için geldiler."

Ne?!

-"A-ama ben böyle bir şeyi istemiyorum, size de söylemiştim."

-"Hayır, o anlamda değil. Seninle konuşmaları gereken önemli bir konu var. "

Omuzlarım yenilgi ile çöktü. Ne konuşacağız ki.

-"Peki, konuşalım."

İçimden bir ses bu konuşmanın iyi yerlere gitmeyeceğini söylüyor.

Bundan sonrası Allah'u Tealaya emanet.

♥︎

♤Turan Yesari♤

Karşımdaydı...

Benim kızım, yıllar sonra kanlı canlı bir şekilde karşımdaydı.

Belki diyorsunuzdur; "Belki o adam size yalan söyledi, test yaptırmadan nasıl emin olabiliyorsun." diye. Böyle düşünmekte haklısınız ama Adelya'm ile olan benzerliği bir görseniz size en az benim kadar emin olurdunuz.

Baktıkça Berceste'me tutamadım kendimi, yıllar sonra kızımı ilk görüşüm ile dolu gözlerim. Adelya'mın emaneti, canımın canı biricik kızım karşımdaydı şu an. Çok güzeldi, fotoğraftakilerden çok daha güzel.

Meraklı bakan gözleri, sapsarı saçları; o her şeyi ile annesinin kızıydı.

-"Turan Bey, ben çıkayım siz yalnız konuşun."

Yurt müdürü sesi ile kendime geldim ben daha cevap veremeden odadan çıktı. İt oğlu it. Seninle de sonra hesaplaşacağım. Ne demek kızıma bağırmak. Hayır benim kızım olmasa bile bağıramaz. Bu adamı hiç gözüm tutmadı. Bercesteme kavuşalım sonra da onun icabına bakarım.

Bercesteme dönerek onun hem meraklı hem de ürkek gözlerine baktım.

Umuyorum ki bu odadan mutlu bir şekilde çıkarız, çünkü diğer türlüsünü ne ben kaldırabilirim ne de kalbim.

♥︎

♤Berceste♤

Müdürün kaçarcasına odadan çıkmasıyla beni izleyen ikiliye döndüm. Hem konuşulacak konu hakkımda meraklıydım hem de tanımadığım iki adamla tek başına olduğum için tedirgindim.

Tedirginlikle daha büyük duranın olanın gözlerine baktım,

-"Şey, benimle ne konuşacaktınız?"

İki adam da birbiri ile bakıştı bir süre, sonra büyük olan derin bir nefes aldı. Tamam, başlıyoruz.

-"Birazdan anlatacaklarım seni üzebilir, ama lütfen sonuna kadar dinle olur mu?"

Alışığım üzülmelere, gönder gelsin" diyemedim. Usulca kafamı salladım.

-"17 yıl önce eşim ikizlerini doğurdu, biri kız biri erkek. Karım Lösemiydi, doğumun 3. ayına girmeden öğrendik, ilaç tedavisi başladı ama yeterli gelmedi. Doğumdan sonra kaybettik onu."

İkizlerini göremeden mi melek oldu kadıncağız.

Ağır bir hastalıktı lösemi ve üstelik hamileymiş öğrendiğinde.

-"İkizler kontrol için götürülmeden son kez baktım onlara, ardından karımın cenaze işlemleri için uğraştık. Sonra bana ikizlerimden kız olanının bünyesinin zayıf kaldığını ve yaşama tutunamadığını söylediler. İnanamadım araştırdım, sorgulattım. Hatta öldüğü söylenilen bebek ile babalık testi yaptım, pozitif çıktı. Söyledikleri doğruydu kızım da karım gibi dayanamamış ve melek olmuştu."

Daha karısının acısını sindiremezken - ki bu öyle kolay sindirilebilecek bir şey değil - yeni doğmuş kızının kaybını yaşamıştı.

Nasıl bir yürek yangınıydı bu?

-"Yani biz öyle biliyorduk."

Pardon? 

Bey amca ben birazcık safım, geç anlarım.

-"Nasıl yani?"

Hala bana bunları neden anlattığını anlamazken, devamını da merak etmiyor değildim.

Ne demişler kediyi merak öldürür.

-"Şöyle ki, düşman olarak bile görmediğim, geçmiş yıllara gömdüğüm ama kendisinin beni düşman bellediği birinin oynadığı bir oyunmuş her şey. Yıllar önce aynı kadına aşık olmuştuk, Adelya'ma. Bundan haberim yoktu, sonradan öğrendim. Adelya da beni sevince bir hayat kurduk, çocuklarımız oldu, mutluyduk. Bilmediğimiz tek şey onun bize olan öfkesinin gün geçtikçe büyümesiydi. 4 erkek çocuğumdan sonra kız çocuğuna sahip olduğumu duyunca da intikam almak istedi ve kızımı benden çalarak öldü gösterdi, ölmüş olan başka bir bebeği de kızımın yerine koydu."

Diyeceğim tek şey, New Netflix Series... Ciddiyim tutar bu dizi, hatta 2. sezon onayını daha ilk bölümden alır.

-"Yıllar sonra bugün, bir mektup geldi. O mektupla öğrendik bunları. Bana kızının yanına git dedi, adresini verdi. Sanki her şey hallolacakmış gibi özür dileyerek kızını bul dedi."

Hayır, hayır!

Olmaz. Olamaz yani!

Allah'ım ne olur ben fazla saf olayım, fazla salak olayım da yanlış anlayayım!

-"Yani?"

Salağa yat Berceste, yanlış anlamışsındır yine.

Adam dolan gözlerini gözlerime kenetleyerek beni yıkıma uğratacak o cümleyi söyledi.

-"O sensin Berceste. O adamın benden kopardığı, benim biricik kızım sensin. Yıllardır özlemini duyduğum bebeğim sensin."

Böyle olmamalıydı...

Sıklaşan nefeslerim, dolan gözlerim, hızlanan kalbim ve dönen başımla aniden ayağa kalktım.

Onların tarafında bir hareketlilik oldu ama bakmadım, bakamadım. Çünkü kararan gözlerim buna izin vermedi.

Dizlerimin bağı çözülürken, boşluğa kendimi bıraktım. Sert zemine düşmek yerine birinin kolları arasındaydım.

Boğuk boğuk sesler vardı ama sadece vardı. Anlamıyor, algılayamıyordum. Vücudumun titrediğini hissediyordum, kendimi dizginleyemem beni daha çok korkuya düşürürken nefes alamamaya başlamamla daha çok titremeye başladım.

Bedenim birinin kucağına alındı, boğuk sesler hala vardı. Zihnim karanlığa çekilirken, daha fazla dayanamadım. Korkuyla karanlığın beni içine çekmesine izin verdim.

♥︎

585

586

587

588

589

590

Beynimin içi dolu. Düşünceler susmuyor, sorular bitmiyor. Boğuluyorum sadece. Bir labirentin ortasında kaybolmuş hissediyorum.

591

592

593

594

595

Neden diyorum. Neden? Neden ben? Bir intikam uğruna yalnızlığa mahkum edilmiştim.

596

597

598

599

600

600 saniye, yani 10 dakika. Tam 10 oldu bilincim açılalı. Gözlerimi açmaya, bir kez daha gerçekle yüzleşmeye korkuyordum.

Tahminimce hastanedeydim, bir odada kolumda bir serumla yatakta yatıyordum. Yaşadığım o şey neydi hiçbir fikrim yoktu. İlk defa o duruma gelmiştim, ve hissettirdiği tek şey korkuydu, büyük korku.

Kapı sesi ardından sorumlu olan koluma dokunan eller.

-"Her şey yolunda mı? İyi olacak mı?"

Tanımadığım bir sesti, kimdi?

-"Merak etmeyin, ilk geldiği duruma göre şuan daha iyi. Bazı testler yaptık, çıkan sonuçlara göre Berceste Hanımın "Panik Bozukluk" yani "Panik Atağı" var. Bu konudan biraz bahsedersem, Panik atağın en büyük özelliği, ne zaman başlayıp ne zaman sonlanacağının kestirilememesidir. Aniden başlayan korku ve panik hâli, çoğunlukla ilk 10 dakika içinde en üst seviyeye çıkar ve ortalama 15 dakika içinde son bulur. Fakat nadir de olsa daha da uzun sürebilir. Erkeklere oranla kadınlarda daha fazla görülüyor. Berceste Hanımın gösterdiği tipik belirtiler ise,

• Nabzın hızlanması

• Kalp çarpıntısı

• Nefes darlığı

• Boğulma hissi

• Titreme

• Baş dönmesi

• Baş ağrısı

• Bayılma

Yaşadığı bir olay panik atak krizini tetiklemiş olmalı."

-"Peki ne seviyede? Tedavisi var mı?"

Bu oydu, galiba babam olduğunu iddia eden adam.

-"Tabiki de var. Panik atak tedavisi için ilaç tedavisi veya psikoterapi aktif olarak kullanılan yöntemlerdir. Bu iki yöntem ayrı ayrı uygulanabildiği gibi birlikte de uygulanabilir, hastanın tercihine bağlı."

-"Peki ne zaman uyanır?"

Uyanmasam da olur aslında... 

-"Yarım saate kalmaz uyanır. Uyanınca bir hemşire kontrole gelir, serum bitince de çıkabilirsin. Tedavi için de istediğiniz zaman başlayabiliriz. Geçmiş olsun."

-"Teşekkürler."

Gelen kapı sesi ile odada yalnız kaldığımızı anladım. Ee, şimdi ne olacak, dediklerinde ciddi miydiler sahiden?

Öyle büyük bir çıkmazdayım ki...

Tamam pekala öncelikle sakince düşünmem ve ona göre hareket etmem gerekiyor.

Sonuçta her gün "Ben senin babanım ve sen yeni doğduğunda seni kaçırdılar." diyen bir adam dayanmıyor kapıya. Haksız mıyım?

-"Şimdi ne olacak baba?"

Sessizliklerini bozmaları ile dikkatli onları dinlemeye başladım.

-"İlk önce Berceste uyansın, sonrasında o da isterse ilk önce kendimizi sonra da ailemizi tanıtırız. Eğer kabul ederse bizimle gelir. Beraber yaşamaya başlarız."

İster miydim ki? Eğer gerçekten ailem onlarsa direkt onlarla gidemem ki, onları tanımıyorum sonuçta.

Lakin tanımaya çalışabilirim, beni tanımaları için fırsat veririm. Eğer onlar gerçekten de ailemse, beni o yetimhaneden kurtarabilirler.

Tamam şu saatten sonra akışına bırakıyorum ve gözlerimi açıyorum.

Yeni uyanmış edasıyla gözlerimi usul usul araladım, ve ışığa alışmak için bir süre bekledim.

Yanımda hissettiğim hareketlilik ile bakışlarım oraya döndü. Turan bey, endişeli bakışlarıyla elimi tutuyordu. Diğer tarafımdaki hareketlilik ile o tarafa döndüm.

Bu adam Turan beyin yanındaki adamdı. Oda da bizden başka biri olmadığına göre ve az önce ''baba'' dediğine göre baba oğul oluyorlardı. E, bu durumda da benim abim mi oluyordu?

Yok, kayınçon oluyor

İçses kes!

-"İyi misin kızım?"

Hiç yalan söyleyemem,

-"Değilim..."

Turan bey ve diğer adam endişe ile ayaklandılar.

-"Dur, doktoru çağırayım. O bir baksın sana."

Tam gidecekken elinden tutup durdurdum. Doktorluk değildim, ağrım sızım yoktu sonuçta.

-"O anlamda değil, vücuden iyiyim sanırım. İyi hissetmediğim konu, şu anki bulunduğumuz durum. Hayatım boyunca ailem dediğim kişi hiç olmadı. Ve siz de bir anda gelince, bilmiyorum sanırım bünyem kaldırmadı."

Turan bey, kalktığı sandalye geri oturdu, ve anlayış dolu bir gülümseme ile elimi tekrardan avuçlarının içine hapsetti.

-"Kolay değil kızım. Seni anlıyorum diyemem, dersem yalan söylemiş olurum. Ama sana bir konuda kesin bir söz verebilirim. Bundan sonra yalnız olmayacaksın. Her zaman arkanda ailen olacak. Sana söz veriyorum.

Kafamı salladıktan sonra diğer tarafımda ki hiç konuşmayan kişiye dönüm.

Gülümseyerek sadece beni izliyordu. Ona döndüğümü fark edince, gülümsemesi daha da büyüdü.

-"Selamlar, güzel hanımefendi. Ben Mirkan, abin oluyorum. Bekarlık sultanlıktır diyerekten de taliplerimi beklemediğimi belirtmek istiyorum."

Dedikleriyle kendimi tutamamıştım, haliyle kısa bir gülüş çıktı ağzımdan.

Sonra sustum, bulunduğumuz durum boğazımı düğümledi. Turan beye dönen bakışlarımla,

-"Sizden DNA testi ve testin sonucu çıkana kadar biraz süre istesem?"

İki adamın bakışları da önce birbirlerine değdi, kısa süren sessiz bir anlaşmadan sonra Turan bey tekrar bana döndü.

-"Sen nasıl istersen güzel kızım. Hazır hastaneyken hemen yapalım testi o zaman ne dersin."

Olumlu anlamda kafa salladım. Bundan sonrası hızlı gelişmişti. Az önceki doktor tekrar gelmişti. DNA testi için kan alımından önce benimde yeni öğrendiğim, Panik Bozukluk yani Panik Atağım hakkında bilgilendirmeler yaptı ve istediğimiz zaman tedaviye başlayabileceğimizi söyleyerek konuşmasını bitirdi.

Ardından gelen hemşire hem Turan beyden hem de benden kan alarak test için götürdü. Daha sonra kendimi iyi hissettiğim ve serum da bittiği için çıkış işlemlerinin ardından hastaneden çıktık. Öğrendiğime göre DNA testi 3-5 gün arasında çıkıyormuş.

Yani bu olanları sindirebilmek ve doğru kararlar verebilmem için yeteri kadar zamana sahibim.

Bulunduğumuz araba yetimhanenin önümde durunca, öndeki iki adam bana döndü. Turan bey yine yüzündeki tatlı ama karizmatik gülümsemesiyle,

-"DNA testi çıkana kadar iyice düşün güzel kızım. Sen ne karar verirsen saygı duyacağımıza emin ol. Ayrıca bu kartı da almanı istiyorum."

Uzattığı kartı alıp inceledim. Kart bile çok havalı duruyor be.

'Yesari Holding'

'Turan Yesari'

'adres***'

'053****'

-"Kartta numaram ve çalıştığımız yerin adresi var. Bir ihtiyacın olursa ister ara istersen direkt yanımıza gel. Ha normalde de arayabilirsin yani hayır demeyiz."

Hem beni düşünmesi hem de bundan kendilerine çıkardığı pay ile gülmemi durduramadım. Bir süre sonra kafamı kaldırıp onlara bakınca, beni seyrettiklerini görmemle kızardığımı hissettim.

-"Ee, şey. Ben gideyim artık, sonra görüşmek üzere."

Koşar adım arabadan inince, arkamdan güldüklerini işittim.

Allah'ım, sen bana yardım et. Yeşeren umutlarımın solmasına izin verme. Arkamda bıraktığım o iki adamın yürek yangınları ve benim de yalnızlığım sona ersin artık.

♥︎

Allah diyor ki; Ey kulum sana haksızlık yapıldı sabrettin, seni ağlattılar sabrettin, aydınlığını karanlığa çevirdiler sabrettin.

Ey benim güzel, merhametli, vicdanlı kulum. Sana yapılanı ben unutmam. Senin her şeyin hesabını soran Rabbin var...

Sabret...

♥︎

Ben ağlıyorum be chat!

Bölümü nasıl buldunuz?

Bekarlık Sultanlık Mirkan?

Yaşlı kurt Turan'ım da Turan'ım.

Yorumlarınızı bekliyorum ayrıca beğeni yapmayı da unutmayın.

Yeni bölümlerin ne zaman geleceğini soranlar için açıklama; bu uygulamaya yeni geçtiğim için halen nasıl kullanıldığını kavramaya çalışıyorum. Bu yüzden yorumlara özel cevap yazamıyorum veya kişileri etiketleyip msj yazamıyorum. O yüzden buradan bir açıklama yapmak istedim. Bölümler haftada 1 gelecek ve muhtemelen bugün attığım gibi SALI günü bölüm günümüz olacak. Aklınıza takılan bir konu varsa çekinmeden sorabilirsiniz. 🥰

Yeni bölümde görüşmek üzere. 🦋


Loading...
0%