Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@leeseaa

Rha

Birleşmeden yüz yıl sonra

Dört ruh Rha ismini aldı.

Geçen yıllar, onlara birliğin ne demek olduğunu öğretti. Aynı dalgadan doğan kardeş ruhlar, Damon’ı kendilerinden önde tutmayı bildi. İki göz, iki kol, iki bacak ve bir bedeni sahiplendiler.

Rha tapınaktan içeri girdi. Işığın vurduğu alanlarda tozlar uçuşuyordu. Terk edilen tapınak, bir zamanlar tapınak fahişelerinin kontrolündeydi. Şimdi içerisi boştu. Rha’nın karşısında kâhin duruyordu. Onun geleceğini görmüştü, kaderine boyun eğmiş ve tilkinin kurnazlığıyla bulunmayı beklemişti, kurdun gözleriyle takip edilmişti, çakal kokusuyla onu avlamıştı.

Kâhin tapınak girişinde dimdik duran, eli kılıcında bekleyen adama başını çevirirken dizlerinin üzerinden kalktı. Aynı anda elini de kaldırıp yaşamaması gereken savaşçıyı işaret ediyordu.

Buğulanmış gözleri onun içini görüyormuş gibi bedeninde dolaşıyordu.

Sizi bekliyordum.”

Çakal sessizce güldü.

Rha bir adım atarken kılıcını çekmeye hazırdı. “Kılıç mı? Hâlâ kılıç mı kullanıyoruz? Hangi devirde kaldık? Ellerimiz var!” Rha Çakal’a gözlerini devirmek istedi. Zihninde dolaşan izinsiz fısıltılar değillerdi artık. Neredeyse konuşmazlardı çünkü bunca yıl, onların aklını da bir etmişti.

Konuşmaya gerek bile duymuyorlardı. Bir bütün olmuşlardı.

“Korkunun kokusunu almıyorum.” dedi Kurt.

Tilki ekledi, “Çünkü hazırlandı. Aylardır bu anı bekliyor, kovalandığını biliyor.”

Rha kılıcını çekmedi. Ona biraz daha yaklaştı. “Son sözlerini duyabilecek tek kişi benim.”

Kâhin elini yavaşça indirirken aylarını harcadığı tapınağın yüksek tavanını izlemeye başladı. O bir fahişe değildi, sözcüydü. O sırada Rha onun son sözlerinin ruhundan döküleceğini anladı. Bir şey görüyordu. Onlar her zaman bir şey görürdü ve gerçekleşeceğinden eminmiş gibi kelimelere dökerlerdi.

Ne aptallardı ama.

“Yolundan sapacaksın Rha.” dedi kâhin boşluktaki toz tanelerini izlerken. Gelecekten parçaları ruhların önüne atıyordu fakat Girdap’ın içinden fırlayan üç ruh bile kahinlerin sözlerine kulak tıkamaları gerektiğini öğrenmişti. Kâhin gördüklerine tebessüm ettiğine Rha kaşlarını çattı, kabzayı daha sıkı kavradı. “Dörde bölünen yolun birleşecek. Anlaşmazlık tek bir noktada fikir birliğine dönüşecek. Onu bulacaksın. Her yolun ona çıkacak.”

O?

Kimden bahsediyordu?

Rha’nın şunca yılda bir tane bile arkadaşı olmamıştı, onlar birbirinin destekçisiydi.

“Sesler karmaşayla çıktığında, zihin buna dayanamadığında ve beden yorulduğunda dört zinciri birleştirecek olan ruh karşına çıkacak.”

“Bir beden için yeterince ruha sahip değilmişim gibi…” diyerek homurdandı Rha. “Ee? Sonra ne oluyor? Muhtemelen Çakal onu yememi istiyordur.”

Kâhin onu duymuyordu. Rha kendince alay ediyordu.

Fakat kâhinin sonraki sözleri Rha’nın ağzına pamuk tıktı. “Dört ruhun hissetmediği duygu, kilidin en büyüğü… açılmaz, zorlanmaz. Bencil ruh kendisini değil, onu düşünecek. Can alan Rha, taşıdığı ruhlara rağmen ruhları kapatan siz… gözün görecek bir ruhu. Çakal, Tilki ve Kurt için Kuzu olan ruh, av değil uğruna avlanılacak olacak.”

“İyice saçmalamaya başladı.”

“Bekle, eğleniyorum.” Tilki kıkırdıyordu.

Kafasındaki seslere rağmen Rha sadece kâhini duyuyordu.

“Bedenin taşıyamadığı noktada, tek dalgadan doğan kardeşler ona gidecek. Onunla sevecek, onunla yürüyecek, onunla bir olacaksın. Aklı aklındır, korumak için dünyaları yakacak ve kendinle birlikte tutuşturacaksın. Birbirine geçen dört ruh, bir başka ruhu önemsediğinde, gideceğin yolu göreceksin. Kız ölürse ölürsün. Kız kaybolursa kaybolursun.”

Kız mı?

“Tilki’nin eğlencesi değil yoldaşı. Çakal’ın ziyafeti değil, kalkanı. Kurt’un avı değil, avcısı. Ve sen, Damon… şu zamana kadar çektiğin her nefes anlamsız gelecek. Sadece sen değil, Rha sevecek. Kuzu’yu öldürme, Kuzu’yu koru.”

“Lezzetli.”

Rha’nın kafasındaki son sesler kesildi.

Kâhin bakışlarını ona geri çevirdi.

Hafifçe tebessüm etti. “O, celladın celladı olacak. Kurdun sürüsü, Tilki’nin hilesi, Çakal’ın sakinleştiricisi… Dördü kabul ettiğinde, ruhunun her tanesiyle onu seveceksin. Kopacağın noktada, seni o bir tutacak Rha.”

Kâhinin ağzından çıkan bir kelime için dünyaları yıkacak insanlar tanıyordu. Kâhin ona duymak istediklerinden çok daha fazlasını vermişti. Her biri dinlemişti, sözleri aklında yaşayacaktı. Savaşları değiştiren, ölümleri yok eden sözler altından kıymetliydi.

Ama Rha bunlara asla inanmazdı.

Ayrıca ona birisi için öleceğini söylüyordu.

Kâhinin bakışları yumuşadı. O gülümseme, huzuru bulmayı başaran bir kadına aitti.

“Aşık olacaksın.”

Rha ona baktı, uzun uzun baktı…

Ve sonunda kahkahayı patlattı.

Sesi tapınağın duvarlarından sekip kendisine geri gelirken gözleri ilk defa gülmekten ıslandı.

Karnına ağrılar girdi. Kahkahasını bastırmaya uğraşmadı, uzun zamandır gülmemişti. Kâhin ise karşısındaki ruhları inceliyordu.

“Esprili bir kâhin… ne hoş. Son sözün bu mu yani?” Ağırlığını bir ayağına verip bekledi. Rha sırıtıyordu. “Kuzu tombul, lezzetli, yumuşak bir hayvan… kovalaması hiç eğlenceli değil. Ölmeyi bekleyen zavallı bir şey. Bir kuzuyu sürüme alacağıma onu canlı canlı yerim daha iyi. Araştırmanı öneririm, bilhassa geride kalmış gibisin…” Sır veriyor gibi mırıldandı. “Kuzu’nun yeri hiçbir zaman kurdun yanı olmamıştır. Bu durumda kurt dört ruh barındırıyor ve emin ol, dördümüz de tek bir akla sahibiz.”

Kâhin bunu biliyordu. Onların düşünceleri yıllar önce birleşmişti. Hepsine ayrı ayrı hitap etmek mantıklı mıydı? Hayır, onlar bir kişiydi.

“Aklını dörde bölsen bile değişmeyecek. Sen Kuzu’dan bir Ejderha yaratacaksın ve değişimin her noktasından zevk alacaksın.”

Rha pufladı. “Şimdi de Ejderha’nın ruhuyla ilgili zırvalayacak mısın? Son sözler için inanılmaz yanlış kelimeleri seçiyorsun.” Kendisine hayret etti. “Ben de oturmuş seni dinliyorum.”

“Ayak basılan her toprağı ona vermek isteyeceksin. Bir ruh, bin ruhtan değerli olacak. Bunu sana bir duygu yaptıracak. Dinle beni! Bu senin geleceğin, benim değil!”

“Yeter artık, gülmekten işeyeceğim.” Kılıcını çekerken ona eğlenceli adımlar attı. Kâhin, Rha yaklaşınca dizinin üzerine düştü. “Aa, bu bakışı biliyorum. Sonunda…” Boğazına kılıcı yan yasladı. “Buna korku denir ve benim görmeyi sevdiğim tek duygu bu.”

Loading...
0%