@lelouchuss
|
Göklerde yine sessizliklik hakimdi. Herkes elçi olmak için çaba gösterse de sonuç olarak hepsi tanrıydı. Ast kademede meleklerden elçi seçilmişti. Her ışık yılı olduğu gibi. Şeytanlar yine bu duruma isyan etsede durum değişmemişti ama tanrılar arasında durum çok farklıydı. Beş büyük tanrının beşide elçi olmak istiyordu, bu olay tanrılar arasında ilk defa oluyordu. Primonun ilk isteğiydi bu.
Primo baş tanrıydı, varoluşun ta kendisiydi. Tüm insanlık tarihinde ki dinlerin tek tanrısı, varoluşun tanrısının bunca ışık yılı sonra bizden tek isteği beş tanrı arasından bir elçi seçilmesiydi. Tanrıların elçisi hala seçilememişti. Bu durumu elbette melekler ve şeytanlarda duymuştu herkes için şaşırtıcıydı.
Beş tanrı şunlardı: İlus: Gökyüzü cennetinin işleyişinden sorumluydu. Dei: Melekler ve Şeytanlar arası dengeyi sağlardı. Leas: Yaratılanların kaderlerini yazardı. Asum: Yaşam ve ölüm arasındaki dengeden sorumluydu. Orin: Gören ve bilen tanrıydı. Bunlardan hangisinin elçi olacağına aralarında kara vereceklerdi.
Beş tanrı alem değiştirdi, olabildğince yükseldi. Birince aleme geldiklerinde yüzünde gülümsemeyle diğerlerini izleyen Orindi. Diğer dört tanrı oldukça ciddiydi. Sessizliği bozan Dei oldu. ' Buraya sizi çağırmamım sebebi sizinde tahmin ettiğiniz üzere elçi meselesi. Ben aday olmak istemiyorum ve oyumu Asumdan yana kullanıyorum.' Bu sözler ortaya bırakılmış bomba etkisi yaratmıştı. Bir süre sessiz kalan tanrıların ortamı dahada ciddileşti. Tanrılar arası konuşmalar devam ederken herkes fikrini belirtmeye başladığı sırada İlus birden dondu, kaskatı kesildi dokunsak bi buz parçası gibi dağılacak gibiydi. o esnada Asuma aynı şey oldu ve mııldandı 'Bitmesi gereken bir yaşam meydana geldi.' belli belirsiz mırıldanmayı hepimiz fark etmiştik. Dei' melekler ve şeytanların kanları birbirine karıştı.' Leas' yazılamayan kader meydana geldi.' Orin elini salladı ve havaya bir bez savurdu. Tanrılar birinci boyuttan hiç varolmamış gibi kayboldular.
Gökyüzü cennetinde belirdiklerinde hissettikleri her şey kaybolmuş gibiydi aynı hissi kimse hissetmedi. Yanılmış olmaları ihtimal dahilinde bile değildi. Erafa göz attıklarında her şey normal ve rutindi. Bunu anlamanın bir tek yolu vardı. Dört tanrı Orine döndü, Orin elini havaya savurdu bez tekrar ortaya çıkmıştı. Dört köşeli bezin dört tarafından dört tanrı tuttu, hislerini renkler halinde beze aktarılar. Bez kendi etrafında dört tur döndü ve Orinin ellerine geri döndü.
Orinin bezi yarı siyah yarı beyaz renge büründe kainatin tüm renkleri parladı ve söndü. Ortaya bir alev çıktı. Beş tanrının zihninde aynı mısralar döndü. ' Denge kayboldu, varolmayan varoldu, kaderi yazılamayan geldi.' Tanrılar neler olduğunu bile anlamadan bezdeki renkler söndü eski haline geri döndü. Beş tanrının bilmediğiydi bu. Bilge tanrı Orinin bile yüzünde ki gülümseme silinmişti. |
0% |