Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Beyaz ve siyah

@lelouchuss

Tanrılar arası telaş hız kesmeden devam ediyordu. En ukala, yüzünden piç glümsemesi eksik olmayan Orin bile gözlerini sabit bir noktaya dikmiş, öylece duruyordu.

İlus meleklerin elçisiyle konuşmaya başlamıştı, melekler ve şeytanların hepsini bir arada görmek istediğini belirtti. Emri yerine getirmek üzere melek ortadan kayboldu. İlus kendini tahtına doğru bıraktı ne kadar belli etmese de çökmüş vaziyetteydi.

 

Beş tanrı bir aradaydı ancak kimse kimseyle konuşmuyordu. Leas ilk konuşan oldu, '' son gün bugün farkındasınız değil mi?'' geri kalan tanrılar leas'a dönüp anlamaz gözlerle baktılar.

Leas gözlerini hepsinin üzerinde tek tek gezdirdi '' Aramızda ki elçi seçimi için son gün. Bildiğiniz üzere Dei aday değil ve Asumdan yana oyunu kullandı ve bende aday olmak istemiyorum çekiliyorum oyum Orin'e.''

İlus söz aldı'' Cennetin işleyişi benden sorumlu elbette bu yüce elçiliği ben yapmak isterim ancak şahsi fikrim Asum'un hepimizden daha iyi yapacağıdır. Bu durumda kendi oyuyla birlikte elçimiz ASUM oluyor, Asum kabul ediyor musun?''

Asum bir süre sessiz kaldıktan sonra ayağa kalktı '' Evet kabul ediyorum sizler için bunu en iyi şekilde yerine getireceğime şüpheniz olmasın.'' sözlerini bitirince orine baktı onay almak ister gibi sonuç olarak en yakın rakipti.

 

Orin sert bir şekilde kalktı Asumun gözlerine doğrudan baktı ortam bir anda gerilmişti. Orin asuma doğru yavaş adımlarla ilerledi birden kendi erafında döndü minik renkli ışıklar etrafta berlirdi, bal şarapları odayı doldurdu, tanrıçalar kadar güzel kadınlar etraflarında dans ediyordu ve Orin'in yüzüne o piç gülümsemesi geri gelmişti.'' Ne zaman kutluyoruz bu elçilik işini?''. Orin'in bu hareketi tüm tanrıları kısa süreliğine şaşırttı ancak sonrasında herkesi neşelendirmişti.

 

Bir süre sonra meleklerin elçisi geldi, herkesin aşağıda olduğunu bildirdi. İlus tüm tanrılarla planlamayı yaptı ve Asum'un elçi olduğunu Primoya bildirme törenini konuşmalardan sonra yapmaya karar verdiler.

 

 

Tüm tanrılar semaya yükselmiş sıralı bir şekilde dizilmişlerdi. Dei '' Artık eminim ve biliyorum.'' diye söze başladı planlanan önce İlus'un konuşmasıydı. Dei devam etti'' Kanlarınız, evet kanlarınız birbirine karıştı böyle bir durum varoluşdan bu yana yoktur, bu durumla ilk defa karşı karşıyayız. Bu durumu sizlere bildirmemin sebebi herşey dengeden ibarettir. Ne pahasına olursa olsun dengeyi sağlamaya devam edeceğim.'' Dei'nin bu sözleri ne kadar tanrılar için bir şey ifade etmesede ast kademe için bir tehditti.

 

Konuşmasına bitiren Dei sağ eline siyah sol eline beyaz bir tüy yerleştirdi, melekler ve şeytanlar olacaklardan habersiz ilgi ve merakla izliyorlardı. Avucunda ki tüyleri havaya kaldırıp ''OSTENDE STATERA'' (dengeyi göster) robotik ve derinden bir ses yükseldi. Dei'nin gözleri yarı siyah yarı beyaz renge büründü, avucunda ki tüyler yükseldi sıvılaştı birbirine geçti. Cam küreye hapsedildi, birbirinden uzak durmaya çalışırcasına döndüler ve durduklarında herkesin gözü tepede ki İDLAO denen küredeydi( denge küresi).

 

Bir anda küre büyüdü tüm melek ve şeytanların başları üzerinde gezdi, tekrar tepeye çıktığında renkler birbine karıştı. Siyah tarafta beyaz nokta, beyaz kısımda siyah nokta oluştu. tüm tanrılar küreye bakakaldı.

melekler ve şeytanlar huzursuzlandı küre genişledi şekli yamulmaya başladı ve sanki geri sarılıyormuş gibi ilk başta ki haline geri döndü. Siyah ve beyaz iki tüy olup Dei'nin ellerine geri döndüler.

 

Bunun olanların anlamı ise yeni yaşamın melek ve şeytandan olacak olan bir melez olması.

 

Bu durumda ne yapılacağını tanrılar dahil kimse bilmiyordu, yaratılanlarda(insanlar) doğurma yetisi vardı ancak bu tanrılar ve onların astları için geçerli bir durum değildi.

 

Çocuklarının olmuyor olması onların seks ve zevk düşkünü olmadıkları anlamına gelmiyordu ancak Bu yeni oluşacak bir canlıydı neye benzeyecekti ne yapılacaktı. Büyük ihtimalle yok edilecekti ama bu duruma beş tanrı arasında karar verilecekti. Primo ise bu duruma karışmayacak gibi duruyordu.

Loading...
0%