Yeni Üyelik
3.
Bölüm

büyük gün

@lelouchuss

Günler bu şekilde devam etti. İki yılın sonunda Toprak neredeyse kütüphanedeki tüm kitapları bitirmiş, bir o kadarda not tutmuştu. Altıncı yaş gününe sadece bir hafta vardı. Müdüre artık bu duruma alışmış, onu daha fazla zorlamayıp kendi haline bırakmaya karar vermişti. Seçmelere az bir süre kalmıştı, kütüphane’nin üst katı gelecek olan pozitif ve negatif ilim hocalarına ayrılmış aralarından seçilecek jüriler ise çocukları başarılarına göre seçip kendi okullarına alacaklardı. Elbette zorlama yoktu, çocuklarında isteği ve seçimi önemliydi. İstisnalar olabilirdi jürilerden tam not alanlar kendileri istediği okulu seçebilirdi. Genel olarak pozitif ilimler daha çok seçiliyordu.

Toprak üst kattaki gürültüye daha fazla dayanamayacağını anlamıştı, eşyalarını toparladı arka bahçede kendine hazırladığı köşesinde kitaplarına devam etti. Bu sırada müdirenin odasında hararetli bir konuşma vardı. Toprak hakkında konuşan müdire ‘ Toprağın bu hallerine ne kadar alışık olsam da sizlere de danışmak istiyorum, pozitif ilimlerin tamamında neredeyse bir öğretmen kadar bilgili ne sorulursa sorulsun cevabı hazır. Altı yaşında olmasına aldanmayın her konudan bilgisi var bunu siz daha iyi bilirsiniz Martin bey, sizinle sohbetinin derin olduğunu biliyorum. Negatif ilimlere gelecek olursak, açıkçası ben fazla inançlı biri değilim daha realist yaklaşıyorum ancak toprak kutsal kitapları bitirdi. Yetimhanede bulunan tüm çocuklara da bunları anlattı. Kendisinin hangisine inandığını sorduğumuzda hepsini cevabını aldık. Şunu da belirtmem gerekli ölü dillerin çoğunu biliyor eski yazıtları okuyabiliyor, mitolojiye meraklı ve hepsinin gerçek olduğuna inanıyor.’

Duydukları karşısında bir süre düşünen martin ve Harun hoca ne diyeceklerini bilemiyorlardı. Bu yaşta böyle bir çocuğa rastlamak büyük bir şanstı. Anlatılana göre karşılarında büyük bir alim ve bilim insanı var gibiydi ancak altı yaşında bir çocuktu. İlk sözü martin aldı. ‘ Sayın müdire dediklerinize sonuna kadar inanıyorum ve hareketlerini, düşünce yapısını, karakterini biliyorum. Toprak burada uzun uzadıya sohbet edebildiğim bir çocuk ve doğaüstü olaylara meraklı ve geçenlerde bana en büyük hayalinden bahsetti. Hayali ise geçmişe gidebilmekmiş ama her dönemi görebilmeyi istiyor. Gerçekten anlatılan gibi mi yoksa sadece hayal ürünümü bunu merak ediyormuş. Biz kilisede ki müritlerimizle bu konuyu konuştuk toprağı birinci öğrencimiz olarak almaya hazırız.’ Martin sözlerini bitirdiğinde yüzünde ufak bir tebessüm oldu. Biliyordu ki toprak onu seçecekti neredeyse iki yıldır en çok konuştuğu kişi martindi.

Harun hoca bütün bu konuşmalarda sadece susmuş ve dinlemişti. Müdire direkt Harun hocaya doğru döndü, yorum yapmamıştı. ‘ Evet müdire hanım bu sizinle ilk tanışmamız. Biliyorsunuz ben daha geçen sene kendi akademimi kurdum ancak bu yıl tamamen eksikleri bitti, alacak olduğum öğrenciler ilk olacak. Böyle bir öğrenciyi bende çok isterim ve bizim okulumuzun şöyle bir artısı da var. Hem negatif hem pozitif ilimler öğretiyoruz, çok yönlü bir okuluz. Akademimizde doğa gezileri olacak, laboratuarlarımız var, sekiz katlı bir binamızı kütüphane olarak ayırdık. sizinde bildiğiniz üzere tek dezavantajımız akademimizin ve yurdumuzun dağın eteklerine kurulu olması. ’

Martin duyduklarına biraz şaşırdı, okulun iki türlü eğitim vereceğini duymuştu ama pek kulak asmamıştı. Böyle bir şey yapılabileceğine ihtimal vermemişti. Hele ki sekiz katlı kütüphanenin olacağı aklının ucundan bile geçmezdi. Bu okulun diğer okullarla göre gideri en az üç katıydı. İçine bir kuşku düşse de kendi okulunun seçileceğine inancı tamdı.

Sohbetleri bittikten sonra Martin ve Harun hoca yetimhaneden ayrıldılar. Harun hoca akademiye doğru giderken Toprak isimli çocuğu düşünüyordu, akademiye alabilirse bu onun için mükemmel bir fırsat olurdu. Yarın büyük gündü, Yinede onun aklında ki tek soru bu değildi.

Elbette üstün zekalı çocuklar vardı hep de var olacaklardı ancak bu çocuğun iki yıl içinde ki değişimi göz önüne alınırsa akademisinde en fazla üç yılda her şeyi öğrenirdi. Bu çocuğun anne babası kimdi ve… Harun hoca aniden durdu yoksa bu çocuk onun bulduğu çocuk olabilir miydi?

Harun hoca çocuğu teslim ettikten sonra birçok kez polise gitmiş durumu hakkında bilgi almaya çalışmıştı ancak polisler her seferinde başka bir şehire gönderildiğini söyleyip durmuşlardı. Harun hoca bunları düşünmeyi kesip yetimhaneye geri döndü müdirenin kapısına geldiğinde içeriden Martin’in sesi geliyordu kapıya biraz daha yaklaştı ve duydukları onu bir miktar şaşırtmıştı ‘Müdire hanım beni tanıyorsunuz, iki yıldır da toprağın hayatındayım beni ne kadar sevdiğini siz de biliyorsunuz, sizi kendisine bir abla olarak görüyor bundan bana çok kez bahsetti, yani demem o ki toprakla konuşsanız bence onu ikna edebilirsiniz. Hem Harun hoca akademisini bitirdiğini söylüyor lakin ne kadar faydalı olabilir biz köklü bir akademiyiz onun daha ilk öğren…’

Martin sözünü bitiremeden müdire sevda hanım biraz sesini yükselerek ‘ Martin bey bakın bu benden istediğiniz altı yaşında ki bir çocuğu kandırmak bunun farkındasınız değil mi? benim toprağı kandırabileceğimi düşünmeniz beni güldürdü bir de onu tanıdığınızdan bahsediyorsunuz, bence hiç tanıyamamışsınız. Toprak kendi kararlarını verebiliyor bu cümleyi bu yaşta ki bir çocuk için asla kullanmam ama toprak farklı bunu sizde biliyorsunuz. Neyse bunu daha fazla uzatmaya gerek yok bunu ne siz bana söylediniz ne de ben duydum martin bey çıkabilirsiniz.’ Harun hoca şaşkınlıkla kapıda dinlemeye devam ederken hemen toparlandı ve karıya geçip duvara yaslandı kapı aralanınca Martin hışımla çıktı ve gitti. Harun hocayı bile fark etmemişti.

Harun hoca birkaç dakika daha bekleyip kapıyı çaldı, içeriye girdiğinde sevda hanımın düşünceli yüzüyle karşılaştı. Bir müddet havadan sudan konuştuktan sonra hoca ‘ Sevda hanım benim gelme sebebim toprak.’ Sevda hanım toprak lafını duyunca ellerini şakaklarına koyup bir müddet bekledi ‘Harun bey sizde toprağı kandırmam için geldiyseniz bunu yapmayacağımı baştan belirtmek isterim.’

Harun hoca elini hayır anlamında salladı hemen konuya girdi ‘ Bakın bu konuyu ilk ve son kez sizinle paylaşacağım ve bir daha bu konu açılamayacak’ sevda hanım kafasını olumlu anlamda sallayınca Harun hoca bebeği bulduğu günü detaylarıyla anlattı. Sevda hanım yer yer şaşırarak Harun hocanın sözlerini hiç kesmeden dinledi. Sözlerini bitirdiğinde ‘ yani sevda hanım demem o ki toprak benim bulduğum çocuk olabilir mi? ya da yurdunuzdan başka bir şehire gönderilen bir erkek çocuğu oldu mu?’

Sevda hanım bir süre düşündü en sonunda ayağa kalktı eski dolapta dosyaları karıştırmaya başladı, en sonunda kalın bir dosyayı Harun hocanın önüne bıraktı. Dosyanın üzerinde büyük harflerle TOPRAK ÇELEBİ yazısını görünce bir an duraksadı dosyayı açıp açmamakta tereddütlüydü.

Sevda hanım bunu fark edince ‘lütfen açın okuyun, ben toprağın dosyasını ezbere biliyorum.’

 

Harun hoca uzun bir süre dosyanın merak etiği kısımlarına baktı. Ve evet tahmin ettiği gibi çıktı. Toprak onun o gece bulduğu iri gözlü bebekti. Hoca sevda hanımla bir süre daha konuştuktan sonra teşekkür edip yetimhaneden ayrıldı. Yarın büyük gündü.

Loading...
0%