Karanlık sokakta Harun hoca hızlı adımlarla evine gidiyordu. Kafasında birçok soru işareti vardı. Çalışmış olduğu tarikat yurduna istifasını vermişti. Orada ki öğrencilerini hatırladı yüzünde küçük bir tebessüm oluştu ama hemen ciddileşti. Çünkü tarikat yurdunun sahibi, hocalara çok fazla karışır öğrencileri sevmezdi. Bu hoca sert ve kaba bir adamdı. Tüm hocalar ondan bıkmış olsa da mecburdular. Yurtta çocukların dışarıya çıkmasına izin vermez, sadece din eğitimlerine yönelmelerini isterdi. Hatta öğrencileri buna zorlardı. Uzun zaman sonra Harun hoca kendini ilk defa bu kadar özgür hissetmişti. Gözlerinde ki parıltı uzaktan bakılsa bile fark edilebilirdi.

Harun hoca orta boylu, kahverengi iri gözlü, kirli sakallı, gür saçları olan, otuzlu yaşlarının başında bir adamdı. Sokağın köşesine geldiğinde her zaman yaptığı gibi biraz durdu, dinlendi ve sigarasını yaktı. Bugün yaşadıklarını düşündü. O anda sokağın çaprazında ki evlerin birinde ışıklar yanıp sönmeye başladı, hoca dikkatle o evi izlerken tüm mahallenin ışıkları bir anda kesildi. Cebinden çıkardığı fenerin ışığıyla yoluna devam edecekken, çaprazda ki evden boğuk ve hırıltılı bir bebek ağlama sesi duydu. Olduğu yerde biraz bekledi. Tüm cesaretini toplayıp sesin geldiği yöne doğru yavaş adımlarla ilerlerken ağlama sesi daha da şiddetli hale geldi. Hoca daha fazla dayanamadı ve bahçe kapısından içeri girdi. Evin dış kapısına yöneldiğinde ağlamanın arka taraftan geldiğini fark etti. Arka bahçeye hızlı adımlarla ilerlerken ayağı birden yere gömülünce ses kesildi. Ayağını çekip yere baktığında çukur oluşmuştu. Eliyle toprağı biraz eşeleyince bir bez parçası çıktı. Toprağı eşelemeye devam ettikçe orada bir kutu olduğunu fark etti. Kutuyu toprağın içinden çıkardı. Kapağını açıp feneri tutunca yeni doğmuş denilebilecek kadar ufak bir bebekti. Yüzüne oranla büyük gözleri, küçücük burnu ve hafif dolgun dudakları vardı. En dikkat çeken yeri ise gözleriydi. İri ve masmaviydi göz çevresi yeşil renk bir halkayla çevrelenmişti. Hoca ve bebek dikkatle birbirine bakarken elektrikler geldi etraf aydınlanınca bebek gözlerini kapattı ve gülümseyip tatlı sesler çıkarmaya başladı.

Bebeğin çıplak olduğunu gören hoca ceketini çıkartıp saracakken bebek, hocanın üzerine doğru çişini yaptı. Harun hoca bu olanlar karşında daha fazla kendini tutamayıp gülmeye başladı. Bebek ona şaşırmış gözlerle bakarken çok sempatik ve tatlıydı. Bebeği dizlerine koyup polisi aradı. Olan biteni anlattıktan sonra gelmelerini bekledi. Polisler gelene kadar bebek çoktan uyumuştu. Harun hoca yetkili amire neler yaşadığını anlattı. Bebeği teslim edeceği sırada bebek gözlerini açtı ve hocaya bakarak ağlamaya başladı. İçi biraz burkulmuş olsa da elinden gelen bir şey yoktu. Eğer bunu yapan ailesi ise bebek büyük ihtimalle ya yetimhaneye ya da çocuk esirgeme kurumuna teslim edilecekti. Harun hoca ifadesini imzaladıktan sonra yoluna devam etti. Yolda olanları düşünürken bebeğin ismini kendince ‘TOPRAK’ koymuştu bile.