Yeni Üyelik
5.
Bölüm

sen yetim değilsin

@lelouchuss

Sabah beşte uyandım, dün doktorla olan konuşmamızı hatırladım. Onlardan ayrılacak olma düşüncesi beni çok üzmüş olsa da bugün hayatımda ki ilk dönüm noktasını başarılı bir şekilde geçmem lazım.

Bugünün özel olmasını tek sebebi seçmeler değil, ayrıca bugün benim doğum günüm, iyi ki doğdum ben. İçimde ki buruk sevinçle yataktan atlayıp duşun yolunu tuttum, hafif ılık bir duştan sonra kendime gelmiştim. Giyinmek için odaya geri döndüğümde yatağın üzerinde büyük bir kutu ve küçük bir not buldum. Notta ise ‘’ İyi ki doğdun canım, iyi ki seninle tanıştım. Güzel sohbetlerimizin hatrına bunu kabul et lütfen. Evet açın bakalım Toprak Hocam beğenecek misiniz? Meslektaşınızdan…’’

Yüzümde kocam bir gülümsemeyle ses çıkarmamaya özen göstererek kutuyu açtım. İçinden tam benim ölçülerime göre bir takım elbise vardı. Koyu lacivert renginde cepkenli çok hoş bir takımdı. Sessiz sedasız takımımı giyip aynaya koştum. Göz rengim daha da belirgin olmuştu bu renkle gözlerimin gün geçtikçe rengi daha da yeşile çalmaya başlıyordu. Üzerimi son kez düzeltip odadan çıktım koridorda Sabit beyin ışığını görünce kapıyı çalıp girdim.

‘’ Oooo Toprak hocam günaydın, maratona hazır mısınız?’’ dedikten sonra hızla gözleriyle beni süzdü onaylar gibi başını salladı. Beni gördüğünde hep yüzünde kocaman ve içten gülümsemesi olurdu beklide beni kendine çekende bu yönüydü.

‘’ Günaydın Doktor, ben hazırım ama önce bu notu size vermek için geldim bunu şimdi açmanızı istemiyorum seçmelerden sonra yani ben buradan ayrıldıktan sonra, bu arada nasıl olmuşum bu güne yakışır mı?’’ ayağa kalkıp yanıma geldi bir elini tuttum beni kendi etrafımda döndürdü.

‘’ Hocam inanın benden daha yakışıklısınız.’’ Göz kırpıp yerine tekrar oturdu.

Doktor bana her zaman kendimi iyi hissettirmiştir nedenini bilmiyorum ama o hep bana yakın olmuştur. Kısa bir sohbetten sonra odadan ayrıldım. Son kez yurdumun bahçesinde dolaşmaya çıktım.

Öğleye doğru sıra bana gelmişti, kafamda kimi seçeceğime çoktan karar vermişim ancak yinede akademilerinin özeliklerini duymak için odaya girdim. Odada on tane akademiden gelen kişiler sandalyelerinde oturuyordular bana da karşılarında ki tek sandalyeyi gösterdiler. Oturdum, müdire hanım yanıma gelip omzuma yavaşça dokundu ve küçük bir gülümsemeyle tekrar akademi hocaların döndü söze başladı. ‘’ Evet sevgili hocalarım sıradaki evladımın ismi TOPRAK ÇELEBİ lütfen kısaca akademilerinizde bahsedin ama önce şunu belirtmemde fayda var sizi buraya toprak için topladım diğer çocuklarımdan ayrı tutmamım bir sebebi var, sizlerden birini seçtiğinde ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınızdır. Toprak özel bir çocuktur.’’

Müdire hanımın bunları herkesin önünde söylemesi beni fazlasıyla utandırmıştı. Vücudumun ısındığını hissediyordum. Yerimde rahatsızca kıpırdandım sevda hanım sözünü bitirince bana göz kırpıp yerine oturdu. Bizim bölgeden dört diğer şehirlerde altı akademi gelmişti. Yeni yüzler görmek beni mutlu etmişti. Hocalarda güler yüzlüydü ancak sevda hanımın sözlerinden sonra Işık akademisinin hocasının yüzünde bir tiksinti ifadesi oluştu. Değişik bir tipi vardı, kaba konuşup sürekli aşağılayan bakışlar atıyordu. Sen bekle sıra sana gelecek birazdan.

Tüm akademiler tanıtımlarını bitirince Harun hocaya ve Papaz martin arasında ufak bir tartışma geçti. Tartışmanın sebebi Harun hocanın akademisinin ilk öğrencileri olacaktı ve bu kadar iddialı olması martini biraz germişti. Harun hoca tekrar söz almak istedi. ‘’ kusura bakmayın söylemek istediğim son bir şey daha var, diğer okullarda duyduğum kadarıyla otuz kırk arası öğrenciyle sadece bir öğretmenimiz ilgileniyormuş. Ben dün gece akademimde ki son düzenlememi yaptım ve beş öğrencimle bir hoca ilgilenecek şekilde düzenledim. Bu durum daha başarılı ve ilgilenilmiş öğrenci anlamına gelir. Teşekkürler.’’ Son sözlerini Martin’e ve ışık akademisinin sahibi Samiye bakarak söylemişti.

Sami’nin yüzünü morarmış görünce keyfim yerine geldi, galiba kimse Harun hocadan bunu beklemiyordu herkes şaşkın şaşkın bakıyordu.

Sevda hanım konuyu daha fazla uzatmamak adına bana kimi seçeceğimi sorunca hepsinin yüzüne baktım, samiye gelince durdum baştan aşağı süzdüm hala bana iğrenç bakışını yapıyordu.’’ Neden bana öyle bakıyorsunuz sami bey?’’

‘’ ne varmış bakışımda küçük velet.’’

Ne velet mi sen hayatında benim gibi çocuk gördün mü acaba domuz burunlu herif.

‘’ Birincisi benim ismim toprak, ikincisi akademide eğitim verdiğiniz öğrencilerinize yazık çünkü sizden sadece nasıl kötü biri olunur onu öğreniyorlar.’’

Tüm hocalar benim bu tavrıma ağzı açık bakarken Harun hoca alttan alta gülüyordu.

Sami birden ayağa kalktı parmağını bana doğru uzatmış bağırıyordu.

‘’ Benim akademime ve hocalığıma laf etmek sana kalmadı. Pis yetim sizden hep tiksinmişimdir.’’

Demek zayıf noktan akademi ve hocalığın ha! Koca adam benden etkileniyordu demek ki psikolojin zayıf domuz burunlu herif.

Sorun şu ki benimde yetimlik zayıf yanım her zaman bir anne ve babanın yokluğunu yatağa yattığımda hissettim. Bunlar aklımda geçerken gözlerim dolmuştu ama burada olmadı, sevda hanım saminin sözünü duyar duymaz hocalarla birlikte onu çıkarmaya çalışıyorlardı. Ben hiç kıpırdamamış dolu gözlerle onlara bakıyordum birden bağırmayla kendime geldim. ‘’ Bırakın zaten zorla geldim kendim gidebilirim, hepinizden nefret ediyorum zaten ağzı bozuk yetimlerin şeytan hocaları sizi. Kendim giderim çekil.’’

Eşyalarını aldı ve hışımla odadan çıktı. Sevda hanım hemen yanıma geldi. Benim için endişelendiği gözlerinden belli oluyordu. Sinir ve hüzün bir aradaydı bu duyguyu kimde görsem tanırım. Ona elimden geldiğince kocaman gülümsedim ve devam edelim anlamında işaret ettim. Biraz daha benimle ilgilenirse oturup ağlayabilirdim. Tekrar herkes yerine oturunca ‘’ öncelikle teşekkür ederim, benim için bu odaya geldiniz. Aşağı yukarı tüm akademiler aynı burada tanıdığım sadece Papaz martin bey var…’’ ben martinden söz edince onu seçeceğimi düşünmüş olmalı ki kalkıp hemen yanıma geldi.
‘’ ancak ben iki türlü eğitim istiyorum, imkanlarının fazla olmasından dolayı DOĞA akademisini seçiyorum.’’

Harun hocanın gözleri parlamıştı. B u adamda bir durum var çok tanıdık geliyor. Yanımda duran martine döndüm sadece onun duyabileceği tonda ‘’ özür dilerim martin, ama senin yanına hep geleceğim merak etme sen benim arkadaşımsın.’’ Martin usulca başımı okşadı ‘’ Sen özgürsün toprak bende seni akademimde isterdim ama seçim senin, Harun hoca iyi bir eğitimcidir ve hep benim ziyaretime gel küçük arkadaşım özletme kendini.’’ Yanağımı okşayıp yanımdan ayrıldı.

Harun hoca sevda hanımla konuşuyordu yanlarına gidince ikisi de sustular. ‘’ O zaman doğa akademisine hoş geldin diyorum toprak.’’

‘’ hoş buldum hocam.’’

Harun hoca işleri olduğunu söyleyip yanımızdan ayrılınca bende odaya gidip yatağıma uzandım.

Demek YETİM ha zaten biliyorum kimsemin olmadığını ancak bunu birinin ağzından bu şekilde duymak çok garip hissettirdi. Duygularım karmakarışıktı, gözlerim yeniden dolmaya kafamı yastığa gömdüm.

‘’ SEN YETİM DEĞİLSİN.’’

Birden ses gelince irkildim kafamı kaldırıp sağa sola baktım yatakhanede kimse yoktu. Acaba üzüldüğüm için beynim sesler mi üretiyordu, birazda korktum açıkçası. Beynimin ürettiği bir ses diye düşündüm ve kafamı geri yastığa gömdüm. ‘’ Yetim ne kadar garip bir kelime.’’ Sesli düşünmüştüm sonra yatağa oturdum.

‘’ BENİ DUYMADIN MI? SEN YETİM DEĞİLSİN DEDİM.’’

Sesin tekrar gelmesiyle kalbim birden hızlandı. Karşımda beyaz bir duman oluşmaya başlayınca çığlık atarak odadan kaçtım. Benim çığlıklarımı ilk duyan doktordu. ‘’ toprak ne oluyor heyy koşma dur.’’

Beni omuzlarımdan tutup biraz sarstı, korkudan kocaman olmuş gözlerle ona anlatmaya çalıştım.

’’ Oda …da be..yaz bilmi.. yorum ses gel gel..di’’

‘’ sakin ol gel benim odama ‘’

Doktorun odasına gelince bana bir bardak su verdi. Ellerimin titremesinden suyu zor içsem de iyi gelmişti. ‘’ şimdi anlat bakalım ne oluyor neden çığlık attın.’’

Gözlerim hala kapıdaydı ya buraya da gelirse. Doktor kapıya baktığımı fark etmiş olacak ki ‘’ yanımda güvendesin korkma.’’

Demesi kolaydı tabi o görmedi sonuçta…

Gördüklerimi anlatınca bir süre düşündü. ‘’ böyle bir şey yok canım beyninin sana küçük bir oyunu olabilirdi, duydum bugün bir akademi hocası ağza alınmayacak şeyler söylemiş o seni etkilemiş olabilir.’’

Bu yönden düşününce mantıklıydı ama gördüm yani. ‘’ gerçekten beyaz duman gördüm ve ses geldi ve bana yetim olmadığımı söyledi.’’

‘’ EVET ÖYLE SÖYLEDİM ÇÜNKÜ YETİM DEĞİLSİN, DAHA NE KADAR TEKRAR ETMEM GEREKİYOR.’’

Birden ayağa sıçradım ‘’ sesi sizde duydunuz değil mi tek ben duymuş olamam. Doktor sabitte benimle birlikte ayağa kalktı hemen yanıma geldi. ‘’ toprak ben bir şey duymuyorum evladım.’’

‘’ O BENİ DUYAMAZ SADECE SEN VE BEN, HEM BEN SENİN ŞİMDİLİK ZİHNİNDEYİM.’’

Sesi duyunca tekrar irkilsem de tepki vermedim. Doktor beni yerime oturttu kendiside tam karşıma oturdu. Gözlerime baktı bende ona bakıyordum uzunca bir bakışmanın sonunda ‘’ buradan gitmek istemiyor musun toprak?’’ neden bu soruyu sordu ki kesin benim gitmemek için uydurduğumu düşünüyor. Kendimi acilen toparlamam lazım.

‘’ hayır siz bana demiştiniz ben o gün gördüğümüz bulutum doktor değişerek yoluma devam ediyorum, bu da o küçük dönemeçlerden biri benim için.’’ Ben susunca bu cümlelerim hoşuna gitmiş olacak ki dudaklarından belli belirsiz bir gülümseme geçti. Onaylar biçimde başını salladı. Bir süre daha yanında kalıp gitmek için izin istedim. Bana yarın sabah eşyalarımı toplamam gerektiğini hatırlattı ve gerçekten yarın buradan gidiyordum. Gittiğim yer nasıl olacak acaba?

‘’ GÜZEL SEÇİMDİ TEBRİKLER.’’

‘’ sen kimsin ve birden çıkmayı keser misin korkutuyorsun beni, yoksa sen benim babam mısın?’’

‘’ NE.. BABAN MI? TABİKİ HAYIR.’’

‘’ O zaman dedemsin.’’

‘’YANİ TEKNİK OLARAK DOĞRU SAYILIR AMA DEDEN DEĞİLİM.’’

‘’ kimsin o zaman ben seni tanımıyorum ve zihnimde ne yapıyorsun, bunu nasıl yaptın bu çok korkunç bir şey, ne zaman oradan gideceksin…’’

‘’ FAZLA KONUŞUYORSUN SANKİ, NEYSE BANA ŞİMDİLİK HOCA YA DA KIDEMLİ DİYEBİLİRSİN, ZAMANI GELDİĞİNDE SANA HER ŞEYİ AÇIKLAYACAĞIM AMA ŞU AN HAZIR DEĞİLSİN.’’

Bir süre önce okuduğum kitabın içinde gibi hissettim kendimi kaçık bir ustası olan çocuğun hikayesini okumuştum ama kitabın sonunda çocuk onu kimsenin yenemediği harika bir dövüşçü oluyordu.

‘’ BENDE SENİN USTANIM AMA KAÇIK DEĞİLİM EVLAT.’’

Utandım ama aklımıda mı okuyorsun bu kadarı fazla.

‘’ ÇOK KONUŞTUĞUNU SÖYLEMİŞTİM DEĞİL Mİ?’’

 

Loading...
0%