@leralive
|
korumalar hemen kızı sertçe tutup sürüklüyerek götürmeye başladılar. Kız ne yapacağını düşünmeye başladı ama korumaların elinden kurtulsa bile bu saraydan elini kolunu sallıyarak çıkamayacağının farkındaydı o yüzden diretmeden korumaların sözünü dinleyip mahsene yol aldı. Mahsenin kilidini açan bir koruma kızı kolundan tutup sertçe yere savurup kapıyı üstüne kitleyip ortadan kayboldu. Kız hala nasıl bir anda kendini mahsende bulduğunu düşündü bu zamana kadar hayatını hep sakin ve beladan uzak yaşayan kişi şu an tek bir hatasıyla belanın içine düşmüştü ama ne olursa olsun bu durumu kabul edicek bir insan değildi. Bu zamana kadar hiç bir zaman iyi koşullarda yaşayan biri olmamıştı,her zaman sefillik çekmişti hayatında doğduğu evden başlamıştı hayatla mücadelesi,ailesi kız çocuklarını uğursuz gören tiplerden di. Kız doğduğundan beri ondan kurtulma çabasında olmuştular hep ama nurmira' nın o zmnlar beyaz atlı prensi olan abisi vardı yanında onu o evde hep koruyup kollamıştı hatta ona isim veren kişi bile oydu o zmnlar prenses krallıkta bu kadar kötü anılmazdı abiside, sende bu evdeki benim prensesimsin diye koymuştu o ismi .Anne babasına kalsa kızın ismi sen olmaktan ileri gitmezdi heralde.Zor zamanlar geçirmişti o evde ama hiç bir zman kendisini güçsüz hissetmezdi abisi vardı arkasında. Ama bir gün abisi av için çıktığı gezisinden bir daha geri dönmedi.Hiç bir zman inanmadı nurmira abisinin onu terk ettiğine hep o bir yerde ve beni bekliyor derdi küçüklük işte sonra da ailesi onu evden attı zaten. Kız o gün şükürler olsun ki yaşlı ama kalbi çok büyük bir teyzeyle karşılaştı,sarayda yıllardır aşçılık yapıyordu bu kadın bir şekil nurmirayı da yanına aldı ve sarayda ki sakin hayatı başladı kızın. Her gün aynı şeyleri yapardı sarayda bulunabileceği tek yer mutfaktı bu kızın ama fazlasında gözü de yoktu çünkü bunlar bile fazlaydı onun için tabi bu güne kadar, artık o mutfakta olması bile yasak olucaktı.Kız derin düşüncelere dalmışken odasına geçmiş prensinde kızdan bir farkı yoktu bu sabah olanların bir gün illaki başına geleceğini biliyordu ablası çekip giderken arkasında ona ve annesine harika düşmanlar bırakmıştı ne kadar ablasından nefret etmeye çalışsa da edemiyordu prens çünkü ablasının küçükken ne kadar tatlı ve iyi biri olduğunu hatırlıyordu. Beraber çok eğlenirlerdi ama sonra ablası birden değişti bir böceğe bile zarar veremeyen o küçük kız önüne kim geçerse deviren acımasız birine dönüştü.Prens kabullenemedi başlarda ama git gide herkes uzaklaşmaya başladı prensesten sonra da o lanet gün gerçekleşti ablası elleri ve elbisesi kan ile kaplı çıktı annesiyle kardeşinin karşısına yüzünde piskopatca bir gülümseme vardı kimsenin yüzüne bakmadan uzaklaştı ve saraydan çıkıp gitti.Sonra da feryatlar koptu herkes ne olduğunu anladı ama prens hiç bir zmn inanmak istemedi.Nefret beslemiyordu ablasına karşı ama sevgi de yoktu sadece ismini duyunca içinden geçen o garip sızı. Ama bunun haricinde de ablası gittiğinde geride kalanları da yakarak gitti,annesiyle yıllardır bu sarayda bir sığıntı gibi yaşadılar her gün daha fazla ölüm tehlikesi atlattılar ama bir süre sonra bunların sayısı azaldı annesi kendini odaya kapattı prense de saraydan çıkmama cezası verildi böylece insanlar onları görmedikçe olayları unutucaklarını düşündü şimdiki kral yani sevgili abisi ruzil öyle de oldu aslında ölüm tehlikesi yaşama sıklığı azaldı ama hiç bir zman bitmedi. Ama buna rağmen prens hiç bir zman korkak biri olmadı.Güçlüydü olmasa bile başını dik tuttuğunu hep gösterirdi insanlara,bu gün yaşanan olayda bu olanlara tuz biber oldu. Ablasının ismini kullanan o kız, prensin beyninde yeşil ışıklar yaktı bir an artık hapis hayatı yaşamak istemiyordu. O bir prensti ve prens olarak anılmak istiyordu bunun içinde o hizmetçi parçasına ihtiyacı vardı. Ama şüpheliydi kızdan, evt cesurdu kimse kolay kolay canı pahasına atlamazdı o ortama hemde kimsenin sevmediği bir prens için işin altında farklı şeyler olabileceğinden şüpheleniyordu.Ama kızın bu günki o kararlı ve bir yandan da ben tehlikeliyim diyen gözleri prense bir şansı olabileceğinin ışığını yakıyordu ama başta bu kız hakkında her şeyi öğrenmeliydi hemen guvenemezdi ne kadar prens şuan pek sevilmezsede eskiden emrinde olan bir kaç adamı vardı ve onlar prense bağlılık yemini veren sadık tiplerdi o yüzden eli kolu bağlı kalmazdı.Prensin dışardan o adamları sayesinde haberi olurdu bu adamlarının içinde en çok güvendiği kişi edward'dı prensin çocukluk arkadaşıydı sonrada şövalye olup prensin hizmeti için yemin etmişti odasına edward'ı çağırıp kız hakkında tüm bilgileri istedi sonrada yarının daha iyi bir gün olacağı düşüncesiyle kapattı ışıkları bu arada nurmira nın da tek dileği bu yöndeydi . |
0% |