Nurmira sabahın ışıklarıyla beraber yola koyuldu prens bir çok imkan sağlamıştı kıza karnı toktu üstünde pahalı kumaşlardan siyah bir kıyafet vardı yüzünün örtücek bir pelerini vardı ilk defa böyle kaliteli kumaşlara dokunuyordu kız dışardan bakınca oldukça soylu biri gibi görünüyordu temizdi ve yüzünün güzelliğini ortaya çıkarmıştı.prensin dediği köyü az çok biliyordu kız eskiden yaşadığı bölgeye çok yakın bir köydü ve küçükken ora hakkında küçük küçük bilgiler öğrenmişti genelde çok fakir insanların yaşadığı bir bölgeydi nüfuz azdı krallığın boş verdiği bir bölgeydi hatta nüfus sayımı yapıldığında o bölgedeki insanlar sayılmazdı bile ölü insanlar olarak nitelendirirlerdi ve şuan kız oraya çok pahalı olan bu kıyafetlerle gidiyordu ve bu onun açık hedef olmasıda demekti ama prens bunları giymesini istemişti ve karşı çıkmayı kesinlikle kabul etmediğini söylemişti prense güveniyordu ama çok fazla insanın olmadığı bölgelerden yürümesi gerekiyordu can güvenliği için bunun içinde prensin koruması olan edwart bir harita verdi kıza dar ve çok kullanılmayan sokaklardan geçip bir bara gitmesi gerekiyordu o barda prensin adamıyla konuşup beraber yolculuğa devam ediceklerdi ama bunlar nurmira nın bildikleriydi prens her şeyi tek tek hesap etmişti nurmiranın gideceği yolda köy için önemli olan insanların evleri vardı kızı tanıtmak istiyordu en son gideceği bar daki adamı da uzun zamandır orda olan bir adamıydı köye kız gitmeden önce duyuru yapmıştı bu adam canavar kraliçenin gelip ordu kuracağını ve bu orduya köyden bir kaç adam seçip onları yetiştireceginin haberini duyurmuştu köylülere seslenip eğer açlıktan ölmek istemiyorsanız prensesinize itaat edin diye duyurmuştu ama çoğu köylü adamın aklını kaçırdığını düşünüp adamı ciddiye almamışlardı bunu kanıtlamak için gidiyordu kız oraya. nurmira at sırtında uzun bir yol gittikten sonra köyün önüne geldi atından inerek haritada da gösterilen yola girdi ağır bir koku vardı yollarda çöplükten bir farkı yoktu bunun ama nurmiranın da geldiği yer çok iyi bir yer sayılmazdı alışıktı zor koşullara ama uzun zamandır sarayda çoğu şeyden uzak kalmak o eski günlerini birazda olsa unutturuyordu ama bu köye gelince karanlık büründü içine düşünceli bir şekilde yürürken birden küçük bir çocuk kıza çarpıp düştü nurmira çocuğu kaldırmaya çalışıp inceledi biraz bu köye uymayan bir görüntüsü vardı çocuğun son derece temizdi sarı kıvırcık saçları vardı teni bembeyazdı çok tatlı bir erkek çocuğuydu bir yıldızı andırıyordu yüzü kız çocuğu görünce gülümsedi bir şeyin var mı diye sordu çocuk başını salladı"hyr bir şeyim yok oyun oynuyordum sen önüme çıktın"dedi kız gülümsedi ve gitmesi gereken barın adını soyliyerek oranın yerini biliyor musun diye sordu çocuk önce biraz düşünüyor gibi yaptı biliyorum tabi dedi ben her şeyi bilirim ki zaten diyip kızın elinden tutup çekiştirdi kısa bir süre sonra bahsettikleri hana vardılar çocuk ben artık gidiyorum annem merak eder diyip koşarak ayrıldı oradan kız arkasından bakıp gülümsedi ve hana girip bahsettikleri üstünde siyah bir pelerin olan adamı aradı gözleri aradığı kişiyi buldu da adam da dikkatle kıza bakıyordu pelerini çıkarıp bir kenara attı sonra kızın yanına geldi ve önünde diz çöktü bağırarak hizmetinizdeyim kraliçem lütfen beni ordunuza almak için layık görün efendim sizlere yeteneklerimi sunucağım efendim diye bağırdı kız ne olduğunu anlamadı ve han da ki herkes kıza dönmüştü dikkat çekmemeye çalışırken tüm dikkati üstüne çekmişti hanın kapısından bir yığın insan girdi başlarında iki tane orta yaşlarda adam vardı içlerinden biri konuştu " kraliçemiz geldiğinizi duyup sizin yolunuzda olan herkes toplandık sizin hizmetinizde olmak istiyoruz bizim esaretimizi gören sizin için savaşmak istiyoruz bizleri lütfen hizmetinize kabul edin diyip diz çöktü ve sonrada arkasındaki insanlarda aynı şekilde diz çöktüler kız ne olduğunu anlıyamıyordu ve ne yapması gerektiğini de bilmiyordu kraliçelerinin geldiğini düşünen bu insanlara ne diyicekti ya da gerçekleri söyliyince burdan çıkabilecek miydi