Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Bekarlığa Veda Partisi

@lesyamm


herkese merhabalar.

satır arası yorum yapmayı

bana destek olmak için yıldıza basmayı unutmayalım.

KEYİFLİ OKUMALAR..

SİZİ SEVİYORUMM 😘😘

 

♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡

 

 

 

 

Dün bütün gün boyu yatıp uyumuştum. Akşam yemeğine dahi inmemiş annem odama yemeğimi getirmişti.

 

Rahatsızlandığımı duyan babamda her saat başı başıma dikilip beni kontrol etmişti.

 

En son gözümü açtığımda saat gece 11 bucuğu geçiyordu.Başımın ağrısı geçmiş, çok şükür kendime gelmiştim. Boğazımın kuruduğunu hissedip yatağımdan kalktım.

 

Su içmek için mutfağa indim. Zehra, Mustafa abi, Cahit ve Civan abi mutfak masasına oturmuş kahve içiyorlardı.. gülerek içeriye girdim

 

"Ooo afiyet olsun. Bensiz kuzenler toplantısı mı yapıyorsunuz" dedim. O esnada Mustafa abiyle direkt göz göze geldik. "Nasıl oldun Asya. Kendine gelebildin mi?"Diye sordu.

 

"Evet daha iyiyim. İlaçlar işe yaradı " diye hafif tebessüm ettim.

 

"İşe yaramasına sevindim" dedi.

 

"Asya kuşum sana da kahve yapayım mı isterr misin?" diye sordu Zehra.

 

Cavit abi "kızım hasta kıza aç karna kahve mi verecen önce bi çorba ısıtta içsin."dedi.

 

"Gerek yok, ac değilim" desemde Zehra dolaptan çıkarttığı çorbayı ocağa koyup ısıtmaya başladı.

 

Ayakta dikeldiğimi gören Mustafa abi "oğlum ne bakıyon mal mal kalkta Asya otursun " diye Cahit'in ensesine bir tane yapıştırdı. Cahit elini esnesine götürüp

"Ben niye kalkıyomuşum abi hayret bişey. Çok istiyosan sen kalk, Cahit abim kalksın" parmağıyla işaret edip "bak Zehra'nın sandalyesi de boş"

Lan oğlum siktirtme belanı" deyip ayağıyla sandalyeden ittip yere düşürdü.

 

Neye uğradığını anlamayan Cahit " lan abicim senin bana karazin mi var ne istiyon benim kıcımdan" deyip yerden kalktı. Kalcasını ova ova mutfaktan cıktı. Hepimiz onların bu takışmasını gülerek izliyorduk.

 

Mustafa abi "Gel Asya ayakta kalma otur" deyip yanında ki sandalyeyi hafifce geriye doğru cekti.

"Çocuğu da yerinden ettin benim yüzümden"

 

Elindeki kahvesinden bir yudum alan Cavit abi "O mu çocuk kızım. Gelsinde cebime girsin" dedi

 

Başımı Mustafa abiye doğru hızla çevirdim. Gözlerimizin bir an karşı karşıya gelmesine şaşırmış, afallamıştım. Bakışlarımızın arasında sadece bir karış var ya da yoktu. İçime kaçan kısık sesimle " ilaçlar ve buz için teşekkür ederim "diyebildim.

 

Dudağını iki yana kıvırıp tebessüm etti "ne demek. Sen yeterki iyi ol" deyip. Yüzüme gelen sac tutamını kulağımın arkasına doğru koydu.

 

Zehranın önüme koyduğu çorba kasesiyle masaya doğru döndüm."Teşekkür ederim Zehra. "ne demek canım benim" deyip yerine oturdu. Cavit abi de yanındaki ekmek sepetinden 2 dilim ekmek çıkartıp , yemem için bana uzattı. O esnada mutfağın kapısından,elinde tabureyle sırata sırıta Cahit girdi.

"Size küsüp gittim sandınız demiiii " dedi ağzını yaya yaya.

 

Zehra "Sen hiç iyilik yaparda küser misin bize Cahit" dedi

Zehra'nın yanağından makas alıp hemen dibine tabureyi koyup oturdu.

 

Zehraya başını cevirip "Zehracımmmmm" dedi imalı sekilde "sen hiç konuşma istersen.en büyük sır ortağının sana küsmesini hiç istemezsin demi. Hani ne bileyim bakmışsın sana küsmüşüm, benim ağzımda torba değil ki büzesin.... , acılıvermiş ağzım.....çıkıvermiş ağzımdan....... geceleri herkes uyuduktan sonra Ali abiylee...." Zehra panikle Cahit,in ağzını kapattı. Kocaman açmış olduğu gözlerle bir Mustafa abiye bir Cavit abiye bakıyordu. Sesli şekilde yutkundu.

 

"Yeminle öyle bişey yok abi." Deyip başını sağa sola salladı.

 

Mustafa abi kaşlarını çatmış Zehraya bakıyordu. " sadece arabasında hırkamı unutmuştum onu almak için çıktım "

Mustafa abi derin bir nefes aldı

"Ya demek öyle abicim. Hangi gecenin bi yarısı Aliyle buluştun da hırkanı arabasında unuttun." Benim sandalyemin arkasına uzatmış olduğu kolunu kendisine doğru cekip, masanın üzerine koydu ve ellerini birleştirip, hafif öne doğru eğildi. " Hem o hırka gecenin bi yarısı elin arabasında üzerinden neden çıkıyo Zehraa" dedi. Sakin ama kızgın ses tonuyla.

"Şey abii..."

"Tamam kes Zehra. Bunu daha sonra konuşacağız seninle"

Zehra "Allah belanı vermesin Cahit" deyip ayağıyla tabureye tekme atıp Cahit'i yere düşürdü. "Senin yüzünden abim yanlış anladı".

Yere sülük gibi yapışan Cahit

"Asıl Allah senin belanı vermesin. Lan abi kardeş ne istiyorsunuz benim kıcımdan"

 

Kendimi daha fazla tutamayıp sesli bir şekilde kahkaha ata ata gülmeye başladım.

 

Mustafa abi başını bana cevirip dudağının birini yukarı doğru kıvırdı, gözlerini gözlerime kitleyip bir süre gülüşümü izledi. Kolunu tekrar sandalyemin arkasına koydu. Topuzumdan firar eden sacımın tutamıyla oynamaya başladı.

 

Bu hareketiyle gülüşüm yavaş yavaş söndü.

Derin bir yutkunmanın ardından çorbayı içmeye devam etmek için masaya doğru eğildim..

 

Ben eğildikce sacımı serbest bırakıyor kalkdıkça tekrar parmaklarının arasında ki tutumı okşamaya başlıyordu.

 

(Erime Asya kendine gel.)

 

Mahcup bi şekilde "Bugün benim yüzümden dışarıyada çıkmadınız, Berfin'e de ayıp oldu. Keşke bensiz çıksaydınız" dedim.

 

"Öyle ayrı gayrı olurmu güzelim.sen sağlığına dikkat et yeter.Hem Berfin böyle şeylere takıcak bi kız degil. Sıkma canını, düğünden sonra gideriz biyerelere" dedi Cavit abi.

Zehra ve Cahit aynı anda

"Ama Cavit abiiii " deyip birbirlerine baktılar. " Neden iptal ediyoruz ki biz yarın akşam için loca bile ayırttık."diye devam etti Zehra

Cahit "Şöyle oynamalı, göbek atmalı bekarlığa veda partisi yapmayalım" deyip ayağa kalktı ,elinde mendil varmış gibi sallayıp halay çekmeye başladı

 

Zehra da onu alkışlayıp ayağa kalktı.zılgıt çeke çeke benim yanıma gelip elimi tutup ayağa kaldırdı. Üçümüz el ele tutuşup olmayan müzikle halay çekiyorduk.

 

Mustafa abi ve Cavit abi bizi gülerek izliyor bi yandan da nereye düştük der gibi kafalarını sallıyorlardı.

 

"Görüyonumuz mu bizim İstanbulluyu, valla Zehra dan iyi oynuyo" dedi Cavit abi.

 

"Biz böyle gidersek düğünün anasını ağlatırız" diye bağırdı halayın başını çeken Cahit

 

Zehra "Mardin'e , Miran aşireti nasıl düğün yaparmış gösterelim onlara ". Deyipp art arda zılgıt calmaya devam etti.

 

Mutfak kapısına sert bir şekilde vurulmayasıyla üçümüzde yerimizde durduk.

 

Babaannem üstündeki basma geceliğiyle mutfak kapısına dikilmiş. elindeki bastonu kapıya vuruyordu.

 

"Eşek oğlu eşekler. Bu saatte hangi koyununuz yaza çıktı da deli danalar gibi tepinip durursunuz." Elindeki bastonu Cahit'in kalcasına gelişi güzel yapıştırdı.

Hepimiz sessizliğe gömüldük.

Cahit ilk önce kaşlarını çattı,ardından gözlerini hepimizin üzerinde gezdirdi " ben en iyisi kendimi damdan atayım da kırayım şu kıcımı." Deyip hızla babaannemin yanından geçip mutfaktan çıktı.

Babannem " de haydi gidin sizde odalarınıza yatıp zıbarın" deyip tavuk kişeler gibi çıkarttı bizi mutfaktan.

Art arda, Güle oynaya merdivenlerden çıkıp odalarımıza dağıldık

 

♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡

 

Gardolabımdaki askıları karıştırarak bugün için ne giyeceğime bakıyordum. Bir kaç tane seçeneği yatağımın üstüne koyup kararsız gözlerle onlara bakıyor. secmekte kararsız kalıyordum.

 

Odanın kapısı çalınıp Zehra içeri girdi.

"Kızım sen daha hazırlanmadın mı gec kalıcazz" yatağın üzerindeki elbiselere bakıp "yuhh daha karar bile mi vermedin"

Elbiselere kısık gözlerle inceleyip bir tanesini eline alıp üzerime tuttu. "Bu sana cok yakışır bunu giymelisin" deyip elime tutuşturdu.

"Emin misin Zehra sanki biraz fazla acık"

 

" ne acığı kızım tam senlik. Hadi hemen hazırlan. bende makyajımı yapıp geliyorum." Deyip geldiği gibi aynı hızla odadan çıktı.

 

Üstümdeki eşofman takımını çıkartıp Elbiseyi üzerime giydim. Elbisenin göğüs detayı ve omuzları açık olduğu için sütyen takmadım.

 

Saçlarımı ve makyajımı yapmak için aynanın karşısına oturdum.

 

Saclarımı alttan toplayıp dağınık topuz yaptım. Sağından ve solundan birkaç tutam çıkartıp makine ile kıvırdım.

 

Çok fazla makyaj yapmayı sevmediğim için. Yüzüme ton eşitleyi bb krem,gözlerimede Neutral renk far, İnce bir eyeliner cekip kirpiklerime de maskaramı sürdüm.

Yanaklarıma varla yok arası allık ve birazda ışıltı vermesi adına highlighter sürdüm.

 

Dudaklarımada nude tonlarında rujumuda sürüp

Topuklu İnce bant ayakkabılarımı da giyip elime küçük parlak cantamıda aldım. Ğeceye hazırdım.

 

 

 

 

(Asyanın sacı .)

 

 

(Asyanın elbisesi )

"ZEHRAAAA!!! Kızım hadisene ağaç oldum burda. Ne süslü kızsın sen ya, Bülent Ersoy bile daha cabuk hazırlanıyordur sahneye çıkarken."

 

Hazırlanmış 10 dakikadır Zehra'nın odasından çıkmasını bekliyordum.

 

"Bide bana diyodun geç kaldık diyee"

Odanın kapısını tekrar calmama gerek kalmadan Zehra odadan çıktık. İkimizde birbirimize kısık gözlerle bakıp ıslık calmaya başladık.

(Zehra'nın kıyafet)

 

"Kızım sen afetidevran olmuşsun .Bu güzellik ne böyle." Deyip Zehra'nın elinden tutup etrafında bir tur döndürdüm.

 

"Asya sen kendine hiç bakmadın mı güzelim aynada. Taş bebek gibisin." Yalandan bir iç çekip "Bugün kesin bizimkilerden biri katil olacak" dedi

 

Birbirimize iltifat ede ede Zehra önden ben arkasında merdivenden aşağıya inerken, Cahit bizi görüp ıslık çalmaya başladı. Konağın kapısında bekleyen Cahit, Mustafa abi ve Zehra'nın nişanlısı Ali bize doğru dönüp. Şaşkın ve beğenici gözlerle bize baktılar.

Tüm konak halkı avludaki cardakta oturmuş cay içiyordu.

 

Babam ve babaannem hariç herkes bize tebessüm ederken onlar kaşları çatık şekilde hoşnut olmadıklarını gösteriyorlardı.

Babam boğazını temizleyip.

"Mustafa oğlum kızlar size emanet dikkat edesin ha "

 

Mustafa abi kilitlenmiş şekilde baştan aşağı beni süzüyordu.

 

Mustafa abinin halini gören Kalender amcam "Mustafa!" Diye bağırıp kendine gelmesini sağladı. "Kızlar sana emanet dikkat edesin "

 

" tabi... tabi baba bana emanetler "

 

Konaktakilere iyi akşamlar deyip konağın kapısından çıktık.

 

Bize bakıp pis pis sıratan Cahit

 

"Kızlar siz ne olmuşsunuz böyle ya, sizde ne cevherler varmış böyle"

 

Mustafa abi "Zevzek zevzek konuşma Cahit. Elimden bi kaza çıkacak sonra "

 

Zehra ve Ali kendinden geçmiş birbirlerine kur yapıyorlardı. Bunu gören Mustafa abi sinirle boğazını temizleyip "Cahit sen Alinin arabayla gel " deyip onu kolundan ittirdi.

 

"Yeminle şamar oğlanına cevirdiniz beni "kal Cahit, otur Cahit, gel Cahit git Cahit bu ne böyle bee " söylene söylene Alinin arabasının önüne gecip oturdu.

 

Sinirli bi şekilde "Sizinde cilveleşmeniz bittiyse gecin oturun arabaya " dedi Mustafa abi.

 

Kendine gelen cilveli çiftçimiz hemen arabaya gecti.

 

Mustafa abi elini hafifce belime koyup beni arabamın kapısına kadar götürdü. Kapıyı acıp oturmamı bekleyip kapımı kapattı.

 

Kendiside yerine geçip emniyet kemerini taktı. Başını bana doğru cevirip gözlerini yüzümün her tarafında döndürüp

 

" çok güzel olmuş " dedi ve derin bir nefes aldı. "Bu gece yanındam sakın ayrılma Asya " diye de tembih etti. Arabayı çalıştırıp sürmeye başladı.

 

"İltifatın için teşekkür ederim ama neden yanından ayrılmayacakmışım ki "

 

"Bu güzelliğinle katil edersin sen adamı Asyaa" bu sefer derin yutkunan taraf ben oldum.

 

Normal gözükebilmek için "Cavit abiler nerde " diye sordum

" Berfini ve Zeynep'i alıp öyle gececekler mekana " başımı anladım şeklinde sallayıp. Arabanın camından dışarıyı izleyeme başladım.

Yol boyu Mustafa abinin bakışlarını üzerimde hissediyor ona bakmamak için büyük caba sarfediyordum.

 

Sonunda mekana gelmiştik. Mustafa abi benden önce inip kapımı acmış arabanın anahtarını da valeye vermişti. Biz inerken Zehralar da arabadan iniyorlardı.

Yüksek müziğin sesi dışardan bile duyuluyordu.

Zehralar önden Mustafa abi ve ben yan yana yürüyüp içeri girmiştik.

İçerisi iki katlı cok şık bir mekandı. Kendini müziğe kaptırmış olan gençler ortada dans edip eğleniyorlardı.

İçim şimdiden kıpır kıpır olmaya başlamıştı. Uzun zamandır delice dans edip eğlenmemiştim.

 

Cahit oturacağımız yerin üst katta olduğunu söylemesiyle merdivenlere doğru yönelmiştik. Mustafa abi elini belime koyup kimseye carpmamam için beni yönlendiriyordu.

Yukarı çıktığımızda buranın aşağıya göre daha sakin olduğunu görmüştüm. Kendi halinde dans eden birkaç kişi dışında herkes oturuyordu.

 

Yanımıza gelen görevlinin yerimizi göstermesiyle masamıza yerleştik.

 

Zehra ve Ali karşı koltuğa ben ve Mustafa abide onların karşısında ki koltuğa oturmuştuk. Cahitte tek başına diğer koltuğa geçmişti.

 

Biz yerimize yerleştiğimiz esnada Cavit abilerde gelmişlerdi. Ama yanlarında Zeynep yoktu. Berfin'e hoş geldin demek için ayağa kalkıp sarılırken "Zeynep neden gelmedi " diye sordum

"Rojda huysuzluk yaptı, malesef bırakmadı annesi" dedi. Zeynep'in gelmemesine çok üzülmüştüm "küçük cadı ne olacak" deyip yerlerimize oturduk.

 

Cahit ellerini birbirine çarpış "kadroda tamamlandığına göre bişeyler içmiyor muyuz"diye sordu.

 

"Ucma Cahit ağır ol " diye uyardı Mustafa abi.

Mustafa abi bana doğru eğilip "sen içiyor musun" diye sordu.

Başımı hevesle aşağı yukarı sallayıp heyecanlı gözlerimle " evet içerim" dedim.

Bakışları dudaklarıma düştü. Kendi dudaklarını iki yana kıvırıp gülümsedi.

 

"Daha önce Süryani şarabı denedin mi" diye sordu. Başımı olumsuz şekilde sallayıp. "hayır.. ben aslında bir iki bira dışında baska içki içmedim" dedim.

 

" tamam o zaman bir kadeh de Süryani şarabınında tadına bak" deyip göz kırptı

 

Garsona eliyle işaret yapıp " Bize bir şişe Süryani şarabı "dedi.

 

Zehrada benim gibi heyecanlıymış olmalıki gözlerini hevesle kocaman acmış."Bende içerim ama" dedi abisine dönerek.

 

"Sadece bir kadeh Zehra"

Dedi baskın sesiyle.

 

Çalan müziğin etkisiyle yerimizde hafif hafif sallanıp ritme uyum sağlıyorduk.

 

Garson elinde şarap ve kadehlerde masamıza gelmiş hepimize servis yapmıştı.

 

Hevesle önümdeki kadehi elime almış ilk önce koklamış dudaklarıma götürüp Koca bir yudum almıştım. Dilimi ve boğazımı yakan mayhoş tatı yüzümü buruşturmuştu.

Mustafa abi benim mimiklerime gülüp, başıyla kulağıma doğru eğilip "sakin ol güzelim... Yavaş yavaş iç." Dedi

 

Kadehimi masaya bırakıp önümdeki ceverezlerden yemeye başladım. Zehra ve Berfin yüzlerini hiç buruşturmadan gayet rahat bir şekilde içiyorlardı.

Hainler! demek daha önceden içmişlerdi.

Yüksek sesten dolayı Herkes kendi aralarında kulaktan kulağa muhabbet ediyordu.

Kadehimi elime alıp bir yudum daha aldım. İçtikçe alışıyor tadı daha güzel geliyordu.

 

Yanımızdan gecen birkaç erkek grubu bizim masaya bakıp beni süzmüşlerdi

 

Mustafa abi kısık ama sinirli bir sesle "amına koyduğumun pezevenkleri" diye küfredip. Yerinden kalktı. Ben daha ne olduğunu anlamadan Üstündeki ceketi çıkartıp bacaklarıma doğru kapattı.

 

Kadehimden koca bir yudum daha aldım.

 

"Bu kadeh neden bu kadar cabuk bitti ki" diyi kendi kendime söyleniyordum.Masanın üzerindeki şarap şişesine uzanıp kendi kadehime dolduracağım esnada Mustafa abi elimdeki şişeyi tutup uyarır tonda "yavaşşş" dedi.

 

"Güzelim bir kadeh dedik. Fazlası carpar" deyip elimdeki şişeyi alıp benden uzaklaştırdı.

 

Ne yani tüm eğlence bu kadarmıydı.

 

Yerimde kös kös oturup elime aldığım cerez tabağını eşeliyor içinden fındıkları ayırıp ayırıp ağzıma atıyordum .

 

Mustafa abi ara ara bana bakıp gülüyor sonrada önüne dönüyordu. Zehra Aliyle Cavit abi Berfinle cilveli cilveli sohbet edip gülüşüyorlardı. Şimdiden sıkılıp eve gitmek istiyordum.

 

Bir süre sonra Mustafa abinin telefonu çalmış rahat konuşabilmek için masadan uzaklaşmıştı.

2 dakika sonra telaşla yanımıza geldi.

"Cavit otelin dopasında yangın çıkmış. Gitmemiz gerek." Dedi. Hepimiz telaşlanmış ayağa kalmıştık.

"Kötü bişey yoktur inşallah.Bizde gelelim mi" diye sordum.

 

"Korkulacak bişey yok güzelim. Siz oturun biz cavitle bakıp gelelim."deyip beni yerime oturttu. Ceketini bacaklarıma tekrar kapatmayı ihmal etmedi.

 

Cahite dönüp "uslu uslu oturun. Kızlar sana emanet" deyip ,Mustafa abi Cavit abi ve Ali yanımızdan ayrıldılar.

 

Kızlarla yan yana oturmuş keyfimiz kaçmıştı. O esnada masadaki şarap gözüme ilişti. Elime alıp kadehime doldurdum. Sarabı masaya koyacağım zaman Berfin'in ve Zehra'nın önüme uzattığı kadehleri gördüm. Aramızda gülüşüp onların bardaklarını doldurdum.

 

Cahit bize pis pis sırtıp "Korkulur valla sizden" dedi ve bardağını doldurmam için uzattı. Onun bardağını da doldurup. Kendi kadehimden koca bir yudum aldım.

 

Bir süre sonra oturduğumuz yerde çalan müzikle dans ediyor içkilerimizi yudumluyorduk.

 

Ben içtikce kadehim bitiyor cahit dolduruyordu. Söylediğimiz ikinci şarabı yarılamıştık bile. Kızlarda aralarında kahkaha atıp dans ediyorlardı.

Cahit bir anda ayağa kalkıp "oturmaya mı geldik abe hayran" deyip beni ve kızları yerimizden kaldırdı. (Medyadaki müziği açıp öyle okuyun)

Burası iyice sıcak olmuştu.

Müziğin etkisiyle çoştukca çoşuyorduk.

 

Oturduğumuz masaya doğru ilerleyip üzerine çıkmaya çalıştım. Bi türlü çıkmayı beceremiyor sendeleyip duruyordum.

 

"Cahittt! " Diye bağırdım

Yanıma gelen cahite "beni masaya cıkart " dedim "kızım başımıza bela cıkartma düşersin" falan desende aldırış etmedim elini tutup masaya çıktım.

Masaya çıkıp dans etmeye başladım. Yanaklarımın kızardığını hissediyordum.

Kalçalarımı iki yandan aşağı yukarı sallıyor. İki kolumu havaya kaldırıp bir elimle diger elimden başlayıp aşağı doğru kolumu okşuyorak indiriyordum. Oynarken rahatsız eden sac topuzumu dağıtmak için ellerim saçımda ki tokaya doğru gitti.

Tokayı çıkartmak için durduğum esnada

Mekanın en karanlık köşesinde

Karşımda ki deri koltuğa oturmuş.

Üzerine simsiyah giymiş olduğu takım elbise ,Bacaklarını iki yana acmış. Kol dirseklerini bakacaklarına dayamış elinde viski bardağı olan adamı gördüm

 

Kömür karası gözlerini üzerime dikmiş bana bakıyordu. Benim onu gördüğümü farkettikden sonra yavaşca sırtını kanepeye doğru yasladı.

Elindeki viskiden bir yudum aldı.

Bu benim çarpıştığım adamdı. Emin olmak için gözlerimi kısmış dikkatlice bakmıştım.

Evet kesinlikle oydu.

 

Kalbimin ritmi artmış. Alev alev yanan yanaklarım mümkünmüş gibi daha da yanmaya başlamıştı.

 

Tek kaşını yukarı kaldırmış, Masanın üzerine çıkmış olmama şaşıran gözlerle baştan aşağı beni süzüyor, gözlerime kenetlenmiş şekilde bakıyordu.

 

Beni tanımış olabilirmiydi?

 

Gözlerimi gözlerinden hiç ayırmadan

Saçımdaki tokayı çıkartıp yere doğru attım. Belime kadar gelen saclarımı ellerimle düzeltip.

Yavaş hareketlerle Tekrar oynamaya başladım.

Belimi Sağa sola kıvırıyor arada ellerimle saclarımı toplayıp sonra savuruyordum.

 

Yanındaki tahminimce koruması olan adama eliyle gel işareti yapıp,gözlerini gözlerimden, hiç ayırmadan kulağına doğru eğilip bişeyler söyledi.

Ayağıma rahatsızlık vermeye başlayan ayakkabıları masadan inemeden olduğum yerde çıkarttım. Ayağımla masadan düşmesi için yere doğru ittirdim.

 

Etrafıma baktığımda. Daha yeni kulağına bişeyler söylediği korumayla birlikte bir kaç adam,bizim kattaki herkesi aşağıya doğru yönlendirip çıkarıyorlardı. Ne olduğunu anlamasamda umursamadın.

 

Çıplak ayaklarımın parmak ucunda yükselip Ellerimi elbisemin etek ucundan başlayıp, bedenime sürte sürte saçlarıma kadar getirip, sacımı savurup arkamı döndüyor.Omuzumdan başımı yana doğru cevirip kışkırtıcı bakışlar atıp gözlerimi kaçırıyordum..

 

Alt dudağımı dişlerimin arasına ıstırıp gözlerimi kıstım. Kolumu ona doğru uzatıp işaret pardağımla onu işaret edip yavaşca kolumu kendime doğru çektim.

 

 

Benim her sacımı savuruşumda ağzından küfür olduğunu tahmin ettiğim bişeyler söylüyor viskisinden koca bir yudum alıyordu. Her viski içişinde adem elması yukarı kalkıp iniyordu.

.

Boğazımın kuruduğunu hissediyordum.

 

Yanımda çılgınlar gibi dans eden Zehraya ve Berfine baktım. Kendilerinden bir hayli geçmişlerdi.

 

Eğilip masanın üzerindeki şarap şişesini elime aldım. Ağır ve yavaş hareketlerle Karşımda ki adamın gözlerine baka baka şişeyi dudaklarıma götürüp içmeye başladım.

Dudağımın kenarından boynuma doğru akan şarabı hissetsem de umursamadan içmeye devam ettim. Şişeyi ağzımdan cekip Elimin tersiyle dudağımı sildim..

 

Simsiyah olan gözleri dahada karardı.

 

Elindeki viskiden koca bir yudum daha alıp bardağı masaya sertçe koydu.

Kömür karası gözlerini benim mavilerime kenetledi.

 

Sabrının son raddesindeymiş gibi derince yurkunup nefes aldı, bir anda

 

Hızla ayağa kalktı..

 

 

******BÖLÜM SONU****

BUARAYA KADAR GELİP YORUMLAMAYI VE YILDIZA BASIP OY VERMEYİ UNUTMAYALIM

KİTABIM HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ NEDİR?

BENİMLE PAYLAŞA BİLİR MİSİNİZ?​​​​

SİZİ SEVEN ACEMİ YAZARINIZ 😘😘

 

Loading...
0%