@lexxia_0
|
Yine güneş ışınları camımdan tam olarak gözümü nişan aldığı bir güne uyanmıştım. İkidebi çalan inatçı alarmların ardından bu sefer komidindeki telefonumun titremesine hiddetle kaldığımda bu kez bir alarm değilde, bir aramanın olduğunu farketmiştim. Bu esnada gözlerim telefonumun sol üstteki saatine kaydı.
"Oha Ayça saat daha 10 ne bu özlem duygusu" diye çıkışmıştım kendi kendime. Telefonu açmamla Ayça'nın heyecanlı ses tonunu kulaklaklarımda işitmem bir olmuştu.
"Günaydın kuzum, nasılsın?"
"Bir gün bile bir saatini bensiz geçirsen daha mutlu olucam Ayça'cım" dedim sahte bir gülüşle. Ayça kısa bir gülümsemeyle getiştirmişti konuyu.
"Bugün Turan'la buluşucam, yanında bir arkadaşını getirecekmiş ve bendende bir arkadaşımı getirmemi istedi." demişti. Ne demek istediğini anlamıştım ama sessiz kalıp cümlesine devam etmesini bekledim.
"Bu yüzden sende geliyorsun"
"Dünya üzerinde tanıdığın başka insan mı kalmadı Ayça hem siz orda flörtleşirken ben orda sap gibi ne yapıcam"
"Geliyorsun Elisa uzatma işte. 40 yılda bir senden birşey istemişim kırma beni."
"Nerede buluşuyoruz" demiştim kabullenerek.
"Peki o zaman, konumu mesaj olarak gönderiyorum." dediğinde bende yatağımdan çıkıp banyoya doğru ilerledim.
"Tamam görüşürüz ben hazırlanayım" dedim ve aramayı sonlandırdım. Telefonumu tezgaha bırakarak üzerimdekileri kirli tepesine atıp hızlıca soğuk bir duş aldım. Saç kurutma makinesinin ısısını 2ye alıp saçlarıma kısa sürede bir fön çektim, basit ama güzel görünen bir makyaj yaptıktan sonra gardrobumun kapaklarını araladım. Bir kaç kıyafeti denedikten sonra bir kombindr karar kılmıştım. Üzerime fermuarlı bir crop, altıma ise siyah bir kargo pantolon giymiştim.
Odamın kapısını aralayıp kapıya doğru ilerlerken arkadan annemin sesiyle duraksadım.
"Elisa nereye böyle kızım" demişti. Neydi şimdi bu? Bir çeşit sorgu mu? Bakışlarım annemin gözleriyle kesiştiğinde gayet ciddi olduğunu anlamıştım.
"Anne Allah aşkına 23 yaşıma gelmişim hala nereye gideceğime dair hesap vermek zorundayım" dedim bıkkın bir ses tonu ile ama bu çıkışmam annemi dahada meraklandırmış olmalıydı ki kaşları çatıldı.
"Ayça ve Turan ile buluşacağım, bu kadar yani fazla önemli birşey yok ki olsaydı söylerdim"
"Tamam size iyi eğlenceler, fazla geç kalma" dediğinde onaylarcasına başımı sallayıp evden çıkmıştım.
***
Kafenin kapısından girdiğimde az ilerideki bir masada Ayça ile Turan'ı görmüştüm ve yanlarında tanımadığım bir kişi. Ayça bana gel dercesine elini kaldırdığında masaya doğru ilerledim, Turan'ın yanında o bahsettikleri çocuk vardı bende Ayça'nın yanına geçtim.
"Elisa bu Koray, Koray bu Elisa" diyerek kısa bir tanıtma yapmıştı Ayça. Bakışlarım Koray'ı bulduğunda Koray'ın bana dikdik bakması karşısında rahatsız olmuş ve önüme dönmüştüm. Hafif bir göz ucuyla tekrardan Koray'a baktığımda hala bana bakmaya devam ediyordu.
"Pardon da Koray Bey, neden durmaksızın bana baktığınızı sorabilirmiyim? Aşık mı oldunuz? Eğer öyleyse hiç umutlanmayın sizin gibi erkekler ilgimi çekmiyor." demiştim anı bir patlamayla Ayça ve Turan'ın konuşmasının arasına girerek. Ayça ile Turan bana anlamaz bir ifadeyle bakarken Koray söylediğimde birlikte büyük bir kahkaha patlatmıştı, ne yapmaya çalıştığını sorgulayarak Koray'a bakıyordum.
"Bir garip geldin ama o kadar bakmama rağmen aşık oluncak bir yanını bulamadım ne yazık" dediğinde öylece dona kalmıştım.
"Kusura bakma benim gibi güzel bir kızda nasıl aşık olunca bir yan göremiyorsun?" bu adam ciddi ciddi benimle dalgamı geçiyordu yoksa ciddimiydi?
"Diyelimki ben göremedim peki bu zamana kadar kaç kişi bu bahsettiğin aşık olunca güzelliğini görebildi?" dediğinde cidden kalkıp dalabilirdim ben bu adama ama neden bu kadar sinirlendiğimi göstermiştimki?
"Abisi yüzünden doğru düzgün bir ilişkisi olamadı ki kızın" dediğinde aşağıdan Ayçanın kolunu tutup ona dikdik bakmıştım, cidden bu adamın karşısında rezil olmama izinmi veriyordu? Pes Ayça pes.
"Abi korumacılığı diyorsun yani" dediğinde gülümsüyordu. Çok güzel Ayça rezil oldum.
"Sen nerden anlarsın abi korumacılığını" dediğimde Ayça dirseğiyle koluma vurmuştu, ona ne var dercesine başımı salladığım esnada Koray oturduğu yerden kalkıp sandalyeden ceketini alırken bana döndü.
"Az önce kabadayı şimdide akıl hocası kesildi başımıza" dediğinde ki ciddi ifadesi tüylerimi diken diken etmişti. Ne demiştim şimdi ben?
"Elisa onu demicektin işte" diyip Turan'da Koray'ın peşinden gitmişti. Ayça banada kalk dercesine bir işaret yaptığında oturduğum yerden kalkıp onların peşine gitmiştik.
"Siz eve gidin biraz yanlız kalsın" dediğinde bizi durdurmuştu, Ayça kafasını sallayarak yürüdüğümüz yönü değiştirmişti.
"Eve gitmeyelim, biraz dolaşalım. Ne dersin? Hem bu güzel kombinlerinize boşa gitmemiş olur." Ayça'nın söylediği ile gülmem bir olmuştu. Onun için kombininden önemli birşey yoktu.
"Valla Ayça seni bilmemde benim boşa gidicek bir kombinim yok. Klasik bir kombin işte" dediğimde Ayça'da gülmüştü. Koluma girdiğinde öylece yürümeye başlamıştık.
***
"Neden öyle kalkıp gitti ki" dediğimde eve yakınlaşmış apartmana girmiştik.
"Bence şuan sırası değil Elisa ne dersin, anlatmak istediğinde anlatıcaktır." dediğinde onu başımla onaylamıştım. Kapının önüne geldiğimizde anahtarımı çantamdan çıkarıp kapıyı açtım.
"Bu kadar erken gelmeni beklemiyordum kızım" diyerek yanımıza gelmişti annem. Ayça kapıyı kapattığında bende eğilmiş ayakkabılarımı çıkarıyordum.
"Ufak bir sıkıntı yüzünden erken geldik Ayla teyzecim" dediğinde Ayça annem anladım dercesine başını sallayıp içeriye geçmişti. Ayça'nın telefonunun çalmasıyla ayakkabısını bırakıp telefonu cevaplamıştı.
"Elisa kusura bakma benim gitmem lazım sonra gelirim ben tekrardan" dediğinde çözmüş olduğu bağcığını bağlamıştı hızlıca.
"Bir sıkıntı yok değilmi Ayça"
"Yok merak etme babaannemin tansiyonu yükselmiş, hastaneden dönüyorlarmış. Annem eve gitmemi istiyor."
"Sıkıntı yok, geçmiş olsun" dediğimde Ayça'nın ayakkabısıyla olan imtihanı bitmişti.
"Sonra seni ararım güzelim" dediğinde kısa bir buse kondurup kapıyı araladı ve evden çıktı. Ayakkabılarımı rafa koyduktan sonra ev halkına selam verip odama çekildim. 1-2 saat telefonda oyalandıktan sonra etrafı süzdüğümde hava kararmıştı.
"Kızım yemeğe gelmicek misin?" annem odamın kapısını araladığında ayağa kalktım ve ona doğru döndüm.
"Hayır anne gelmicem size afiyet olsun" dediğimde banyoya doğru ilerledim, bu sıradada annem odadan çıkmıştı. Saç bandımı takarak cilt bakımımı yaptıktan sonra bütün ışıkları kapatmış yatağıma uzanıp son birkez grup mesajlarına baktığımda herkes iyi geceler yazıp çevrimdışı olmuştu bile. Telefonumu yan tarafımdaki sehpada şarja bırakarak yorganı belime kadar çektim.
***
Hikaye hakkında sorularr!
Koray ile Elisa için nasıl bir gelecek görüyorsunuz? Sizce Ayça ile Turan'ın ilişkisi nasıl ilerlicek? Sizce hikaye mutlu sonlamı biticek?
|
0% |