Yeni Üyelik
13.
Bölüm

🤍13.Bölüm🤍

@leydiasteria

6.5 Yıl Önce

Lema üniversitenin bahçesinde sınıftan birkaç arkadaşıyla oturmuş, ellerinde kahveleriyle sohbet ediyorlardı.

"Eee gençler ne diyorsunuz gösterinin altından kalkabilecek miyiz?" diye sormuştu arkadaşlarından biri.

"Bence hallederiz değil mi Lema?"

"Hallederiz ya o kadar emek harcadık ve çalıştık sonuçta bir karşılığı olur elbet"

"Lema'cığım sana göre hava hoş tatlım hocaların gözdesisin valla... Bu seneyi de birincilikle kapatırsın herhalde"

"Dans etmeyi seviyorum ne yapayım Ayla, özellikle yaptığım bir şey yok aslında"

"Çok da mütevazidir"

"Valla arkadaşlar bu dönemde birinciliği Lema alacak bize kaptırmayacak belli oldu"

"Dans etmeyi bizde seviyoruz ama senin gibi olamadık valla" diye karşılık verirken Lema telefonuna gelen bildirim sesiyle bakışlarını telefonunun ekranına çevirmişti. Mesaj Pamir'den geliyordu.

Pamir'in "Derste misin?" diye soran sorusunu cevaplamak adına telefonunu eline alıp tuşlara dokunmuştu.

"Kızlarla bahçede oturuyoruz, sen ne yapıyorsun?" diye geri yazmıştı, anında da cevap gelmişti.

"Toplantıya gireceğim de bir bakayım dedim"

"İyi yaptın canım, akşama evde görüşürüz"

Genç adam tarafından "Tamam canım görüşürüz" diye cevaplanan son mesajın ardından telefonunu çantasına koymuş ve toparlanıp ayağa kalkmıştı.

"Neyse gençler ben kalkıyorum size doyum olmaz"

"Nereye derse girmeyecek misin?"

"Yok girmeyeceğim, eve gidip biraz dinleneceğim"

"İyi sen bilirsin o zaman sana iyi dinlenmeler Lema"

Lema tebessümle "Sağ olun, size de iyi dersler" diye karşılık verdikten sonra bahçenin otopark tarafına doğru ilerlemiş, sabah park ettiği arabasına binip rezidansa doğru yola çıkmıştı ama öncesinde markete uğrayıp akşam yemeği için bir şeyler alsa iyi olacaktı. Yaklaşık 1 saatlik süren alışveriş ve eve yolculuk serüveninin ardından evlerine gelmişti. Anahtarıyla kapıyı açıp içeri girdiğinde direkt mutfağa geçip elindekileri bıraktıktan sonra elini yüzünü yıkamak ve üzerini değiştirmek amacıyla yatak odasına doğru ilerledi. Banyodaki ilerini hızlıca halledip yatak odasına geri döndüğünde gardırobundaki kıyafetlerde gözlerini gezdirdi. Mavi renk kalın askılı bir bluz ve altına da kot bir şort geçirmişti. Saçlarını kalem yardımıyla gelişi güzel bir topuz yaptıktan sonra önce mutfağa doğru ilerlemişti. Ellerini yeniden yıkayıp iki tane patates soyup dilimledikten sonra tuzlu su da yıkayıp fırın tepsisine koymuştu, markette dilimlettiği somonları da yıkayıp marine kabına almadan önce sarımsak, nane, fesleğen ve zeytinyağını robottan geçirdi ve somonları da içine koyup yaklaşık yarım saat kadar bekletti. Ardından da fırın tepsisine dizdiği patateslerin üzerine de biraz yağ gezdirip önceden ısıttığı fırına yerleştirmişti. Sırada birkaç dakika sıcak suda beklettiği brokolileri doğrayıp havuç rendelemiş ve hafif bir salata yapmıştı. Her şey hazırdı geriye balıkların pişmesi kalmıştı.

Pamir asansörden indiğinde koridora yayılan müzik sesiyle tebessüm etmiş ve adımlarını hızlandırmıştı. Cebinden çıkarıp elinde tuttuğu anahtarını kapının anahtar deliğine yerleştirip bir kere çevirdiğinde kapı açılmış, müzik sesi daha net duyulur hale gelmişti. Kapıyı kapatıp sesin geldiği yöne doğru ilerlemeden önce ceketini çıkarıp askılığa asmış, sadece beyaz gömlek ve siyah keten pantolonuyla kalmıştı. Ardından da hızlıca ellerini yıkamıştı, şimdi müzik sesini takip edip sevdiği kadını bulabilirdi. Lema yokken bu ev karanlık bir hapishaneden farksız olurken Lema'nın varlığıyla birden bir aydınlık çıkıyordu ortaya tıpkı Lema'nın Pamir'in kalbinde kurduğu rengarenk çiçek bahçeleri gibi... Pamir'in hayatında Lema'dan önce sadece halası vardı ama yine de kimsesiz hissediyordu kendini, şimdi ise dünyanın en kalabalık ailesine sahipti Lema ile... Bu ev onların yuvalarıydı ama burayı yuva haline getiren tek şey Lema'nın varlığıydı. Beyaz gömleğinin kollarını kıvırırken bir yandan da mutfağa doğru yürüyordu. Birtakım tıkırtılar oradan geliyordu çünkü. Mutfağın kapısına geldiğinde istemsizce kapının pervazına yaslanıp kollarını göğsünde birleştirip usulca Lema'yı izlemeye koyulmuştu. Lema genç adamın varlığından habersiz bir şekilde hem çalan hareketli müziğe eşlik ederken diğer yandan da önündeki tahtada brokoli doğramakla meşguldü, biraz da bu yüzden yaklaşmamıştı elinde bıçak varken aniden sarılıp öpse yaralanmasına sebep olabilirdi ve bunu asla istemezdi Pamir. O da evlerinin mutfağındaki gönlünün sultanını izlemekle yetinmişti birkaç saniye, ardından genç kadın elindeki bıçağı tezgâhın üzerine bırakmış ve müziğin yükselen temposuna uyum sağlayarak elinde tahta kaşıkla birlikte kendi etrafında dönecekti ki onu izleyen kahverengilerle karşılaşıp ona çarpması uzun sürmemişti.

"Hoşgeldin canım"

"Hoşbulduk güzelim"

"Sen ne zaman geldin de beni izliyorsun oradan?"

Pamir haylaz bir gülüşle "Çok değil ama dans gösterinin küçük bir kısmına yetiştim, daha fazlasını izlemek isterdim" diye mırıldanırken hafifçe eğilip boynunun iki yanına da öpücükler bırakmıştı.

"Ohhh be dünya varmış... Resmen enerjim yenilendi... Seni evimizde görmek bana çok iyi geliyor" dedi ve ekledi. "Dersin erken mi bitti senin, eve erken gelmişsin?"

"Son dersi ektim dolayısıyla erken gelmiş oldum"

"Bir sorun yok dimi canım?"

Lema omuzlarını çekerek mırıldandı. "Yok canım hiçbir sorun yok sadece erken çıkmak istedim sonra da geldim ikimize bir şeyler hazırladım, fırında balık yaptım yanına da havuçlu brokoli salatası yaptım"

Pamir gülümseyerek "Bu güzel kokuların nerden geldiği belli oldu şimdi" dedi ve ekledi. "O zaman soframızı da ben kurayım, birlikte güzel bir yemek yiyelim birlikte"

"Anlaştık, o zaman sen bana tabakları ver servis yapalım"

Pamir "Tamam canım" diye karşılık verip servis tabaklarının olduğu dolabı açıp iki tane tabak aldı, Lema'nın yanına dönmüştü. Lema da o esnada fırındaki somon balığını dikkatli bir şekilde çıkarıp tezgâhın üzerine bırakmıştı. Lema da maşa yardımıyla tepsideki iki somonu tabaklara yerleştirirken Pamir de küçük kaselere salataları koymuş, ardından da tabakları salondaki masaya götürürken Lema da kadehleri ve şarap şişesini alıp gelince masadaki yerlerini almışlardı.

"Ellerine sağlık güzelim balık şahane olmuş"

"Afiyet olsun canım, keyifle bir yemek yiyelim istedim"

"İyi yapmışsın gerçekten iyi geldi kaç gündür doğru düzgün bir araya gelip vakit geçiremedik, benim şirketteki işler senin okuldaki sınavların falan uzak kaldık"

"Öyle oldu ama son sınav yarın bitiyor artık"

Ettikleri kısa sohbet eşliğinde yemeklerini yemiş, ardından da birlikte sofrayı toplayıp bulaşık makinesine yerleştirmişlerdi. Sonrasında da Lema oturma odasına geçerken Pamir kendi elleriyle güzel bir kahve yapmıştı.

"Kahve mi yaptın?"

"Birlikte bir Türk kahvesi içmeyelim mi, hem kırk senelik hatırımız olur"

Lema gülerek "Sayamayacağımız kadar çok olsun istiyorum" derken elini uzatmış ve tepsiyi alıp orta sehpanın üzerine bırakmıştı. Pamir de yanındaki boşluğa oturunca ikisi de aynı anda fincanlarına uzanıp birer yudum almıştı.

"Çok güzel olmuş eline sağlık"

Pamir "Afiyet olsun" diye karşılık verirken koltukta geriye doğru yaslanmış ve Lema'yı kollarının arasına almıştı.

Lema huzurla gülümseyerek "Göğsün o kadar rahat ki kuş tüyü yastıklara değişmem valla" derin bir soluk çekerken gözlerini kapatsa da saçlarında hissettiği okşayışlarla gözlerini yeniden aralamıştı.

"Konağa gidecek misin bu akşam?"

Lema sakin bir tonda "Geç de olsa gideceğim, annemi biliyorsun onunla kavga etmek istemiyorum hele sınav haftasında hiç, bir de Eylül'ün eve gelmeyince aramaları var tabi" dedi ve ekledi. "Neyse şimdi bu düşünmek de konuşmak da istemiyorum şu anı hiç bozmayalım"

Pamir gülümseyerek "Sen nasıl istersen güzelim" diye karşılık verirken dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp geri çekilmiş olsa da bir süre alnını alnına yaslayıp öylece kalmıştı.

"Ama yaramazlık yapmak için vaktimiz vardır diye umuyorum"

Lema muzip bir ses tonuyla "Nasıl yaramazlıklarmış onlar?" diye sordu ama genç adamın neden bahsettiğini elbette ki çok iyi biliyordu. Pamir burnunu burnuna sürtüp dudaklarını Lema'nın alnına bastırmıştı.

Pamir gülerek "İkimizin çok iyi bildiği şeyler aslında ama istersen hatırlamana yardımcı olabilecek şeyler biliyorum" mırıldanmıştı.

Lema duyduğu bu cümleye haylaz bir şekilde gülümseyerek "Böylesine şahane bir teklife asla hayır demem" diye karşılık vermişti. Ve iki aşık birbirlerine aşk dolu muhteşem dakikalar geçireceklerine dair söz vermişti bile.

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%