Yeni Üyelik
4.
Bölüm

TUTSAK 3.BÖLÜM

@leylafakatmecnnsz

yanlızlık...

 

İstanbul

 

01.10

 

 

Hayatım boyunca hep sonbaharı yaşamış . Dalından kopup giden basit bir yaprak gibiydim. zamanın akışını sorgulamayan nefes alıp vermek için yaşayan babasının bile can yakıcı merhametine nail olamayan.

bir fazlalık gibi ordan oraya sürülen. hiç bir dalı kendine ait kılamayan, babamın pişmanlığı, annemin can paresi olandım. Hayat beni hiç hoş karşılamadı bu yüzden hiç beklentim olmadı kimseden tıpkı bu akşam yaşadığım olay gibi öyle çabuk olmuş bitmiştiki gerçekliği sorgulanırdı .

 

"Hah insan bir sağol der hemende tehdit edin hayret birşey yaa "diye. söylene, söylene eve vardığımda o kısacık yolu bile bir saatte yürüdüğümü saate bakınca fark ettim 01:10. geçiyordu.

Uyuşuk adımlarla odama girdim . Yatağın kenarına ilişerek oturdum kolumdaki çantayı yere özensizce bıraktım. ruhum yorulmuştu. Bu gece hatırımda hatırlamak istemediğim bir anı olacaktı. Aklıma telefona hiç bakmadığım gelince yere koyduğum çantayı aldım. Bu sefer gülden beni paralayacak biliyordum . Beni defalarca aramış üst üste mesaj çekmişti. Çektiği mesajlardan sonuncusunu elimle gözümü kapatarak açtım . "Efsun korkunun ecele faydası yok en iyisi bir an önce oku "kendimi cesaretlendirerek elimi yavaşça aşağı indirdim .

 

Kimden:GÜLDENN

23:35

 

Efsun, cvp vermediğine göre umarım kolların kırılmıştır. Ben seni beklerdim de sen dua et yarın ofiste bir toplantı var . Yarın akşam bir yere kaybolma yemeğe çıkalım . Seni çok muck😚

 

Hazır uyumuş sorgu yok. Kafamı toplamam lazım. Banyoya geçtim musluğu açarak elimdeki kanların kırmızılığının sulara karışarak geçmesini izledim. " bir yabancı için çok fazla üzgünsün "diyen iç sesime gözlerimi devirirken uyuşuk adımlarla yatağa geçtim. kafamda aynı anı, tekrar tekrar yaşıyordum. Ne geceydi ama kötü bir kâbus gibiydi. Yorgunluğa daha fazla karşı koyamadım uykuya daldım.

 

♧♧♧

 

Sabah dinlenememiş bir vücutla ağrıyan başımla birde kesik kesik uyuduğum uykuya daha fazla dayanamayarak çıktım yataktan çok erken bir saat olduğunu telefona baktığımda anladım.

 

Durgundum dün yaşadıklarımdan mı.?

Bilmiyorum. Içimde bir sıkıntı vardı. evden çıktığımda Güldeni göremedim. iyikide yoktu yüzümün hâlini görseydi . birşeyler olduğunu anlardı. Anlattırana kadarda pes etmezdi. yol üstündeki kahveciden bir filtre kahve alarak dükkana geçtim bir saat sonrada Burcu geldi . Sarı saçlarını omuzlarından arkaya attı. ışıl ışıl gözlerle gülümseyerek oturduğum yere kadar geldi .

Şen şakrak sesiyle "Günaydın " diye şakıdı .

Tebessüm ederek karşılık verdim. "Günaydın "

"Nasılsın bakalım? hafta sonu nasıl geçti? görüşemedik." Tabi ona hayatımın en kötü hafta sonunu geçirdim diyemeyeceğim için. konuyu dağıtmaya çalıştım.

" İyi geçti. Sen nasılsın? senin hafta sonun nasıl geçti?. Hınzır gülümsemesi yayıldı dudaklarına "Sağol yavrum benim olduğum her yerde günler güzel geçer " gözlerimi devirmekle yetinmeyip "egon batsın " diye homurdandım. Bu sözlerime kıkırdayarak önümden geçti. Arka bölüme ilerledi Bu kızda birşey var ama neyse. daha sonra kapsamlı bir sorguya çekmeyi aklıma not ettim. Yeni sevgili mi yaptı acaba ? " Deli kız" diye söylendim. Burcuyla biz iki iyi iş arkadaşıydık aramız iyiydi hepsi bu ama Gülden ve Sevim'le olduğu gibi değil di üç aylık bir arkadaşlıktı bizimki yinede bu deli dolu kızı seviyordum. neşesiyle girdiği her yeri aydınlatıyordu. burcunun sesiyle dalgınlığımdan sıyrıldım . "Çay istermisin? " elindeki saklama kabını sallayarak "hem böreğimiz de var." Gülümseyerek başımı salladım "olur valla " Burcu söyledikten sonra açlık hissetmeye başlamıştım. Bu meselenin bilimsel bir açıklaması varmı acaba? diye düşünmeden edemedim. dün akşamdan beri hiç bir şey yememiştim. Daha sonra baş ağrısını gidermek için ilaçta alırdım .

 

Kahvaltıdan sonra kendimi çalışmaya vermiş. gün boyu burcu'nun ve nilüfer ablanin dedikodu girişimlerini bir bir saf dışı bırakmış. sık sık dışarıya çıkıp hava almıştım.

 

inkâr etsem bile ben halâ dün gecenin etkisindeydim içimdeki sıkıntının başka açıklaması olamaz.

Derin düşüncelerimden telefonumun sesiyle çıktım. ekrandaki ismi görünce gülümseme yayıldı yüzüme sevim arıyordu bekletmeden açtım. "Alo Sevom,iyiki aradın ." dedim "güzelim nasılsın nerdesin?.

"İyiyim işteyim- " sesi üzgün geliyordu . Hatta ağlamıştı kaç yıllık arkadaşımı ondan daha iyi tanıyordum . "Sevim neyin var neden sesin üzgün geliyor?. derin bir nefes aldığını duydum birşey olmuştu. Hissediyordum kötü birşey olmuştu .

"Sevim konuşsana korkutma beni! ."

"Tamam bak söylüyorum ama panik yapma olurmu sakince dinleyeceksin önce."

Başımı salladım bu hareketimi görmüş gibi devam etti. "Azâde kardeşim. Sitare teyze bu sabah kalp krizi geçirdi. ben tesadüfen sizdeydim yani, Sitâre teyze beni kahvaltıya çağırmıştı onu hemen hastaneye getirdim durumu iyi şimdi doktorlar tehlikeyi atlattığını söylüyor. haber vermek için aradım. telefon elimde kala kaldım. Gözümden bir yaş yanağımdan süzülüp sonsuzluğa intihar ederken boğazıma oturan yumruyu dindirmek için dudaklarımı birbirine bastırdım .

"Alo alo Azâde kardeşim ordamısın?. "

İçimden dua ettim allahım anneme birşey, olmasın yalvarırım onu bana bağışla.

"Alo Azâde korkutma beni n'olur birşey söyle?"

Ağzımı açıp tek kelime edebildim. "Geliyorum" telefonu kapattıktan sonra nilüfer ablaya zor olsada olanları anlattım acımı paylaştığını endişeli halinden anlamıştım.

benimle eve geldi eşyalarımı toparladık. Havaalanına bıraktı hızlıca vedalaştık.

O arada bir kaç defa sevim'i aradım annemin durumunun iyi olduğunu söylüyordu.

Aklıma gülden geldi onu sabah evden çıkarken de, görememiştim. haber vermezssem gece çıkıp sokaklarda arayacaktı beni. Cebimden

telefonumu çıkarıp msj bölümüne girdim .

 

Kime : GÜLDENN

Gülden ben van'a dönüyorum annem kalp krizi geçirmiş şu an havaalanındayım inince ararım döndüğünde konuşuruz..

 

Bavulumu teslim ederek kalkış saatini bekledim.

Havaalanının yolcu çıkışına çıkmayı bavullarla zorlansamda başardım.

Derin bir nefes çekip gecenin karanlığına usulca bıraktım. içimi yerle yeksan eden kaybetme duygusu beni bitirmek üzereydi.

Taksi bulmak için göz gezdirirken "Azadé. " uzaktan adımı seslenen sese döndüğümde sevim ve Mahir, bana el sallıyordu annem için bu denli üzgün olmasaydım. çoktan çığlığı basarak koşmuştum. bunu sesli söylemişim gibi koşup bana sarılan arkadaşıma gülümsedim. "hoşgeldin canım nasılsın? nasıl hissediyorsun?".

"Hoş buldum kardeşim iyiyim sen nasılsın?annem nerede? Halâ Hastanede mi? Oradaysa direk oraya gidelim."

"Evet halâ hastanede bu gece doktor gözetim altında tutulacak dedi. ama üzülme durumu çok iyi" bu söyledikleriyle az da olsa yüreğime su serpmişti. Kendimi yolculuk boyu o kadar çok sıkmıştım ki...

Boğazımdan yükselen hıçkırığı tutamadım. kendimi sıkmaktan vazgeçtim gözyaşlarım sicim gibi akmaya başladı. "Çok korktum sevim, anneme birşey olacak diye çok korktum sen yanında olmasaydın nasıl kurtulurdu bilmiyorum ."

"Şşşt söyleme öyle şeyler. Sitâre, teyze benimde annem sayılır elimden ne gelirse yapmaya hazırım ."

"Ben bir daha asla yanlız bırakmayacağım annemi. burdayım artık. sana hayattaki en değerli varlığımı borçluyum teşekkür ederim." Sarıldığım için sesim boğuk çıkmıştı ancak anladığını biliyordum.

tebessüm edip elleriyle yüzümdeki ıslaklığı sildi "hadi gel abim bekliyor Sitâre teyzeyi daha fazla bekletme " başımı sallayarak onayladım. Sevim gerçek bir kardeş kan bağı olmadanda kardeş olunduğunu gösteren en güzel örnek. Mahir'in bize doğru geldiğini görünce içtenlikle gülümsedim. "hoşgeldin Azâde nasılsın? yolculuğun nasıl geçti? "

"Sağol. Mahir, iyiyim sen nasılsın "

"Iyiyim işte gördüğün gibi annen için çok üzüldüm " başımı sallayarak minettar bir şekilde " sağol " dedim. " her iki bavulumun çekme aparatına asılarak mahçup bir ifadeyle beni hastaneye bırakabilirmisin " diye sordum. "Tamam hadi geçin bavulları bırak ben alırım " başımı olur dercesine salladım sevim'le sarılarak arabaya geçtik.

Hastaneye vardığımızda beraber üçüncü kata çıktık. uzun bir koridordan geçtik sevim bir kapının önünde durunca annemin o odada olduğunu anlamıştım kapı aralıktı. Odaya girdiğimde gördüğüm şeyle, ağlamamak için sıktığım dişlerimi daha çok sıktım. Vedat annemin elini tutmuştu. Annem uyuyordu yüzü solgundu yatağa yaklaşıp annemi uyandırmamak için. fısıltı halinde "Vedat "dedim. Oturduğu yerden

Kalktı gelip bana sarıldı "Abla".

"Annemi sana emanet etmiştim nasıl oldu?"

Benden ayrılıp suçlu bir çocuk gibi başını önüne eğdi.

"Özür dilerim bir saat önce haberim oldu. Sitâre annenin kalp krizi geçirdiğinden duyar duymaz hemen geldim". Üzülme kardeşim bu senin suçun değil. aramızdaki köprülerin yıkılmasına sebep olan cellatlarımız vardı bizim babamız, aramıza buzdan dağlar dikti. sustuk sadece sarıldık.

 

Annemin yatağına yanaştım, ellerini, yüzünü, öptüm.

"Ah mama çok özledim kokunu." Yüzümdeki ıslaklığı silerek. Kapı eşiğinde bizi bekleyen sevim ve Mahir'e yöneldim. "Hadi siz gidin çok yoruldunuz herşey için teşekkür ederim."

"Kalsaydık bizde seninle." minnet dolu bir ifadeyle baktım arkadaşıma.

"Yeterince yoruldun tekrar gelirsin."

"Tamam bir ihtiyacın olursa araman yeterli." Gözümü kapatıp açtım " biliyorum " dedim . ikna edip göndermiştim. Odanın içine yöneldiğimde, Vedat'ı pencerenin önünde buldum . Yaklaşıp omzumun üzerinden baktım mahçup görünüyordu. elimi omzuna koydum, ve tebessüm ettim. bu aramızda bir sorun yok demekti . "Hadi sende git geç oldu annen merak eder. " hafif bir açıyla döndü yüzüme baktı. "Abla özür dilerim. Sitâre anneye birşey olsaydı kendimi asla affetmezdim." Yüzümdeki tebessümü ısrarla büyüttüm.

Çok zor olsada canımı yaksada. Kolunu sıvazladım. "Üzülme olurmu hadi gecikme daha fazla " başını kaldırdı gözlerini gözlerime dikti söyleyeceği şeyde zorlanıyordu. "Abla ben gidiyorum bir daha ne zaman görüşürüz bilmiyorum kendine ve Sitâre anneye iyi bak olurmu." Başımı aşağı yukarı salladım konuşmak şu an en zor şeydi benim için. ağzımı açar açmaz ağlayacaktım. Biz üvey kardeştik ama bu sadece basit bir sıfat kaldı aramızda. beni sevip saygı gosterdigi için kaç defa ceza almıştı. Zeycan, anneden. Babam bile aynı sebepten aç bırakmış şiddet uygulamıştı. Aramızdaki bağ kopsun diye..

bütün bunlara inat biz daha sıkı bağlandık birbirimize. İşler ikimiz büyüyünce değişmişti. fırsat buldukça bir araya geldik ama bundan kimsenin haberi olmadı. Bu böyle yıllardır devam ediyordu. Ağlamamak için sıktığım dişlerim ağrımaya başlamıştı. Kapıdan çıkıp gitmesini izledim boğazımı zorlayan ağlama isteğine daha fazla karşı koyamadım. Kimselere görünmeden ağlardım. ben benim hikayem güçlü duran yıkılmayan genç kız peki ya gerçekler her seferinde yanlızlığa mahkum edilen canı her yandığında kıyıda köşede hıçkıra hıçkıra ağlayan bir kızdım. ben ve annem yanlızlıktı bizi tamamlayan iki kişilik hayatımız var bizim sıradan hayatın sıradan insanlarıyız acıyla yoğrulan ...

Konuları yavaş yavaş ele alıyorum..

Umarım beğenirsiniz 😙😙

 

 

Loading...
0%