@leylafakatmecnnsz
|
Elhan bey gitmemişti burdaydı ve daha kötüsü bütün bu olanları görmüş ve duymuştu. Sedat'ın adamları annemi bir çırpıda bırakarak başlarını eğdiler. Ateş saçan gözleriyle konuştu.
Sedat yerde birşeyler sayıklıyor elini burnuna bastırıyordu. "Ne zamandır tahsilatı kadınlardan almaya başladın nerde bu işin raconu lann. seni kaç defa uyardım bu sefer kurtuluşun yok " ne yani bunlar birbirini tanıyorlarmıydı . olanlara tepkisiz kalarak anneme sarıldım garibim tir tir titriyordu . Sedat canının acısını boşverip Elhan beyin ayağına sarıldı. "Abi yalvarırım bu seferlik affet ." bize kabadayılık taslayan Sedat pisliği neredeyse Elhan Soyarslan'nın ayak paspası olmuş vaziyette . Bir an göz göze geldik kaşlarını mümkünmüş gibi dahada çattı. Sedat'ın adamlarına dönerek "alın lann şu puştu başka zaman görüşeceğim. " Adamlar başlarını sallayarak Sedat'ı yaka paça bahçeden dışarı çıkardılar arabaya binip gittiler. Bahçede üçümüz kaldığımızda herşeyi yeni yeni idrak ediyordum herşey o kadar hızlı geliştiki .
Annemin anormal bir şekilde titrediğini fark ettiğimde ise bu sefer ağlamaklı sesimle "anne " kollarımdan uzaklaştırıp yüzüne baktım. Rengi solmuş gözleri kayıyordu bayılacaktı. Ve nitekim de öyle oldu. Annem bilinçsiz bir şekilde kollarima yığıldı. Korku içinde çığlık çığlığa "ambulans" diye bağırdım. Çok kısa bir süre sonra annemin kollarımdan çekildiğini gördüm. Elhan bey bişeyler konuşuyordu ama anlayacak durumda değildim "bırak şimdi ambulansı zaman yok arabanın kapısını aç "diye bağırıyordu. Söylenenleri ağır çekimdeymişiz gibi algılıyordum. arka kapıyı açınca o güllerle karşılaştım üst üste atarak oturdum ve annemin başını dizime koydum . Araba hiç beklemeden yola koyuldu çok geçmeden hastaneye varmıştık. Şimdi acil müdahale kapısında çaresizce ağlıyordum elimden birşey gelmiyordu kimse bizim ne kadar savunmasız olduğumuzu görmüyordu.
Bütün bu olanlara sebep olduğu için babama yine lanet! Ettim .
yüzümü ellerimle kapatarak gozyaslarımı avuçlarıma hapsettim Gelebilecek bütün kötü haberlere kendimi kapatmak istiyordum .
omzuma konulan bir elle olduğum ruh halinden kurtuldum gözlerim yanıyordu. ne zamandır burdayız saat gecenin kaçı bilmiyorum.
Elin sahibine başımı kaldırarak baktım genç bir hemşire samimi bir tebessümle "iyimisiniz size yatıştırıcı iğne kullanmamızı istermisiniz ?" Başımı sallayarak "Ha hayır. ne zaman bir haber verecekler " " Bu konuda bilgim yok. ama doktor bey çıkar çıkmaz size bilgi verecektir geçmiş olsun" diyerek uzaklaştı.
Hemşirenin ardından bakarken birkaç sandalye ileride Elhan bey, oturmuş bekliyordu . yanan gözlerim şaşkınlıkla mümkünmüş gibi daha çok açıldı. Yani ne diye bekliyordu ki ? Beni ve annemi tanımıyordu bile.
O sırada oluşan sesle karşımdaki kapıya baktım içinden orta yaşlarda bir doktor çıktı .
" Sitâre şhahrivar 'ın yakını sizmisiniz ?."
Bir telaş ayaklanıp doktorun yanına yaklaştım."ben kızıyım annem nasıl?" Diye sordum.
Sevecen ve Sakin bir tavırla "öncelikle geçmiş olsun sitâre hanım kalp spazmı geçirdi. Şimdilik tehlikeyi atlattı. yirmi dört saat gözetimim altında olmalı." Derin bir nefes aldım Elimi göğsüme bastırarak kendime gelmeye çalıştım. " Peki görebilirmiyim"
" onu uyutacak ilaçlar verdik önümüzdeki sekiz saat boyunca uyutulacak birazdan normal odaya alındığında görebilirsiniz " Diyerek Uzaklaştı ve Elhan Soyarslan'nın yanında durarak onunla tokalaştı.
Ağlamaktan şişen gozlerimi annemin olduğu odaya çevirdim avucumu Açıp gözlerimi kapattım içimden bildiğim tüm duaları okuyup ellerimi yüzüme kapattım . Sonra onun sesi doldurdu kulaklarımı " iyi olacak ." Gözlerimi yavaş bir şekilde açarak karşımda olan adama baktım . Gözlerindeki şevkat tohumları bir an bana bu gerçek mi? yoksa hayal mi? dedirtti. Yüzümü zemine çevirerek "umarım iyi olur o benim tek varlığım" Yanımdaki sandalyede bir hareketlenme oldu oturduğunu anlamıştım . "O pezevenkle ne işiniz var sizin ? Neden saldırıyor kudurmuş köpek gibi? ."
Söylediği ağır kelimeleri göz ardı ederek . "Bizimle bir alakası yok kötü kaderimizin günahsız kurbanlarıyız sadece. bunu bilin yeterli kötü olan hiç birşey yapmadık ben ve annem kendi hallerinde insanlarız "
Bir süre sessizlik oldu o can sıkıcı sessizliği bozmak için , bize yardım ettiği için teşekkür etmeliydim. "Benn. size teşekkür ederim bugün yaptığınız herşey için. " Neredeyse fısıldamıştım ama o duymuştu. "Sen hep boylemisin ?" Meraklı gözlerimi ona çevirdim tek kaşımı kaldırarak "nasılım ?" Diye sordum . Gözlerini gözlerime dikerek " Hep böyle ota boka teşekkür mü edersin ? Ben istedim yaptım. "
Söylediği sözler üzerine yanaklarım kızardı. Utançtan yüzüne bakamayıp başımı çevirdim ukala ve terbiyesiz .
iç sesim bir yerlerden bağırdı . "Yardım sever yakışıklı ukala ve terbiyesiz " Bir süre daha bekledikten sonra annemi normal bir odaya aldılar.
Elhan bey herşeyin yoluna girmesini sağlamış . Serviste önüne gelen herkese emirler yağdırmış herkesin pervane olmasını sağlamıştı. Elime kendi isminin ve telefon numarasının yazılı olduğu bir kart verdi ve bir sorun olursa mutlaka aramam gerektiğini tembihleyerek gitmişti .
Önceki görüşlerimden Ön yargılımı davranıyordum bilmiyorum. ama yaptığı iyilikler ona karşı bende bir sempati uyandırmıştı.
Şimdiyse odada annemin baş ucunda loş ışıkta pencerede görünen yıldızları izliyordum . Acaba gerçek anlamda herkesin bir yıldızı var mıydı . Bazı geceler saatlerce izlerdim gökyüzünü benim yıldızım hangisidir diye . Ancak kendi yıldızımı bulamadan şafak çökerdi. Bu böyle süre gelmişti bir gün bende bulacakmıydım yıldızımı karanlık çöksede aydınlatırmıydı beni.
Aklıma saate hiç bakmadığım gelince çantamdan telefonumu çıkardım yine kapanmıştı. hiç beklemeden elimi çantaya daldırıp şarj aletini çıkardım ve prize taktım biraz bekledikten sonra telefonu açtım .art Arda gelen mesajlar beni şaşırtmamıştı.
"söz konusu Gülden ve Sevim olursa tabiki" diye söylendim .
On üç tane kim aramış mesajı ve daha sayamadığım nicesi gözüm telefonun sağ üst köşesine takıldı gece yarısını geçmişti. Bu saatte arasam mı diye düşünürken.
Elimdeki telefon titremeye başladı o anın verdiği burda olsalar da sarılsam hissiyle hemen cevapladım . Titrememesi için çaba sarf ettiğim sesimle " Canım" dedim . telefondaki Sevim'di .
"Azâde canım Allah aşkına nerdesiniz? size gittim ev kapı duvar. beni çıldırtmaksa niyetin şu an başardın ."
Yeniden konuşmasına izin vermeden "Biz hastanedeyiz " dedim o an telefonda kal geldiğini biliyordum hiç beklemeden ona hastanenin ismini ve kardiyoloji bölümünün kaçıncı katta olduğunu söyleyerek kapattım . Yarım saat sonra Sevim ve Gülden yanımdaydı .
Bütün olayı kendine bağlayan Sevim dahada üzülme me sebep oluyordu .
"Bok vardı cafeteryaya gidecek tembellik yapacak günü buldum . Eğer gitmeseydim seninle gelseydim sen orda mahsur kalmayacaktın eve erken gelecektin . Sitâre teyzeyi o pisliklerden koruyacaktın ahh ne olur affet beni arkadaşım" diyerek sarılan Sevim'e bende karşılık verdim.
"Senin suçun yok olacağı varmış üzülme" diyerek kolunu sıvazladım. Gülden de gelip ikimize kollarını dolayınca huzurlu bir mırıltı döküldü dudaklarımdan .
Bir süre öyle kaldıktan sonra sessizliği bozan kelimeler bir nebze keyfimizi yerine getirmişti. "Ama bişey diyeyim mi ?" diyen Gülden'e ikimiz birden "Hımm" diye ses çıkardık. Bir iç çekerek. "Elhan, beyin eline koluna sağlık valla. demek sonunda o Sedat pisliğinide alt edecek biri çıktı karşımıza " ikimiz yine bir ağızdan "Hı hımm" diyerek kıkırdadık.
Ben bu gece iki dostumun sesleriyle , ruhuma sarıldıklarını hissettim kötü bir günü devirmiştik ama annem şu an iyi kardeşlerim yanımda olduğu için Allah'a bana bu özel dostluğu verdiği için içimden teşekkür ettim.
💎💎💎
Sinir katsayım gittikçe artıyor karşımdaki masada oturan sarışın kadın durmadan konuşuyordu. "Hanım efendi yapacağımız bişey yok. siz en iyisi gidin annenize toparlanması için yardımcı olun ." İçimden sabır çekerek konuştum.
"bize ait hastane borçlarını başkası nasıl öder ya . Bu ihmalkarlıktır. siz her gelene böyle hesapmı ödetiyorsunuz."
Kadın sabrının son demlerindeydi. Çünkü yapay sarı saçlarını neredeyse çekiştiriyor du. Buna rağmen dudaklarına zoraki bir tebessüm kondurarak konuştu. "Hanım efendi bakın ödeyen kişi herhangi biri değil !. Elhan Soyarslan, birşey yaptıysa o iş sorgulanmaz kabul edilir sizde dediklerimi yaparsanız çok sevineceğim. " Döktüğüm diller işe yaramayınca mecburen .
Omuzlarım düşmüş şekilde odadan çıkarak annemin yanına gittim. Bu konuda can sıkıntım gittikçe artmıştı. Tamam geldiğimiz yer özel bir hastaneydi. Ama bende annem için elimden geleni yapardım .bir şekilde taksite bağlardım olmadı iş yerinden iki üç maaşımı erken alırdım .
Bunu Elhan beyle, konuşmalıydım . Bize yardım etmişti olabilir, ama bu durumu gerektirecek bişey yoktu . Bir gün önce yaptığı yardımlar yetmişti yabancı bir adama bu kadar borçlanmanın iyi birşey olmadığı su götürmez bir gerçekti .
Kapıda daha fazla beklemeden elimi kulpa attım ve derin bir nefes alıp içeri geçtim. Bundan sonra anneme hiç bir şekilde sorunlarımızı yansıtmamaya karar vermiştim.
bu yüzden yüzümün düşmemesi için dudaklarımı kıvırdım . Yatakta bana bakan anneme bir kaç adım atarak yatağa oturdum ve parmaklarımı tülbentin altından kaçan acı kahve saçının tutamlarında gezdirdim şakakları bu kahve şölenine beyazını katmış daha özel bir görünüm koymuştu ortaya .
"annecim Nasıl hissediyorsun? İyi değilsen bugün kalabiliriz " Dedim.
Elini elimin üstüne ve sonrada dizine koydu gözlerime baktı, baktı.
dudakları düz bir çizgi haline geldi Ağlamaklıydı . "çok korkuttum seni değilmi? Beni affet olurmu güzel kızım herşey için affet. "
Dolan gözlerimi boş verdim ve eğilip ellerine küçük öpücükler bıraktım gözyaşlarım kirpiklerimden bir bir düşerken "çok korktum anne sana bişey olacak diye çok korktum."
Yaşlı gözlerimi ellerimle sildim ve devam ettim. "Merak etme yaşadığım bu hayat için seni hiç bir zaman suçlamadım. Şimdi sen bana bir söz vereceksin ve sözünden hiç dönmeyeceksin . "
Sorgular biçimde baktığında " bundan sonra ne olursa olsun kendini hiç bir şey için üzmeyeceksin ve benden artık hiç birşey saklamayacaksın. Biliyorum beni düşünüyorsun ama sakladığın herşey beni daha çok yaralıyor . "
Dolan gözlerini açıp kapattı ve başını olur derecesine salladı. "tamam bundan sonra hiç birşey saklamayacağım ama bu yükler senin omzuna çok ağır be kızım. "
Ellerini bir kez daha öptüm ve dudaklarıma kırık bir tebessüm kondurdum. " Olsun anne biz beraberken daha güçlü oluruz. "
Tıklatılan kapı ile ikimizde o tarafa döndük oturduğum yerden kalkarak " Girin "diye seslendim.
Kapı açılınca uzun boylu sarışın oldukça yakışıklı bir erkek doktor girdi . Yüzüne yakışan bir gülümseme ile " merhabalar geçmiş olsun" Dedi.
"Sağolun buyrun? " dün geceden beri bizimle orta yaşlı bir doktor ilgilenmişti doktorumuzun değiştiğini bize söylememişlerdi. yüzümdeki soruları anlamış gibi ben konuşmadan söze başladı.
" Ben uzm. Dr. Oğuz Özkan bundan sonra sizinle ben ilgileneceğim. diğer meslektaşım şehir dışına çıktı ." Başımı sallayarak "anladım "diye konuştum. Yüzümdeki bakışlarını çekti ve elindeki dosyayı açıp "evet bir bakalım" beyaz doktor gömleğinin cebinden bir kalem çıkardı birşeyler yazmaya başladı. "sitâre hanım nasıl hissediyorsunuz?" "İyiyim sağolun doktor" "Peki o zaman bir muayene edeyim " bana dönüp "siz biraz dışarıda bekleyebilirmisiniz" Diye sordu.
"Olur ben çıkayım o zaman. " Odadan çıkıp koridorda ki koltuklardan birine çöktüm. Çalan telefonum olağan dikkatimi yok etmişti. Elime aldım ve cevapladım. Arayan Sevim'di . "Canım " "Azâde kuzum bizi okula zorla gönderdin. ama aklımız sizde kaldı." Evet onları zorla göndermiştim. sabaha kadar benimle koltuk tepelerinde kalmışlardı . Birde sınavlarını kaçırmalarını istememiştim. Buna gönlüm daha fazla razı gelmemişti."
"Canım dedim ya , eve gittiğimizde bol bol gelirsiniz "diye . Telefonun diğer ucundan bir "off " yükseldi.
"Doktor geldimi ne diyor? taburcu olacakmısınız ? Gelip alayım sizi . Gülden'de burda oda çok huysuz seninle olmadığı için. " İstemsiz bir gülüş kapladı yüzümü "Doktor geldi şu an muayene de çıkınca seni ararım olurmu. " "Tamam azâdem görüşürüz." "Görüşürüz canım." Telefonu kapatıp yanımdaki sehpaya bıraktım .
Görüş açıma giren siyah erkek ayakkabısıyla gözlerim benden bağımsız yukarı tırmandı .
Elhan Soyarslan, çatık kaşlarla bana bakıyordu . "Neden koridordasın ? " "Be ben şey yani, doktor içerde muayene için ondan. " Allah'ım neden böyle oluyor bana hiç anlamıyorum.
Dudakları kıvrılır gibi olmuştu . bir dakika o benim bu halimle eğleniyormuydu ! Yanaklarimin ısısını hissediyordum . Yanımdaki koltuğa oturduğunu gördüm. delici bakışlarını üstümde gezdiriyordu . Hiç konuşmadık aramızdaki sessizlik bir anlaşma gibiydi kelimeler yetersiz kalıyormuş gibi.
Annemin olduğu odanın kapısı açılınca direk o yöne döndüm. Dr. Oğuz bana bakarak güldü ve "lütfen içeri gelin " diye konuştu. Elhan beye dönerek "be ben bir anneme bakayım. "
Başını salladı ve sonra "tamam "dedi . Odadan içeri girdiğim de annemle göz göze geldim . Bir an bu anı yaşadığım için içimden defalarca şükür ettim . "Azâdem kızım neden gelmiyorsun ?"
Dr.oğuz'un sesi daldığım düşüncelerden kurtarmıştı beni . "Demek adın azâde isminde senin gibi güzel . Bak ne diyeceğim azâde annenin durumu çok iyi bugün sizi taburcu edebiliriz hatta ben sana numaramı vereyim acil birşey olduğunda direk bana ulaşırsın olurmu? "
"Aslında biz bu hastaneye" sözlerim öyle keskin bir sesle kesilmişti ki neredeyse yüreğim hoplamıştı. "Gerek yok ! biz hastamızı Başka hastaneye götürmeye karar verdik !. Doktor sadece işini yap ve taburcu işlemlerini hızlandır ."
Ateş saçan gözlerle bize bakan Elhan Soyarslan doktora öldürücü bakışlar atıyordu . Doktor bir an neye uğradığını şaşırmışa benziyordu . "Ta tamam geçmiş olsun. iyi günler dilerim " odadan hızla çıkıp gözden kayboldu.
Bu adamı gören herkes bir şekilde afallıyordu.
Az önce sakindi ne oldu da gözlerinden ateş saçıyordu ki ? Ben bunları düşünürken o gayet rahat tavırlarla yatağa yaklaştı ve elini uzattı " geçmiş olsun. ben Elhan Soyarslan sizin için endişelendik iyimisiniz ?" Annem ona uzatılan eli sıktı "hoşgeldin oğlum. beni sen hastaneye yetiştirmişsin sana ne kadar teşekkür etsem az. " Resmen hayatıma benden izinsiz giriş yapıyordu biz ne ara bu kadar yakınlaştık ?
" ben teşekkürleri hiç sevmem bu konuyu unutsak olurmu ?" Anneme kibarmı davranmıştı o ? Annemin sesli gülümsemesi doldurdu kulaklarımı Ahh hayal gibi . "Peki oğlum unuturuz ama yaradan unutmaz yinede sağol. " Başını sallayarak "Birşey değil. sizin taburcu olacağınızı haber verdiler . sizi götürmeye geldim toparlanında çıkalım ."
Ben üçüncü kişi olmuştum şu an kim haber vermişti ki ? Bizle neden bu kadar ilgiliydi ? Beklemeden lafa atıldım " ben arabayı istemiştim aslında birazdan burda olur geldiğiniz için teşekk- " bir dakika teşekkürler den hoşlanmıyordu değilmi.
"Yani sizi daha fazla tutmak istemeyiz " dedim aceleci bir tavırla .
Arabayı tabiki istememiştim. sadece onunla gitmek istemiyordum hepsi bu .
O istifini hiç bozmadan kararlı bir tavırla devam ettirdi. "arayıp gelmemesini söyle ben kapıdayım sizi bekliyorum ." Allah'ım emri vakiler kralıyla muhattaptım herhalde. Aklıma gelen şeyle yerimden huzursuzca kıpırdandım . ne demişti o sarışın kadın ,
Elhan, Soyarslan, bir şey yaptıysa o iş sorgulanmaz kabul edilir .
Nitekim de öyle olmuştu.
💎💎💎
Annemin arabadan inmesine yardım ederken gözlerim istemsiz yanımızda duran adama kayıyordu . Yol boyunca konuşmamıştık annemin minnet kelimeleri dışında ikimizde surat asıp durmuştuk. bunu nereden mi biliyorum aynadan iki kez göz göze gelmiştik ikimizin de kaşları çatıktı hâli hazırda yaşadığımız bu anlar hiç hoşuma gitmemişti. Çantamı ve telefonumu alıp kapıyı sert sayılacak şekilde kapattım.
Ne yapmaya çalıştığımı anlamış görünüyordu. Bugün yaptığı emrivakilere, onun için küçük benim için büyük bir tepkiydi bu .
tek kaşı alayvari bir biçimde kalktı dudaklarının düz çizgi haline geldiğini gördüm. Bu duruma daha çok maruz kalmamak için annemin koluna girdim "hadi anneciğim " dedim. Başını sallayarak bir adım attı aklına birşey gelmiş gibi sırtını arkamızda kalmış adama döndü . "Oğlum sana nasıl teşekkür etsem azdır. herşey için sağol. senin için birşey yapamam ama azâdem bir kahve yapabilir lütfen içeri buyur . "
Bu sözlerden sonra başımdan aşağıya kaynar sular döküldü sanki. annem ne diye bu zoraki ve ukala adamı eve davet ediyordu ki ?. Mümkünmüş gibi yüzüm daha çok asıldı.
"Sağolun ben başka" o an göz temasında kaldık ve sağ kaşını sorgular bir şekilde kaldırdı. çenesini oynattı sonrada hiç yapmaması gereken şeyi yaptı baş parmağını dudağının kenarına sürttü. Gözlerini kıstı ve "Tamam bir kahve içerim " dedi .
O an bütün büyünün bozulduğunu farkettim bu adam üç dakika iyiyse dördüncü de bozuyor . Ben artık eminim . Biliyorum beni sinir etmek için yapmıştı kapıya iyice yaklaşıp anahtarı çıkardım "gıcık" diye fısıldadım.
Anneme salondaki koltuğa kadar eşlik ettim . Elhan beyinde arkamızdan geldiğini parkeye düşen tok sesten biliyordum. Onun nispet yapar gibi koltuğa rahatça yayılmasını izliyordum. şu an içimden kendime telkin vermekle yetiniyordum "sakin ol bir kahvelik zamanı var sonra gidecek ! " Ah anne ne yapıyorsun sen.? Dudaklarımı içten içe kemirerek neredeyse mırıldandım " hoşgeldiniz."
Başını aşağı yukarı sallayarak "hoşbulduk" dedi.
Her an yerinden çıkacakmış gibi çarpan kalbime elimi bastırmamak için kendimle mücadele içindeydim . Ne oluyordu bana hiç bir fikrim yok anneme bakıp " ben kahveleri yapayım"diye konuştum. tebessüm etti "tamam kızım" dedi . Aklıma gelen şey ile Elhan beye , baktım "nasıl içersiniz " diye sordum . Çenesini oynattı ve "sade" dedi .
İç sesim iş başındaydı. Ne bekliyordun ki adamın "şekerli demesini mi" başımı "peki " dercesine salladım. Salondan çıktım antredeki masaya sırt çantamı ve telefonumu bıraktım. kapının açık kaldığını farkettiğimde hızlı adımlarla kapıya ulaştım üzerinde unuttuğum anahtarları çıkarıp hızlı bir şekilde kapattım.
Bu ani heyecan beni yormuştu o Sedat, pisliğinin her an gelmesinden korkuyordum. anlaşılan bundan sonra hep tetikte olacaktım . Elimi kalbime bastırma dürtüme daha fazla karşı koyamadım ve sırtımı kapıya yasladım gözlerimi usulca kapayıp kalbimin çarpıntılarını dindirmeye çalıştım .
Derin bir nefes alarak gözümü açtığımda karşımda çatık kaşlarla bana bakan Elhan bey vardı . "İyimisin birşey mi oldu ?" Başımı hayır der gibi sallayarak dudaklarımı düz çizgi haline getirdim . "Be ben iyiyim yorgunum sadece siz neden kalktınız ? " "Ellerimi yıkayacaktım banyo-? " Bakışlarını sorar gibi kapılarda gezdirdi . "Banyo yukarda sağdan ilk kapı " başını tamam der gibi salladı ve merdivenlere yöneldi .
Bende kahve için mutfağa geçtim .
tepsiye iki kahve fincanı ve bir açık çay yerleştirdim doktor annemin kahve içmemesi gerektiğini ısrarla anlatmıştı . Salona geçtiğimde derin bir sessizliğin ortama hakim olduğunu fark ettim ikiside konuşmuyordu . bu kısacık zaman da onun hakkında çözdüğüm tek şey konuşmayı sevmeyen biriydi . Kahveyi ikram Edip annemin yanına oturdum tepsiyide önümüzde ki sehpaya koydum .
Annem çok yorgun görünüyordu "annecim seni odana çıkarayım istermisin ? Biraz dinlenirsin." İki yudum alınmış çayını tepsiye bıraktı bana bakarak gülümsedi sanırım beni iyi olduğuna ikna etmek için yapıyordu . "Sağol kızım ben çıkarım sen misafirimizle ilgilen ." Elhan bey lafa karıştı bende kalkıyorum. Annem bir telaş "oğlum lütfen acele etme bize o kadar büyük bir iyilik yaptın ki senin için ne yapsak az ben çıkıyorum sende kahveni bitirmeden kalkma olurmu. ?" Ona karşılık Elhan bey başını salladı "tekrar geçmiş olsun" dedi . Annemde "sağol" diyip ayaklandı ardından bende ayaklandım salonun girişinde merdivenleri sağ salim çıkmasını izledim .
Az önce oturduğum koltuğa gerisin geri oturduğum da Elhan beyin delici bakışlarını fark ettim fincanı önündeki sehpaya bıraktı surat ifadesinden ne düşündüğü anlaşılmıyordu.
Daldığım düşüncelerden onun sesiyle çıktım "annenin soyadı farklı neden Demirci, değilde şhahrivar.? "
Düşündüklerini söylemek onu rahatsız etmiyordu bunu pekte umursuyor gibi görünmüyor.
beni dağladının farkındamıydı acaba. İçime bir yumru oturdu . ben şu an ter üstüne ter atıyordum bu dört sözcük bana o kadar çok kötü şey hatırlatmıştı ki nefesimin kesildiğini hissettim elimi boğazıma attım konuşmaya çalıştım . "Çün çünkü annem uzun yıllar Türkiye'de kaçak gibi yaşadı"dedim .
Onunda bu cevabı beklemediğini biliyordum. yüzünde ani bir şaşkınlık silsilesi geçti hemen ardından toparlanıp "ben artık kalkayım " dedi.
Başımı aşağı yukarı sallayarak "tamam "dedim .
Sonra ani bir kararla "Elhan bey ,"dedim. bana az önceki şaşkın bakışlarından attı "evet" dedi . " sizinle konuşma fırsatım olmadı. ben sizin hastane masraflarını karşıladığınızı biliyorum bu konuda çok huzursuzum en kısa zamanda borcunuzu kapatırım. "
Yüzünün kasıldığını kaşlarının çatıldığını görebiliyordum en belirgin duygusu siniriydi bunu anlamıştım. "Sana daha öncede söylemiştim keyfim istedi yaptım bana karşı borcun yok. "
"Biliyorum siz isterseniz yaparsınız" ( bunu herkes ezbere söylüyor zaten ) diye fısıldadım ve devam ettim . Israrcı tavrımı devam ettirdim. "Ama ben hayatım boyunca kimseye borçlu kalmadım kendimi iyi hissetmek istiyorum bu konuda beni anlayacağınızı umuyorum " gözlerinin içine bakmıştım konuşurken.. tanıştığımız dan beri ilk defa gözlerimi kaçırmayıp uçsuz bucaksız gecelere bakmıştım . Başını "tamam " Dercesine salladı "peki. ama borcunu hemen vermeye kalkma olduğu zaman verirsin. Benim çıkmam lazım" "sağolun tabi buyrun " kapıya kadar eşlik ettim ve evden çıkarak gitmesini izledim .
Kapıyı kapattığımda bir süre arkasına yaslanıp iki gündür olanları aklımdan atmaya çalıştım ruhum yorulmuştu . uyusam iyi olacaktı iki saate Sevim ve Gülden gelecekti onların bitmek bilmeyen sorularına enerji lazımdı. aklıma gelen iki kardeşimle samimi bir tebessüm yerleşti dudaklarıma . Kapının aniden çalınışı beni olduğum durumdan çıkarmıştı . "Kızlar dayanamayıp erken gelmişlerdir" diye söylendim. sırtımı döndüm ve kapıyı açtım karşımda gördüğüm kişi beni şaşkınlık deryasına attı . Bir süre öyle kaldım ve emin olmaya çalıştım .
"Se sen nerelerdeydin? " Diye konuştum boynuna atladım . Onunda bana sıkı sıkı sarıldığını hissettim dudaklarım memnuniyetle kıvrıldı . . .
Başka bölümlerde görüşmek üzere Öpüldünüz 😘😘😘..
|
0% |