@leylakkadin
|
Firuze'den O berbat gecenin ardından günler geçmişti. Cihangir'in o an orada olması benim için büyük bir şanstı. Neyse ki hızlı toparlamıştım kafamı. Hiç o kötü geceyi düşünüp kendimi üzemem. Bir yandan hayatıma birden giren Cihangir vardı. Aklımdan çıkmıyordu son söyledikleri. Öylesine sözler değildi ama insanın yeni tanıştığı birine diyeceği laflar da değildi. Ha gayret zorla o kafanı Firuze! Kafamdan binlerce düşünce geçerken mahallede yürüyordum evime doğru. Bugün atama sonuçları açıklanacaktı. Ben dalgın dalgın eve yürürken Suna abla'nın seslenmesiyle durdum. "Firuze kızım, nereye gidiyorsun?" "Eve gidiyordum Suna abla. Malum atanma sonuçları açıklanacak gerginim biraz yürüyüş yapmak istedim. Şimdi de gidip sonuçlara bakacağım." "Güzel kızım sen şimdi stres olursun gel bizim evde beraber bakalım. Hem uzun zaman oldu bize gelmiyorsun."dedi. Suna abla doğru söylüyordu. Muhtemelen evde tek başıma sonuçlara bakmak için bilgisayar' ın başına geçtiğim anda bayılırdım. "Haklısın ablam, bayılır kalırım sonra bir de ambulans ile uğraşmayın." diyip kıkırdadım. Suna abla'nın evine doğru yürüdüm ve ona sarılıp ayakkabılarımı çıkartıp içeriye girdim. "Sen geç içeriye, salonda otur güzel kızım. Bende yiyecek bir şeyler hazırlayayım." "Zahmet etme abla." "Ne zahmeti kızım otur ben geliyorum." Suna abla mutfağa gidince ben de salona geçip koltuğa oturdum. Acaba Cihangir evde miydi? Bu pis zihnim çok mu zilli olmuştu ne? Bize ne adamın nerde olduğundan değil mi? Ben saçma düşüncelere dalmışken birden içeri koca cüssesiyle Cihangir girdi. Beni görünce ilk başta şaşırsa da sonra dudağının kenarında ufak bir gülüş belirdi. Ne güzel gülüyorsun kurban olduğum! "Aaa Cihangir sen de mi buradaydın?" Cihangir bana 'ciddi misin?' der gibi bir bakış attı. Tabi ki burda olması normaldi ailesinin evi. "Evet göreve gitmeden annemi bir göreyim dedim. Sen neden geldin? Yani hoş geldin." "Gideyim mi Cihangir?" "Hayır hayır. Seni birden görünce şaşırdım." "Bugün atanma sonuçları açıklanacakta gerginim diye annen evde tek bakmamı istemedi." dedim. "Baktın mı?" "Hayır henüz bakmadım. Tek bakmak istemedim." "Hadi ben buradayım beraber bakalım." "Peki o zaman. Evde bilgisayar var mı?" "Benim odamda var. Karşıdaki odada, gel bakalım hadi." dedi. Cihangir önden ben ise arkasından nispeten onun adımlarından daha küçük adımlarla odaya girdik. Odası genellikle gri ağırlıklı mobilyalarla döşeliydi. Aşırı temiz ve düzenliydi. "Çok düzenlisin." "Asker olmamdan kaynaklıdır. Zaten kendime ait bir evim olduğundan dolayı buraya fazla gelmiyorum, pek dağılmıyor." Cihangir çalışma masanın üstündeki bilgisayarı açtı ve siteye girdi. "Gel bakalım sandalyeye otur ve bilgilerini yaz." dedi ve sandelyemi geriye doğru çekip oturmamı sağladı. Ben siteye bilgilerimi yazarken o ise omzumun üzerinden üstüme eğilerek bilgisayarın ekranına bakıyordu. "Çok heyecanlıyım, bayılacağım vallahi!" "Sakin ol, ben başardığından eminim." Siteyi açtım ve gözlerimi kapattım, çok gerilmiştim bilgisayarın ekranına bakamayacak kadar korkuyordum. Cihangir bana "Gözlerini aç Firuze." dedi Ekrana baktığımda atandığımı gördüm. Sevinçle çığlık atıp ayağa kalktım. Heyecanla Cihangir'in boynuna atladım ve sıkıca sarıldım. Cihangir de beklemeden kollarını belime sardı ve burnunu boynuma yaklaştırdı. "Başardım, başardım! Cihangir atandım ben." "Evet güzelim, başardın." Anın heyecanıyla ne yaptığımı fark edip hemen geri çekildim. Heyecandan Cihangir'e sarılmıştım. "Şey kusura bakma. Ben çok heyecanlandım ondan oldu birden." Sonrasında nereye atandığıma bakmadığımı farkettim. "Ayy ben atama yerime bakmadım." dedim. Ekrana baktığımda askeriyeye hemşire olarak atandığımı gördüm. İyi de bunun için başka bir sınava girmem ya da başvuru yapmam gerekmiyor muydu? Neyse üzümünü ye bağını sorma demiş atalarımız. Suna abla birden odaya koşarak girdi. "Kızım korktum, bir şey mi oldu?" "Abla atanmışım. Hem de askeriyeye bak!" Sözlerimle ekrana baktı. "Cihangir'in askeriyesine atanmışsın. Çok sevindim kızım. Hem Cihangir sana göz kulak olur." NE?CİHANGİR'İN ASKERİYESİ Mİ? "Cihangir'in askeriyesi mi?" "Evet benim askeriyeme atanmışsın." dedi Cihangir. "Çocuklar ben bir şeyler hazırladım, salona geçiyorum. Sizde gelin kutlayalım bu güzel haberi." dedi Suna abla. Suna abla içeri geçtikten sonra sorgulayıcı gözlerle Cihangir'e baktım. "Bu işte senin parmağın olabilir mi beyefendi?" "Ne münasebet! Kazanmışsın atamışlar seni. Hem ben ne yapabilirim ki ben o askeriyenin sadece komutanıyım." Bir de kinaye mi yapıyor bu Koca ayı kılıklı herif?! "Burnuma hiç iyi kokular gelmiyor Cihangir Bey!" "Benim burnuma çok güzel kokular geliyor, malum ikidir sarılıyorsun ya ordan biliyorum. Zambak kokulu kadınım." Aaaa k9 köpek kılıklı herif! "Arsız adam seni. Bir de beni koklamış! K9 kılıklı seni." dedim kızarak. Cihangir ise sadece sırıtarak bana bakıyordu. "Neyse ben Suna abla'nın yanına gidiyorum. Sen de arkamdan gelirsin." diyip kapıya doğru yürüdüm. Arkamdan Cihangir'in kısık sesle 'Gelirim tabi, minik kadınım' dediğini duydum. Muhtemelen duyacağımı düşünmeden çıkmıştı bu sözler ağzından. *** Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın lütfen. Oy sınırı koymak istemezdim ama bu şekilde yazasım gelmiyor. 50 oy sınırı var! Bölümü nasıl buldunuz? Diğer bölümleri daha uzun tutmaya çalışacağım :) UMARIM HİKAYEYİ BEĞENİRSİNİZ FINDIKLARIM :) |
0% |