Yeni Üyelik
12.
Bölüm
@leyuza

- BİZ GELDİKKK!!!

- kız ne yapıyorsunuz burda ??

- gelmeyelim mi Aynur abla yaa!!

- gelin gelin yavrum aaa girin içeri. Geleceğinizden haberim yoktu ki Ömer de söylemedi birşey.

- haberi yok kiiii

- neler karıştırıyorsunuz siz yine!??!? Gelin buraya, gelin.

İkimize de aynı anda sarıldık,

- ee hayırdır İnşallah dökülün!

- bizimkilerle buluşacağız Aynur Sultan, birşeyler yapalım hemde seni görmeye gelelim dedik.

- Aman aman bir buluşun hiç görmüyorsunuz şu hayırsızları!!

- Abla oğlun o sesin ya?

- sizde kızımsınız oğlumu mu savunayım kızlarım dururken.

Gerçek anneside o evde şu kadar davranabilseydi, kendisine bir adım atsaydı o ona bin adım atardı. O yapmamayı tercih etmişti.

- kız yavrum bak bakayım sen bana, ağladın mı sen

- yook, niye ağlayımkine?

Sena hemen atlayıp olayı örtmeye çalıştı,

- abla biz çıkalım, işin varmı senin??

- çıkacağım bende kuzum selin teyzenlere gideceğim. Anahtar orda biliyorsun zaten. Ayrıca bu konuda kapanmadı bilesin.

 

..........

 

Ayakkabısını sürüyerek yürüdü yolda, o evden epey uzaklaşmıştı. Gözleri dolu doluydu, öyle ki nereye gittiğini bile bilmiyordu.

Bir kaç sokak döndüğünde ana caddeye çıktı , önüne çıkan ilk taksiye atladı. Konumu vererek arkasına yaslandı. Aklına gelenler ağlama raddesine getiriyordu onu.

Sonunda geldiğinde ,parayı vererek indi taksiden. Büyük evin kapısının önündeki kaldırıma çöktü.

Bir süre hiç birşey yapmadı, ardından telefonundan arkadaşını numarasını bularak aradı,

- efendimm gül güzelimmm

- evdemiydin?

- ha- neden ki?

Evde olmadığını düşündü, daha da rahatsız etmek istemeyerek kalktı kaldırımdan.

- yok birşey yaa, öylesine aramıştım.

- ha ondan kalktın gidiyorusn yani

Kafasını hızla çevirip camdan kendisini izleyen bedenle göz göze geldi. Sena camda bir eli telefondayken el sallıyordu kendisine.

Telefonu kapattığında camdanda çekildi, geliyor olmalıydı. Bir şey demesine bile gerek kalmıyordu arkadaşlarının yanında. Onlar da ailesiydi onun , hemde öz ailesinden çok ailesiydi.

Gözleri tekrar doldu bu düşünceyle. Biyolojik ailesine sonradan katılsa bile insan olarak dahi değerinin olduğunu düşünmüyordu orada.

Avuç içiyle gözlerini sildi. Sürekli doluyorlardı o güzel gözleri. Keşke Ömer yanımda olsaydı diye düşündü.

- Hayırdır gelir miydin sen buralara ha??

Kafası eğik duran arkadaşına biraz daha yaklaştı,

- heyy, nold-

Gelen arkadaşına sıkıca sarıldı birşey söylemeden. Şuan en çok ihtiyacı olan şey buydu.

Uzunca sarıldılar yolun ortasında. İrem biraz daha sakinleştiğinde yakınlarda ki parka, salıncaklara, oturdular.

- anlat hadi dinliyorum.

- büyütülecek birşey yok aslında. Sadece benim fazla hassas davranmamdan kaynaklı sorunlar.

- Ona ben karar vereyim.

Arkadaşının birşeyleri büyüttüğünü asla düşünmüyordu.

- o-o evdekiler, bana bir yakın bir uzaklar. İlk geldiğim gün Güner bana çok iyi davrandı ondan sonra ise hiç konuşmadı benimle. Bora benden nefret ediyor. Yahya ve Aras desen ne yaptıklarını bile bilmiyorum. Acar birazcık yakın davranıyor öz annem yüzüme bile bakmıyor, babam. Birde Yavuz var tabi.

- öh yani, çok kalabalıksınız be!!

İkiside güldü buna, evet öylelerdi.

- yavuz neci?

- Yavuz ikinci büyük, kendimi ona daha sıcak hissediyorum. Motoru var biliyor musun?? Çoğu zaman ciddi bir tip, ama sarkastik bir.yönğ de var bence. Onunla daha yakın olmak isterdim.

- peki Yavuz sana karşı nasıl?

- bu sabah kahvaltıdan sonra hastaneye gidip genel kontrol yaptırmamızı istedi. Ben zaten yaptırdığımı söyledim lakin birde onla yaptırmam için ısrar etti. Üstümü değiştirmek için çıktım, arkadaşları çağırmış, gitmiş. Salak gibi kaldım ortada. Bende zaten işim vardı sonra gitsek iyi olur diye çıktım evden.

- güzelim, bu sandığının aksine senin abarttığın birşey değil. Herşeyi anlatmadığını biliyorum. Ama sen o aileye yeni geldin gelmeye mecbur kaldın, onlar seni zorla götürürken ailen olma rolünü üstlendiler ve bunu da yapmaları lazım. Bu onların sorumlulukları. Lakin o evde durmanı gerçekten istemiyorum. Daha bir kaç ayın var, istersen babanla konuşup görüşmek suretiyle evden ayrılmayı teklif edebilirsin.

- deneyeceğim. Teşekkür ederim sende olmasan-

- şşşt deme öyle ben varım, ayrıca en küçüğümüzü yanlız bırakamayız değilmi??

- hele hele şuna bak aramızda üç ay var sadece

- aglamıcan, büyükmüyüm? Evet.

Bu arada yarın bizimkilerle buluşacağızzzz .Hadi birşeyler hazırlayalımm. Ama ilk markete-

- bizim eve de gidebiliriz istersen, boş olması lazım.

- olurr, çok kıskanıyorum ayrı evin olmasını be!!!

-büyü seninde olur.

- komik şey seni!! Annem evde bu arada. Gelipte girmediğini görürse keser seni.

- gideyim de bir selam vereyim Yazgı ablama!!

- HEY!! BENİ DE BEKLE! kendi annem arkadaşımı nasıl daha çok sevebilir yaa???

 

............

 

Anahtarı kilide sokmadan evden gelen tıkırtılara kulak kesildi. Evde biri vardı? İrem mi gelmişti?

Hızla açtı kapıyı. Koridorda görmeyi beklediği sevgilisi yerine arkadaşını görmek hayal kırıklığına uğramıştı.

Sena Ömer'in asılan yüzünü gördüğünde arkadaşının ne kadar aptal olduğunu düşünmeden edemedi. Fısıldayarak mutfakta olduğunu söyledi.

Mutfak kapısından hafif hafif sallanarak meyve yıkayan sevgilisini gördü, saçını sıkıca küçük bir at kuyruğu şekline getirmiş - kendisi bin kere denesede yapmamıştı- aşırı tatlı bir görüntü sunuyordu kendisine. Özlemişti bu görüntüyü.

- sevgilim~

- Ömerrr!

Suyu kapatarak Ömer'in üstüne resmen atladı İrem.

Uzun soluklu bir sarılmanın ardından ayrıldılar.

- neden bastan söylemedin, gelip alırdım seni?

- ani gelistii yoksa söylerdimki

- kalıyorsun değil mi? Birşeyler alıp geleyim ben sena burada zaten zaferde gelsin epeydir görüşmüyoruz.

Sevgilisinin heyecanla konuşmasına tebessüm etti. Kalmayacaktı, diğerlerine adam akıllı haber vermemişti bile.

- kalmayacağım, geri giderim eve ama siz oturun, senayla yarın için birşeyler hazırlıyorduk. Fazla yaptık yersiniz olur mu?

- neden gidiyorsun, arayıp söyleyebilirim. Evimizde olmanı özledim be güzelim.

Ömer'in söyledikleriyle gözleri tekrar doldu. O da özlemişti ama reşit olana kadar yapacak birşey yoktu. Biyolojikler salmiyordu kendisini. Hem Ömer'in sürekli araya girmesi iyi olmazdı. Kendi konuşsa daha etkili olacağını düşünüyordu.

 

- bende seni özledim, ama biraz daha sabredelim tamam mı?

- Ömer biz herşeyi hazırladık, sen sabah gelirken arabaya atıp gel. Ben İremi bırakır eve geçerim sizde Zaferle mi takılırsınız ne yaparsanız yapın.

Senanin da ehliyeti vardi. On sekizine girer girmez almıştı, zafer sağolsun önceden de bilgiliydi tabii. Iremin ise en küçükleri olarak hala daha ehliyeti yoktu.

- ben götürürüm sevgilimi.

- yok. Ben götüreceğim. Sen sonra götürürsün.

- ben taksiyle giderim. Ters kalıyor ev buraya.

- kızım sevgilinin arabası da var motoru da ve sen taksiyle gidebileceğini mi sanıyorsun?

Ömer ne kadar cıngar çıkartsa da sena bırakmıştı kendisini eve.

Yedi saattir dışarıdaydı ve arayıp soran olmamıştı. Yavaş adımlarla bahçeye girdi. Her zaman ki gibi sessizdi etraf. Evin kapısı açılana kadar tabi.

- it gel buraya!

- abi vallaha ben almadım, yavuz almıştır git birde ona sor.

- lan yavuz ne yapsın benim tişörtümü?

- ben ne yapayım abi senin tişörtünü!!

- yersin Bora yersin. Bul gel o tişörtü çabuk!

- Yahya, bağırma annem ya! Başım ağrıdı vallaha, hem giyiversin kardeşin ne olacak.

- Anne ben almadım ne giymesi be!!

- anne geldiler mi ?

- yok kızım, daha bir saat var gelmelerine.

Birilerine görünmeden kenardan sıvışmayı planladı, merdivenlere geldiğinde nurla karşılasmasaydı başarılı da olacaktı.

- arkadaşlarım gelecek bir saat sonra yanımıza gelmek ister misin?

isterdi, belki bu sayede biraz daha yakınlaşırdı nurla, arkadaş olabilirlerdi.

- olur , teşekkürler.

Gülerek yukarı çıktı üstünü değiştirmesi gerekiyordu, heyecanlıydı.

 

.......

 

Gelmelerine çok birşey kalmamışken aşağı inmiştim, görmesemde elimle şalımı düzelttim, bozuk olduguna yemin edebilirdim.

 

Salonda Yavuz Acar Güner ve Bora vardı, sanırım oyun oynuyorlardı ve fazla gürültü yapıyorlardı.

 

- GÜNER SOL, EVİN ALTINDA !!

- Ne-

- ACAR !! Sessiz olsana abim. Ah sendemi buradaydın, erkencisin?

Omuz silktim Yavuz'a,

- sende öylesin?

- evdeydim ben zaten, birileri beni ekince ortada kaldım.

Ne diyordu bu şimdi, kendisi beni ekmişti birde ben mi suçlu oluyordum.

- yanlız ben kimseyi ekmedim, asıl sen beni ektin? Madem arkadaşınla çıkacaktın beni neden çağırıyorsun?

- arkadaşımla mı çıkacakmışım, bir tek senin haberin var bundan sanırım çünkü bir yere çıkmadım.

- ha şimdi de ben mi uyduruyo oluyorum?? Annen dedi arkadaşıyla dışarı çıkacakmış hazırlanmaya gitti diye, annen de mi yalan söylüyor??

- annem mi dedi. Arkadaşımın aradığı doğru ama masada gelemeyeceğimi işimin olduğunu söyledim, annem neden öyle birşey desin?

Diğerleri oyunu bırakmış bizi izliyorlardı. Anneleri demişti bana yavuzun dışarı çıkacağını. Kendimden şüphe etmeye başlamıştım artık.

- b-ben bilmiyorum!

- abi annem dedi , bizde masadaydık. Telefonla konuşmaya gidince gideceksin sandı sanırım, o da hazırlanıp gelmişti beklemesin diye dedi herhalde

Yavuz bir bana bir birde Acara bakıyordu.

- bana neden sormadın?

- ne diyecektim, annen başka bir ere gideceğini söylerken peşinden gelip benimle hastaneye gel diye yalvaracak mıydım?

- hayır ama sorabilirdin

- evet sende arayabilirdin.

Evden ilk giden bendim madem evdeydi arayabilirdi. Ben en azından işinin olduğunu sanıyordum, onun mazereti neydi?

 

- ben-

- abi arkadaşlarım geldi, sonra kavga etseniz çok güzel olur.

Yavuz birşey demeden çıktı odadan ardından nur iki kişiyle geldi. İkisi de çok güzeldi, biri kumral biri sarışındı Nur gibi.

Selamlaştıktan sonra oturduk salona yavuz ve bora gitsede Acar ve Güner hala buradaydı, böyle samimi konuştuklarına bakılırsa yakınlardı.

- bahsettiğiniz kardeşiniz mi?

- ah evet.

- ne zamandır kapalısın?

Akşam 11, sabah yedi kapalı ne amk.

- beş altı yıl oluyor sanırım.

- zor değil mi peki, nur açık Esma hanımda açık, düşünceli insanlar bir şey demezler gerçi ama, yanlarında absürt durmaz mısın?

Ne demeye çalıştığını gayet iyi anlamıştım. Eh dediklerinde haklılık payı vardı. Bu kadar yüzüme vurulması hoş değildi ama birşeylerin farkına varmıştım en azından. Yanlarında gerçekten fazla olarak bulunuyordum. Onların çevreleri de böyle düşünüyor olmalıydı, istemsizce rahatsız hissettim kendimi orada.

 

- bilemiyorum lakin sırf o ortama uymuyorum diye kendimi değiştiremem.

- ah anladım canım, bizim yanımızda rahat olabilirsin en azından yabancı yok nasıl olsa.

- teşekkürler iyiyim böyle.

Konunun başka yöne evrilmesi çok zor olmadı, Esma hanım gelip kizlari selamladı içecek getireceğini söyleyerek geri gitti, beni görmeyişini artık yadırgamıyordum.

onlar konuşmaya devam ettiler, ayıp olmasın diye kalkıp gidemedim lakin varlığımda yoklugumda bir gibiydi. koltugun üzerinde dizlerimi kendime çekmiş subway surf oynuyordum.

 

içeceklerimiz geldiğinde daha tadamadan çoktan biraz içmiş olan Acar tarafından ' bu şey fazla şekerli içme sen bunu, gel yenisini yapalım' diyerekten uyarıldım. bu ince düşüncesi için içten bir teşekkür ettim ona. Bardağımı bırakma bahanesiyle kaçtım oradan iyi dayanmıştım bile.

 

Bardağı mutfağa bırakarak içeriye görünmeden yukarı çıktım. Öylece oyalandım biraz. Rahat birşeyler giyip eskiz defterimi alarak yatağa geçtim , masam yoktu komodin üstünde de yapmak istemiyordum. Kalemlerimi de aldığımda yatağın üstüne dirseklerimden destek alarak yattım. Şu saatten sonra kimse beni dışarı çıkaramazdı.

 

Ama odaya gidebilirdi, tıkılatılan kapıya bir dakika vermesi için seslendim, eşarbımı örtüp kapımı açtım. Hala alisamamistim yanlarında esarpsiz dolaşmaya.

 

Kapıyı açtığımda gözüne düşmüş saçlarıyla kapıya yaslanmış Yavuz'u görmek istemsizce gülümsetmişti.

- yarın bana zaman ayırabilir misin?

Yarın olmazdı ki, oturup ağlardım şimdi şuraya, eksemiydim bizimkileri?

- başka birine sözüm vardı aslında, sonraki gün için uygunsan, beraber birşeyler yapmayı çok isterim.

Sesim çok mu hevesli çıkmıştı bilmiyorum ama hafifçe güldü yaslandığı yerden.

- neden olmasın. Çok eğleneceğiz sanırım. Görüşürüz o zaman?

Gitsin istemiyordum, birazcık oturabilirdik beraber?

- i-istersen gelebilirsin.

- rahatsız etmeyeceksem neden olmasın.

- yok yok gel haydi.

İçeri girip etrafı inceledi ilk önce kapıyı kapattım arkasından. Yatağıma oturup defterimi eline aldı.

-bakabilir miyim?

- tabii, rahat ol lütfen.

- sende, sende öyle. Yani eşarbını takmana gerek yok değilmi benim yanımda?

- ah! Evet öyle.

Ne kadar çekinsem de sorun yoktu bunda. Başörtümü çıkartarak yatağımın başına astım. Defterde hangi sayfaya baktığını öğrenmek için yanına yaklaştım, boş sayfaya baktığını gördüğümde kahvelerine çıkardım gözlerimi.

- Bana benziyorsun!! Gözlerin aynıydı saçında öyleymiş.

Aniden yükselmesiyle olduğum yerde sıçradım, bana bakıyordu, benzediğimizin farkındaydım. Hatta üçüzlerden çok Yavuz'a benziyor olabilirdim. Kendisi benim en iyi abi figürümdü.

- öreyim mi saçını, Nur'un saçını örerdim küçükken çok beğenirdi-

Heyecanlı konuşması beni de mutlu ediyordu. Yavuzla yollarımız hiç ayrılmasaydı nasıl olacağımızı düşündüm. O çok iyi bir abi olurdu, öyleydi de zaten.

- üzgünüm, kötü hissettirmek istememiştim.

- hayır hayır kötü hissetmedim ki! Örgü yapmayı bilmen çok hoş, örmeni isterim.

Saçımı açarak tarak ve küçük tokalarla önüne oturdum.

- saçlarım Nurunki kadar uzun değil ama küçük küçük örüp bağlayabilir misin?

Omzumdaki saçlarımı hafifçe okşadı. Altı yıldır ilk defa abim saçımı örsün diye, saçım uzun olsun istedim.

..........

 

1770

Ben Yavuz'u şuanlık baya sevdim sanırım

Yorumlarınız ve oylarınızı için teşekkürlerrr

 

 

Loading...
0%