Yeni Üyelik
14.
Bölüm
@leyuza

 

Yorumlarınıza ölüyorumm. Çok teşekkürler desteğiniz içinn. 😻😻

 

___________________

 

- İrem?

Arabadan çıkmış yanına gelen bedenle yüzünde koca bir gülümseme peydahlandı. Abisiyle beraber oturduğu banktan kalktı. Telefon çoktan kapatılmıştı yavuz tarafından.

Sevgilisine sarılmak istese bile kendisini tuttu genç, abisi vardı yanında yakışık almazdi.

- selamün aleyküm

- aleyküm selam

Karşısındaki çocuğu baştan aşağı süzdü

-iyi gördüm seni

- öyle... , kız kardeşine bakarken söylemişti bunu. Ulan, dedi Yavuz,normal bir zamanda olsaydık elimden alamazlardi seni.

- kaçta alayım seni?

- zahmet etme-

- ben bırakırım. Hatta bugünlük bırakmasam daha iyi olur aslında ama...

Sol tarafında kalan sevgilisine hafifçe vurdu kardeşi. Yavuzun gözünden de kaçmamıştı bu.

Karşısındaki oğlanın cesaretine alayla güldü, karşısında abisinin olduğunun farkında değil miydi?

- sanki izin verirmisim gibi!

- HEY!! Gitmiyor muyuz?

Üçü de bağırarak kendilerine doğru gelen çifte baktılar. Erkek olan yaklaşıp kardeşini boyundan mütevellit kafasından tutarak kendine çekti,

- naber kız zilli, hatunumla bulusunca unutuyor musun sen abini?? Alındım.

- kes be nerden hatunun oluyorum!?!!?

Karşısında tartışan iki çocuk nedense tanıdıktı, çıkaramadı.

- tanıştırayım, yavuz biyolojik abim, sena ve zafer arkadaşlarım.

- memnun oldum.

- bizde.

Arkadaşlarının soğuk karşılaşmasıyla kaşlarını çattı İrem, Yavuz diğerleri gibi değildi ki.

 

________________________

 

2 hafta sonra;

 

O gün gelmesine gerek olmadığını söyleme rağmen yavuz almıştı beni. Evdekilerle neredeyse aynıydık , hiç bir değişiklik yoktu. Sadece nur ve Esma hanımla aramız iyice açılmıştı. Acarla arada şakalaşıyor, yahyayla sohbet ediyor - günaydın ve iyi geceler diyoruz- selim beyle de hal hatır soruyorduk.

 

Iki gün sonra- ki hiç belli olmaz- sınav puanım açıklanacak, tercih yapacaktım yada boş bırakacaktım. hiç ümidim yoktu açıkçası. Derslerim , özellikle matematiğim, el becerilerime tezat aşırı kötüydü.

 

Güzel sanatlarda becerikliydim fazlasıyla, dikiş nakışta severdim. Çevremde yardımcıydı bu konuda Ömer asla sevmediğim birşeyi yapmam için ısrar etmemis tersine sevdiklerimn üstüne gitmiştik. O konuda şanslıydım işte.

 

- Çocuklar biz çıkıyoruz!! Nur hadisene kızım!!.

Selim bey ve Esma hanım salonun kapısında göründüğünde oturduğum yerde dikleştim.

Esma hanım mavi, diz kapaginin biraz altında şık bir elbise giymiş, selim beyde ona uygun olarak smokin cektini koyu bir mavi tercih etmişti. Ikisi de mükemmel duruyordu.

- nereye gidiyorsunuz?

- dedik ya Aras, Nergisin marka açılışına diye.

- kızım Nur geliyor sende gel istersen

Sağolun evden çıkarken gelmeyin diye çağırdığınız için selim bey. Yolda haber verirdiniz bana?

Gerçekten dalga geçiyorlardı sanırım benimle!

- teşekkürler, giyecek kıyafetim yok zaten. Iyi eğlenceler size.

Koltuğa iyice yaslanmış eski pozisyonuma - ayaklarim koltukta kafam baslikta yarı oturmaya - geri dönmüştüm.

Ebeveynlerim oğullarıyla konuşmaya devam ederken nur çoktan inmişti yanlarına.

- olm bune, yarım kumaşla elbise yapıp böylelerine kakaliyorlar işte!!

- bizim safta almis baksana, adamların sattıkları kadar var.

Acar ve Günerin abartılı tepkilerine gülmüştüm. Nur koyu mor, saten mini bir elbise tercih etmişti ve ona harbi yakışmıştı, makyajida çok güzeldi saçlarını hafif buklelestirmis açık bırakmıştı. Yanlız elbisenin göğüs dekoltesi onu birazcık daha büyük gösteriyordu.

 

Ailecek meteor gibilerdi mübarek!! Erkekleri çok yakışıklı -ozellikle yavuz- kadınları da çok güzeldi. Yanlarında durunca bı yakıştıramadım kendimi.

 

Nur la göz göze geldiğimizde, aşağı yukarı süzdü beni , üst dudağı yukarı kıvrıldı hafifçe. Buna karşılıklı göz devirdim ona. Ardından çıktılar evden, bende derin bir nefes aldım.

Televizyona tekrar verdim dikkatimi saat henüz erken olsa da uyku basmıştı.

- yürüyüşe çıkıyorum , gelmek isteyen varmı?

Bora başında ki şapkasını düzeltirken içeriye seslendi. Hiç kimse ses çıkarmadığında yüzünün düştüğünü gördüm, kabul etmesi ümidiyle sordum gelebilir miyim diye.

- olur gel hadi.

- bende geleyim abi

Acar benimle beraber kalktı oturdugu koltuktan. Bekle iki dakika diyerek yukarı koştu. Bende bir çıksam iyi olurdu.

- benide bekler misin düzgün birşeyler giyeyim.

Kafasını salladığında bende kostum yukarıya. Altıma bir baggy eşofman geçirdim, üstümdeki sweat iyiydi onu değiştirmedim, başörtümü degistirsem yeterliydi sanki. Evde örttüğüm eşarbımı yatağa atarak Siyah salımı taktim gelisi guzel, Evde hala daha kapali geziyordum yanlarında, alışamamıştım.

 

Şapkamı da taktığımda aynada bir kapkaçcı gördüm resmen, tamamen siyahtım. Pozisyon aldıgımdaysa tamamen emindim.

 

GASPÇI OLUCAM LAN BEN.

 

Diğerleri bu dediğimi duysa direkt atardı sanırım beni evden, özellikle Esma hanım. Birşey demiyor olsa bile spor giyimimi sevmediğini hisettiriyordu. Nur daha şey giyiniyordu, şey işte bilmiyorum adını.

 

Hızla ayakkabimi da elime alarak indim aşağı , Acar da hazırlanmış kapıda Boraya telefondan birşey gösteriyordu sanırım.

- gidelim mi?

- HAHAHAHHAHA !! Kızım bu ne hal tinerciler gibi olmuşsun.

oha ben bunu nasıl düşünememiştim, tinerci ideal kelimeydi!

Koltukta oturan Yavuz'un büyük kahkahasıyla - ki hala daha gülüyor - diğerleri de bana bakmıştı. Ellerimi önümde bağlayarak 'hıh'ladım gülüşüne.

- benim gibi tinerciye kurban ol bir kere!

- olurum olurum yavrum. Dikkat edin dışarıda. Bora , Acar, İrem size emanet, sizde birbirinize emanetsiniz.

 

Bende birine emanet olsaydım ya, niye ben kimseye bakmıyordum.

 

Bir vursalar ölücen, ne tatava yapıyorsun AMK.

 

- tm abi he. Çıkıyoz biz.

Yavuzun ensesine vurmasından kaçınarak kapıdan çıktı Bora, bizde arkasından çıktık .

- tempolu yürüyeceğiz, yorulursan mutlaka haber ver tamam mı?

Başımla onayladım onu, gerçekten dediği gibi tempolu ve hızlı yürüyorduk. Ben hayatta tempolu yürümezdim, hızlının h'si bile yürümezdim.

 

Evden çıkalı bir saat olmuştu sanırım, saat ona yaklaşıyordu. Yanından geçtiğimiz yerler birbirine aşırı benziyordu, en fazla üç katlı evler vardı bu en sevdigim şeydi işte. Hızımızı çoktan yavaşlatmış - ben yetişemeyince mecbur kalmış- etrafı inceleyerek gidiyorduk. Acar ve bora bir adım önümdeydi.

 

- abi birşey gördüm, bekle iki dakika!

Acar yaklaştıgımız kurumuş Kanal boyuna iniyordu. Eni en fazla iki metreydi ama yüksekliği ne kadardı kestirememiştim fazlasıyla karanlıktı VE ACAR ORAYA İNİYORDU!!!

 

- Acar gitmesen mi?

- ya yok birşey olmaz, merak etme.

Ulan nerden biliyorsun aq hiç mi korku filmi izlemedin, tam öyle bir yerdeyiz çünkü şuan. Acar en kısa sürede aşağı indiğinde bizde inh izliyorduk pür dikkat.

Borayla yukarıda beklesem de aşırı gergindim, Acar tam dayaklıktı.

- ABİ! BİRŞEY BULDUM!

- GETİRSENE OLM O ZAMAN SIKINTILI MISIN?

- ÇOK BİLİYON SEN, GELMİYOR GEL DE BAK BİR!

- Tövbee, bekleyebilir misin iki dakika bakıp geleyim.

Başımı salladım beklerim anlamında, on metre kadar uzağımızdaydı Acar. Köprünün başındakı kısa sütuna oturdum ne buldular bilmiyordum ama gitgide uzaklaşıyorlardı, bende gittikçe tırsıyordum.

 

Daha da uzaklaştıklarında kanalın kıvrımına girmişlerdi çoktan, kenarda yol olsa takip edecektim ama yol mol yoktu koydugumun yerinde! Kanalın dibine bahçe duvarı örmüşlerdi!

 

- BORAA! ACAR! HEYY NERDESİNİZ!

 

- Buradayız yavrum, ne bağırıyorsun ele mi vereceksin bizi?

- bize vereceğine kendin mi çektin lan?

- İlker abi genelde kadın göndermezdi ama istisnalar ne kaideyi bozar ne bizi.

- n-ne diyorsunuz be !

- kes cirlamayı başım zonkluyor zaten çekemedim.Ver şu tozu!

Hassiktir, koca bir hassiktir.

Bahsede bahsede kendimize çekmiştik resmen adamları. Ulan Yavuz hep senin yüzünden!

Bir kaç minik adım geri giderken konuşmays çalışıyordum.

-şöyleki İlker abi bu sefer toZ olarak değil, hap olarak gönderdi, sıkıntımı çıkartıyormuş toz neymiş.

Elimi eşofmanımın arka cebine atarak yanımdan eksik etmediğim minik naneli şeker kutumu çıkarttım. Yuvarlak avucumun içi kadar olan kutuyu onlara uzatırken konuşmayı da kesemiyordum. Gerildiğimde aşırı konuşuyordum.

 

- İlker abi dedi ki siz anlarmışsınız iyi maldan buyrun, bana da müsaade daha üç mahallede gezicem. Buyrun abi.

Yalan deyince nası Flynn rider oluyorum oynat bakalım.

Onlar daha ellerindeki kutuyu incelerken koşmadan hızlı adımlarla bir köşeyi döndüm. Ardından bacaklarımda güç kalmayıncaya kadar koştum. Ana caddeye ulaşmaya çalışıyordum.

Etrafta bir kaç tok ses daha duydugumda daha da hızlandım, iki sokak ötemde yoğun ışık vardı sanırım orada rahatlayabilirdim.

 

**************

 

- abi buraya bağlamışlar bu ipi.

- oglum bune amk, ucuna bıçak saplamışlar birde?

- bilmiyorum ki abi, büyümü yaptılar ne halt yediler. neyse siktir et dönelim iremin yanına, uzaklaştık biraz. Korkmasın

- aptal herif sikik bir halat yüzünden ebesinin nikahına geldik yanlız bıraktık kızıda.

Geldikleri tarafa geri dönerek hızla yürüdüler köprüye, yaklaştıklarında ne irem vardı ne de herhangi biri. Bora hızla çıktı kanaldan, etrafa bakındı gerçekten yoktu kız. Telefonunu çaldırdı bu kez de. Dördüncü çalıştan sonra açıldı, karşıdakinin cevap vermesini beklemeden atıldı bora,

- kızım nerdesin sen ! Bıraktığımız yerde durmayı bilmiyor musun? Aksiyon mu yaratmaya çalışıyorsun başımıza.

-Beyefendi sandığınız kişiyle alakam yok, bu telefonu yerde, yolun ortasında gördüm aramanız ekranını parlattığı için, sahibi de burada gibi gözükmüyor açıkçası.

Telefonu kulağından uzaklaştırarak numarayı kontrol etti Bora, doğruydu İremi aramıştı o !

 

-Hanımefendi konum atar mısınız geleceğim oraya.

- atıyorum, hızlı olun lütfen.

 

Bora telefonu kapataralk Acar a döndü,

- telefonunu düşürmüş, kendisi ortalıkta yok. - telefonuna atılan konuma baktı- ve anlaşılan epey uzaklaşmış.

 

 

___________________________

 

1283 

umarım beğenirsinizZ

Beklemede kalın diğer bölümlerde en hızlı şekilde gelecekkkk

 

 

Loading...
0%