@leyuza
|
Elimdeki küçük valizle çıktım evden selim bey gelmişti. On adımda ulaştım bahçenin koca kapısına,çektim açtım tek elimle karşımdaydı babam. Bana doğru gelerek kolları arasına aldı, başımın üzerine derince öptü. Valizimi elimden alarak arabaya bindirdi, hemen yanına. Kemerimi taktı valizimi arkaya koydu yanıma bindi. ' annen çok heyecanlı , sabahtan beri mutfakta kahvaltıya geliyorsun diye çeşit çeşit şeyler hazırladı birde evden kovdu beni cabuk al gel kızımı diye ' gülerek söyledikleri yüzümde bir tebessüme yol açtı, annemde beni istiyordu. Evleri sandığımın aksine çokta uzak değildi, trafik olmasına rağmen on dakikada varmıştık. Araba durduğunda ağır hareketlerle indim, arka kapıyı açarak valizimi aldım, selim bey arkamdan gelerek elini omzuma koyup yönlendirdi beni. Bizimki gibi koca bir kapıdan içeri girdiğimizde mimarisiyle de bizimkine benzeyen fakat daha büyük olan bir ev ve koca bir bahçe karşıladı bizi. Bahçe dopdoluydu. Tamam bizimkide doluydu lakin bizde küçük bir kulübe ve çiçekler vardı, burada ise puflar salıncaklar ve değişik bir kamelya vardı. Bakmayın değişik dediğime, çok güzeldi. Yerden yarım metre yukarıda, üzerinde ne masa nede sandalye vardı, üstü aynı kamelya gibi kapalıyken üst tarafının etrafına renkli ışıklar asılmıştı. İlgimi fazla vermiş olacağım ki selim bey baktığım yere bakarak konuştu. ' burası kardeşlerinin favori yeri, yaz aksamlari burada geçer, gece burada yattıkları da çoktur. Bahçeyi oyun alanı yaptılar koca koca çocuklar.' Gülerek söyledikleriyle bende güldüm, lakin kaç çocuğu vardı bu adamın? Daha sorumu yöneltemeden 20 metrelik yolu gelmiş kapıyı çalmıştık. Esma hanimi gördüğümde yüzümde yine gülümseme peydah oldu, hoşgeldin diyerek sarıldı bana, valizimi aldı, içeri geçtik ve koltuklarda yayılmış ÇOCUKLARI gördüm. Hepsinin benden büyük olduğuna emin olduğum altı erkek koltuklara yayılmış oturuyordu. Nurda yanlarında birinin göğsüne yatmış telefonuyla uğraşıyordu, gerçi hepsi öyleydi. Kuzenlerimdiler sanırım biraz hızlı olmamış mıydı? Ben bir alışaydım.
Esma hanımın seslenmesiyle hepsi ayaklanarak bana baktılar ben ise resmen küçülmüştüm. Bunlar ne yeyip içmişti bilmiyordum ama benim yemedigim kesindi. 1.63 biseydim ben, onlar ise bir seksenin üzerinde. Aramızda dağlar vardı resmen, konuşsam ses gitmezdi oraya. Bize doğru adımlarıyla besmele çektim, yanıma gelen selim bey duymuş olacaktı gülerek kolunun altına aldı beni. ' çocuklar, kardeşiniz İrem artık bizimle kalacak.' Kafamı yerden kaldıramazken nura kaydı gözüm, belki anlar halimi diye belki yardımcı olur diye. Yardımcı olmayı geç, yüzüme bakmadı. Abisinin dibinde durdu, onunla konuştu,gelmemisim gibi. Belki fazla alınganlıktı yaptığım lakin, yüzüm düştü. kimse konuşmadı. Hoş gelmemiştim anlaşılan,hoş da bulamadım. Esma hanım durumu anlamış olacak ki müdahale etti. sofraya geçmemizi söyledi valizimi yemekten sonra beraber çıkaracağımızı fısıldadı kulağıma. Tamam dedim teşekkür ettim ona. Up uzun bir masada selim beyin sağ tarafina oturdum. Sol tarafında en büyükleri olduğunu tahmin ettiğim kişi oturuyordu, selim beyin karşısında, sofranın bir ucunda Esma hanım yine sol tarafında nur oturmuştu. Up uzun sofra doldu. Herkes oturdugunda yemeye başladılar. Bense aç değildim. Gelmeden bir şey falan yememiştim, sadece tanımadığım kişilerle aynı sofrada yemek yemek geriyordu. Selim beyin neden yemiyorsun sorusuna kahvaltı yaptığımı söyledim. Karşımdaki ve yanımdakilerle göz göze gelmek bile istemiyordum. Çekiniyordum. Hem bana söylememişlerdi bu kadar çok olduklarını, neden başından beri haberim yoktu gelince öğreniyordum. Hoşuma gitmedi bu durum. Esma hanim konuştu bir yerden sonra, daha çok tanıtmaydı bu yaptığı.
' kızım, sana tanıtmadım kardeşlerini. Karşındaki en büyük abin, Yahya. Aranızda on bir yas kadar var, onun yanındaki Yavuz abin Yahya abinden üç yaş küçük, onun yanında üçüzün Acar Nuru zaten biliyorsun, yanındaki diğer üçüzün, Güner onun yanında en küçük abin Bora, en son ise üçüncü abin, Aras.' Hassiktir. Hepsi kendi cocugumuydu? Dört abim mi vardı? Üçüzlerim de mi vardı? Gözlerim korkuyla açıldı, ay bayilacaktim. Bu kadar çocuk yapılır mıydı? Yemek faslı bittiğinde ilk geldigimde girdiğimiz yere geldik her birimiz koltukların birine oturduk , selim bey yoktu bu sefer yanımda, Esma hanımla baş köşede oturuyordu, yanlız kalmıştım. En kenardaki koltuğun alt tarafına oturdum, yanıma en büyük olanları Yahya geldi. Olduğum yerde biraz daha kaydım koltuk başlığına yapıştım.
' ee çocuklar ne yapacaksınız bu yaz, planlarınız ne?' sanırım geçen hafta girmistik yaz tatiline, evde aktif okula giden kimse olmayınca pek umursamamıştık. Üçüzlerden Acar ve nur atladı ilk, ' son yılımıza girmemiz şerefine abimler ve üçüzlerimle bir tatil istiyoruz, konularımız tam zaten, o bir sıkıntı olmayacak. Bu yaz eğlence amaçlı geçireceğiz' Her cümlesinden biraz daha sinmiştim yerime. Fazlalık hissettim tekrar.
' sanki hiç yapmadığınız sey, tatil de hallederiz, Tüm kardeslerinle gidersiniz oğlum' omuz silkmekle yetindi Acar. Sohbetleri diğerlerinin de katılmasıyla devam etti, ben ve Yahya konuşmadık bir tek, kenarda oturduk. Sıkıldığımı hissettiğimde kafamı geri attım. Başörtüm kesin bozulmuştu. Yahyanin yüzüme eğilmesiyle irkildim, 'odani göstereyim mi sana?' yakınlığıyla utandım biraz başımı salladım küçük bir gülümsemeyle. Esma hanım unutmuştu sanırım göstermeyi. Daha biz ayaklanmadan, nur ve acarın heyecanlı heyecanlı anlattıkları onları koltuktan yere düşürmüştü. Bunu üzerine Esma hanım adeta koşarak yanlarina vardı. Onlar gülerek kalktıklarında bile endişesi devam ediyor, iyi olup olmadıklarını soruyordu. 'hayatim otur hadi, birşeyleri yok çocukların' Yahya kalkarak beni de kaldırdı, selim beye odami göstereceğini söyledi. Odadan çıktığımızdan itibaren gördüğümüz yerleri tanıttı bana. ' alt katta mutfak, oturma odası yemek odası ve salon var, merdivenlerden çıktık bir kat, en sondaki oda annemlerin yanındaki babamın çalışma odası onun yanında misafir odaları var, bir üst kata daha çıktık, burada bizim odalarımız var işte burası en büyük kattı, koridor dardı ama dokuz oda vardı. Merdivenin tam karsisindaki oda yahyanınmış, yanındaki oda ise benim. Yahya valizi kenara bırakarak kendi odasının kapısını açtı, koyu tonlar hakim olan odasını gösterdi, çok güzel bir odası vardı, hele kitaplığı o kadar düzgündü ve o kadar güzel kitaplar vardı ki. Keşke dedim izin verse okumama. Oradan çıkıp hemen dibindeki benim odamın kapısını açtı. Yahyanın odasının aksine küçücüktü odam. hiç bir şey yoktu nerdeyse, küçük beyaz bir yatak, küçük bir giysi dolabı vardı yanlızca ve iki kapı. Yahya kısık bir küfür mırıldandi, ' alt taraftaki kapı banyonun kapısını, diğeri ise benim odamın. Burası odamla bitişik olduğu için kimsenin kalmasını istemedim.' sanırım memnun olmadığından ve onu rahatsiz etmememden bahsediyordu. Tamam dedim. Benim yerlesmemi soyleyerek çıktı odadan. Odadaki küçük dolaba ilerledim, gerçekten fazlasıyla küçüktü. Sadece minik bir valizle az eşya getirsem bile anca sığmıştı. Üçüncü kere keşke gelmeseydim dedim, fazlalık hissettim.
******************** Yahya kardeşini yukarı çıkardığında, selim bey telefonu çaldığından mütevellit dışarı çıktı, diğer aile üyeleri suspus oldu bir tek Güner cesaret etti konuşmaya. ' kapalı olduğunu neden söylemediniz?' bilmeleri gerekirdi ki ilk gördüklerinde şaşırtmasındı onları. Garip hissetmiştir diye düşündü. Annesi açıktı nur da öyle. Gerek duymadıklarını söyledi annesi. ' bizi buraya gelince mi öğrendi, abileri ve üçüzleri olduğunu?' evet dediler bu sefer. Tamam dedi ona da tamam. Peki üçüzünün hakkında söyledikleri neydi. Nur onlara şımarık bir kız olduğunu, anne ve babasının konusmak istediğini ama kendisinin konuşmaya bile tenezzül etmeden gittiğinden bahsetmişti. Kızın cekingenliği yüzünden okunuyordu bir kere. inanamadı o an nura. ' odası sizin kattaydı değilmi?' borada kötü bir amaç taşımıyordu diğer kardeşleri gibi, yanlızca onların katında fazladan tek oda vardı, oda ilk baştaki odaydı ki boş değildi oda çalışma odası gibiydi ayrıca çatı katına çıkan bir merdiven vardı içinde, orada kalamazdı. ' Yahya abinin odasinin yanında kalacak' İlk başta akıllarına düşmedi orası, abileri oraya adım attırmazdı çünkü, kendi odasıyla birdi, ayrıca fazlaca küçüktü. Misafir odalarından bile küçüktü. ' anne orası küçük degilmi, misafir odasını versek daha iyi olmaz mıydı, hem ne ara ayarladiniz odayı gelip giden olmadı?' arasta sesini çıkarmıştı sonunda. ' eşyaları dün geldi yerleştirdiler bile. Neyse. Ee çocuklar siz ne yapacaksınız bugün evde misiniz böyle?' ' biz dışarı çıkacaktık aslında üçüzlerimle' nur acarın kolunu sarmıştı bile, acarda onayladı onu, Günerden de destek istediğinde boş bakışlarla karşılaştı. Nuru anlıyordu. Rana'yı sevmeye bilirdi, hoşlanmayabilirdi, ama yaptığı aşırıydı. Kız geldiğinden beri kendilerine daha da sokulur olmuştu özellikle babasına ve Acara. Zaten yakınlardı ama bu kadarı fazla belli ediyordu. Yerinden kalktı, odasına çıkmak gibi planları vardı ama Yahya abisinin sinirle içeri girmesiyle durdu. Annesi yan tarafındaki odayi gostermesini soylemisti, ama o odanın böyle olduğundan haberi dahi yoktu. ' anne. Kıza küçücük oda verdin, kardeşleriyle aynı katta olsun dedin tamam dedim ama neden bomboş kızın odası? Ha birde dalga geçer gibi küçücük iki şey almışsın, bıraksaydın ben yapsaydım daha güzel olurdu.' ' ne yapayım oğlum, onlar geldi elime alıverdim. Allah Allah, bide ben yapsaydım diyorsun.' çalan telefonuyla Esma hanımda kalktı yerinden. Güner kızı iyice merak etmişti merdivenleri çıktı yavaş yavaş, annesinin kıza verdiği odayı merak ediyordu. Ne kadar küçük olarak hatırlasa da o, kadarda değildir, diye düşündü. Güner kapısının önüne geldiğinde üç kere tıklattı kapıyı. İçeriden bir dakika diyerek seslendi kendisine, ardından geldiğinin aksine kare bir eşarp örtmüş şekilde kıynaştırdı kapısını. ' bir şey mi istemiştin' ' şey- cümleyi toparlayamadı- aşağı da tanışmadık Güner ben' ' ah, anladım. İrem, memnun oldum. Günerin hala kapıda durmasıyla tekrar araladı ağzını, içeri gelmez misin?' Kapıdan çekilmesiyle koca bir adımla girdi içeri. Oha dedi, oda harbi küçüktü. Yanlızca dolap ve yatak olması, onlarında küçük olması ekstra şaşırtıcıydı. Kendi yatakları çift kişilik gibiydi çünkü. Kızlara özlemi dese Nurunki de öyleydi, ki onunki sade falan değildi lila duvarlar koca bir yatak ve dolap, çalışma masasi, makyaj masası ve ekstralarla doluydu o halde bile buradan büyüktü. Günerin odanın içini incelemesi bittiğinde bile dikilmeye devam ettiler odası şuan biraz dağınıktı, bundan kasıtta yatağın üzerindeki basortuleriydi. Tam onları katlarken gelmişti Günerin gözü oraya kaydı. 'yardım ister misin?' zaten on tane falan başörtüsü getirmişti, birazı şal birazı evde örtünmek icindi. Kendi dürerdi. Teşekkür etti tekrar.
' teşekkür işini bir bırakalım mı artık?yardım edebilirim yatağın ustündeki eşarpları alıp yere koydu, kendi de oturdu, Güner de karşısına, eh iyi madem dedi, eline bir başörtüsü aldı ve ustaca katladı,üçüzüde kendisine bakarak biraz bozukta olsa katladı. Esarplarin hepsini alarak dolabın tek kapağını açtı, başörtüleri için küçük bir yer ayirabilmisti oraya koydu. Geri oturdu. Bir süre öylesine konuştular Güner kızın voleybol oynadığını öğrendiğinde oynamayı önerdi, kabul ettiğinde hızla ayaklandı. Önce direkler dikilmeliydi. Eh birde abilerini çağıracaktı ' ben rahat birşey giyip geleyim yanınıza olur mu?' Cekingence sorduğu soruyla ne kadar tatlı olduğunu biliyor muydu? Güner başını okşayarak aşağıda olduklarını acele etmemesini söyledi. Siyah bir esofman üzerine Ömerden aldığı dizinin bir karış üzerinde gelen yeşil ince sweati giydi. Hava fazla sıcaktı. Başına penye salını kaymayacak şekilde yaparak iğneledi. Uzun çoraplarını giyerek valizinde getirdiği diğer spor ayakkabısını eline aldiginda çıkmaya hazırdı. Telefonunu almayacaktı normalde lakin zil sesini duydu. Aynur ablası arıyordu. ' selamün aleyküm kızım, nasılsın?' 'aleykum selam abla, iyiyim sen nasılsın' ' bende iyiyim kızım da sana birşey söylemem lazım' ' noldukine ' ' kızım ben Ömer'le konuştum sabah, biliyorsun pek arayamıyor bizi, Salih iş için konuşurken yakaladım bende. Söyledim kızım olayları' Oturduğu yataktan kalktı. ' abla geliyor muymuş?' Aynur karşıdan güldü ' yok kızım, aslında gelecekti ama işte babası biraz azarladı, arar gün içinde seni de haberin olsun istedim. Neyse boşver bunu da keyfin nasıl, anlasabildiniz mi biraz?' ' abla dört abim varmış ve üçüzlerim. Biraz geç oldu ama öğrendim, ben eşyalarımı yerlestirirken geldi yanına konuşmaya, esarplarımı dürmeme bile yardım etti abla.çok mutlu oldum, konuştuk biraz, hiç yabancı gibi hissetmedim yanında.' ' güzel kızım benim. Tabi yabancılaştırmazlar. Kandan olandan uzak durulabilirmi hiç?' ' sağol abla, ben şimdi aşağı ineceğim yine ararım inşallah. selam söyle Salih abiye' ' aleyküm selam kızım görüşürüz.' Telefonu cebime atıp odadan çıktım. Kapıya geldiğimde elimde ki ayakkabıları koyarak giydim, bahçede fileyi kurmuş sanırım takımları ayarlıyorlardı, Güner neredeydi?' yüzüme tutulan soğuk şişeyle geri sıçradım. Elinde su şişeleriyle evden çıkan Günerdi. ' gel hadi, aynı takımdayız' Ona gülerek yanında yürüdüm. ' abi ben borayla olmam cıvıtıyo gevşek herif, oynayamıyoruz.' ' ben senle olmam asıl sen kendi kendine oynuyorsun.' ' yeter artık. Nur acar yavuz Bora aynı takımdasınız. Dörtlü oynayacağız zaten. Itirazı olan?' sırf sormak için sorulan soruydu bu, itiraz edemezlerdi. Yahya yeni kız kardesinin yanına yaklaştı, istediğin yere geç ' Yerlerini aldıklarında Yahya Güner ve Arasa abartmamalarını söyledi, Bora ve acara karşı sert oynayacaklarını biliyordu, top o sertlikle kız kardeşine gelsin istemezdi. Ama o top kız kardeşine geldi. ...............................................
1911 kelime..
|
0% |