@lightlibrary
|
1.Rüya Kapının tıklamasıyla boş boş tavana bakıyordum.Annem kapıdan kafasını çıkartarak tebessüm ederek."Tatlım hadi yemeğe"diye çağırdı. Başımı olumluca sallayıp üzerimdeki battaniye yi bir kenara fırlatıp yataktan kalktım. Merdivenler yavaş adımlarla iniyordum.Annem çoktan tabakları yerleştirmeye başlamıştı. "Günaydın tatlım"dedi babam elindeki gazeteyi bir kenara bırakıp masanın yanındaki sandalye ye oturdu. Bir kaç adım atıp bende babamın yanındaki sandalye ye oturdum. Kısa bir süre sessizlik oluştu sadece tabak, çatal sesleri geliyordu. Bir den bir kapı tıklama sesiyle sandalyeden kalkıp kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açınca karşımda sürpriz bir manzara gördüm. "Merhaba Emily"dedi James sırtında koca bir çanta vardı. Kamp çantası. "Bizimle ormanda yürüyüş yapmak ister misin?"diye sordu aynı tebessümle James. "Olur"dedim arkamı dönüp annemla babama baktım. Onlarda gidebilirsin diye başlarını salladılar. "Ama geç kalmayın"dedi annem yüzünde bir korku vardı durgun bir deniz gibi. Bir adım atıp kapıyı arkamda kapatıp James'in arkasındaki kişilere baktım. Onları tanımıyordum. "Bunlar benim arkadaşlarım"dedi James bir kızı göstererek."Amy"dedi siyah saçlı kız gülümsedi.Yanındaki sarışın bir adama döndü."Magnus"dedi. Magnus sadece sorgulayan gözlerle bana bakıyordu.James,Magnus'un yanındaki siyah saçlı adama bakıp, "Edwin"dedi James. Hepsi arkadaş canlısı görünüyordu ama Magnus hariç.Magnus gözlerini devirip bana bakıyordu adeta bir ava bakar gibi. "Hadi gidelim!"dedi Amy heyecanlığı gözlerinden okunuyordu.Hepimiz sessizce ormana ilerledik. Orman zifiri karanlıktı bu yüzden bu ormana 'Karanlık Orman' ismini vermişlerdi. Ormanın içine girdiğimiz anda bir ok kolumu sıyırıp geçmişti korkuyla okun nereden geldiğini çözmeye çalışıyordum. Herkes hançerini çıkarmış tetikte bekliyorduk.Bir ok daha atıldığında hepimiz koşmaya başladık. Nereye koştuğumuzu bilmiyorduk. Bir süre sonra oklardan kurtulmuştuk ama oklardan daha kötü bir şey vardı.KAYBOLMUŞTUK! "Sadece bir yürüyüş olacak dediniz başımıza gelmeyen kalmadı!"dedim içimde barındırdığım sinirle. Hiçbirinden ses çıkmadı.Haklıydım çünkü. Bir süre sonra garip garip sesler çıkmaya başladı. Etrafımıza baktığımızda gördüğümüz manzara dehşet vericiydi! Etrafımız kurtlarla sarılmış hepside saldırmak için tetikte duruyordu. Artık hepimiz için yolun sonuna varmış gibi hissediyordum.Birden önümüzdeki kurt bir anda bana saldırmaya kalkıştığı an James elindeki hançeri kurda doğru savurunca hepsi birden üzerimize doğru koşmaya başladı. Koşmaya başladığımız an arkamızdan kurtlar geliyordu.Ani bir hareketle kurt pantolonumun paçasından tutunca yere düştüm. Kurttan kurtulmaya çalışıyordum ama hiçbir etkisi olmuyordu. Kurt pençesini yüzüme savur...- *** Kapının tıklamasıyla rüyam yarıda kesilmişti. Nefes nefese kalmıştım rüyanın şokundan çıkamıyordum. "Tatlım hadi yemeğe"dedi annem rüyamdakiyle aynı tebessümle söyledi bu cümleyi. Başımı olumluca sallayıp üzerimdeki battaniyeyi elim titreye titreye üzerimden kenara bırakarak merdivenlere yöneldim içimde bir korku vardı. Yavaş adımlarla merdivenlerden aşağı inerken annem tabakları masaya yerleştirirken babam, "Günaydın tatlım"sesini duyduğumda şaşkınlıkla babama dönmüştüm gazetesini bir kenara bırakıp masanın yanındaki sandalye oturmuştu. Bunların aynısını rüyamda görmüştüm. BEYNİM YANIYORDU! Bende babamın yanındaki sandalyeye oturdum. Ölüm sessizliği vardı, sadece tabak ve çatal sesleri geliyordu. Kapı tıklayınca aniden durdum sorgulayan bir şekilde kapıya bakıyordum. "Kızım açsana kapıyı bekletme insanları"dedi annem ağzındaki lokmayı çiğnemeye çalışıyordu. Ayağa kalkıp yavaş adımlarla kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda rüyamdakiyle aynı manzarayla kalakaldım. "Merhaba Emily"dedi James yüzündeki tebessüm sanki kırk tane makyaj malzemesi almış gibiydi. Benim fikrim yoksa erkekler neden makyaj yapsınlar? "Bizimle ormanda yürüyüş yapmak ister misin?"diye sordu bu soruş. Bu soruşu bir yerden tanıyorum ama. Çıkaramadım. TABİ Kİ RÜYAMDAKİYLE AYNI! "O-olur"dedim kapıyı arkamdan kapatık James'e döndüm arkasında üç kişi daha vardı. "Bunlar benim arkadaşlarım"dedi James hepsini tanıyordum. "Biliyorum"dedim ama bunu denemek lazımmış gibi hissetmiştim. James şaşkınlıkla bana döndüğünde, hiçbir şey demeden onları arkamda bırakıp önde yürümeye başladım. Hepsi ne olduğunu anlamaya tam sorgulamadan arkamdan gelmeye başladılar. Rüyamda ormana girdiğimizde ok saldırısı olacaktı. Onlarda yanıma ulaşınca bir ok kolumu sıyırıp geçmişti. Herkes -ben hariç- hançerlerini çıkararak tetikte duruyorlardı. Bir ok daha atıldığında James hepimize koşmamızı söyleyerek hızlı bir şekilde oklardan kaçıyorduk. Rüyamda oklardan sonra kurt saldırısı olucağını görmüştüm ama kurt beni yakalamıştı. Elim ayağım titriyordu fazla koşamayacağımı anlayıp durunca çalılardan sesler gelmişti. Kurtlar! Tam tamına altı tane kurt vardı. Hepside o kadar güçlü görünüyorduki bir insanı iki hatta ne ikisi ona bile ayırabilirdi. Hızla koşmaya çalışarak kurtlardan kurtulmaya çalıştım ama bir kurt pantolonumun paçasından tuttuğu gibi yere düşmüştü. Rüyam yarıda bölündüğü için şuanlık yaşayan bir ölüydüm. James hançerini çırarak kurda savurdu. Kurt üstümden kalkınca derin bir nefes vererek ayağa kalktım. "Teşekkür ederim James"dedim nefes nefese kalmıştım. "İyi misin?"diye sordu James onunda yüzünde korku vardı. "İyiyim"değilim az önce bir kurt tarafından 1 salise gecikmesiyke ölüyordum. Diğerleride bize doğru koşarak nefes nefese" Kaybolduk"dedi Magnus. Dehşetle James'e bakıyordum bir çare bulacakmış gibi. "Şimdi ne yapacağız?"dedim titreyen sesimle."Kamp kurucağız"dedi James. Ormandaki ağaçlara baktığımda her yer aynı gibi gözüküyordu. Biraz daha ağaçlara bakarsam başım dönecekti. "Biraz ileride bir yer bulduk.Oraya kamp kurabiliriz"dedi Amy yüzündeki heyecanlığı resmen maceraperest olduğunu açık açık vuruyordu. "Gidelim"dedi James. Bizim yeni satırlarımız burada yazılıyordu. Artık bir evi olmayan ama gerçek yuvası kalbi olanlardık. Eski sayfaları silip attık bundan sonra geleceğimize bakacaktık.
|
0% |